3) Sünen-i Tirmizi
bölüm: 46
Ø kurban bayramından bir gün önce oruç tutmak
749- Ebû Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Arefe günü tutulacak orucun önceki ve sonraki senenin günahlarına keffâret olacağını ümid ederim.” (Müslim, Sıyam: 18; İbn Mâce, Sıyam: 40)
ž Tirmîzî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Katâde hadisi hasendir. İlim adamları Hac için arafatta olanlar hariç Kurban bayramı arefesinde oruç tutmayı müstehab görmüşlerdir.
ramazan ve kurban bayramı günleri oruç tutma yasağı
771- Abdurrahman Avf (r.a.)’ın azâdlı kölesi Ebû Ubeyd’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Kurban bayramında Ömer b. Hattâb’ı gördüm hutbeden önce namaza başladı ve dedi ki: “Rasûlullah (s.a.v.)’in şu iki günde oruç tutmaktan yasaklandığını kendisinden duydum. Ramazan bayramı günü ki orucunuzu bıraktığınız gündür ve Müslümanların bayramıdır. Kurban bayramına gelince kestiğiniz kurbanların etlerinden yeyiniz.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22)
ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.
Abdurrahman b. Avf’ın azâdlısı Ebû Ubeyd’in ismi Sa’d’tır. Kendisine Abdurrahman b. Ezher’in azatlısı da denmektedir. Abdurrahman b. Ezher, Abdurrahman b. Avf’ın amcasının oğludur.
772- Ebû Saîd el Hudrî’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), iki oruçtan yasakladı. Kurban bayramı günü ve Ramazan bayramı günü.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22)
ž Tirmîzî: Bu konuda Ömer, Ali, Âişe, Ebû Hüreyre, Ukbe b. Âmir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Saîd hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle uygulama yaparlar.
Tirmîzî: Amr b. Yahya, İbn Umare b. ebû’l Hasen el Mâzinî el Medenî’dir ve güvenilir bir kimsedir. Kendisinden Sûfyân es Sevrî, Şu’be, Mâlik b. Enes rivâyette bulunmuşlardır.
bölüm: 59
Ø kurban bayramı günleri oruç tutmanın hoş olmayışı
773- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Arefe günü, bayram günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayram günleri ve yiyip içme günlerimizdir.” (Buhârî, Savm: 66; Müslim, Sıyam: 22)
ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Sa’d, Ebû Hüreyre, Câbir, Nübeyşe, Bişr b. Suhaym, Abdullah b. Huzafe, Enes, Hamza b. Amr el Eslemî, Ka’b b. Mâlik, Âişe, Amr b. As ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ukbe b. Âmir hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederler ve teşrik günleri denilen Kurban bayramı günlerinde oruç tutulmasını hoş karşılamazlar. Ama Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamları; Temettü haccı yapan ve kurban bulamayan kimselerin teşrik günlerinde oruç tutmalarına izin vermişlerdir. Mâlik b. Enes, Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır.
Tirmîzî: Iraklılar: “Musa b. Ali b. Rebah” derler. Mısırlılar ise: “Musa b. Ali” derler.
Tirmîzî: Kuteybe’den işittim şöyle diyordu: Leys b. Sa’d’ın şöyle dediğini işittim: Babamın adını küçültme şeklinde söyleyen (Ali kelimesini Uley demek) hiçbir kimseye hakkımı helal etmem.
bölüm: 78
Ø ramazan ve kurban bayramı ne zamandır?
802- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Ramazan bayramı; Müslümanların oruçlarını açtıkları gün, Kurban bayramı ise; Müslümanların kurban kestikleri gündür.” (İbn Mâce, Sıyam: 9)
ž Tirmîzî: Muhammed’e sordum; Muhammed b. Münkedir, Âişe’den hadis işitmiş midir? Muhammed “Evet” dedi ve rivâyetinde “Âişe’den işittim” diyor.
Tirmîzî: Bu hadis bu şekliyle hasen garib sahihtir.
bölüm: 14
Ø telbiye getirmek ve kurban kesmenin değer ve kıymeti
827- Ebû Bekir (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e hangi hac daha değerlidir diye soruldu da buyurdular ki: “Bol bol telbiye getirilen ve çok kurban edilerek yapılan hactır.” (İbn Mâce, Menasik: 15)
828- Sehl b. Sa’d (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir Müslüman telbiye getirdiğinde yeryüzünün her bir tarafında taş ağaç toprak ne varsa hepsi onunla birlikte telbiye getirir yani o kimseye eşlik ederek şâhidlik eder.” (İbn Mâce, Menasik: 15)
ž Hasan b. Muhammed ez Zaferânî ve Abdurrahman b. Esved, Ebû Amr el Basrî dediler ki: Ubeyde b. Humeyd, Umare b. Gâziyye’den, Ebû Hazim’den, Sehl b. Sa’d’den ve Peygamber (s.a.v.)’den İsmail b. Ayyaş hadisinin benzerini bize naklettiler.
Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Bekr hadisi garibtir. Bu hadisi sadece İbn ebî Füdeyk’in, Dahhâk b. Osman’dan yaptığı rivâyetiyle bilmekteyiz. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’dan hadis işitmemiştir. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’dan hadis işitmemiştir. Muhammed b. Münkedir, Abdurrahman b. Yerbu’un oğlu Said vasıtasyla Abdurrahman b. Yerbu’dan başka bir hadis rivâyet etmiştir. Ebû Nuaym et Tahhan, Dırar b. Surad bu hadisi İbn ebî Füdeyk’den, Dahhâk b. Osman’dan, Muhammed b. Münkedir’den Saîd b. Abdurrahman b. Yerbu’dan ve babasından Ebû Bekir’den rivâyet etmiş olup Dırar bu rivâyetinde yanılmıştır.
Tirmîzî: Ahmed b. Hasen’den işitim şöyle diyordu: Ahmed b. Hanbel şöyle diyor: Her kim bu hadisin senedinde Muhammed b. Münkedir, İbn Abdurrahman b. Yerbu’ ve babasından diyerek rivâyet ederse mutlaka yanılmıştır.
Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Dırar b. Sured’in, İbn ebî Füdeyk’den rivayetini ona hatırlattığımda “o yanlıştır” dedi. Bende başkalarının da İbn ebî Füdeyk’den Dırar’ın rivâyeti gibi rivâyet ettiklerini söyledim. Dedi ki: Bunlar “hiçbir şey” değildir. Doğrusu şudur ki o hadisi ibn ebî Füdeyk’den rivâyet ettiler ve senedinde Saîd b. Abdurrahman demediler. Buhârî’nin, Dırar b. Sured’i zayıf kabul ettiğini gördüm. “Ac” Telbiyeyi yüksek sesle getirmek demektir. “Sec” ise deve kesmek demektir.
bölüm: 15
Ø telbiyeyi yüksek sesle getirmek gerekir
829- Sâib b. Hallâd (r.a.), babasından rivâyet edip şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Cebrail bana geldi ve ashabıma ihlal ve telbiyede seslerini yükseltmelerini emretmemi emir buyurdu.” (Nesâî, Menasik: 55; İbn Mâce, Menasik: 16)
ž Bu konuda Zeyd b. Hâlid, Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Hallâd’ın babasından rivâyet ettiği hadis hasen sahihtir. Bazıları bu hadisi Hallâd b. Sâib’den, Zeyd b. Hâlid’den rivâyet etmişlerdir ki sahih değildir. Sahih olan rivâyet Hallâd b. Sâib’in babasından yaptığı rivâyettir. Hallâd b. Sâib, Hallâd b. Süveyd el Ensarî’dir.
bölüm: 66
Ø kurbanlık deve ve sığıra kaç kişi ortak olabilir?
904- Câbir (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Hudeybiye senesi deveyi ve sığırı yedi kişi adına boğazlamıştık.” (Müslim, Hac: 50; Nesâî, Dehaya: 16)
ž Tirmîzî: Bu konuda İbn Ömer, Ebû Hüreyre, Âişe ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Câbir hadisi hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve diğer dönem ilim adamları uygulamalarını bu hadise göre yaparlar ve deve ile sığırın yedi kişiye kadar kurban edilebileceği görüşündedirler. Sûfyân es Sevrî, Şâfii, Ahmed bunlardandır. İbn Abbâs’tan ayrıca sığır yedi kişi deve ise on kişiye kadar kurban edilebilir şeklinde bir rivâyet vardır. İshâk bu görüştedir ve bu hadisi delil olarak kabul eder. İbn Abbâs hadisini sadece tek yönden bilmekteyiz.
905- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir yolculukta Rasûlullah (s.a.v.) ile beraberdik kurban bayramı girmişti, Sığırda yedi kişi, devede ise; on kişi olarak ortak olduk.” (Nesâî, Dehaya: 15; İbn Mâce, Ezahî: 5)
ž Tirmîzî: Bu hadis hasen garibtir ve Hüseyin b. Vakîd’ın rivâyetidir.
bölüm: 67
Ø kurbanlık hayvanlara işaret koymak
906- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), kurban edeceği hayvanın boynuna iki takunya takmış Zülhüleyfe denilen yerde hayvanın sağ tarafına kurbanlık olduğunu belirtmek için yararak kan akıttı ve kan izlerini de silip yok etti.” (Müslim, Hac: 64; Buhârî, Hac: 110)
ž Tirmîzî: Bu konuda Misver b. Mahreme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi hasen sahihtir. Ebû Hassân el A’rec’in adı Müslim’dir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonraki dönemlerden ilim adamları bu hadisle amel ederler, kurbanlık hayvanların işaretlenmesi görüşündedirler. Sevrî, Şâfii, Ahmed ve İshâk’ın görüşleri böyledir. Yusuf b. İsa’dan işittim Vekî’den işittiğini söylüyordu bu hadisi rivâyet edince şöyle dedi: Bu konuda kendi görüşlerine iltifat etmeyin! Çünkü kurbanlık hayvanı işaretlemek sünnet onların sözleri ise bidattır.
Ebû’s Sâib’den işittim şöyle diyordu: Vekî’nin yanında idik Vekî’ kendi görüşlerine göre konuşanlardan birine dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) kurbanlık develere işaret koymak üzere hayvanı yaraladı. Ebû Hanife ise bu işe “Müsle” yapmaktır diyor. O adamda bu mesele İbrahim Nehai’den rivâyet edilmiştir. O der ki: Kurbanlık hayvana işaret koymak müsle yapmak demektir. Bu söz üzerine Vekî’ çok şiddetli bir şekilde kızdı ve şöyle dedi: Ben sana Peygamber (s.a.v.) söyledi diyorum sen bana İbrahim söyledi diyorsun, bu sözünden vazgeçinceye kadar hapsedilmeyi nasılda hak etmişsin.
bölüm: 68
Ø Peygamber (s.a.v.) kurbanını nereden almıştı?
907- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) kurbanlık hayvanlarını “Kudeyd” denilen yerden satın almıştı. (İbn Mâce, Menasik: 96)
ž Tirmîzî: Bu hadis garibtir. Bu hadisin Sevrî’nin rivâyetinden olduğunu sadece Yahya b. Yemân’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Nafi’ ve İbn Ömer’den, Rasûlullah (s.a.v.)’in kurbanlığını Kudeyd’den aldığı rivâyet edilmiştir ki bu rivâyet daha sahihtir.
bölüm: 69
Ø hac için yola çıkılmadan önce kurbanlıkların işaretlenmesi
908- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kurbanlık hayvana taktığı gerdanlıkları kendi elimle ördüm. İhrama girmedi, giyecek cinsinden de hiçbirşeyi terk etmedi.” (Yani sadece kurbanlık hayvanları işaretlemiş oldu başka bir şey yapmadı) (Buhârî, Hac: 110; İbn Mâce, Menasik: 96)
ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamları bu hadisle amel ederler ve şöyle derler: “Haccetmek isteyen kimseye kurbanlığına gerdanlığı taktığında ihrama girinceye kadar elbise koku vs. hiçbir şey haram olmaz. Bir kısım ilim adamları ise şöyle demektedirler: “Hac yapacak kişi kurbanına gerdanlık taktığı andan itibaren ihramlı kimseye vâcib olan tüm şeyler ona da vâcib olur.”
bölüm: 70
Ø küçükbaş hayvanlara da kurbanlık işareti takılır mı?
909- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’in kurbanlara takacağı tüm gerdanlıkları ben örerdim. Koyunlara varıncaya kadar oda bu gerdanlıkları takar fakat ihrama o anda girmezdi.” (Buhârî, Hac: 111; İbn Mâce, Menasik: 95)
ž Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve diğerlerinden bir kısım ilim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve koyunlara da gerdanlık takılabilir görüşündedirler.
bölüm: 71
Ø hastalanan kurban gününe gününe yetişemeyecek kurbanlık ne yapılır?
910- Naciye el Huzaî (r.anha)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.) kendisiyle Ka’be’ye bir kurbanlık göndermişti de O da: Ey Allah’ın Rasûlü bu kurbanlık telef olacak hale gelirse ne yapmalıyım? Dedi. Rasûlullah (s.a.v.)’de şöyle buyurdular: Onu kes boğazındaki takılı olan gerdanlığı kanına batır sonra insanlara bırak geç insanlar onu yerler.” (Ebû Dâvûd, Menasik: 18; İbn Mâce, Menasik: 101)
ž Bu konuda Zûeyb ve Ebû Kabîsa el Huzaî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Naciye hadisi hasen sahihtir. İlim adamları uygulamalarını bu hadisle yaparlar ve nafile kurban hakkında derler ki: Telef olacak kurbanlığın etinden ne sahibi nede arkadaşları yemesin insanlar arasına bırakılır geçilir onlar ondan yerler ve o kimse kurban kesmiş sayılır. Şâfii, Ahmed ve İshâk bu görüşte olup şöyle derler: “Eğer o hayvanın etinden sahibi yerse yediği kadarının bedelini öder.” Bazı ilim adamları da şöyle derler: “Bu nafile kurbanın etinden ne kadar yerse yediği kadarını tazmin eder.”
bölüm: 72
Ø kurban olacak develere binilebilir mi?
911- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), deve süren bir adam gördü ve ona “deveye bin” dedi. Adam: “Ey Allah’ın Rasûlü bu kurban edilmek üzere ayrılmış bir hayvandır” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), üçüncü veya dördüncüsünde “Yazık sana deveye bin yazıklar olsun” buyurdular. (İbn Mâce, Menasik: 100; Ebû Dâvûd, Menasik: 17)
ž Tirmîzî: Bu konuda Ali, Ebû Hüreyre ve Câbir’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Enes hadisi hasen sahihtir. Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve daha sonraki dönem alimlerin bir kısmı ihtiyaç duyulduğu takdirde kurbanlık develere binilebileceğine izin vermişlerdir. Şâfii, Ahmed ve İshâk bunlardandır. Kimi ilim adamları da “Mecburiyet olmadıkça binilmesin” derler.
20: kurban bölümleri
bölüm: 1
Ø kurban kesmenin değer ve kıymeti
1493- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edaha: 3)
ž Tirmizî: Bu konuda Imrân b. Husayn ve Zeyd b. Erkâm’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Hişâm b. Urve’nin rivâyetinden olduğunu sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû’l Müsennâ’nın ismi Süleyman b. Yezîd’tir. İbn ebî Füdeyk ondan hadis rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Rasûlullah (s.a.v.)’den; Kurbanlar hakkında: “Kurban kesen kimse için kurbanın her bir kılı karşılığında sevap verilir” buyurduğu rivâyet edilmiştir. “Boynuzları karşılığında” da buyurduğu rivâyet edilmiştir.
bölüm: 2
Ø Rasûlullah (s.a.v.), iki koç kurban etmişti
1494- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
ž Tirmizî: Bu konuda Ali, Âişe, Ebû Hüreyre, Ebû Eyyûb, Câbir, Ebû’d Derdâ, Ebû Rafî’, İbn Ömer, Ebû Bekre’den aynı şekilde hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
bölüm: 3
Ø ölen kimse adına da kurban kesilebilir mİ?
1495- Ali (r.a.)’den rivâyete göre, kendisi bizzat iki kurban keserdi; biri Rasûlullah (s.a.v.) adına diğeri de kendi adına olmak üzere… Kendisine bunun sebebi sorulunca şöyle dedi: Böyle yapmamı bana Rasûlullah (s.a.v.) emretti ve bu şekilde yapmayı hiç terk etmeyeceğim. (Ebû Dâvûd, Dehâyâ: 1)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Şerîk’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bazı ilim adamları ölen kimse için kurban kesilebileceğine izin veriyorlar. Bazıları ise bunu kabul etmiyorlar. Abdullah b. Mübarek diyor ki: Bana göre kurban kesmek yarine onun bedelini sadaka olarak dağıtması daha hoştur. Kurban keserse bile etinden asla yemesin tamamını sadaka olarak versin.
Ali b. el Medinî ve Muhammed diyor ki: Şerik’den başkalarıda bu hadisi rivâyet etmişlerdir.
Ebûl Hasna’nın ismi nedir diye sordum bilemedi, Müslim ise isminin Hasen olduğunu söyledi.
bölüm: 4
Ø kurbanın müstehab (hoş olanı) hangisidir?
1496- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), ağzı siyah, gözlerinin etrafı siyah ayakları siyah damızlık iki koçu kurban etmişti.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 3; İbn Mâce, Edahî: 4)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Hafs b. Gıyas’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
bölüm: 5
Ø kurban edilmesi caiz olmayan hayvanlar
1497- Berâ b. Âzib (r.a.)’den merfu olarak rivâyet ettiği hadisinde şöyle diyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan zayıf, ve cılız hayvanlar kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
ž Hennâd; İbn-ü ebî Zaide vasıtasıyla Şu’be’den, Süleyman b. Abdurrahman’dan, Ubeyd b. Feyrûz’dan, Berâ b. Âzib’den bu hadisin mana olarak benzerini rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Ubeyd b. Feyrûz’un, Berâ’dan rivâyetiyle bilmekteyiz ilim adamlarının uygulaması da bu hadise göredir.
bölüm: 6
Ø kurban alırken dikkat edilecek hususlar
1498- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), bize kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kulağı, burnu kesik, boynuzu kırılmış hayvanlardan kurban kesmemeyi bize emretti.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 8)
ž Hasan b. Ali, Ubeydullah b. Musa vasıtasıyla İsrail’den, Ebû İshâk’tan, Şüreyh b. Numân’dan, Ali’den bu hadisin bir benzerini rivâyet ederek şöyle ilave yapmıştır. Mukabele: Kulağının ön tarafı kesik. Müdabere: Kulağının arka tarafı kesik , Şerka: Kulağı uzunlamasına yarık, Harka: Kulağı yuvarlak biçimde delik hayvanlarda kurban edilemez.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Tirmizî: Şureyh b. Numân es Sâıdî, Küfelidir. Ali’nin arkadaşlarındandır. Şureyh b. Hanî ise Küfeli olup babası Ali’nin arkadaşlarıyla görüşmesi vardır. Şureyh b. Hâris el Kindî ise Ebû Umeyye el Kâzî olup Ali’den rivâyeti vardır. Bunların hepsi Ali’nin arkadaşlarından olup aynı dönemde yaşamışlardır. Hadiste geçen “Neşteşrife” nin anlamı dikkatlice incelemek anlamındadır.
bölüm: 7
Ø koyun türünden erkek olanın kesilmesi daha hoştur
1499- Ebû Kibâş’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medîne’ye toklu (erkek koyun) getirdim işler iyi gitmedi. Koyunlar elimde kaldı Ebû Hüreyre ile karşılaştığımda kendisine sordum şöyle dedi: Koyunlardan toklu cinsi ne güzel kurbanlıktır. Ebû Kibâş: Bunun üzerine insanlar benim tokluları kapışıp bitirdiler. (Müsned: 8859)
ž Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs, babası vasıtasıyla Hilâl’in kızı Ümmü Bilâl, Câbir, Ukbe b. Âmir ve Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bir adamdan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih garibtir. aynı zamanda Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak ta rivâyet edilmiştir. Osman b. Vakîd; İbn Muhammed b. Ziyâd b. Abdullah b. Ömer b. Hattâb’tır. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani koyun türünden toklunun kurban edilmesi caizdir derler.
1500- Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) kendi keseceği kurbanlık hayvanları ashabı arasında dağıttı geriye bir oğlak kalmıştı ki Ukbe bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e hatırlatmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) de onu da sen kendin için kurban et buyurdular.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 7)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Vekî’ der ki: “Cez’a” yedi ayı geçmiş bir yaşındaki koyun cinsidir. Ukbe b. Âmir’den değişik şekillerde de rivâyet edilen bu hadis şöyledir: Rasûlullah (s.a.v.), kendi keseceği kurbanları vekaleten kesmeleri için sahabesine dağıtmıştı da bir oğlak kalmıştı. Onun ne olacağını Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduğumda onu da sen kendine kurban kes buyurdular.
Aynı şekilde Muhammed b. Beşşâr’dan Yezîd b. Harun ve Ebû Dâvûd’tan aktararak şöyle dediler: Hişâm ed Destevâi, Yahya b. ebî Kesir’den, Bağçe’den, Abdullah b. Bedr’den, Ukbe b. Âmir’den bu hadisi böylece bize aktarmıştır.
bölüm: 8
Ø büyükbaş hayvanlar kaç kişiye kadar kurban olabilir?
1501- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir seferde Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber idik kurban bayramı geliverdi. Sığırda yedi kişi, devede on kişi olarak kurban kestik.” (İbn Mâce, Dahaya: 5)
ž Tirmizî: Bu konuda Ebûl Esed-is Sülemî’nin babasından, dedesinden ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Abbâs hadisi hasen garibtir. Bu hadisi sadece Fadl b. Musa’nın rivâyetinden bilmekteyiz.
1502- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 6; İbn Mâce: Dahaya: 5)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. İshâk, deve; kurban olarak on kişiye yeter diyerek İbn Abbâs hadisini delil olarak alıyor.
bölüm: 9
Ø topal hayvan ve kırık boynuzlu hayvan kurban olur mu?
1503- Adiyy (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sığır; yedi kişi için kurban olur.” Dedim ki: “Şayet karnından yavrusu çıkarsa?” “Onunla beraber yavrusunu da kes” dedi. “Ya topal hayvan ne olacak?” dedim. Dedi ki: “Kurban edileceği yere gidebiliyorsa kurban olur.” Dedim ki: “Ya boynuzu kırık hayvan ne olacak?” “Zararı yok dedi ve biz emrolunduk veya Rasûlullah (s.a.v.), bize emretti ki: Kurban edilecek hayvanların göz ve kulaklarını dikkatle inceleyip alın.” (Ebû Dâvûd, Dehaya: 5; İbn Mâce, Dehaya: 8)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Tirmizî: Sûfyân bu hadisi Seleme b. Küheyl’den rivâyet etmiştir.
1504- Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), kırık boynuzlu ve kesik kulaklı hayvanın kurban edilmesini yasakladı.” Katâde diyor ki: Bu durumu Saîd b. Müseyyeb’e anlattım kırıklık miktarının yarıya kadar ve yarıdan fazla olursa kurban edilmez dedi. (Nesâî, Dahaya: 12; Ebû Dâvûd, Dahaya: 5)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
bölüm: 10
Ø bir eve bir kurban yeterli midir?
1505- Umâra b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: A’ta b. Yesâr’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Eyyûb el Ensârî’ye sordum; Rasûlullah (s.a.v.)’in zamanında kurbanlar nasıldı diye şöyle cevap verdi: “Kişi kendisi ve çoluk çocuğu için tek bir kurban keserdi de onun etinden kendileri de yer başkalarına da yedirirlerdi. Neticede Müslümanlar birbirleriyle övüneceğiz diye gördüğün gibi birkaç kurban kesmek durumuna geldiler.” (İbn Mâce, Dahaya: 10; Muvatta, Dahaya: 5)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Umare b. Abdullah; Medînelidir. Mâlik b. Enes ondan hadis rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ahmed ve İshâk bunlardan olup Rasûlullah (s.a.v.)’in aşağıdaki hadisini delil gösterirler: “Rasûlullah (s.a.v.), bir koç kurban edip bu kurban ümmetimden kurban kesmeyenler içindir.” Bazı ilim adamları da şöyle derler: “Bir koyun ancak bir kişi için yeterlidir.” Abdullah b. Mübarek ve ilim adamlarından başka kimselerin görüşü de böyledir.
bölüm: 11
Ø kurban kesmek farz mıdır? sünnet midir?
1506- Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler. (İbn Mâce, Dahaya: 2)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup; Kurban kesmek vâcib değildir. Lakin Rasûlullah (s.a.v.)’in sünnetlerinden bir sünnettir. Hoşlandığı ibadetlerden biridir. Sûfyân es Sevrî ve İbn’ül Mübarek’in görüşü de böyledir.
1507- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’de on yıl kaldı ve her yıl kurban keserdi. (Müsned: 4815)
ž Tirmizî: Bu hadis hasendir.
bölüm: 12
Ø kurban, bayram namazından sonra kesilmelidir
1508- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Kurban bayramı günü bize bir hutbe yaptı ve şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bayram namazını kılmadan kurban kesmesin.” Bunun üzerine dayım ayağa kalktı ve dedi ki: “Bugün etin bol olması sebebiyle insanlar etten bıkıp usanırlar. Ben aileme ev halkına ve komşularıma yedirmek için acele ederek kurbanımı kestim.” Rasûlullah (s.a.v.): “Yeniden Kurban kes!” Buyurdu. “Ey Allah’ın Rasûlü! Yanımda dişi bir süt oğlağım var iki koyuna bedeldir onu kurban olarak kesebilir miyim?” Rasûlü Ekrem şöyle buyurdu: “Evet o hayırlı ve senin için yeterlidir fakat senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmayacaktır.” (Buhârî, Edâhî: 11; Müslim, Edâhî: 1)
ž Tirmizî: Bu konuda Câbir, Cündüp, Enes, Uveymir b. Eş’ara, İbn Ömer ve Ebû Zeyd’in il Ensarî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göredir. Yani şehirde imam kurban bayramı namazını kılmadan kurban kesilmez ilim adamlarının bir kısmı köy halkının fecrin doğuşundan sonra kurban kesmelerine izin vermektedirler. İbn’ül Mübarek’in görüşü böyledir.
Tirmizî: İlim adamları kurbanda koyunun altı aylığının caiz olup keçinin altı aylığının caiz olmayacağında ittifak etmişlerdir.
bölüm: 13
Ø kurban eti ne kadar yenebilir?
1509- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.), kurban kesenlerin sayısının az fakirlerin çok olduğu bir yılda; “Sizden biriniz kestiği kurbanın etinden üç günden fazla yemesin” buyurdular. (Buhârî, Edahî: 16; Müslim, Edâhî: 5)
ž Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir, buradaki yasaklama önceden olup, sonradan kurban etinin saklanabileceğine izin verilmiştir.
bölüm: 14
Ø kurban etlerinin üç günden fazla yenmemesinin sebebi ne idi?
1510- Süleyman b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç günden fazla kurban etinden yemeyiniz diye size yasaklama getirmiştim kurban kesenlerle kesmeyenler et yemekte denk olsunlar diye… Ama bu andan itibaren kurban kesen sayısı arttığı için dilediğiniz kadar yeyin yedirin ve saklayın.” (Buhârî, Edâhî: 16; Müslim, Edâhî: 5)
ž Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Nübeyşe, Ebû Saîd, Katâde, İbn-ün Numân, Enes ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Büreyde hadisi hasen sahih olup Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.
1511- Âbis b. Rebia’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müminlerin anası Âişe (r.anha)’ya: “Rasûlullah (s.a.v.), kurban etlerinin üç günden fazla yemeyi yasaklarmıydı? Diye sordum. Buyurdular ki: “Hayır, fakat insanlardan kurban kesen kimse az olduğu için kesmeyen kimselere yedirmek istediğinden dolayı böyle bir kısıtlama getirmişti. Bugün için biz, hayvanların paçalarını saklayıp on gün sonra yiyoruz.” (Buhârî, Edahî: 16; Müslim, Edahî: 5)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mü’minlerin anası Âişe’den başka şekillerde de bu hadis rivâyet edilmiştir.
bölüm: 15
Ø putlar ve recep ayına hürmet için kurban kesmek yoktur
1512- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Feraa ve Atîre kurbanları diye bir kurban yoktur.” Feraa: Devenin ilk yavrusu olup doğduğunda putlar için kesilirdi. (Buhârî, Akika: 3-4; Müslim, Edâhî: 6)
ž Tirmizî: Bu konuda Nübeyşe, Mıhnef b. Süleym, Ebû’l Uşerâ ve babasından da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Atîre: Haram ayların ilki olan Recep ayına hürmeten kesilen bir kurbandır. Haram aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir. Hac ayları ise Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on günüdür. Hac ayları konusunda da Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından böylece rivâyet edilmiştir.
bölüm: 16
1513- Yusuf b. Mâhek (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Yusuf b. Mâhek ve arkadaşları Abdurrahman kızı Hafsa’nın yanına girip akıka kurbanı hakkında soru sormuşlardı. Hafsa onlara Âişe (r.anha)’nın kendisine şöyle haber verdiğini bildirdi: “Rasûlullah (s.a.v.) erkek çocuğun doğumunda iki, kız çocuğun doğumunda ise tek koyun kesmelerini emretti.” (Buhârî, Akika: 2; İbn Mâce, Zebaih: 1)
ž Tirmizî: Bu konuda Ali, Ümmü Kürz, Büreyde, Semure, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr, Enes, Selman b. Âmir ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Âişe hadisi hasen sahihtir. Hafsa, Ebû Bekir’in kızıdır.
bölüm: 17
Ø doğan çocuğun kulağına ezan okunur
1514- Ubeydullah b. ebî Rafi’ (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ali’nin oğlu Hasan, Fatıma’dan doğduğu zaman Rasûlullah (s.a.v.)’in onun kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm.” (Ebû Dâvûd, Edep: 106)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in akika konusunda erkek çocuğu için iki kız çocuğu için bir koyun kesilmesi rivâyeti değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Aynı zamanda Rasûlullah (s.a.v.)’in torunu Hasan için tek koyun kurban ettiği de rivâyet edilmektedir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.
1515- Selman b. Âmir ed Dabbî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Erkek çocuğun doğumuyla beraber akika vardır o çocuk adına akika kurbanı kesiniz ve çocuktan her türlü eziyeti gideriniz.” (Buhârî, Akika: 2; Nesâî, Akika: 2)
ž Hasan b. A’yen, Abdurrezzak vasıtasıyla İbn Uyeyne’den, Âsım b. Süleym b. Ahvel’den, Hafsa binti Sirîn’den, Rebab’tan, Selman b. Âmir’den bu hadisin bir benzerini bize haber vermiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
1516- Ümmü Kürz (r.a.)’den haber verildiğine göre kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’e akikadan sormuştu da Rasûlullah (s.a.v.) şu cevabı vermişti: “Erkek çocuğu için iki koyun, kız çocuğu için tek koyun, koyunların erkek ve dişi olması fark etmez.” (Nesâî, Akika: 4; Ebû Dâvûd, Dahaya: 20)
bölüm: 18
Ø hayırlı kurban ve hayırlı kefen nasıl olur?
1517- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kurbanlıkların en iyisi koç, kefenlerin en iyisi ise tüm vücudunu örtecek kadar uzun ve geniş olanıdır.” (İbn Mâce, Dahaya: 4)
ž Tirmizî: Bu hadis garibtir. Ufeyr b. Ma’dan’ın hadis konusunda zayıf olduğu kaydedilmiştir.
bölüm: 19
Ø senede iki sefer kurban kesilir mi?
1518- Mıhnef b. Süleym (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Arafat’ta, Vakfede iken Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim. Ey Müslümanlar gücü yeten her aile için her yıl bir kurban birde atîre kesilmelidir. Atîre nedir bilir misiniz? Recep ayında kesilmesi gereken kurbandır. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; Nesâî, Fera ve Atîre: 1)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn Avn’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
bölüm: 20
Ø tek koyunla da erkek çocuğu için kurban olabilir mi?
1519- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Hasan’ın doğumu için bir koyun kurban etti ve dedi ki: Ey Fatıma çocuğun başını tıraş et ağırlığı kadar gümüş tasadduk et. Fatıma diyor ki: Saçı tarttım ağırlığı bir dirhem veya bir dirhemden biraz eksikti. (Muvatta, Akika: 1)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir ve senedi de muttasıl değildir, çünkü; Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Huseyn, Ali b. ebî Tâlib’e ulaşmamıştır.
bölüm: 21
Ø Rasûlullah (s.a.v.) bayram namazı hutbesinden sonra iki koç kurban etti
1520- Ebû Bekre (r.a.)’in babasından rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), hutbe okudu minberden indi iki koç getirtti ve onları kesti.” (Nesâî, Dahaya: 14; İbn Mâce, Dahaya: 1)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
bölüm: 22
Ø Peygamberimiz (s.a.v.) ümmetinden kurban kesmeyenlere kurban kesmiş midir?
1521- Câbir b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber namazgahta kurban bayramı namazında bulundum hutbesini bitirince minberden indi bir koç getirildi, onu kendi eliyle keserek şöyle buyurdu: Bismillah Allahûekber bu kurban benim ve ümmetimden kurban kesmeyenler içindir.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 3; Nesâî, Dahaya: 30)
ž Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani kişi kurban keserken “Bismillah Allahûekber” demelidir. İbn’ül Mübarek bu görüştedir.
Muttalib b. Abdullah b. Hantab’ın, Câbir’den hadis işitmediği söylenmektedir.
bölüm: 23
Ø akıka kurbanı ne zaman kesilecektir?
1522- Semure (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Doğan her çocuk kesilecek akika kurbanı karşılığında rehin gibidir. Doğumunun yedinci gününde bu kurban kesilir ismi konur başı tıraş edilir. (Ebû Dâvûd, Dahaya: 21; Nesâî, Akıka: 5)
ž Hasan b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun vasıtasıyla Saîd b. ebû Arûbe’den, Katâde’den, Hasan’dan, Semure b. Cündüp’den benzeri hadisler rivâyet etmişlerdir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup doğumun yedinci gününde akika kurbanı kesilmesini müstehab görürler yedinci gün mümkün olmaz ise on dördüncü gün yine mümkün olmaz ise yirmi birinci gün kesilmelidir. Kurban için caiz olan Akika içinde caizdir, demektedirler.
bölüm: 24
Ø kurban kesecek kimse hac’da ki ihramlı kimselere benzemek için ne yapmalıdır?
1523- Ümmü Seleme (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kurban kesecek kimse Zilhicce hilalini gördükten sonra vücudundaki kıllardan ve tırnaklarından hiçbir şey kesmesin.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 2; İbn Mâce, Dahaya: 11)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Râvîler içerisindeki Ömer b. Müslim’in doğrusu Amr b. Müslim’dir. Kendisinden Muhammed b. Amr b. Alkame ve pek çok kimse hadis rivâyet etmiştir. Bu hadis Saîd b. Müseyyeb’den ve Ebû Seleme’den değişik şekillerde benzeri biçimde rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması böylecedir. Saîd b. Müseyyeb’te aynı görüştedir. Ahmed ve İshâk’ta bu görüştedirler. Bazı ilim adamları tıraş olmak ve tırnak kesmeye izin vermişlerdir. Şâfii bunlardan olup Âişe’nin şu hadisini delil getirmektedir. Şöyle ki: “Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’den kurbanlık gönderdi de ihramlının sakındığı şeylerden sakınmazdı.”