Korkmak hissiyatı her insanda var olan bir histir. Kişi çeşitli şeylerden korkabilir, ama duyguda diğer duygular gibi sadece yerinde kullanılmasında kişiye zarar vermez. Mesela bir köpekten korkarsak bize zarar vermesi muhtemeldir, eğer onunda bir mahluk olduğu şuurunda olduğunu bilsek ve onu ve bizi yaratan tek Allaha sığınsak o zaman o köpekten korkmamamız gerektiğinide bileceğiz. İşte öylede :
Hz. Peygamber (asv)'in:
[BILGI]"Allahım! Korkaklıktan sana sığınırım." (Müslim Tercümesi, VII, 188)[/BILGI]
buyurması, korkaklığın kötü huylardan olduğunu göstermektedir.
Allah'ın yarattıklarından korkmamak, bir Müslüman için nasıl iyi bir özellik ise, aksine Allah (c.c.)'dan korkmak da o ölçüde üstün bir fazilettir.
Allah'tan korkmak, Onun rahmetinin şefkatine yol bulup ilticâ etmek demektir. Havf, bir kamçıdır; Onun rahmetinin kucağına atar. Mâlûmdur ki, bir vâlide, meselâ, bir yavruyu korkutup, sînesine celb ediyor. O korku, o yavruya gayet lezzetlidir. Çünkü, şefkat sînesine celb ediyor. Halbuki, bütün vâlidelerin şefkatleri, rahmet-i İlâhiyenin bir damlasıdır. Demek, Allah korkusunda büyük bir lezzet vardır.
Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:
[BILGI] "...Eğer inanıyorsanız bilin ki asıl korkmanız gereken Allah'tır" (et-Tevbe 9/13). "İnsanlardan korkmayın benden korkunuz."(Maide, 5/44)
"Allah'ın mescitlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler onarır."(Tevbe, 9/18).
"Allah'a ve Peygamber'e itaat eden, Allah'tan korkan ve O'ndan sakınan kimseler, işte onlar kurtulanlardır."(Nûr 24/52)
"Allah'ın göndermiş olduklarını tebliğ edenler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Allah hesap gören olarak yeter."(Ahzab, 33/39)
Mü'min Allah'tan korktuğu kadar O'na ümit bağlayan insandır da. Çünkü Cenab-ı Hakk şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rahmetinden ancak kafirler ümit keser." (Yusuf, 12/87) .
[/BILGI]
Dolayısıyla korkaklık Müslümana yakışmadığı gibi, hiç bir kınayıcının kınamasından, İslâm'a karşı olan insanlardan korkmamak yalnız ve yalnız Allah'tan korkmak gerekmektedir.
Allahkorkusununsebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri, kendiayıplarını, günahlarını ve ibâdetteki kusurlarını görerek, bunun yanındaAllahü teâlâ'nın kendisine verdiği sayısız ni'metleri düşününce,yaptıklarından utanıp, kalbinde korku başlar. Bukimsenin hâli şuna benzer: Bir padişah bir kimseye iltifat edereksayısız yardım ve ihsanlarda bulunsa, üstelik sadrazamlıkrütbesi verse, bu kimsede, padişahın bu iyiliklerine karşılık nankörlükve hıyanet etse, bunu da padişahın gördüğünü anlasa, okimsenin kalbine bir korku ateşi düşer.
[DIKKAT]Korkunundereceleri vardır. İnsanın kendisini arzulardan men etmesine İFFET,haramlardan men etmesine VERA, şüphelilerden men etmesine TAKVAdenir. Allah'a yaklaşmağa mâni olan her şeyden menetmesine ise SlDK denir. Böyle kimselere de SIDDÎKdenir. [/DIKKAT]
Bubakımdan Allahüteâlâ'dan Celâl sıfatı sebebiyle korkmak daha üstündür.Cenâb-ı Hak, Dâvûd aleyhisselâma (Benden kükremiş arslangibi kork!) buyurdu. Çünkü arslan, senden korkmaz, öldürmekisteyince de seni bir kabahatinden dolayı öldürmez. Allahüteâlâ'yı da böyle düşünenin korkmaması mümkün değildir.
Korkanlarınçoğu,akıbetinin kötü olmasından korkmuşlardır. Ebu Derda hazretleri buyurduki (Hiç kimse, ölüm zamanında imanının gerialınmıyacağından emin olmaz.) Sıddıklar kötü akıbetten çokkorkarlar. Süfyan-ı Sevrî'yi ağlarken gördüler. (Allah'ın afvı,senin günahından büyük olduğunu bilmez misin?) dediler. (İmanlaöleceğimi bilsem, dağlar kadar günahım olsa yine korkmam.)buyurdu. Mürid, günah işlemekten, arif ise küfredüşmekten korkar.
[DIKKAT]İştebu ilimlerdenve marifetten korku hâsıl olur. Korkudan ise zühd, sabır, tevbe, sıdk,ihlâs ve nihayet bunlardan da muhabbet hâsıl olur. Muhabbet makamı isebütün makamların sonuncusudur. Marifet, kendini ve Rabbini bilmekdemektir. Marifettenâciz olanlar ise, Allah'tan korkan marifet sahipleri ile sohbet etmeli,gafillerden uzak olmalıdır.[/DIKKAT]