Konuya cevap cer

Risale-i Nur geleceği de aydınlatacak

             21 Mayıs 2011 / 00:01

             Günün Risale-i Nur dersi...

        

                                      Bismillahirrahmanirrahim

    Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniyede kuvvetli, dirayetli arkadaşlarım,

     Bu zaman cemaat zamanıdır. Ehemmiyet ve kıymet, şahs-ı manevîye göre  olur. Maddî ve ferdî ve fâni şahsın mahiyeti nazara alınmamalı. Hususan  benim gibi bir biçarenin kıymetinden bin derece ziyade ehemmiyet  vermekle, bir batmanı kaldırmayan zaif omuzuna binler batman ağırlığı  yüklense, altında ezilir.

    Lillâhilhamd, Risaletü’n-Nur, bu asrı,  belki gelen istikbali tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu  çok tecrübeler ve vâkıalarla körlere de göstermiş.

    Ona ait medh ü  senânız tam yerindedir; fakat bana verdiğinizden, binden birine de  kendimi lâyık göremem. Yalnız, pek büyük bir nimete ve muvaffakiyete  sizin gibi hakikatli talebelerin iştirak ve sa’y ve gayretleriyle  mazhariyetim noktasında, Risale-i Nur hesabına ebede kadar iftihar  ederim.

    Nur iskele memuru Sabri kardeş, Sabri, Süleyman ve Hüsrev  üçünüz sohbetinde, benim de iki cihette, belki üç cihette iştirakim  var.

    Nur fabrikası nam sahibi Hâfız Ali kardeş,

    Fevkalâde  mektubun, ehemmiyetsiz şahsiyetim hariç kalmak şartıyla, bana harika  göründü. Senin hâlis ve yüksek dirayetin terakkide olduğunu gösterdi.  Bana, “İşte çok Abdurrahman’ları taşıyan bir Ali” dedirdi.

    Mustafa’lar, Küçük Ali, mübarek ve münevver kardeşler,

     Mektubunuz Büyük Ali’nin mektubu gibi acip bir hakikati ifade eder. O  hakikat, Risale-i Nur hakkında haktır. Fakat benim haddim değil ki, o  hududa gireyim.

    Evet, “Ümmetimin âlimleri İsrâiloğullarının  peygamberleri gibidir.” fermân etmiş. Gavs-ı Âzam Şâh-ı Geylânî, İmam-ı  Gazâlî, İmam-ı Rabbânî gibi hem şahsen, hem vazifeten büyük ve harika  zâtlar, bu hadisi, kıymettar  irşâdatlarıyla ve eserleriyle fiilen  tasdik etmişler. O zamanlar bir cihette ferdiyet zamanı olduğundan,  hikmet-i Rabbaniye onlar gibi feridleri ve kudsî dâhileri ümmetin  imdadına göndermiş.

    Şimdi ise, aynı vazifeye, fakat müşkilâtlı ve  dehşetli şerait içinde, bir şahs-ı mânevî hükmünde bulunan  Risaletü’n-Nur’u ve sırr-ı tesanüdle bir ferd-i ferid mânâsında olan  şakirtlerini bu cemaat zamanında o mühim vazifeye koşturmuş. Bu sırra  binaen, benim gibi bir neferin ağırlaşmış müşiriyet makamında ancak bir  dümdarlık vazifesi var. (Kastamonu Lahikası, 2. Mektup)

    Bediüzzaman Said Nursi

    LÜGAT:

    Aziz : İzzetli, Çok Değerli, Saygın

    Batman : Eskiden Kullanılan Ve 8 Kiloluk Ağırlığa Karşılık Gelen Bir Ölçü Birimi

    Biçare : Çaresiz

    Cihet : Yön

    Dirayet : Bilgi, Kavrayış

    Ebed : Sonsuzluk

    Ehemmiyet : Değer, Önem

    Fâni : Geçici, Ölümlü

    Fevkalâde : Olağanüstü, Çok Güzel

    Hakikat : Gerçek, Doğru

    Hâlis : İçten, Katıksız, Samimi

    Hizmet-İ Kur’âniye : Kur’ân Hizmeti

    Hususan : Bilhassa, Özellikle

    İftihar Etmek : Övünmek

    İstikbal : Gelecek

    İştirak : Ortak Olma, Katılma

    Lillâhilhamd : Allah’a Hamd Olsun Ki

    Mahiyet : Nitelik, Esas

    Mazhariyet : Ayna Olma, Bir Nimete Erişme

    Medh Ü Senâ : Övme Ve Yüceltme

    Mu’cize-İ Kur’âniye : Kur’ân’ın Mu’cizesi

    Muvaffakiyet : Başarı

    Nam : Ad, İsim

    Nazara Alma : Dikkate Alma

    Nimet : İyilik, Lütuf, İhsan

    Sa’y : Çalışma

    Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı

    Şahs-I Mânevî : Mânevî Şahıs; Belli Bir İdeal Ve Gaye Etrafında Bir  Araya Gelen Topluluğun Oluşturduğu Mânevî Şahsiyet Ve Ortak Kimlik;  Tüzel Kişilik

    Tenvir : Nurlandırma, Aydınlatma

    Terakki : İlerleme, Yükselme

    Vâkıa : Olay

    Ziyade : Çok, Fazla

    Acip : Hayrette Bırakıcı, Hayranlık Verici

    Binaen : Dayanarak

    Cihet : Yön, Taraf

    Çocuk Taziyenamesi Risalesi : On Yedinci Mektup

    Dâhi : Son Derece Zeki Kimse; Dehâ Ve Hikmet Sahibi

    Dümdar : Ordunun Arkasındaki Kuvvet

    Ehemmiyetli : Önemli, Değerli

    Ferd-İ Ferid : Tek, Eşsiz Fert

    Ferdiyet : Birlik, Bireysellik

    Ferid : Tek, Eşsiz

    Fermân Etme : Buyurma

    Fevkalâde : Olağanüstü, Çok Güzel

    Fiilen : Fiili Olarak, Davranışla

    Had : Sınır, Yetki

    Hadis : Peygamber Efendimizin (A.S.M.) Mübarek Söz, Fiil Ve Hareketi Veya Onun Onayladığı Başkasına Ait Söz, İş Veya Davranış

    Hakikat : Gerçek, Doğru

    Hayalen : Hayalî Olarak, Hayal Ederek

    Hikmet-İ Rabbânî : Kâinatın Rabbi Olan Allah Tarafından Herşeyin  Belirli Gayelere Yönelik Olarak Anlamlı, Faydalı Ve Tam Yerli Yerinde  Yaratılması

    Hudud : Sınır, Uç

    Hususî : Özel

    İhtiyat : Önlem Alma, Tedbirli Hareket Etme

    İktisat Risalesi : On Dokuzuncu Lem’a

    İntişar : Yayılma

    İrşâdâd : İrşâdlar, Doğru Ve Hak Yolu Göstermeler

    İştiyak : Çok Kuvvetli Arzu Ve İstek

    Kıymettar : Kıymetli, Değerli

    Kudsî : Kutsal, Kusursuz Ve Yüce

    Letâfetli : Güzel, Hoş

    Muhatap : Hitap Edilen

    Mübarek : Hayırlı, Değerli

    Münasip : Uygun

    Münevver : Nurlu, Aydın

    Müşiriyet : Mareşallik

    Müşkilât : Zorluklar

    Nazar-I Dikkati Celb Etme : Dikkat Çekme

    Nefer : Asker, Er

    Risaletü’n-Nur : Risale-İ Nur’un Diğer Bir Adı

    Sırr-I Tesanüd : Dayanışma Sırrı

    Şahs-I Mânevî : Mânevî Şahıs, Belli Bir İdeal Ve Gaye Etrafında Bir  Araya Gelen Topluluğun Oluşturduğu Mânevî Şahsiyet Ve Ortak Kimlik

    Şakirt : Talebe, Öğrenci

    Şerait : Şartlar

    Tasdik Etme : Onaylama, Doğrulama

    Ümmet : Hz. Peygambere İnanıp Onun Yolundan Giden Mü’minler

    Vazifeten : Vazife Yönünden

    Ziyade : Çok, Fazla


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst