Konuya cevap cer

Sen dikkat et ki, bu zâtın söylediği sözü, değil yalnız  şu ceziredeki mahlûklar dinliyorlar; belki harikulâde suretinde bütün  memlekete işittiriyor. Çünkü, uzaktan uzağa herkes, buradaki nutkunu  işitmeye çalışıyor. Değil yalnız insanlar dinliyor; belki hayvanlar da,  hattâ bak, dağlar da onun getirdiği emirlerini dinliyorlar ki,  yerlerinden kımıldanıyorlar. Şu ağaçlar, işaret ettiği yere gidiyorlar.  Nerede istese su çıkarıyor. Hattâ parmağını da bir âb-ı kevser memesi  gibi yapar; ondan âb-ı hayat içiriyor. Bak, şu sarayın kubbe-i âlisinde  mühim lâmba, HAŞİYE-1 onun  işaretiyle, bir iken ikileşiyor. Demek, bu memleket bütün mevcudatıyla  onun memuriyetini tanıyor. Onu “gaybî bir zât-ı mu’ciznümânın en has ve  doğru bir tercümanıdır,” bir dellâl-ı saltanatı ve tılsımının keşşafı ve  evâmirinin tebliğine emin bir elçisi olduğunu biliyor gibi, onu  dinleyip itaat ediyorlar.


İşte, bu zâtın her söylediği sözü,  etrafındaki bütün aklı başında olanlar, “Evet, evet, doğrudur” derler,  tasdik ederler. Belki şu memlekette dağlar, ağaçlar, bütün memleketleri  ışıklandıran büyük nur lâmbası, HAŞİYE-2 o zâtın işaret ve emirlerine baş eğmesiyle “Evet, evet, her dediğin doğrudur” derler.


İşte,  ey sersem arkadaş! Şu padişahın hazine-i hassasına mahsus bin nişan  taşıyan şu nuranî ve muhteşem ve pek ciddî zâtın bütün kuvvetiyle, bütün  memleketin ileri gelenlerinin taht-ı tasdikinde bahsettiği bir zât-ı  mu’ciznümâdan ve zikrettiği evsâfından ve tebliğ ettiği evâmirinde  hiçbir vech ile hilâf ve hile bulunabilir mi? Bunda hilâf-ı hakikat  kabilse, şu sarayı, şu lâmbaları, şu cemaati, hem vücutlarını, hem  hakikatlerini tekzip etmek lâzım gelir. Eğer haddin varsa, buna karşı  itiraz parmağını uzat, gör: Nasıl parmağın burhan kuvvetiyle kırılıp  senin gözüne sokulacak!                          Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :


         HAŞİYE-1   :  Mühim lâmba, kamerdir ki, onun işaretiyle iki parça olmuş. Yani,  Mevlânâ Câmî‘nin dediği gibi, “Hiç yazı yazmayan o ümmî zat, parmak  kalemiyle sahife-i semâvîde bir elif yazmış; bir kırkı iki elli yapmış.”  Yani, şaktan evvel, kırk olan mim’e benzer; şaktan sonra iki hilâl  oldu, elliden ibaret olan iki nun’a benzedi.

  HAŞİYE-2   :  Büyük bir nur lâmbası, güneştir ki, arzın şarktan geri dönmesiyle  yeniden güneşin görünmesi, kucağında Peygamberin (a.s.m.) yatmasıyla  ikindi namazını kılmayan İmam-ı Ali (r.a.) o mu’cizeye binaen ikindi  namazını edâen kılmış.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst