Konuya cevap cer

Evet, Bediüzzaman nâdire-i hilkattır. Fakat, yirmi beş senedir hem  kendini, hem talebelerini siyasetten men etmiştir, dünyevî işlerle  meşgul değildir.


Bediüzzaman’ın Risale-i Nur’u telif ettiği  zamanlarda ve hizmet-i Kur’âniyede istihdam edildiği anlarda; zekâsı,  fetâneti, aklı, mantığı, zihni, hayâli, hâfızası, teemmülü, ferâseti,  seziş ve kavrayışı, sür’at-i intikali ve ruhî, kalbî, vicdanî hâsseleri,  duyguları ve mânevi letâifinin emsalsiz bir tarzda olması, istihdam  edildiğine âşikâr bir delildir ki; kendi ihtiyariyle, keyfiyle değil,  inâyet-i İlâhiye ile Kur’ân’a hizmetkârlık etmiş bir derecede olduğu,  basiretli ehl-i ilim ve ehl-i kalbçe musaddak ve müstahsendir.


Mısır’da  fâzıl ulemâdan, merhum Abdülâziz Çâviş, Bediüzzaman’ın fatinü’l-asr  olduğu ve müthiş bir fart-ı zekâya mâlik bulunduğu mevzuunda, Mısır  matbuatında makale neşretmiştir.


Büyük ve salâbetli bir âlim olan  Şeyhü’l-İslâm merhum Mustafa Sabri Efendi, Mısır’da Risale-i Nur’a  sahip çıkmış ve Câmiü’l-Ezher Üniversitesinde en yüksek bir mevkiye  koymuştur.


Risale-i Nur, İslâmiyetin gayet keskin ve elmas bir  kılıcıdır. Bu hakikatlara bir delil ise, Bediüzzaman’ın zâlim  hükümdarlara ve kumandanlara, ölümü istihkar ederek, hakikatı pervasızca  tebliğ etmesi ve dünyayı saran dinsizlik kuvvetine mukabil hakaik-ı  Kur’âniye ve imâniyeyi, kendini fedâ ederek, istibdadın en koyu devrinde  neşretmesi ve bu kudsî hakikata cansiperâne hizmet etmesidir.


Bir  müdde-i umumî, iddianâmesinde: “Bediüzzaman, ihtiyarladıkça artan  enerjisiyle dinî faaliyete devam etmektedir.” Denizli mahkemesi, ehl-i  vukuf raporunda: “Evet, Said Nursî’de bir enerji vardır, fakat bu  enerjisini tarikat veya bir cemiyet kurmakta sarf etmemiş, Kur’ân  hakikatlarını beyan ve dine hizmete sarf ettiği kanaatına varılmıştır”  denilmektedir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst