TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ
9.20.AFYON HAYATI(DEVAMI)
Büyük Müdafaatından Parçalar(Devamı)
Bundan otuz sene evvel, Cenâb-ı Hakkın inayetiyle dünyanın muvakkat şan u şerefinin ve enâniyetli hodfuruşluğunun, şöhretperestliğinin ne kadar faidesiz ve mânâsız olduğunu, hadsiz şükür olsun ki, Kur’ân’ın feyziyle anlamış bir adamın o zamandan beri bütün kuvvetiyle nefs-i emmâresiyle mücadele edip mahviyet etmek, benliğini bırakmak, tasannu ve riyakârlık yapmamak için elden geldiği kadar çalıştığına, ona hizmet eden veya arkadaşlık edenler kat’î bildikleri ve şehadet ettikleri halde ve yirmi seneden beri herkes kendi hakkında hoşlandığı ziyade hüsn-ü zan ve teveccüh-ü nas ve şahsını medh ü senâdan ve kendini mânevî makam sahibi olduğunu bilmekten herkese muhalif olarak bütün kuvvetiyle kaçtığı ve hem has şakirtlerinin onun hakkındaki hüsn-ü zanlarını reddedip, o hâlis kardeşlerinin hatırını kırması ve yazdığı cevabî mektuplarında onun hakkındaki medihlerini ve ziyade hüsn-ü zanlarını kabul etmemesi ve kendini faziletten mahrum gösterip bütün fazileti Kur’ân’ın tefsiri olan Risale-i Nur’a ve dolayısıyla Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsine verip kendini âdi bir hizmetkâr bilmesi kat’î ispat ediyor ki, şahsını beğendirmeye çalışmadığı ve istemediği ve reddettiği halde, onun rızası olmadan bazı dostları uzak bir yerden onun hakkında ziyade hüsn-ü zan edip medhetmeleri, bir makam vermeleriyle, acaba hangi kanun ile medar-ı mes’uliyet olur ki, o bîçare hasta ve çok ihtiyar ve garibin münzevî odasına, büyük bir cinayet işlemiş gibi, kilidini kırıp taharri memurlarını sokmak, hem evradından ve levhalarından başka bir bahane bulamamak, acaba dünyada hiç bir kanun, hiç bir siyaset bu taarruza müsaade eder mi?
Vatana ve millete ve ahlâka çok zararlı olan dinsizlerin kitaplarının intişarına ve komünistlerin neşriyatına serbestiyet kanunuyla ilişilmediği halde, üç mahkeme medar-ı mes’uliyet olacak içinde hiçbir maddeyi bulmayan ve millet ve vatanın hayat-ı içtimaiyesini ve ahlâkını ve âsâyişini temine yirmi seneden beri çalışan ve bu milletin hakikî bir nokta-i istinadı olan âlem-i İslâmın uhuvvetini ve bu millete dostluğunu iadeye ve o dostluğu takviyesine tesirli bir surette çabalayan ve Diyanet Riyasetinin uleması tenkit niyetiyle, Dahiliye Vekilinin emriyle, üç ay tetkikten sonra, tenkit etmeyerek, tam kıymetini takdir edip “kıymettar eser” diye diyanet kütüphanesine konulan Zülfikar ve Asâ-yı Mûsâ gibi ve-Kabr-i Peygamberî (Aleyhissalâtü Vesselâm) üzerinde alâmet-i makbuliyet olarak Asâ-yı Mûsâ mecmuasını hacılar gördükleri halde-Nur eczalarını evrak-ı muzırra gibi toplayıp mahkeme eline vermek, acaba hiçbir kanun, hiçbir vicdan, hiçbir insaf buna müsaade eder mi?
Lügatler :
alâmet-i makbuliyet : kabul olunduğunu belirten işaret, nişan
âlem-i İslâm : İslâm âlemi
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
Asâ-yı Mûsâ : Mûsâ’nın Asâsı anlamına gelen Risale-i Nur Külliyatında yer alan bir eser
benlik : gurur
bîçare : çaresiz, zavallı
Dahiliye Vekili : İçişleri Bakanı
Diyanet Riyaseti : Diyanet İşleri Başkanlığı
ecza : bütünü oluşturan parçalar
evrad : virdler; zikirler
evrak-ı muzırra : zararlı evraklar, yayınlar
fazilet : güzel ahlâk, üstünlük
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
hizmetkâr : hizmetçi
hüsn-ü zan : güzel düşünce
intişar : yayılma
Kabr-i Peygamberî : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) mezarı
kıymettar : kıymetli, değerli
mahrum : yoksun
mecmua : kitap
medar-ı mes’uliyet : sorumluluk sebebi
medh ü senâ : övme ve yüceltme
medhetme : övme
medih : övgü
muhalif : aykırı, zıt
münzevî : bir köşeye çekilip ibadetle uğraşan, vaktini ibadetle geçiren
neşriyat : yayma, yayın
nokta-i istinad : dayanak noktası
riyakârlık : gösteriş
serbestiyet : serbestlik
şahs-ı manevî : mânevî kişilik, kollektif kişilik
şakirt : öğrenci, talebe
şehadet : şehitlik, Allah rızası yolunda hayatını feda etme
taharrî : araştırma, inceleme
takdir : belirleme, değer biçme
tasannu : yapmacıklık
tefsir : açıklama, yorum
tenkit : eleştiri
tetkik : inceleme, araştırma
teveccüh-ü nâs : insanların alâkası, yönelmesi
uhuvvet : kardeşlik
ulema : alimler
Zülfikar : Üstad Bediüzzaman’ın Kur’ân’a ve Peygamberimiz’in (a.s.m.) mu’cizelerine dair olan bir eseri