İbadetin manası şudur ki: Dergah-ı İlahide abd, kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemal-i rububiyetin ve kudret-i Samedaniyenin ve rahmet-i İlahiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir. Yani rububiyetin saltanatı, nasılki ubudiyeti ve itaati ister; rububiyetin kudsiyeti, paklığı dahi ister ki: Abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbını bütün nekaisten pak ve müberra ve ehl-i dalaletin efkar-ı batılasından münezzeh ve mualla ve kainatın bütün kusuratından mukaddes ve muarra olduğunu; tesbih ile Sübhanallah ile ilan etsin.
Hem de rububiyetin kemal-i kudreti dahi ister ki: Abd, kendi za'fını ve mahlukatın aczini görmekle kudret-i Samedaniyenin azamet-i asarına karşı istihsan ve hayret içinde Allahü Ekber deyip huzu ile rükua gidip ona iltica ve tevekkül etsin.
Hem rububiyetin nihayetsiz hazine-i rahmeti de ister ki: Abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlukatın fakr ve ihtiyacatını sual ve dua lisanıyla izhar ve Rabbının ihsan ve in'amatını, şükür ve sena ile ve Elhamdülillah ile ilan etsin. Demek, namazın ef'al ve akvali, bu manaları tazammun ediyor ve bunlar için taraf-ı İlahiden vaz'edilmişler.
(Bediüzzaman Said Nursi - 9. Söz'den)
Lügatler
Abd: kul
Acz: âcizlik, güçsüzlük
Akval :sözler, konuşmalar
Allah ü Ekber : Allah en büyüktür
Azamet-i âsar :eserlerin büyüklüğü
Dergâh-ı ilahiye :Allah’ın huzuru, Allah’ın kapısı
Dua :yalvarma, yakarma, isteme
Ef’al :fiiller, işler, ameller
Efkâr-ı batıla :asılsız boş düşünceler, batıl fikirler
Ehl-i dalâlet : doğru ve hak yoldan sapan inançsız kimseler
Elhamdülillah :Allah’a hamd ve şükür olsun
Fakr :ihtiyaç, yoksulluk, muhtaçlık, azlık, fakirlik
Hayret :şaşkınlık, ne yapacağını bilememek
Hazine-i rahmet :Rahmet hazinesi
Huzu : Allah’ın büyüklüğünü düşünerek boyun eğme
İbadet :Allah’ın emirlerini yapmak, sevaplı ve ihlâslı iş yapmak, Allah’a kulluk
İhsan :iyilik, lütuf, bağışlamak, vermek
İhtiyacat :ihtiyaçlar
İlan: duyurma
İltica: sığınma
İn’amat :nimetlendirmeler, lutuflandırmalar
İstiğfar :af dilemek, kusurlarının bağışlanması için yalvarmak
İstihsan :beğenmek, güzel bulmak, korunmak, kapanmak
İtaat :söz dinlemek, alınan emre uymak, boyun eğmek
İzhar :açığa vurmak, meydana çıkarmak, göstermek
Kâinat : evren, yaratılanların hepsi
Kemal-i kudret :kudretin mükemmelliği
Kemal-i rububiyet :rububiyetin terbiye edicilik ve rızık vericiliğin mükemmelliği
Kudret-i Samedaniye :Hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın kudreti
Kudsiyet : kusur ve noksandan uzak oluş, kutsallık
Kusur :noksanlık, eksiklik, acizlik, tedbirsizlik
Kusurat :kusurlar, noksanlıklar, eksiklikler
Lisan :dil, lehçe
Mahlûkat :yaratılmışlar, yaratıklar
Mana :anlam, iç, içyüz, bir söz veya bir şeyden anlaşılan
Mualla :yüce
Muarra :temiz, pak, arınmış
Muhabbet : sevgi,sevmek
Mukaddes :kutsal, temiz ve pâk, her türlü kusurdan uzak olan
Müberra :temiz, pak
Münezzeh
ak, kusur ve noksanlıklardan uzak
Nekais :noksanlıklar, eksiklikler
Nihayetsiz: sonsuz, sınırsız
Pak :temiz, lekesiz, kusursuz
Rabb :âlemleri ve içindekileri idare edip terbiye ve rızık veren(Allah)
Rahmet-i ilâhiye :ilâhi rahmet ve merhamet
Rububiyet : Rablık; Cenâb-ı Hakkın her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması
Rükû :namazda eğilmek
Saltanat :hâkimiyet, padişahlık, zenginlik, şatafatlı hayat
Secde :Allah’ın huzurunda yere kapanış
Sena :medhetmek, öğmek
Sual :soru, isteme,istek
Subhanallah :Allah her türlü kusurdan uzak ve yücedir
Şükür :Allah’a teşekkür, Allah’a karşı minnet duymak
Taraf-ı ilâhi :Allah tarafı, Allah’tan
Tazammun :ihtiva etmek, içine almak
Tesbih :Allah’ı her şeyden yüce tutmak, Allah’ı şanına layık ifadelerle anmak
Tevekkül :sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah’a güvenme ve Onu vekil kabul etme
Ubudiyet: Allah’a kulluk
Vaz’edilmek :konulmak, yerleştirilmek
Za’f :zayıflık, kuvvetsizlik, gü