GÜNÂHKÂRLIKTAN EVLİYÂLIĞA
Evliyânın büyüklerinden, Gavs-ül-âzam Seyyid Abdülkâdir Geylânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri hakkında Muhammed Ezher şöyle anlatır:
Gavs-ül-âzam Medîne-i münevvereden Bağdad-ı Dârüsselâma gelirken, yolda hırsızlardan birine rastladı. Hırsız soyacak adam arıyordu. Gavs-ül-âzam ona; "Sen kimsin?" buyurdu. Hırsız; "Ben çölde yaşıyanlardanım." dedi.
Gavs-ül-âzam ona, isminin mâsiyet, günah mürekkebi ile yazılmış olduğunu açıkladı. Hırsızın kalbinden, bu heybet ve azamet sâhibi kişinin Gavs-ül-âzam olması muhtemeldir düşüncesi geçti.
Hırsızın kalbinden geçeni kendisine söyledi ve; "Evet, ben Abdülkâdir'im." buyurdu. Hırsız, derhal mübârek ayaklarına kapandı ve dilinden; "Ey Seyyid Abdülkâdir! Allah için bana bir ihsânda bulun!" sözleri çıktı.
Gavs-ül-âzam, hâline acıdı ve kabinin düzeltilmesi için, Allahü teâlâya duâ etti. Hitab geldi; "Ey Gavs-ül-âzam, hırsızı doğru yola ulaştır. Onu sevgililer hidâyetine irşâd eyle, onu kutublardan biri eyle!" Hırsız, eşsiz teveccühleri ile kutublardan oldu.