Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 100-tevbe istiğfarın önemi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 497063" data-attributes="member: 1004566"><p><strong></strong></p><p><strong>Müminler için istiğfar: </strong></p><p></p><p></p><p><strong>(Allahümmağfir-li velivalideyye veli üstaziyye velil-müminine vel-müminat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat, birahmetike ya erhamerrahimin.)</strong> [Miftah-ün-necat]</p><p></p><p>Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki : </p><p>(Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez.) [İ.Gazali]</p><p></p><p>Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)</p><p></p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>Günahı küçük görmek</strong></p><p></p><p>Günahların bazısı, bazısına göre küçük görünse de, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak olduğu için hepsi de büyüktür. Çünkü Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde gizlidir. Hadis-i şerifte, (Küçük günaha devam edilirse, büyük olur) buyuruldu. Küçük görülen günah büyür. </p><p></p><p>Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: </p><p></p><p>(Günahların küçük görüneninden sakının! Bunlar toplanınca sahibini helak eder. Bu şuna benzer ki, bir kavim bir vadiye iner, çerçöp, odun ne bulurlarsa toplayıp getirirler. Böylece koca bir yığın olur. Bunu yakıp ateşinde ekmeklerini pişirirler. İşte küçük görünen günahlardan hesaba çekilen de helak olur.) [Taberani]</p><p></p><p>(Hep günah işleyenin kalbi mühürlenir, artık sevap işleyemez olur.) [Bezzar]</p><p></p><p>(Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.) [Harâiti]</p><p></p><p>Biri, 2-3 defa (Vay günahlarım) deyince, Resulullah efendimiz, <span style="color: #006400">(Allahümme mağfiretüke evseu min zünubi ve rahmetüke erca indi min ameli diye dua et) </span>buyurup, o kişiye üç defa tekrarlattıktan sonra (Allah seni affetti) buyurdu. (Hakim)</p><p></p><p>Yukarıdaki duanın tercümesi şöyle:</p><p></p><p>(Allah’ım, benim günahlarıma göre senin rahmetin çok fazladır. Ben amelime güvenmiyor, senin rahmetini ümit ediyorum.)</p><p></p><p>Günahlarına tevbe eden, pişman olan kimsenin kul borçları, namaz, oruç gibi kazaları hariç, günahları affolur. Borçlarını ödemeli veya helalleşmelidir! Kazalarını da bir an önce bitirmelidir!</p><p></p><p>Hazret-i Bera’ya "Kendinizi elinizle, tehlikeye atmayın" âyeti düşmanla karşılaşıp şehit düşene kadar savaşan kimse hakkında mıdır?" diye sorulunca; Hazret-i Bera, (Hayır! Bir günah işleyip sonra da Allah onu bağışlamaz diyen hakkındadır) dedi. (Hakim)</p><p></p><p>Hasan-ı Basri hazretlerine biri kıtlıktan şikayet etti. Başka biri fakirlikten, diğer biri de çocuğunun olmadığından şikayette bulundu. Hepsine de istiğfar etmesini tavsiye etti. Daha başka insanlar da çeşitli konularda sual ettiler. Onlara da istiğfar etmelerini tavsiye etti. Sebebini sorduklarında, Nuh suresi 10,11 ve 12. âyet-i kerimesini okudu.</p><p></p><p>Eshab-ı kiramdan bir zat, çocuğu olmayan birine istiğfara devam etmesini söyledi. O kimse günde yedi yüz defa istiğfar ederdi. Nihayet bu şahsın on çocuğu oldu.</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bütün günahları affolur </strong></p><p></p><p><strong>Sual:</strong> Hadis-i şeriflerde, bazı duaları okuyanın ve bazı ibadetleri yapanın bütün günahlarının affedileceği bildirilmiş. Bunlara büyük günahlar da, dahil midir? </p><p></p><p></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Genelde, bütün günahlardan kasıt, küçük günahlardır. Büyük günahların affedilmesi için ayrıca tevbe etmek, kul hakkı varsa, hak sahipleri ile helalleşmek gerekir. Namaz, oruç gibi, farz ibadetler terk edilmiş ise, hem tevbe istiğfar etmek, hem de, bunları kaza etmek gerekir. </p><p></p><p>Kadir gecesini ihya edenin, Ramazan orucunu tutanın, haccı kabul olanın, günahları affedilirse de, namaz, oruç ve kul borçları ödenmiş olmaz. Bunları kaza ederek, borçtan kurtulması gerekir.</p><p></p><p></p><p><strong>Günahı hatırlayınca</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual:</strong> Büyük bir günah işledik. Sonra tevbe ettik. O günahı hatırlayınca, yine istiğfâr gerekir mi?</p><p></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Her hatırlayışta istiğfar gerekir. </p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Tevbe için namaz</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual:</strong> Tevbe etmek için illa 2 rekat namaz kılıp mı tevbe etmeliyiz?</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Namaz kılma mecburiyeti yoktur. Namaz kılıp dua ederek Allahü teâlâya sığınmak iyi olur. Pişman olmak tevbedir.</p><p><strong></strong></p><p><strong>Açıkça işlenen günah</strong></p><p></p><p><strong>Sual:</strong> Açıkça işlenen günahın tevbesi de açıkça yapılmazsa, bu tevbe sahih olmaz mı?</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p></p><p>Sahih olur. Tevbenin sahih olması için, açıkça yapılma şartı yoktur, fakat açıkça yapılmazsa o günahı işlediğini bilenler, o kimseye, günaha devam ediyor diye suizan edebilir. Bunun için, açıkça işlenen günahın tevbesini de, mümkünse açıkça yapmalı, günahımızı bilenlere, artık o günahı bıraktığımızı duyurmalıyız. Duyurulmasa da, tevbe yine sahih olur.</p><p></p><p></p><p><strong>Tevbesini duyurmak</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual:</strong> Açıktan işlenen günahın tevbesini mutlaka açıktan yapmak gerekir mi? (Ben şu günahı işliyordum, tevbe ettim) denirse, duymayanlara da duyurmuş olmaz mıyız?</p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Açık yapıldı diye, her günahın tevbesini açıktan yaparak, günahını başkalarına da duyurmak doğru olmaz. İki hadis-i şerif meali şöyledir:</p><p></p><p>(Günah işleyen, günahını kimseye söylemesin, onu örtsün ve tevbe etsin!) [Beyheki]</p><p></p><p>(“Gece şu günahları işledim” diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüşken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır.) [Buhari]</p><p></p><p>Tevbeyi açıktan yapmak gerekir demek, o günahı işlerken görenlere ve o günahı işlediğini bilenlere tevbeyi duyurmak demektir, yoksa bilmeyenlere de duyurmak demek değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:</p><p>(Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et!) [Taberani]</p><p></p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>İstiğfar etmek</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual:</strong> (Ölmüşleriniz için istiğfar edin) deniyor. Ölü için nasıl istiğfar edilir? İstiğfar etmekle istiğfar okumak ayrı mıdır?</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Evet, ayrıdır. İstiğfar okumak, Estağfirullah demek veya istiğfar duasını okumaktır. İstiğfar etmek ise, hayır hasenat yaparak, günahların affına sebep olmak demektir. Sevabı ölüler için, kurban kesmek, Kur’an okumak, cami ve çeşme gibi hayır hasenat yapmak, istiğfar etmek olur.</p><p></p><p>Bir kişi, (Ya Resulallah, ölmüş olan ana babamın günahlarının affı için ne yapmam gerekir) dedi. Peygamber efendimiz, (Onlar için dua et, Kuran-ı kerim oku ve istiğfar et!) buyurdu. (Ey Oğul İlmihali)</p><p></p><p>İstiğfar etmek, her çeşit hayır hasenat yapmak demektir.</p><p></p><p><strong>Tevbenin duyurulması</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual: </strong>Bir hoca, (Açık işlenen günahların tevbesinin de açık yapılması şarttır. Açık yapılmazsa, tevbe edilmiş olmaz. Tevbe eden bir zındığın, din aleyhine yazdığı kitapların yanlış olduğunu duyurması şarttır, duyurmadan ölürse, kâfir olarak ölür) dedi. Tevbe eden niye kâfir olarak ölüyor?</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Doğrudan Cennete gider. Ama tevbesini duyurmadığı için, biz onu yine zındık olarak bilip, (Zındık öldü, Cehenneme gitti) dersek sorumlu olmayız. Aksine salih bir Müslüman, dinden çıkıp kâfir olarak ölse, bunun dinden çıktığı ve kâfir olarak öldüğü bilinmediği için, bu kişi için (Cennete gitti) dersek sorumlu olmayız. Çünkü dinimiz zahire göre hüküm verir, kalblerini bilemeyiz. Her fırsatta Müslümanlığın aleyhine konuşanlar, İslamiyet’e düşmanlığı ile ün kazananlar, ölünce, (Belki tevbe etmiştir, tevbesini gizlemiştir) diyerek onları rahmetle anmak caiz olmaz. Aksine, İslâmiyet'e büyük hizmetleri olan kimse, belki kâfir olarak ölmüştür diye, onu kötülemek de caiz olmaz.</p><p></p><p>Açıktan işlenen günahın tevbesini mutlaka açıktan yapmak, (Ben şu günahı işliyordum, tevbe ettim) demek gerekir diyenler de oluyor. Açık yapılsa da, her günahın tevbesini açıktan yaparak, günahını başkalarına da duyurmanın günah olduğu hadis-i şerifle de bildiriliyor. Sadece, günah işlediğimizi bilenlere, bizi hâlâ o günahı işliyor sanmamaları için, tevbe ettiğimizi duyurmamız iyi olur.</p><p></p><p>Mâ kerihallah</p><p></p><p><strong>Sual:</strong> Bir arkadaş, (Estağfirullah min külli mâ kerihallah) istiğfarındaki kerihallah ifadesi için doğrusu kerimallah olacak diyor. Doğrusu nedir?</p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p></p><p>Onun söylediği yanlıştır. Kerihallah tek başına kullanılmıyor. Bu istiğfarın mânası şöyledir:</p><p>(Ya Rabbi, beğenmediğin, razı olmadığın, kerih olan şeylerden birini yaptıysam, beni affet! Yapmadıklarımı da yapmaktan koru!)</p><p></p><p>Ma kerihallah = Allah'ın kerih gördüğü beğenmediği şeyler demektir. Kerim demek çok yanlıştır. O zaman mâna şöyle olur:</p><p>(Ya Rabbi, beğendiğin, razı olduğun, şerefli, kerim şeylerden birini yaptıysam, beni affet! Yapmadığım şerefli işlerden beni koru!)</p><p></p><p>Görüldüğü gibi mâna çok değişiyor, çok tuhaf oluyor. Kesin bilmediği şey hakkında hüküm vermek yanlış olur. Dinî konularda dikkatli olmaya çalışmalıdır.</p><p></p><p></p><p><strong>Tevbesini duyurmak</strong></p><p></p><p><strong>Sual:</strong> (Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et) hadisine uyarak açıktan işlenen günahın tevbesi açıktan yapılırsa, günahımızı duymayanlara da duyurmuş olmaz mıyız?</p><p><strong></strong></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Evet, herkese duyurulması uygun olmaz. Günahı başkalarına duyurmak günahtır. İki hadis-i şerif:</p><p>(Günahı işleyen, günahını kimseye söylemesin, onu örtsün ve tevbe etsin!) [Beyheki]</p><p></p><p>(“Gece şu günahları işledim” diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüşken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır.) [Buhârî]</p><p></p><p>(Tevbeyi açıktan yap) demek, (O günahı işlediğini bilenlerin, görenlerin, sana suizan etmemeleri için, tevbeni sadece onlara duyur!) demektir, yoksa (Bilmeyenlere de duyur) demek değildir. Aslında günahını bilenler uzaktaysa veya bildirmenin faydası yoksa, onlara da duyurmak gerekmez.</p><p></p><p>Tevbeyi başkalarına duyurmak</p><p><strong></strong></p><p><strong>Sual:</strong> Geçen gün bir vaiz, (Açıktan işlenen bir günahın tevbesi açıktan yapılmazsa, o tevbenin faydası olmaz. Mesela, kurban kesen Müslümanları teröristlerle bir tutan kadın, bu günahına gizli tevbe etse de faydasızdır. Gizli işlenen günahın tevbesi de açıktan yapılmaz) dedi. Açıktan işlenen günahın tevbesi gizli yapılırsa, sahih olmaz mı? Bir kimse de gizli işlediği günahına alenen tevbe etse niye sahih olmuyor?</p><p></p><p></p><p><strong>CEVAP</strong></p><p>Elbette sahih olur. (Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et!) ifadesi hadis-i şeriftir. Bu hadis-i şerif, gizli işlenen günahın tevbesi gizli olmazsa sahih olmayacağını göstermiyor. (Gizli işlediğiniz günahları kimseye duyurmayın) demektir. Günahı duyurmak da ayrıca günahtır.</p><p></p><p>Açıktan işlenen günahın tevbesini gizli yaparsak, hiç kimse, bizim o günaha tevbe ettiğimizi bilmez. Bizi hep o günahı işliyor zanneder. Müslümanları bu zandan kurtarmak için, işlediğimiz o günahı bilenlerin yanında tevbe ettiğimizi onlara bildirmek gerekir. Yoksa tevbe edip, kimseye duyurmasak da, tevbemiz sahih olur.</p><p></p><p>Kâfir olarak bilinen biri, Müslüman olsa, Müslümanlığını hiç duyurmasa, insanlar onun Müslüman olduğunu bilmez. Cenaze namazını kılmaz, Müslüman mezarlığına koymaz. Müslüman olduğunu duyurması, Müslümanların kendisine Müslüman muamelesi yapması içindir. Yoksa tevbesinin, imanının makbul olması için değildir. </p><p></p><p>Dininiz Islam.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 497063, member: 1004566"] [B] Müminler için istiğfar: [/B] [COLOR="#006400"][/COLOR][B](Allahümmağfir-li velivalideyye veli üstaziyye velil-müminine vel-müminat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat, birahmetike ya erhamerrahimin.)[/B] [Miftah-ün-necat] Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki : (Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez.) [İ.Gazali] Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin) [B] Günahı küçük görmek[/B] Günahların bazısı, bazısına göre küçük görünse de, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak olduğu için hepsi de büyüktür. Çünkü Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde gizlidir. Hadis-i şerifte, (Küçük günaha devam edilirse, büyük olur) buyuruldu. Küçük görülen günah büyür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Günahların küçük görüneninden sakının! Bunlar toplanınca sahibini helak eder. Bu şuna benzer ki, bir kavim bir vadiye iner, çerçöp, odun ne bulurlarsa toplayıp getirirler. Böylece koca bir yığın olur. Bunu yakıp ateşinde ekmeklerini pişirirler. İşte küçük görünen günahlardan hesaba çekilen de helak olur.) [Taberani] (Hep günah işleyenin kalbi mühürlenir, artık sevap işleyemez olur.) [Bezzar] (Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.) [Harâiti] Biri, 2-3 defa (Vay günahlarım) deyince, Resulullah efendimiz, [B][/B][COLOR="#006400"](Allahümme mağfiretüke evseu min zünubi ve rahmetüke erca indi min ameli diye dua et) [/COLOR]buyurup, o kişiye üç defa tekrarlattıktan sonra (Allah seni affetti) buyurdu. (Hakim) Yukarıdaki duanın tercümesi şöyle: (Allah’ım, benim günahlarıma göre senin rahmetin çok fazladır. Ben amelime güvenmiyor, senin rahmetini ümit ediyorum.) Günahlarına tevbe eden, pişman olan kimsenin kul borçları, namaz, oruç gibi kazaları hariç, günahları affolur. Borçlarını ödemeli veya helalleşmelidir! Kazalarını da bir an önce bitirmelidir! Hazret-i Bera’ya "Kendinizi elinizle, tehlikeye atmayın" âyeti düşmanla karşılaşıp şehit düşene kadar savaşan kimse hakkında mıdır?" diye sorulunca; Hazret-i Bera, (Hayır! Bir günah işleyip sonra da Allah onu bağışlamaz diyen hakkındadır) dedi. (Hakim) Hasan-ı Basri hazretlerine biri kıtlıktan şikayet etti. Başka biri fakirlikten, diğer biri de çocuğunun olmadığından şikayette bulundu. Hepsine de istiğfar etmesini tavsiye etti. Daha başka insanlar da çeşitli konularda sual ettiler. Onlara da istiğfar etmelerini tavsiye etti. Sebebini sorduklarında, Nuh suresi 10,11 ve 12. âyet-i kerimesini okudu. Eshab-ı kiramdan bir zat, çocuğu olmayan birine istiğfara devam etmesini söyledi. O kimse günde yedi yüz defa istiğfar ederdi. Nihayet bu şahsın on çocuğu oldu. [B] Bütün günahları affolur [/B] [B]Sual:[/B] Hadis-i şeriflerde, bazı duaları okuyanın ve bazı ibadetleri yapanın bütün günahlarının affedileceği bildirilmiş. Bunlara büyük günahlar da, dahil midir? [B]CEVAP[/B] Genelde, bütün günahlardan kasıt, küçük günahlardır. Büyük günahların affedilmesi için ayrıca tevbe etmek, kul hakkı varsa, hak sahipleri ile helalleşmek gerekir. Namaz, oruç gibi, farz ibadetler terk edilmiş ise, hem tevbe istiğfar etmek, hem de, bunları kaza etmek gerekir. Kadir gecesini ihya edenin, Ramazan orucunu tutanın, haccı kabul olanın, günahları affedilirse de, namaz, oruç ve kul borçları ödenmiş olmaz. Bunları kaza ederek, borçtan kurtulması gerekir. [B]Günahı hatırlayınca[/B] [B] Sual:[/B] Büyük bir günah işledik. Sonra tevbe ettik. O günahı hatırlayınca, yine istiğfâr gerekir mi? [B]CEVAP[/B] Her hatırlayışta istiğfar gerekir. [B]Tevbe için namaz[/B] [B] Sual:[/B] Tevbe etmek için illa 2 rekat namaz kılıp mı tevbe etmeliyiz? [B] CEVAP[/B] Namaz kılma mecburiyeti yoktur. Namaz kılıp dua ederek Allahü teâlâya sığınmak iyi olur. Pişman olmak tevbedir. [B] Açıkça işlenen günah[/B] [B]Sual:[/B] Açıkça işlenen günahın tevbesi de açıkça yapılmazsa, bu tevbe sahih olmaz mı? [B] CEVAP[/B] Sahih olur. Tevbenin sahih olması için, açıkça yapılma şartı yoktur, fakat açıkça yapılmazsa o günahı işlediğini bilenler, o kimseye, günaha devam ediyor diye suizan edebilir. Bunun için, açıkça işlenen günahın tevbesini de, mümkünse açıkça yapmalı, günahımızı bilenlere, artık o günahı bıraktığımızı duyurmalıyız. Duyurulmasa da, tevbe yine sahih olur. [B]Tevbesini duyurmak[/B] [B] Sual:[/B] Açıktan işlenen günahın tevbesini mutlaka açıktan yapmak gerekir mi? (Ben şu günahı işliyordum, tevbe ettim) denirse, duymayanlara da duyurmuş olmaz mıyız? [B] CEVAP[/B] Açık yapıldı diye, her günahın tevbesini açıktan yaparak, günahını başkalarına da duyurmak doğru olmaz. İki hadis-i şerif meali şöyledir: (Günah işleyen, günahını kimseye söylemesin, onu örtsün ve tevbe etsin!) [Beyheki] (“Gece şu günahları işledim” diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüşken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır.) [Buhari] Tevbeyi açıktan yapmak gerekir demek, o günahı işlerken görenlere ve o günahı işlediğini bilenlere tevbeyi duyurmak demektir, yoksa bilmeyenlere de duyurmak demek değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et!) [Taberani] [B] İstiğfar etmek[/B] [B] Sual:[/B] (Ölmüşleriniz için istiğfar edin) deniyor. Ölü için nasıl istiğfar edilir? İstiğfar etmekle istiğfar okumak ayrı mıdır? [B] CEVAP[/B] Evet, ayrıdır. İstiğfar okumak, Estağfirullah demek veya istiğfar duasını okumaktır. İstiğfar etmek ise, hayır hasenat yaparak, günahların affına sebep olmak demektir. Sevabı ölüler için, kurban kesmek, Kur’an okumak, cami ve çeşme gibi hayır hasenat yapmak, istiğfar etmek olur. Bir kişi, (Ya Resulallah, ölmüş olan ana babamın günahlarının affı için ne yapmam gerekir) dedi. Peygamber efendimiz, (Onlar için dua et, Kuran-ı kerim oku ve istiğfar et!) buyurdu. (Ey Oğul İlmihali) İstiğfar etmek, her çeşit hayır hasenat yapmak demektir. [B]Tevbenin duyurulması[/B] [B] Sual: [/B]Bir hoca, (Açık işlenen günahların tevbesinin de açık yapılması şarttır. Açık yapılmazsa, tevbe edilmiş olmaz. Tevbe eden bir zındığın, din aleyhine yazdığı kitapların yanlış olduğunu duyurması şarttır, duyurmadan ölürse, kâfir olarak ölür) dedi. Tevbe eden niye kâfir olarak ölüyor? [B] CEVAP[/B] Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur. Doğrudan Cennete gider. Ama tevbesini duyurmadığı için, biz onu yine zındık olarak bilip, (Zındık öldü, Cehenneme gitti) dersek sorumlu olmayız. Aksine salih bir Müslüman, dinden çıkıp kâfir olarak ölse, bunun dinden çıktığı ve kâfir olarak öldüğü bilinmediği için, bu kişi için (Cennete gitti) dersek sorumlu olmayız. Çünkü dinimiz zahire göre hüküm verir, kalblerini bilemeyiz. Her fırsatta Müslümanlığın aleyhine konuşanlar, İslamiyet’e düşmanlığı ile ün kazananlar, ölünce, (Belki tevbe etmiştir, tevbesini gizlemiştir) diyerek onları rahmetle anmak caiz olmaz. Aksine, İslâmiyet'e büyük hizmetleri olan kimse, belki kâfir olarak ölmüştür diye, onu kötülemek de caiz olmaz. Açıktan işlenen günahın tevbesini mutlaka açıktan yapmak, (Ben şu günahı işliyordum, tevbe ettim) demek gerekir diyenler de oluyor. Açık yapılsa da, her günahın tevbesini açıktan yaparak, günahını başkalarına da duyurmanın günah olduğu hadis-i şerifle de bildiriliyor. Sadece, günah işlediğimizi bilenlere, bizi hâlâ o günahı işliyor sanmamaları için, tevbe ettiğimizi duyurmamız iyi olur. Mâ kerihallah [B][/B] [B]Sual:[/B] Bir arkadaş, (Estağfirullah min külli mâ kerihallah) istiğfarındaki kerihallah ifadesi için doğrusu kerimallah olacak diyor. Doğrusu nedir? [B] CEVAP[/B] Onun söylediği yanlıştır. Kerihallah tek başına kullanılmıyor. Bu istiğfarın mânası şöyledir: (Ya Rabbi, beğenmediğin, razı olmadığın, kerih olan şeylerden birini yaptıysam, beni affet! Yapmadıklarımı da yapmaktan koru!) Ma kerihallah = Allah'ın kerih gördüğü beğenmediği şeyler demektir. Kerim demek çok yanlıştır. O zaman mâna şöyle olur: (Ya Rabbi, beğendiğin, razı olduğun, şerefli, kerim şeylerden birini yaptıysam, beni affet! Yapmadığım şerefli işlerden beni koru!) Görüldüğü gibi mâna çok değişiyor, çok tuhaf oluyor. Kesin bilmediği şey hakkında hüküm vermek yanlış olur. Dinî konularda dikkatli olmaya çalışmalıdır. [B]Tevbesini duyurmak[/B] [B]Sual:[/B] (Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et) hadisine uyarak açıktan işlenen günahın tevbesi açıktan yapılırsa, günahımızı duymayanlara da duyurmuş olmaz mıyız? [B] CEVAP[/B] Evet, herkese duyurulması uygun olmaz. Günahı başkalarına duyurmak günahtır. İki hadis-i şerif: (Günahı işleyen, günahını kimseye söylemesin, onu örtsün ve tevbe etsin!) [Beyheki] (“Gece şu günahları işledim” diye söylemek, günahı açıkça işlemekten sıkılmamak demektir. Rabbi gece suçunu örtmüşken, sabah Allah’ın kapattığı bu örtüyü kaldırmamalıdır.) [Buhârî] (Tevbeyi açıktan yap) demek, (O günahı işlediğini bilenlerin, görenlerin, sana suizan etmemeleri için, tevbeni sadece onlara duyur!) demektir, yoksa (Bilmeyenlere de duyur) demek değildir. Aslında günahını bilenler uzaktaysa veya bildirmenin faydası yoksa, onlara da duyurmak gerekmez. Tevbeyi başkalarına duyurmak [B] Sual:[/B] Geçen gün bir vaiz, (Açıktan işlenen bir günahın tevbesi açıktan yapılmazsa, o tevbenin faydası olmaz. Mesela, kurban kesen Müslümanları teröristlerle bir tutan kadın, bu günahına gizli tevbe etse de faydasızdır. Gizli işlenen günahın tevbesi de açıktan yapılmaz) dedi. Açıktan işlenen günahın tevbesi gizli yapılırsa, sahih olmaz mı? Bir kimse de gizli işlediği günahına alenen tevbe etse niye sahih olmuyor? [B]CEVAP[/B] Elbette sahih olur. (Gizli işlediğin günaha gizli, açık işlediğin günaha açık tevbe et!) ifadesi hadis-i şeriftir. Bu hadis-i şerif, gizli işlenen günahın tevbesi gizli olmazsa sahih olmayacağını göstermiyor. (Gizli işlediğiniz günahları kimseye duyurmayın) demektir. Günahı duyurmak da ayrıca günahtır. Açıktan işlenen günahın tevbesini gizli yaparsak, hiç kimse, bizim o günaha tevbe ettiğimizi bilmez. Bizi hep o günahı işliyor zanneder. Müslümanları bu zandan kurtarmak için, işlediğimiz o günahı bilenlerin yanında tevbe ettiğimizi onlara bildirmek gerekir. Yoksa tevbe edip, kimseye duyurmasak da, tevbemiz sahih olur. Kâfir olarak bilinen biri, Müslüman olsa, Müslümanlığını hiç duyurmasa, insanlar onun Müslüman olduğunu bilmez. Cenaze namazını kılmaz, Müslüman mezarlığına koymaz. Müslüman olduğunu duyurması, Müslümanların kendisine Müslüman muamelesi yapması içindir. Yoksa tevbesinin, imanının makbul olması için değildir. Dininiz Islam. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 100-tevbe istiğfarın önemi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst