Konuya cevap cer

            KADER RİSALESİ 5.2.HÂTİME(DEVAMI)

                   Ey nefis! Eğer şu        dünya hayatına müştaksan, mevtten kaçarsan, kat’iyen bil ki, hayat        zannettiğin hâlât, yalnız bulunduğun dakikadır. O dakikadan evvel bütün        zamanın ve o zaman içindeki eşya-yı dünyeviye, o dakikada meyyittir,        ölmüştür. O dakikadan sonra bütün zamanın ve onun mazrufu, o dakikada        ademdir, hiçtir. Demek güvendiğin hayat-ı maddiye, yalnız bir dakikadır.        Hattâ bir kısım ehl-i tetkik, “bir âşiredir, belki bir ân-ı seyyâledir”        demişler. İşte, şu sırdandır ki, bazı ehl-i velâyet, dünyanın, dünya        cihetiyle ademine hükmetmişler.


Madem böyledir. Hayat-ı maddiye-i        nefsiyeyi bırak; kalb ve ruh ve sırrın derece-i hayatlarına çık, bak: Ne        kadar geniş bir daire-i hayatları var! Senin için meyyit olan mazi,        müstakbel, onlar için hayydır, hayattar ve mevcuttur.


Ey nefsim!        Madem öyledir, sen dahi kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:

Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim,        âciz olanı istemem.

Ruhumu Rahmân’a teslim eyledim; gayr        istemem.

İsterim, fakat bir yâr-ı bâki isterim.

Zerreyim, fakat bir        Şems-i Sermed isterim.

Hiç ender hiçim; fakat bu mevcudatı birden        isterim.

       

            Lügatler        : 


       âciz : güçsüz

adem : yokluk

Allahu        ekber : “Allah en büyüktür”

ân-ı seyyâle : bir anda akıp        giden zaman dilimi

Arabî : Arapça

âşire : saatin        dakika ve saniye gibi on birim küçüğü olan zaman dilimi

cihet :        yön, taraf

daire-i hayat : hayat alanı

derece-i hayat        : hayat derecesi

ehl-i tetkik : dikkatle ve titizlikle araştıran        kimseler

ehl-i velâyet : veliler, Allah dostları

eşya-yı        dünyeviye : dünyaya ait şeyler

fâni : geçici,        ölümlü

fıkra : bölüm

fıkra-i Arabiye : Arapça        bölüm

gayr : başkası

hâlât : haller,        durumlar

hayat-ı maddiye : maddî hayat

hayat-ı maddiye-i        nefsiye : hayatın madde ve nefse bakan yönü

hayattar :        canlı

hayy : diri

hiç ender hiç : hiç içinde        hiç

kat’iyen : kesinlikle

mazi : geçmiş        zaman

mazruf : içinde olanlar

mertebe-i tefekkür :        tefekkür mertebesi

mevcudat : varlıklar

müstakbel :        gelecek zaman

müştak : aşık, çok düşkün

nefis :        kişinin kendisi

Rahmân : rahmeti sonsuz, yarattıklarını        esirgeyip koruyan, şefkat eden ve rızıklandıran Allah

Şems-i        Sermed : devamlı olarak herşeyi nurlandıran ve aydınlatan        Allah

yâr-ı bâki : daimi ve sürekli dost

zerre : en        küçük madde parçası


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst