Hadis Sohbetleri 28 : Mümin, Bir Delikten İki Defa Sokulmaz

[ABDULLAH4]

​

​

​

Bu haftaki Hadis-i Şerifimiz;


[NOT]"Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.

Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
[/NOT]


Buyrun kardeşlerim birlikte mütaala edelim!..
Katılımlarınızı bekliyoruz.





[TAVSIYE]Önceki Hadis Sohbetlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ[/TAVSIYE]

 

[ABDULLAH4]

Cevap: Hadis sohbetleri.28-(Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. )

Buhârî ve Müslim'in beraberce naklettiği bir hadîste Peygamber Efendimiz (sav): "(Akıllı ve olgun) Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz." (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63) buyurmuştur.

Yânî akıllı ve olgun mü'min, dîn ve dünyâ işlerinde sakınılacak şeylerden sakınır, ihtiyâtlı, tedbirli ve uyanık hareket eder, bir defa aldatılsa bile gaflete düşüp ikinci defa aynı hataya düşmez.

Hadîs-i şerif, “yuldeğu” fiilinin nehy şekliyle de rivayet olunmuştur. Bu takdirde mânâ: “Mü'min, bir delikten iki defa ısırılmamalıdır.” olur. Her iki rivayete göre de, hadîsden maksat şudur: Aklı başında bir mü'minin gafil avlanmaması ve tekrar tekrar aldanmaması lâzım geldiğine dikkat çekmektir. Bâzıları bundan maksadın dünya işleri hakkında değil, âhirete ait konularda aldanmamasının kastedildiğini söylemişlerdir.

Hadîsin meşhur bir sebebi vardır:

Resûlüllah aleyhissalatü vesselam, Bedir harbinde Ebû İzze namındaki şâiri esir almış ve kendisine iyilik yaparak serbest bırakmış. Müslümanlar aleyhine kimseyi kışkırtmayacağına ve kendisini hicvetmeyeceğine dair ondan söz almıştı. Fakat Ebû Izze kavminin yanına varınca sözünde durmamış, kışkırtma ve hicivlerine tekrar başlamıştır. Daha sonra Uhud harbinde yine Müslümanların eline esir düşerek tekrar serbest bırakılmasını istemiş, Resûlüllah (a.s.m.) da: “Mü'min, bir delikten iki defa ısırılmaz.” buyurmuştur. Bu sebep hadîsin nehy şeklindeki rivayetini zayıflatır.sorularla islamiyet.

 

[teblið]

Cevap: Hadis sohbetleri.28-(Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. )

Ben bu kudsi hadisten şunu anlıyorum;

Mümin hata işler elbett..Çünkü günaha meyillidir fıtrat..Lakin mümin aynı zamanda aklı selim hareket etmelidir..Bir hata yapınca o hatadan ders çıkarmaldır..

Hani güzel bir atasözümüzde vardırya .(.Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yesin )..İşte o hesap..Her yaşadığın olumsuz olay sana tecrübe olmalıdır..Olmalıdır ki bir daha o günah girdabına girmeyesin;

Sözün özü Tedbirli olmalı MÜSLÜMAN!!!!

 

[Ukbaa]

Efendimiz ''Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.'' diyor.
Yani mü'min öyle tedbirli, uyanık olmalı ki iki defa aynı yanılgıya düşmemeli...
Fakat bu hataya düştüğümüz görülüyor.

Peki gaflete düşüp aynı hataları tekrarlamamak için reçetemiz ne olmalı, neler yapmalıyız ?

 

[memluk]

Efendimiz ''Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.'' diyor.
Yani mü'min öyle tedbirli, uyanık olmalı ki iki defa aynı yanılgıya düşmemeli...
Fakat bu hataya düştüğümüz görülüyor.

Peki gaflete düşüp aynı hataları tekrarlamamak için reçetemiz ne olmalı, neler yapmalıyız ?

Akıllı insan, hata yapmayan insan değildir.
Akıllı insan, aynı hatayı iki defa yapmayan insandır.oyle dostlarımız olmalıki; dünyada hata ve günahtan bizi geri tutsun ,ahirette hesabı kolaylaştırsın bizde böyle dost olmalıyız...

 

[teblið]

Peki gaflete düşüp aynı hataları tekrarlamamak için reçetemiz ne olmalı, neler yapmalıyız ?

Hayatı boyunca hatasız, günahsız, eksiksiz ve kusursuz olduğunu zannetmek Kuran’a uygun olmayan bir tavırdır. Çünkü, insan hata yapmaya ve günah işlemeye açık, aciz bir varlıktır.

Buna karşılık Allah(C.C) bağışlayıcı ve tevbeleri kabul edici olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle insanın bilerek veya bilmeyerek, gaflete kapılarak, nefsine uyarak işlediği hatalardan dolayı ümitsizliğe düşmesi Kuran ahlakına uygun olmayan bir tavır olacaktır. Hata yapan mümine düşen, hatasından ibret almak, pişman olup doğruya yönelmek, vakit geçirmeden Allah’a sığınmak ve bir daha o hatayı tekrarlamamak için gayret göstermektir.

Elbette mümin hata yapmamaya ve günah işlememeye, Allah’ın(c.c) sınırlarını korumaya çok özen gösterir, fakat buna rağmen hataları, günahları olabilir. Hatalarından sonra tevbe edip Allah’tan bağışlanma dilemek ise çok güzel bir mümin özelliğidir.

Reçetenin devamında dua ve farz olan ibadetlere sımsıkı sarılmak Müminin en güzel dermanı ve şifaa bulacağı Rahmani kapılardır..

 

[Huseyni]

İnsan fıtratı gereği günahada sevabada meyilli yaratılmış. Mü'minler olarak bizler de hatalar yapıyoruz, günahlar işliyoruz ancak Efendimiz aleyhissalatü vesselam bizleri, aynı hatayı yapmaktan meneden bu hadisle uyarıyor. Burda aynı delikten sokulmak ifadesini aldatılmak olarak düşünebileceğimiz gibi günahlar üzerinde ısrarla durmak manasında da anlıyabiliriz. Çünkü başka bir hadiste mealen şu şekilde geçiyor “Müminin ferasetinden çekinin, çünkü o Allah’ın nuruyla bakar, görür.”(Mecmauz-zevaid, 10/268). Yani müslüman ferasetli olmalı, uyanık olmalı, aynı tuzağa iki defa düşmemeli. Aynı günaha da iki defa düşmemeli. Elden geldiğince her hatayı farkettiğinde tevbe istiğfarla manen temizlenmeli. Hatalarda ısrar etmek, aynı meselelerde gerek insanlara, gerekse şeytana dini noktada aldanmak, dinde lakaydlığın belirtisidir.

 

[Huseyni]

Peki gaflete düşüp aynı hataları tekrarlamamak için reçetemiz ne olmalı, neler yapmalıyız ?

İ’lem eyyühe’l-aziz! (EY AZİZ KARDEŞİM BİL Kİ: ) Senin önünde çok korkunç büyük meseleler vardır ki, insanı ihtiyata, (TEDBİRLİ OLMAYA) ihtimama (AZAMİ DİKKAT İÇİNDE OLMAYA) mecbur eder.

Birisi: Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.

İkincisi: Dehşetli, korkulu ebed memleketine yolculuktur.

Üçüncüsü: Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak (MUTLAK ACİZLİKLER) gibi elîm elemlere mâruz kalmaktır. Öyleyse, bu gaflet ü nisyan (UNUTKANLIK, GAFLET) nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilât-ı fâniyeye ihtimam (YOK OLUP GİDEN FANİLERE ÖNEM VERİP) ve bâkiyat-ı dâimeden (DAİMİ VE BAKİ OLAN ŞEYLERDEN) tegafül (GAFLET) edeceksin?

Mesnevi-i Nuriye