Konuya cevap cer

Risâle-i Nûr; veciz hakikatlar ve sözler hazinesidir. Risâle-i Nûr'un cümle ve vecizelerini hâfızamıza alırsak, onların kalbimiz ve dilimizden gâyet kıymettar mücevherât parçaları halinde çıktığını görürüz.


 Bediüzzaman, İhlâs Risalesi'nin sonunda bizlere çok büyük müjde veriyor. Bu kadar hârika bir kolaylığı müjde etmek şimdiye kadar hiç bir müellife nasip olmamış, diye kanaat ediyoruz. Hazreti Üstad o risalesinde şöyle buyuruyor: «Bu risâleleri anlıyarak ve kabul ederek bir sene okuyan, bu zamanın hakikatlı bir âlimi olabilir.»


 Âlim demek, ilim kudretine sahip olan kimse demektir. Bu hususta genç ve ihtiyar farkı yoktur. Risâle-i Nûr kendisini sadakatla okuyan gençleri bir senede âlim yapıyor. Sevgili Allâhımızın bu zaman insanlarına lütuf buyurduğu bu kadar kolay ve sür'atle elde edilebilecek bir maârifin mevcudiyetini işiten aklı başında, kalbi yerinde olan bir genç buna mâlik olmak için beş dakikasını bile kaybetmemek azmiyle çalışmaktan geri kalabilir mi? Hayır, ASLA ve KAT'A...

 

            Bu vatan ve bu millet gençliği uyanıyor. Bu uyanan gençlik, hakikî refah ve saadete eriştirecek hizmeti, Risâle-i Nûr'la yapmak istidadına

 

sh:» (G: 211)

 

sahiptir. Yalnız gerek dar ölçüde olsun ve gerek geniş ölçüde olsun, hârikulâde muvaffakiyete erişebilmek için Risâle-i Nûr'un şahs-ı mânevisinin himmetine muhtaçtır. Bunun için de Risâle-i Nûr'un şahs-ı mânevisine ciddi ve samimî bir alâka ile bağlanmak lâzımdır.


 Sevgili kardeşlerim; bu kadar kıymetli eserleri bir an evvel okumak için bütün gayretinizle çalışacağımızdan eminim. Ve öyle olmanızı temenni ediyorum. Şimdiden içinizden mânevî bir kuvvetin sizi çalışmaya sevk ettiğini fark ediyorsunuz, ve anlıyorsunuz. Bu eserlerden faydalanmak için eski yazıyı öğrenmeğe karar veriniz. Biz kendimizi yetiştirmek zaruret ve azmindeyiz. İnşâallah, devamlı, sebatlı ve azimli çalışmalarımızla her halde yükseleceğiz. 


Risâle-i Nûr'a bizlere bahşedilen harikulâde ihsanâtı gören ve işiten Türk-Müslüman Gençliği daha fazla sabr edemez ve edemiyor ve edemiyecek. Kafasını ilimle, kalbini nurla dolduracak ve dolduruyor. Böylelikle büyük Allahımızın hakikî bir kulu ve bütün dünya gençliğine örnek bir Müslüman-Türk genci olmaya çalışıyoruz. Risâle-i Nûr'u yazmaktaki kazançlarımız çok büyük ve çeşitlidir. Eski yazı pek kısa bir zamanda öğreniliyor. Hem yazarken malûmat elde ediliyor. Risâle-i Nûr'u çoğaltmakla Kur'ân-ı Kerîm'e hizmet

 

sh:» (G: 212)

 

edildiği için, bir sahifelik bir yazıya sahifeler adedince kazançlar lütuf buyuruluyor. Yazılarak edinilen bilgi de hâfızaya daha esaslı bir şekilde yerleşiyor. Risâle-i Nûr'un kıymetini idrâk edip okumaya başlayan bir arkadaş sormuştu: -«Risâle-i Nûr iki cild midir?» Hayır zengin bir külliyat. Dedim. Tekrar sordu: «Hepsi yeni yazı mı?» Dedim: Şu gördüğün cildler yeni yazıdır. O arkadaşım bir lâhza düşündü. Anî ve isabetli karar veren büyük bir adamın tavrını andırır bir şekilde, çalışkanlık ve uyanıklık ifade eden bir tarz ile şöyle dedi: «Bu kadar kıymetli bir eserin eski yazılarını okumaktan mahrum kalamam. Eski yazıyı öğrenmek için çalışmaya başlamalıyım.»

 

            Biz, ilim ve kemâlâtla bütün insanlığa en ulvî bir hizmeti yapmak istiyoruz. VE İNŞAALLAH YAPACAĞIZ...

 

            Eskiden de temiz ve dürüst arkadaşlar edinmeye meraklı idim. Bir arkadaşlar tanıştığım zaman evvelâ onu arkadaş namzedi olarak seçerdim. Arkadaşlığı hakikî ve ebedî olabilmesi için de en aşağı bir iki sene tecrübe etmek lâzımdır. Diyordum. Şimdi birisiyle tanışırken Risâle-i Nûr'un sadık ve hakikî talebesi denildiği anda, ona bütün samimiyetimle bağlanıyorum.

 

            RİSÂLE-İ NغR'daki hârikulâde kuvvet; mis-

 

 

sh:» (G: 213)

 

kinleri cevval yapıyor. Süflî ve pis zevklerden hoşlanan kimseleri zevk-i selim sâhibi yapıyor. Menhus zevklerden ikrah ettiriyor. Vaz geçiriyor. Hem en temiz hakikî ve ebedî ve sonu gelmeyen hazlar veriyor. İnsana hayatı sevdiriyor. Bedbinlikten kurtarıp imanlı bir bahtiyarlık aşılıyor. Orta halli değil, en ileri ve en yüksek bir insan olmak heves ve iştiyakını lütfediyor. Gurur ve kibir gibi sevimsiz amelleri tedâvi ediyor. Vakar ve tevâzu gibi faziletlerle değerlendiriyor. Hasım ve kinleri barıştırıyor. Fenalığa karşı fenalıkla mukabele etmeyi değil, bilâkis iyilik etmeyi, sabır ve tahammülü aşılıyor. Sizin gibi halîm, selim, ahlâklı, terbiyeli, temiz, sevimli, kıymetli gençleri, bozulmuş fena muhitin, sosyete yâni serbest hayatın fena görenekleriyle ahlâksız, terbiyesiz, çirkin, sevimsiz değersiz kıymetsiz bir insan haline getirmekten vikaye ediyor.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst