Konuya cevap cer

ON İKİNCİ BURHAN


Gel, ey bir parça aklı  başına gelen birader! Bütün on bir burhan kuvvetinde bir burhan daha  göstereceğim. İşte, bak: Yukarıdan inen ve herkes ona hayretinden veya  hürmetinden kemâl-i dikkatle bakan, şu nuranî fermanaHAŞİYE bak. O bin nişanlı zat, onun yanına durmuş, o fermanın meâlini umuma beyan ediyor.


İşte,  şu fermanın üslûpları öyle bir tarzda parlıyor ki, herkesin nazar-ı  istihsanını celb ediyor. Ve öyle ciddî, ehemmiyetli meseleleri  zikrediyor ki, herkes kulak vermeye mecbur oluyor. Çünkü bütün bu  memleketi idare eden ve bu sarayı yapan ve bu acaibi izhar eden zâtın  şuûnâtını, ef’âlini, evâmirini, evsâfını birer birer beyan ediyor.


O  fermanın heyet-i umumiyesinde bir turra-i âzam olduğu gibi, bak, herbir  satırında, herbir cümlesinde taklit edilmez bir turra olduğu misillü,  ifade ettiği mânâlar, hakikatler, emirler, hikmetler üstünde dahi o zâta  mahsus birer mânevî hâtem hükmünde ona has bir tarz görünüyor. Elhasıl,  o ferman-ı âzam, güneş gibi o zât-ı âzamı gösterir; kör olmayan görür.


İşte, ey arkadaş! Aklın başına gelmişse, bu kadar kâfi... Eğer bir sözün varsa şimdi söyle.


O  inatçı adam cevaben dedi ki: “Ben senin bu burhanlarına karşı yalnız  derim: Elhamdülillâh, inandım. Hem güneş gibi parlak ve gündüz gibi  aydın bir tarzda inandım ki, şu memleketin tek bir mâlik-i zülkemâli, şu  âlemin tek bir sahib-i zülcelâli, şu sarayın tek bir sâni-i zülcemâli  bulunduğunu kabul ettim.                          Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :


         HAŞİYE  :  Nuranî ferman Kur’ân’a ve üstündeki turra ise i’câzına işarettir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst