Konuya cevap cer

Nasıl bir çocuk, eli  yetişmediği bir meramını, bir arzusunu elde etmek için ya ağlar, ya  ister. Yani, ya fiilî, ya kavlî lisan-ı acziyle bir dua eder, maksuduna  muvaffak olur.


Öyle de, insan, bütün zîhayat âlemi içinde nazik,  nazenin, nazdar bir çocuk hükmündedir. Rahmânü’r-Rahîmin dergâhında, ya  zaaf ve acziyle ağlamak veya fakr ve ihtiyacıyla dua etmek gerektir. Tâ  ki, makàsıdı ona musahhar olsun veya teshirin şükrünü eda etsin.


Yoksa,  bir sinekten vâveylâ eden ahmak ve haylaz bir çocuk gibi, “Ben  kuvvetimle, bu kabil-i teshir olmayan ve bin derece ondan kuvvetli olan  acip şeyleri teshir ediyorum ve fikir ve tedbirimle kendime itaat  ettiriyorum” deyip küfran-ı nimete sapmak, insaniyetin fıtrat-ı  asliyesine zıt olduğu gibi, şiddetli bir azâba kendini müstehak eder.


BEŞİNCİ NOKTA


İman,  duayı bir vesile-i kat’iye olarak iktiza ettiği ve fıtrat-ı insaniye  onu şiddetle istediği gibi, Cenâb-ı Hak dahi, “Duanız olmazsa ne  ehemmiyetiniz var?” meâlinde, قُلْ مَا يَعْبَؤُا بِكُمْ رَبِّى لَوْلاَ دُعَاۤؤُكُمْ 1 ferman ediyor. Hem اُدْعُونِىۤ اَسْتَجِبْ لَكُم 2 ْ emrediyor.


Eğer desen: Birçok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki âyet umumîdir; ‘Her duaya cevap var’ ifade ediyor.”


Elcevap:  Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her dua için cevap vermek  var. Fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlubu vermek, Cenâb-ı Hakkın  hikmetine tâbidir.                          Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :


         1  :  Furkan Sûresi, 25:77.

  2  :  “Bana dua edin, size cevap vereyim.” Mü’min Sûresi, 40:60.

 

    


        


        

              

Birinci Mebhas


                    


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst