NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
Takvim Gazetesinde devam eden yazı dizisinde Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının darbeciler tarafından kırıldığı ve belirsiz bir yere taşındığına yer verildi.
Bülent Erandaç imzalı yazı dizisinin "Said Nursi'nin mezarı nerede?" başlıklı bölümünde Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ın Bediüzzaman ile ilgili ilginç tepkisi de yer alıyor.
İşte yazı dizisinin ilgili bölümü:
Bediüzzaman Said Nursi'nin 84 yıllık hayatı sıkıntılarla geçmiş, mahkeme mahkeme, şehir şehir dolaştırılıp durmuş, birçok işkenceye maruz kalmıştır. Kadir Gecesi'ne denk gelen 23 Mart 1960 tarihinde Şanlıurfa'da İpek Palas Oteli'nde vefat etti. Ardından onbinlerin duası eşliğinde Hz. İbrahim Makamı'na defnedilmiştir. Askeri darbe olmuş ve merhum Adnan Menderes'i idam sehpasına götüren süreç başlamıştır. Darbeyi yapanlar Bediüzzaman'ı vefatından sonra da rahat bırakmamıştır. Tarih, 1960'ın 12 Temmuz'u... Vakit, gece yarısına yaklaşıyor. Urfa'daki Halil İbrahim Dergahı'ndan balyoz sesleri yükseliyor. Etrafı askerlerle çevrili türbede, 111 gün evvel vefat eden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yatıyor. İhtilal komitesi üstadın mezarını taşıma kararı almış.
Said Nursi'nin naaşı bozulmamış kefeniyle kabirden çıkarılır.
Havaalanında C-47 nakliye uçağı beklemektedir. Uçakta muhabereci Kadri Özkartal da var. Kadri Bey'in eşi Hikmet Özkartal taşınan kişinin Bediüzzaman olduğunu daha sonra öğrendiklerini söylüyor. "Biz şehit var sanmıştık. Ama Bediüzzaman Hazretleri olduğunu öğrenince tüylerimiz diken diken oldu." Urfa'dan naaş önce uçakla Afyon'a götürülür. Gece yarısı Afyon Havaalanı'na inen uçağı vali ve yaklaşık 15 asker karşılar. Naaş bir ambulansa yerleştirilir. Peşine de 3-4 tane askeri araç takılır. Araçlar dağların arasından süzülüp sessizce yol alır. Gece yarısını geçerken Isparta'da meçhul bir yere gelinir. Sabaha doğru defin işlemi yapılır. Defnin ardından bir yüzbaşı erlere "Hiç kimseye söylemeyeceksiniz. Sizi asarlar" der.
Bediüzzaman Hazretleri'nin küçük kardeşi Abdülmecit Ünlükul, Konya'da oturuyordu. Temmuz 1960'ın ilk günlerinde Vali Bey'in kendisini beklediği haberi iletildi. Odaya girdiğinde üç generalle karşılaştı: Cemal Tural, Refik Tulga ve Mucip Ataklı. Ağabeyinin mezarını ziyarete gelenlerin arttığı, nazik bir dönem geçirildiği söylenir. Bu yüzden İç Anadolu'da bir bölgeye nakledileceği belirtilir. Israr etmemesi, buna mecbur olduğu, dilekçeyi imzalaması gerektiği ifade edilir. Ünlükul, "Bari mezarında rahat etsin" feveranına rağmen istemeye istemeye dilekçeyi imzalar.
Ancak komiteye talebin Abdülmecit Ünlükul tarafından geldiği, abisini ziyaret edemediğinden dolayı ikamet ettiği Konya'ya taşımak istediği aktarılır. Dilekçe metni de orada okunur. Hukuki bir sorun olmadığı da belirtilir.
KALP KRİZİNDEN ÖLECEKTİ
Abdülmecit Ünlükul, ağlaya ağlaya mezarın taşınmasına şahitlik eder.
Hatta diğer şahitlerin aktardığı gibi abisinin kefeni bugün konulmuş gibidir ve kefeni açtığında tebessüm eden yüzünü görür. Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili çalışmalarıyla bilinen Necmeddin Şahiner, 1966 yılında Genelkurmay Başkanı olan Cemal Tural'a önce mektup yazar sonra da onu ziyaret eder. "Tural karşımda kalp krizinden ölecekti. Bir daha bana Said Nursi ile ilgili mektup göndermeyeceksin, beni aramayacaksın, kitap göndermeyeceksin'' dedi.
Bediüzzaman'ın mezarının sadece birkaç talebesi tarafından bilindiği anlatılmaktadır. Mezarın, Isparta Eğirdir gölü kıyısında, Barla mevkiinde gizli yerde olduğu söylenmektedir.
Bülent Erandaç imzalı yazı dizisinin "Said Nursi'nin mezarı nerede?" başlıklı bölümünde Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ın Bediüzzaman ile ilgili ilginç tepkisi de yer alıyor.
İşte yazı dizisinin ilgili bölümü:
Bediüzzaman Said Nursi'nin 84 yıllık hayatı sıkıntılarla geçmiş, mahkeme mahkeme, şehir şehir dolaştırılıp durmuş, birçok işkenceye maruz kalmıştır. Kadir Gecesi'ne denk gelen 23 Mart 1960 tarihinde Şanlıurfa'da İpek Palas Oteli'nde vefat etti. Ardından onbinlerin duası eşliğinde Hz. İbrahim Makamı'na defnedilmiştir. Askeri darbe olmuş ve merhum Adnan Menderes'i idam sehpasına götüren süreç başlamıştır. Darbeyi yapanlar Bediüzzaman'ı vefatından sonra da rahat bırakmamıştır. Tarih, 1960'ın 12 Temmuz'u... Vakit, gece yarısına yaklaşıyor. Urfa'daki Halil İbrahim Dergahı'ndan balyoz sesleri yükseliyor. Etrafı askerlerle çevrili türbede, 111 gün evvel vefat eden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yatıyor. İhtilal komitesi üstadın mezarını taşıma kararı almış.
Said Nursi'nin naaşı bozulmamış kefeniyle kabirden çıkarılır.
Havaalanında C-47 nakliye uçağı beklemektedir. Uçakta muhabereci Kadri Özkartal da var. Kadri Bey'in eşi Hikmet Özkartal taşınan kişinin Bediüzzaman olduğunu daha sonra öğrendiklerini söylüyor. "Biz şehit var sanmıştık. Ama Bediüzzaman Hazretleri olduğunu öğrenince tüylerimiz diken diken oldu." Urfa'dan naaş önce uçakla Afyon'a götürülür. Gece yarısı Afyon Havaalanı'na inen uçağı vali ve yaklaşık 15 asker karşılar. Naaş bir ambulansa yerleştirilir. Peşine de 3-4 tane askeri araç takılır. Araçlar dağların arasından süzülüp sessizce yol alır. Gece yarısını geçerken Isparta'da meçhul bir yere gelinir. Sabaha doğru defin işlemi yapılır. Defnin ardından bir yüzbaşı erlere "Hiç kimseye söylemeyeceksiniz. Sizi asarlar" der.
Bediüzzaman Hazretleri'nin küçük kardeşi Abdülmecit Ünlükul, Konya'da oturuyordu. Temmuz 1960'ın ilk günlerinde Vali Bey'in kendisini beklediği haberi iletildi. Odaya girdiğinde üç generalle karşılaştı: Cemal Tural, Refik Tulga ve Mucip Ataklı. Ağabeyinin mezarını ziyarete gelenlerin arttığı, nazik bir dönem geçirildiği söylenir. Bu yüzden İç Anadolu'da bir bölgeye nakledileceği belirtilir. Israr etmemesi, buna mecbur olduğu, dilekçeyi imzalaması gerektiği ifade edilir. Ünlükul, "Bari mezarında rahat etsin" feveranına rağmen istemeye istemeye dilekçeyi imzalar.
Ancak komiteye talebin Abdülmecit Ünlükul tarafından geldiği, abisini ziyaret edemediğinden dolayı ikamet ettiği Konya'ya taşımak istediği aktarılır. Dilekçe metni de orada okunur. Hukuki bir sorun olmadığı da belirtilir.
KALP KRİZİNDEN ÖLECEKTİ
Abdülmecit Ünlükul, ağlaya ağlaya mezarın taşınmasına şahitlik eder.
Hatta diğer şahitlerin aktardığı gibi abisinin kefeni bugün konulmuş gibidir ve kefeni açtığında tebessüm eden yüzünü görür. Bediüzzaman Hazretleri ile ilgili çalışmalarıyla bilinen Necmeddin Şahiner, 1966 yılında Genelkurmay Başkanı olan Cemal Tural'a önce mektup yazar sonra da onu ziyaret eder. "Tural karşımda kalp krizinden ölecekti. Bir daha bana Said Nursi ile ilgili mektup göndermeyeceksin, beni aramayacaksın, kitap göndermeyeceksin'' dedi.
Bediüzzaman'ın mezarının sadece birkaç talebesi tarafından bilindiği anlatılmaktadır. Mezarın, Isparta Eğirdir gölü kıyısında, Barla mevkiinde gizli yerde olduğu söylenmektedir.
Kaynak:risalehaber