Konuya cevap cer

Giriş - Sayfa 38


ve bu cereyanın neden ibaret bulunduğu, menşei, gaye ve ideali ne olduğu, halk tabakalarındaki tesiri, fert ve cemiyetin hayat-ı maddiye ve mâneviyesine, istikbaldeki milletçe emniyet ve saadetimizin teminine ait tesiri, bu Tarihçe‑i Hayat ile tebarüz etmektedir.


Netice itibarıyla, zehirlemekten zevk alan akrep misillü ve anarşist ruhlu olmayan herbir fert, bu dâvânın karşısında ancak sevinç duyar.


Belki bize şöyle bir sual sorulabilir: “Acaba bu Tarihçe-i Hayat ile Said Nursî beşerin efkârına insan üstü bir varlık olarak gösterilmek mi isteniyor?”


Hayır!


Dünyanın ve hayatın mahiyetini bilen insanlar için, muvakkat âlâyişin, şan ve şöhretin hiçbir kıymeti yoktur. Hakikati müdrik bir insan, fânilerin sahte iltifatlarına kıymet vermez ve arkasına dönüp bakmaz. İşte, Said Nursî bu noktadan da mânevî büyük bir kahramandır. Hayatı, insanı hayrette bırakan çeşitli kahramanlıklarla dolu olmakla beraber; hakta, hak yolunda fâni olup, şahsından feragat etmede de mümtaz bir fedakâr olarak nazara çarpmaktadır. İlâhî bir inayete mazhariyetle, dağ gibi engelleri aşıp, bu asrın yüzlerce menfi cereyanları karşısında kudsî dâvâsını çekinmeyerek ilân edip selâmete çıkarması, kendisinin şahsiyetinden tamamıyla feragat ettiğini, hak yolunda fedâi olduğunu göstermektedir.


Evet, Said Nursî şahsî dehâsıyla ve inayet-i Hakla insanlık âleminde yeni bir çığır açmıştır. Bu zât, bütün istidadını ve benliğini ezelî bir hakikate feda ederek, bütün zamanlarda hükümran olan bu Kur’ânî hakikati dâvâ edinmiştir. Şahsında ve hizmetinde görünen bütün yüksek vasıf ve kemalât, ancak kudsî dâvâsından aksetmektedir. Nasıl ki binler âyine ortasında bulunan bir lâmba, nûranî ışığa mâlikolduğu için karşısındaki âyineler adedince külliyet kesb eder ve o kadar kıymet alır; zira herbir âyinede bir lâmba, ışığıyla beraber mevcuttur. Aynen öyle de,




aksetmek: yansımakanarşist: hiçbir kayıt ve kural tanımayan, yıkıcı, kargaşa çıkaran
asır: yüzyılbeşer: insanlık
cemiyet: toplumcereyan: hareket, akım
dehâ: olağanüstü zekâ ve akıldâvâ edinme: bir hedef, ideal ve düşüncenin doğruluğunu ispatlama gayret ve çabasına girme
efkâr: fikirler, düşünceleremniyet: güven
ezelî: başlangıcı olmayan sonsuzlukferagat: hakkından isteyerek vaz geçme, affetme
fâni: geçici, ölümlüfâni olma: kendisini bir şeye tamamen adama ve dâvâsıyla bütünleşme
hakikat: gerçek, doğruhayat-ı maddiye ve mâneviye: maddî ve manevî hayat
hükümran: hükmü geçen, hükmedenibaret bulunma: meydana gelme
iltifat: ilgilenme, yönelmeinayet: lütuf, iyilik, yardım
inayet-i Hak: Hakk’ın, Allah’ın yardımıistidad: kabiliyet, yetenek
istikbal: gelecekkemâlât: mükemmel ve yüksek özellikler
kesb etme: elde etme, kazanmakudsî: kutsal
külliyet: bireylerden bir sınıf oluşmamahiyet: temel özellikler ve nitelikler
mazhariyet: ayna olma, bir nimete erişmemenfi: olumsuz
menşe’: kaynakmevcut: var olan
misilli: gibimuvakkat: geçici
mâlik: sahipmüdrik: idrak eden, kavrayan, anlayan
mümtaz: seçkinnazara çarpma: dikkat çekme
netice itibarıyla: sonuç olaraknûranî: nurlu
saadet: mutlulukselâmet: esenlik, güvenlik
tarihçe-i hayat: hayat hikayesi, biyografitebarüz etme: belirme, ortaya çıkma
temini: sağlamasıvasıf: özellik, sıfat
zira: çünküâlâyiş: gösteriş


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst