Hadis Sohbetleri 41 : Hz. Peygambere yalan isnad etmek - Hadis uydurmak

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
بِسْمِاللَّهِالرَّحْمَنِالرَّحِيمِ



Selamünaleyküm Degerli Kardeşlerim;

Bu haftaki Hadisi Sohbetleri dersimiz başladı. Buyrun beraber mütaala edelim anladiklarimizi paylasalim insallah..


[BILGI]Benim hakkımda da bildiğiniz dışında sözden kaçının. Kim bana bile bile yalan nisbet ederse ateşteki yerini hazırlasın. (Tirmizi)[/BILGI]











[NOT]Önceki Hadis Sohbetlerine ulaşmak için TIKLAYINIZ.[/NOT]
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

pendüender

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Selamunaleyküm...
Kısa bir bahis;
Geçenlerde bir öğrenci ve elinde bir kitap,Kitap Sadi Şirazi ye ait lakin ve ne yazık ki o telif hakkı dolmuş (70 yıl zamanı dolan bir kitaptan telif alınmıyor.) olan kitabın rantına düşen insancıklar,kitabın yazarına Mevlana demiş...olayın geri kalanını yorumsuz bırakıyorum..
Bahsini açtığınız konu o kadar hassas ki insan neyi yazıp neyi paylaşacağını epeyce bir düşünüyor. ve yukarıda anlattığım küçük olayı iki Cihan Serveri (sav) tebliğ ve sözleri üzerinde düşünürsek telafisi mümkün olmayan hatalar asürükler insanı maazALLAH.ve Günümüzde insanlarımız o kadar kulaktan dolma zayıf bir maneviyat hissi ile yaşamaktaki bazı şeyleri olmazlar olur gibi olurlar olmaz indinde yaşatılıyor.Sanırım üstümüze düşen vazife , İslamın bekçileri olup hem doğru olanı yaşamak hem de örnek olmak.Bu konuda yardımcı olunan kaynaklar aşikar...

Selametle...
 
Son düzenleme:

Huseyni

Müdavim
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Ve aleyküm selam. pendüender kardeşe katılıyorum. Çoğu zaman böyle durumlarla karşılaşıyoruz. Kulaktan dolma birçok söz hadis gibi dillendiriliyor. Yanlış bildiğini söylediğinizde ise, muhatap genelde inat yolunu seçiyor ve ısrarında devam ediyor. Allah cc. Peygamber Efendimize a.s.m. ve onun varislerine yalan söz isnad etmekten cümlemizi muhafaza eylesin, amin.

Bu hadisin mucizevi yönü de var elbette. Efendimiz aleyhissalatü vesselam kendinden sonra gelecek birtakım insanların, kendi sözlerini ya da duydukları sözleri hadis diye uyduracaklarını, Üstadın tabiriyle gaybaşina gözüyle görmüş ve bilmiş ki bu sözü söylemiş. Ve bu hadisin muhatabı benim anlayışıma göre daha çok müslümanlardır. Çünkü kafir zaten ateşteki yerinden haberdar. Kelime-i şehadeti kabul etmeyen elbette Efendimiz aleyhissalatü vesselamın "ateşteki yerini hazırlasın" sözünü dikkate almaz. O zaman burda bu sözün muhatabı olarak en çok üzerine alınması gerekenler müslümanlardır. Ve müslümanlar tembellik bahanesiyle her duyduğunu Ona a.s.m. isnad edemez, etmemeli. Madem böyle ciddi bir uyarı var bunu dikkate almak durumundayız. Gerekirse söyleyeceğimiz sözü erteleyip ne kadar doğru olup olmadığını tedkik etmeliyiz. Bu dahi sevaptır.
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Bir de malesef genel olarak araştırmacı, sorgulayıcı değiliz. Katıldığımız bir sohbetteki kıssaya, hikayeye hiç araştırma gereksinimi duymadan hemen inanıyoruz. Ve bu kulaktan kulağa dolaşarak zamanla çok değişik hallere girebiliyor. Bu hadisler içinde geçerli. Yeri geliyor başkasının bir sözü bir hadiste şöyle denilmiş diyerek aktarılıveriyor. Kaynağına bakan yok. Araştıran eleştiren yok. Her hazır bilgi insanı doğruya götürmediği gibi felakete de sürükleyebiliyor. Şu zamanda bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken hala her duyduğumuza kayıtsız inanıyorsak bu tembellikten ve cahillikten başka birşey değildir.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Arkadaslar bu konuyu actigimdan beri aklima takilan bir durum var insallah beni bilgilendirirsiniz..
Malumunuz Hadis sohbetleri basligi altinda burada herkez anladigi ve idrak ettigi kadariyla konunun daha iyi anlasilmasi hususunda paylasimda bulunuyoruz...
Kendi nefsime ne Alimim nede ilmim var maksadimiz hizmez olsun hem ögrenelim hemde ögrendigimizi kardeslerle paylasalim niyetiyle bu kervana katildim ama bu Hadisi serif beni düdüncelere saldi yoksa ben bilmeden bir hatami yaptim. oda sudur...

Hadis ilmine vakif olmayan bu acizin hadisleri Kim rivayet etmistir kaynagi nedir hangi sartlar ve olaylar karsisinda söylenmis oldugunu bilmeden Hadisler hakkinda yorum yapmasi ne kadar saglikli..

En önemlisi Resullahin s.a.v den nakledilen Hadisi seriflerin manasini yakalayamayip kendi anlayisimiza ve idrakimize göre yaptigimiz yorumlarla Resulullaha s.a.v yalan isnat edenlerden yani yukaridaki Hadisi serife muhatap olanlardan olmayalim.. sizi bilmem ama bu basligi actigimdan beri korkmaya basladim insallah bir hataya düsmemisimdir Rabbim affu magfiret etsin cümlemizi.....
 

kýrýmlý

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

"Ashabım göklerdeki yıldızlar gibidir." ve "sen olmasaydın kainatı yaratmazdım." gibi meşhur ve sahih bildiğimiz hadisler uydurmadır.Bu hadisi işlemekte çok iyi yapmışsınız.Keşke gerektiği gibi işlenebilse ne kadar güzel olurdu.

Çünkü İlk dönemlerde tasnif edilen hadislerin sayısı 3.000-3500 civarında iken varyasyonları ile birlikte 6.000 civarındaydı.Günümüzdeki hadis sayısı 1.500.000 dur.Çoğalmaya da devam etmektedir.

Hatta bazı kimseler keşif yoluyla ve bizzat görüşerek,hadis kitaplarında olmayan hadisleri Peygamber Efendimizden almaya devam ettiklerini söylemektedirler.

Hadis uydurmacılığı tarih içerisinde de benzer şekillerde olmuş.Yani hadis uyduran kişi önce yapacağı günahın kılıfını hazırlamış.Meşhur sahabeler ve hadis ravilerinin isimlerine,onlar adına senetler düzenleyerek uydurma hadisler yaymışlardır.Uydurma hadis konusunu bilmeyen kardeşlerimiz bir hadisin uydurma olduğunu duyunca o hadisi uyduranın ravisi olduğunu sanarak yanılmaktadır.Hadisler uydurulken meşhur raviler adına uydurma senetler düzenlenerek uyduruluyordu.
 

pendüender

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Topluma mal olmuş,ve artık günlük yaşantımızla iç içe olan birçok dini telkinler toplumu yönlendirmekte.O yüzden hassasiyet çok önemli.ve şu da var eğer gerçekten doğruluğundan emin olunup yanlış aksettirelen bir durum söz konusu olduğunda uyarmak ve de uyarılmak hepimizin borcudur.Genel gerçek kaynaklarımız bahsi geçen konu için ziyadesiyle var-önemli olan, o kaynaklara doğru kanallardan ulaşmaktır.şöyle bir ayrıntıyı da gözden kaçırmamak lazım,dinimizdeki mezheplere göre yorumlanan ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde ziyadesiyle var,önemli olan da o görüşler aynı ummana dökülüyor mu netice olarak bunun ayrıntısına varabilmeliyiz, ve hadis ilminin tefsiri konusuna dikkat etmeliyiz.

. : T.C Diyanet İşleri Başkanlığı Hadis Sitesi : . DİYANETİN BU LİNKİNE BİR GÖZ ATALIM DERİM.

Selametle.
 
Son düzenleme:

Huseyni

Müdavim
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Arkadaslar bu konuyu actigimdan beri aklima takilan bir durum var insallah beni bilgilendirirsiniz..
Malumunuz Hadis sohbetleri basligi altinda burada herkez anladigi ve idrak ettigi kadariyla konunun daha iyi anlasilmasi hususunda paylasimda bulunuyoruz...

Kendi nefsime ne Alimim nede ilmim var maksadimiz hizmez olsun hem ögrenelim hemde ögrendigimizi kardeslerle paylasalim niyetiyle bu kervana katildim ama bu Hadisi serif beni düdüncelere saldi yoksa ben bilmeden bir hatami yaptim. oda sudur...

Hadis ilmine vakif olmayan bu acizin hadisleri Kim rivayet etmistir kaynagi nedir hangi sartlar ve olaylar karsisinda söylenmis oldugunu bilmeden Hadisler hakkinda yorum yapmasi ne kadar saglikli..

En önemlisi Resullahin s.a.v den nakledilen Hadisi seriflerin manasini yakalayamayip kendi anlayisimiza ve idrakimize göre yaptigimiz yorumlarla Resulullaha s.a.v yalan isnat edenlerden yani yukaridaki Hadisi serife muhatap olanlardan olmayalim.. sizi bilmem ama bu basligi actigimdan beri korkmaya basladim insallah bir hataya düsmemisimdir Rabbim affu magfiret etsin cümlemizi.....

Abdullah abi hadis uydurmak ile hadisin manasını tefekkür etmek çok farklı şeyler. Mesela burda yorum yapan biri olarak benim her söylediğim doğru olacak diye bir kaide elbette yok. Ancak yapmaya çalıştığımız şey burdaki derslerden istifade babında kendi anladığımızı ortaya koymaktır. Yoksa "bu hadisin benim söylediğim dışında bir manası yoktur" demek değildir. Kendi istifadelerimizden hata etsek, konu ortada, elbet bir kardeşimiz gelir, düzeltir veya uyarır.

Eğer düşünmek, tefekkür etmek, kendi istifadesini mü'min kardeşleriyle paylaşmak sakıncalı birşey olsaydı, Allah cc. ayetlerinde insanı akletmeye, zikretmeye, tefekkür etmeye şiddetle davet etmezdi. Ayet veya hadisi yorumlamaktan korkucaksak "kesin manası budur" demekten korkmalıyız. Hele ki söylediğimiz İslamın özüne ters bir durum gibi gözüküyorsa onu yazmaktan kaçınmak, bir mü'min için çok büyük önem arzediyor.

Allah cc. bu dersler esnasında yaptığımız yanlışlar varsa affetsin, amin.

kırımlıya gelicek olursak zaman zaman biçok konuda muhalifliklerini görüyoruz. Burda da benzer bir durum var. Hadis-i Şerif olduğu öne sürülen iki örnek göstermiş. Ve bunlara "uydurma" deyip kesip atmış.

Evvela hadis diye bildiğimiz bu sözlere yalan, uydurma diyebilmek için bir maksat gütmek gerektir. Maksad dine muhaliflikse eyvallah sözümüz yok. Allah ıslah eylesin deriz. Ancak iyi bir niyet ile bu sözü söylüyorsak, kardeşlerimize bu konuda uyarı vermek istiyorsak, bu hadisin neye göre yalan veya uydurma olduğunu da açıklamak gerek. Mesela hadis diye söylenen sözün manasında bir bozukluk mu var öncelikle bunu ortaya koymak gerek.

İkincisi bu uydurma denilen hadisler bazı hadis alimleri tarafından doğruluğu tam olarak sabit olmamışsa da bazı alimler tarafından da kabul edilmiştir. Mesela "Habibim, sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" hadis-i Risale-i Nurlarda vardır. Bugün zamanımıza en yakın olan eserde vardır yani. Tabi sadece Risale-i Nurlarla sınırlı değil hadis diye bildiğimiz sözün kaynağı. Bunlarda diğer kaynaklar.

1. Cem’ul Fevâid, 2: 442 (Hz. Ömer (ra) dan)
2. Müsnedü’l-Firdevs, 5:227 (İbn-i Abbas (ra) dan)
3. Aliyyu’l-Muttakî, Kenzu’l-Ummal, Hadis No:32025
4. Aliyyu’l-Kârî, El-Esrâru’l –Merfûa, 295-296
5. Celaleddin-i Suyutî, El-Laâli’l Masnûa, 1:272
6. Şevkânî, El-Ferâidu’l-Mecmua, 326
7. Aliyyu’l-Kârî, Şerh-u Şifa,1:6

Misal verilen hadisleri destekleyecek bir çok hadis bulunmaktadır. Bunlardan sonra;

Allah'ın cc. "habibim sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım" demesi dinimizce aykırı bir mana taşıyor mu ?

Alimlerin bir kısmı "sahih değildir" demesi bir kısmının da eserlerinde nakletmesi, bize "uydurmadır" deme hakkını verir mi ?

Üstad Hazretlerinin bir sözünü, konuya dair buraya koyuyorum. Dersin maneviyatını nefsi tartışmalarla bozmak istemiyorum.

"Hangi mesele var ki, bazı kitaplarda ona ilişilmesin? Hattâ İbn-i Cevzî gibi büyük bir muhaddis bazı sahih ehâdîsi mevzu dediğini, ulemalar taaccüple nakletmişler. Hem her zayıf veya mevzu hadîsin mânâsı yanlıştır demek değildir. Belki an’aneli sened ile hadîsiyeti kat’î değildir demektir. Yoksa mânâsı hak ve hakikat olabilir.

Şualar"

Dua ile.
 
Son düzenleme:

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak



Abdullah abi hadis uydurmak ile hadisin manasını tefekkür etmek çok farklı şeyler. Mesela burda yorum yapan biri olarak benim her söylediğim doğru olacak diye bir kaide elbette yok. Ancak yapmaya çalıştığımız şey burdaki derslerden istifade babında kendi anladığımızı ortaya koymaktır. Yoksa "bu hadisin benim söylediğim dışında bir manası yoktur" demek değildir. Kendi istifadelerimizden hata etsek, konu ortada, elbet bir kardeşimiz gelir, düzeltir veya uyarır.

Eğer düşünmek, tefekkür etmek, kendi istifadesini mü'min kardeşleriyle paylaşmak sakıncalı birşey olsaydı, Allah cc. ayetlerinde insanı akletmeye, zikretmeye, tefekkür etmeye şiddetle davet etmezdi. Ayet veya hadisi yorumlamaktan korkucaksak "kesin manası budur" demekten korkmalıyız. Hele ki söylediğimiz İslamın özüne ters bir durum gibi gözüküyorsa onu yazmaktan kaçınmak, bir mü'min için çok büyük önem arzediyor.

Allah cc. bu dersler esnasında yaptığımız yanlışlar varsa affetsin, amin.


Allah razi ve memnun olsun kardesim benim icin yeterli bir izahat oldu..
Rabbim cûmlemizi hak yolda hakki hak bilip Hakka uyan, Batili batil bilip batildan sakinan kullarindan eylesin.Amin..
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Abdullah Ağabey öncelikle bu düşüncenizden dolayı Allah sizden razı olsun.

Malesef bu düşüncenizden dolayı haklı buluyorum.Çünkü muhaddis değiliz.Herkes arasında anladığını dillendiriyor.Hadis tefsiri de bu manada önemlidir.Çünkü Alemlerin Efendisi Hz.Muhammed (sav) benim senin onun anladığını değil bazen kapalı perdeler ardında bir ilmi bilgi veya haber bildirmektedir.Risale-i Nurlarda da bu mevzuya dair konular mevcuttur.

Bu kapsamda hadis derslerinin istişareye açılmasına açıkçası ben de razı değilim.


 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Ayrıca konuya ek olarak bir ricam olacak; Çok fazla ders açıyorsunuz.
Ve açılan dersler açanlar arasında kalıyor.Bunun yerine haftada bir ders olsun ama herkes katılsın.

Bir havuza beş musluk takılırsa havuzun suyu çabuk tükenir.Bir çeşme olsun ab-ı hayat olsun..

Hazmederek ilerlemek daha sağlıklı olur kanaatindeyim.Görüşüm tüm açılan dersleri kapsamaktadır.Dikkate alınması duasıyla..
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

[DIKKAT][h=2]BEŞİNCİ FASIL[/h][h=2][/h][h=2]HADÎS RİVAYETİ VE NAKLİ[/h]

ـ4126 ـ1ـ عن ابن مسعود رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قالَ رسولُ اللّهِ #: نَضَّرَ اللّهُ امْرَأً سَمِعَ مِنَّا شَيْئاً فَبَلَّغَهُ كَمَا سَمِعَهُ فَرُبَّ مُبَلِّغٍ أوْعَى مِنْ سَامِعٍ[. أخرجه الترمذي وصححه.»نَضَرَ اللّهُ اَمراً« بتخفيف الضاد وتشديدها معناه: حسنه وجمله .

1. (4126)- İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Benden bir şey işitip onu (artırıp eksiltmeden) işittiği şekilde başkasına ulaştıran kimsenin (Kıyamet günü) Allah yüzünü taze kılsın. Zira, kendisine ulaştırılan öyleleri var ki, bizzat işitenden daha iyi kavrar."

[Tirmizî, İlm 7, (2658).][46]

ـ4127 ـ2ـ وعن ابن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْهُما قال: ]قَالَ رسولُ اللّهِ # بَلِّغُوا عَنِّي وَلَوْ آيَةً، وَحَدِّثُوا عَنْ بَنِي إسْرَائِيلَ وََ حَرَجَ، وَمَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّداً فَلْيَتَبَؤَأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ[. أخرجه البخاري والترمذي.قوله »حَدِّثُوا عَنْ بَنِى إسْرَائِيلَ وََ حَرَجَ« ليس فيه إبَاحة الكذب في اخبار عنهم ورفع ا“ثم عمن نقل عنهم كذبا، ولكن معناه الرخصة في الحديث عنهم على معنى البغ وإن لم يتحقق ذلك بنقل ا“سناد ‘نه أمر تعذر لبعد المسافة وطول المدة.

2. (4127)- Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir âyet bile olsa benden başkasına götürün. Benî İsrail (hikayelerin)den de rivayet edin, bunda bir mahzur yok. Ancak kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın." [Buharî, Enbiya 50; Tirmizî, İlm 13, (2671).][47]

AÇIKLAMA:

1- Bu iki rivayet, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın, Ashabını hadis rivayetine yapmış olduğu teşviklere örnek teşkil etmiştir. Şeriat-ı garramızın ikinci kaynağı olarak hadisin ehemmiyetine mütenasib bir ciddiyet ve ısrarla Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hadislerin öğrenilmesine ve rivayet edilmesine gereken ihtimamı göstermiştir.

2- Birinci hadis, yapılacak rivayetlerin aslına uygun olması gereğini vurgulamaktadır. Anlamasa bile, nasıl işitti ise öyle rivayet etmesi istenmekte, doğrudan dinleyen, yeterince anlamamış olsa bile kendisine ulaştırılanın ondan daha iyi anlayabileceğine dikkat çekilmektedir. Bu sonuncu ifade dahi, asla uygunluğa riayeti sağlamaya yöneliktir.

Resulullah'ın hadislerini rivayette, en mühim hususlardan biri asla uygunluktur. Âlimler lafzî rivayeti, manevi rivayete üstün kabul etmiştir. Ancak, manen rivayete de cevaz verilmiştir, çünkü hadisler, Kur'an vahiyleri gibi Resulullah'ın sıkı kontrolü altında yazdırılmadı.

3- İkinci hadiste farklı bir husus, İsrailiyat'ın rivayetine cevazdır. Zira İsraili hikayelerde bir kısım ibretler var. Bu hikayelerin asla uygunluğu oldukça meşkuk bir durum arzeder. Bunlar zaman içinde uydurulmuş da olabilir. Bu, uydurma olma ihtimaline rağmen, Resulullah'ın onları rivayet etmeye müsaade etmesi yalan rivayetlere ruhsat verme değildir. Uydurma hadis rivayet etmenin hükmü de hadiste belirtilmiştir.

Şu halde, İsrailî olduğu belirtilerek yapılan rivayetler "yalanı rivayet etme"nin şümulüne girmeyecektir.

4- Resulullah'a yalan nisbeti yasaklayan rivayet çoktur ve mütevatirdir. Belki de en çok sahabe tarafından rivayet edilme şerefine bu hadis ermiştir. Resulullah'ın "işittiğiniz şekliyle rivayet edin" emriyle, "Bana yalan nisbet eden cehennemdeki yerini hazırlasın" tehdidini birleştiren, pek çok sahabeyi, Resulullah'tan duyduklarımı rivayet ederken aynıyla rivayet edemez miyim, kendimden bir kelime mi katarım veya bir kelime eksik mi bırakırım, böyle olunca Resulullah'a yalan nisbet etmiş duruma mı düşerim? diye fevkalâde ciddi endişeye sevketmiş rivayet hususunda kendi kendini frenlemeye, az rivayet etmeye -ve hatta Saîd İbnu Zeyd örneğinde olduğu üzere- hiç rivayette bulunmamaya sevketmiştir.

Bu çeşit durumlar, bizim hadise karşı olan güvenimizi artırmaktadır. Zira bunlar bir taraftan Resulullah'ın tedbirini, diğer taraftan Ashab'ın bu tedbirlere riayetini göstermektedir.

5- İbnu Hacer, İsrâilî hikayelerden rivayet izninin muahhar ve hatta, ahkamın ve dînî kaidelerin istikrar bulmasından sonraya rastladığını, daha önce fitne endişesiyle onlardan rivayet ve hatta kitaplarını okumasının dahi yasaklandığını belirtir.

6- "Mahzur yoktur" ibaresi ile şu manaların kastedildiği belirtilmiştir.

* Onlardan işittiğiniz acib şeylere kalbiniz daralmasın, bu onların başına sıkça vâki olmuştur.

* Onlardan anlatmanızda da bir mahzur yok. Zira önceki حَدِّثُوا ifadesi emir sîgasıdır ve vücub ifade eder. Şu hade bu sîga ile vücub kastedilmediğine "...mahzur yoktur" ibaresiyle işaret edilmiştir.

* Bundan murad, onların hikayelerini anlatan kimsenin kullanacağı kötü kelimeler sebebiyle hatıra gelecek mahzurun ondan kaldırıldığını ifade eder. Mesela ayette, onların Hz. Musa'ya söyledikleri "Sen ve Rabbin, ikiniz gidin ve savaşın biz burada kalacağız" (Mâide 24) sözlerini nakil böyledir, benzeri edebsizliklerini naklide mahzur yok demektir.

* Benî İsrâil'den murad, bizzat İsrâil'in çocuklarıdır. Bunlar da Hz. Yakub'un evlatlarıdır. Böyle olunca murad, "Onların babaları Yusuf (aleyhisselâm)'la olan kıssalarını anlatın" olur. Ancak bu tevilin en uzak tevil olduğu belirtilir.
* İmam Mâlik der ki: "Bundan murad onların güzel hallerinin anlatılmasının cevazıdır. Yalan olduğu bilinenlerin rivayeti caiz değildir."
* "Onlardan, Kur'an ve sahih hadiste gelmiş olan meselelerini tahdis edin" demektir.

* Onların hikayesi, inkıtâ, belâğ her ne suretle vâki olduysa öyle rivayete cevazdır, çünkü onları rivayette ittisal kurmak mümkün değildir. Ancak İslamî ahkâmı tesbit eden rivayetler böyle değil. Zira bunları rivayette asıl olan, ittisaldir. Öbürü, zamanca uzaklık sebebiyle ittisal mümkün değil ise, beriki zamanın yakınlığı sebebiyle ittisal mümkündür.

* İmam Şâfiî der ki: "Malum olduğu üzere, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) yalan haberin rivayetini tecviz etmez. Öyleyse ma'nâ: "Benî İsrail'den yalan olduğunu bilmediklerinizi rivayet edin. Size tecviz edilenlerin onlardan rivayet edilmesinde sizin için bir mahzur yoktur. Bu Resulullah'ın şu sözüne benzer: "Ehl-i kitap size bir rivayette bulunursa onları ne tasdik edin ne de tekzib." Sıdkı kesin olan şeylerin söylenmesi hususunda ne yasaklama, ne de izin vârid olmadı."​
[/DIKKAT]
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

[DIKKAT]
ـ4129 ـ4ـ وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]حَفِظْتُ مِنْ رَسُولِ اللّهِ # وِعَاءَيْنِ فَأمَّا أحَدُهُمَا فَبَثَثْتُهُ فِيكُمْ. وَأمَّا اŒخَرُ فَلَوْ حَدَّثْتُكُمْ بِهِ لَقَطَعْتُمْ هذَا الْبَلْعُومَ[. أخرجه البخاري.
وقال »البلعوم« مجرى الطعام .

4. (4129)- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan iki kap ilim hıfzıma aldım. Bunlardan birini aranızda neşrettim. Ama diğerini söyleyecek olsam şu gırtlağımı kesersiniz." [Buhârî, İlm 42.][51]

AÇIKLAMA:

Ebu Hüreyre hazretleri, burada Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)' dan öğrendiği hadislerden bir kısmını rivayet etmekten çekinerek ketmettiğini belirtmektedir. Ülemâ, neşredilmeyen ilmin, kötü emirlerin isim ve ahvalini ve çıkacakları zamanı beyaneden hadisler olduğunu söylerler. Ebu Hüreyre'nin bunların bazılarına kinâye yoluyla işaret ettiği, ama tasrih etmekten korktuğu söylenmiştir. Mesela şu sözü onlardan biridir:

"Altmışın başından ve çocuğun başkanlığından Allah'a sığınırım." Bununla Yezîd İbnu Muâviye'nin hilafetine işaret ettiği belirtilir. Çünkü, onun hilafeti hicretin 60. yılında idi. Allah Ebu Hüreyre'nin duasını kabul etmiş ve ruhunu bir yıl önce kabzetmiştir.

Ebu Hüreyre, "Gırtlağımı keserdiniz" sözüyle, zalim idarecileri kastetmiştir. Ayıplarını işitmekten rahatsız olarak, hayatına kıyacaklarından korktuğunu belirtmiştir.

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)'ın rivayetten çekindiği fitne ile ilgili hadisleri, "Herkes hayırdan sorarken, gelip bana bulaşır mı korkusuyla ben şerden sorardım" diyen Huzeyfe (radıyallahu anh), kısmen rivayet etmiştir.

Ebu Hüreyre'nin haklılığını, yani Resulullah'ın fitne ilgili olarak çok sayıda ve pek teferuatlı açık beyanlarının bulunduğunu anlamak için, Ebu Dâvud'da yer alan bir Huzeyfe hadisini kaydediyoruz. Der ki:

"Vallahi bilemiyorum, arkadaşlarım gerçekten unuttular mı, yoksa unutmuş mu görünüyorlar. Vallahi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Kıyamete kadar gelecek ve adamlarının sayısı üçyüz ve daha fazla olacak bütün fitne başlarını bize adıyla, babasının ve kabilesinin adıyla zikretti."[52]​
[/DIKKAT]
 

pendüender

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Selamunaleyküm..Efendimiz aleyhisselamın Allah (cc) yanındaki üstün yerini Adem Aleyhisselamın tövbesinde de görmek mümkün.

Şöyleki;
Peygamber efendimiz, Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusudur. Allahü teâlânın yarattığı varlıkların en şereflisi Muhammed aleyhisselâmdır. Her şey O’nun hürmetine yaratıldı. O, Allahü teâlânın resûlü, son peygamberidir. Allahü teâlâ bütün peygamberlerine ismiyle hitâb ettiği hâlde, O’na “Habîbim” (sevgilim) diyerek hitâb etmiştir. Nitekim Allahü teâlâ bir hadîs-i kudsîde: “Sen olmasaydın, sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım!” buyurdu. Bütün mahlûkâtı O’nun şerefine yaratmıştır. Allahü teâlâ kullarına râzı olduğu ve beğendiği yolu göstermek için çeşitli kavimlere zaman zaman peygamberler göndermiştir. Muhammed aleyhisselâmı ise son Peygamber olarak bütün insanlara ve cinlere gönderdi. Bunun için Peygamberimize “Hâtem-ün-nebiyyîn” ve “Hâtem-ül-Enbiyâ” denilmiştir.
Her peygamber, kendi zamânında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan üstündür. Muhammed aleyhisselâm ise, her zamanda, her memlekette, yâni dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür. Hiçbir kimse hiçbir bakımdan O’nun üstünde değildir. Allahü teâlâ her şeyden önce Muhammed aleyhisselâmın nûrunu yarattı. Eshâb-ı kirâmdan Abdullah bin Câbir radıyallahü anh; “Yâ Resûlallah! Allahü teâlâ her şeyden evvel neyi yaratmıştır, bana söyler misin?” deyince, Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Her şeyden evvel senin peygamberinin yâni benim nûrumu kendi nûrundan yarattı. O zaman ne Levh, ne Kalem, ne Cennet, ne Cehennem, ne melek, ne semâ’ (gökyüzü), ne arz (yeryüzü), ne güneş, ne ay, ne insan, ne de cin vardı.” Âdem aleyhisselâm yaratılınca Arş-ı a’lâda nûr ile yazılmış “Ahmed” ismini gördü. “Yâ Rabbi! Bu nûr nedir?” diye sorunca Allahü teâlâ; “Bu, ismi göklerde Ahmed ve yerlerde Muhammed olan senin zürriyetinden bir peygamberin nûrûdur. Eğer O olmasaydı, seni yaratmazdım.” buyurdu. Âdem aleyhisselâm yaratılınca alnına Muhammed aleyhisselâmın nûru kondu ve o nûr onun alnında parlamaya başladı. Âdem aleyhisselâmdan îtibâren babadan oğula intikal ederek asıl sâhibi Muhammed aleyhisselâma ulaştı Bu durumda Efendimizin (sav)'ın Ashabının kıymet derecesi anlaşılmaktadır.(Benim ricam eğer malumatından endişe ya da şek duydyğumuz bir mevzuyu bilmeyerek hatalı ifade edersek birbirimizi uyarmamız ve doğruya ulaşmamızdır)Selametle...
 

kýrýmlý

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak


kırımlıya gelicek olursak zaman zaman biçok konuda muhalifliklerini görüyoruz. Burda da benzer bir durum var. Hadis-i Şerif olduğu öne sürülen iki örnek göstermiş. Ve bunlara "uydurma" deyip kesip atmış.

Evvela hadis diye bildiğimiz bu sözlere yalan, uydurma diyebilmek için bir maksat gütmek gerektir. Maksad dine muhaliflikse eyvallah sözümüz yok. Allah ıslah eylesin deriz. Ancak iyi bir niyet ile bu sözü söylüyorsak, kardeşlerimize bu konuda uyarı vermek istiyorsak, bu hadisin neye göre yalan veya uydurma olduğunu da açıklamak gerek. Mesela hadis diye söylenen sözün manasında bir bozukluk mu var öncelikle bunu ortaya koymak gerek.
hüseyniye gelecek olursak zaman zaman biçok yerde konudan saparak şahsımla alakalı yorumlarını görüyoruz.Burada da benzer bir durum var.Meşhur bilinen iki uydurma hadisi örnek verdiğimizde yine konu ile ilgili bir şeyler yazmadan önce şahsımla alakalı zanlar sıralamış.

Evvela uydurma olan sözlere "hadis" demek için bir maksat gütmek gerekir.Maksad dine muhaliflikse eyvallah sözümüz yok.Allah ıslah etsin deriz.Ancak iyi bir niyetle bu sözü söylüyorsak,kardeşlerimize bu konuda uyarı vermek istiyorsak,bu hadisin neye göre doğru olduğunu açıklamak gerekir.Mesela hadis diye söylenen sözün manasında bir bozukluk mu var öncelikle bunu ortaya koymak gerekir.

Yukarıdaki sizin sözlerinizi kullanarak yazdığım yazının sebebi,sizi üzmek ya da kırmak değildir.inşallah yanlış anlamaya sebep olmam.
Sözlerinizi kendinize söylediğinizde içindeki nezaket derecesinin nerelerde olduğunu görmenizi umut etmemdir.

Hadislerin uydurma oluşunun sebepleriyle alakalı açıklama yapmamamın sebepleri şudur.Birincisi o hadisleri "hadis uydurmak" konusuna örnek olarak verdiğim için yapmadım.Çünkü konumuzun ana fikri o hadislerin uydurma olması değiller.Başka bir hadisi açıklamaya çalıştığım için o hadisleri konunun önüne geçmesinler,konunun anlaşılmasına mani olmasınlar diye açıklamadım.Merak edenler olursa o hadislerin uydurma olduğunu kendileri de araştırabilirler bu konuda kimseye bir zorluk yok çünkü Aliyyül Kari'nin Uydurma Olduğunda İttifak Edilen Hadisler kitabında geçmektedir.

Sorduğunuz şu soruya

"Allah'ın cc. "habibim sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım" demesi dinimizce aykırı bir mana taşıyor mu ? "

Kuran ı Kerim den cevap vermek istediğimizde Enbiya Suresinin 107. ayetini görüyoruz.

(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

Yukarıdaki Enbiya Suresinden anladığımız Alemlerin yaratılma sebebi Peygamber Efendimizin varlığı değildir.Aksine Efendimiz,var olan alemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

Uydurma hadislerin ne derece tehlikeli olduğunu anlamak için şöyle bir örnek vermek istiyorum.

Her gün içtiğimiz yarım bardak süte bir damla su koyarak içtiğimizde günler sonra o bardak dolacak ve aslında yarım bardak süt yarım bardak su içmiş olacağız."Tamam ne olacak su da temizdir" diyebiliriz ama bir süre sonra sütün tadını unuturuz.Süt içtiğimizi zannederek su içeriz de haberimiz olmaz.Birisi bize gerçek süt ikram ettiğinde de tadını unuttuğumuz için o gerçek sütü zehir zanneder,ikram edeni de düşman biliriz.
 
Son düzenleme:

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Kırımlı burası İslamoğlunun ya da yaşar nuri öztürkün sahasındaki hayali görüşlerin yeri değil.Hulasa diyorumki sarımsağı nerde yediyseniz orada kokutun !..Yeter ya !..Sizin bu hadislere olan saygısızlığınızı çekmek zorunda değiliz.Israrla aynı şeyleri aynı tekerlemeleri söylemekten ne yoruluyor ne de kendiniz gibi tek tük fikirlerin peşine takılanları da görmeyince ileri gidiyorsunuz.Sonra da saygı bekliyorsunuz.Yahu hadis-i şerife saygısı olmayana kim saygı duyar ? La havle vela kuvvete...
 

pendüender

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

Selamunaleyküm...

ENBİYA Suresine binaen AHZAB 56 'da da denir ki;

56 -Muhakkak ki Allah ve melekleri, Nebî'ye (Peygamber'e) salat ederler. Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler), siz (de) O'na salat edin! Ve (O'na) teslim olarak salat edin! .(AHZAB 33)

Biçare insan, ALLAH ve Meleklerinin her an Salat ettiği bir Zat-ı Şerifi yeterince methedemez.
Arşın arzın ve mülkün sahibi böyle sesleniyor iman ehline,ve BEN ki salat ederim dediği sevgili Rasulu için, alemleri yaratmak zor olmasa gerek...

(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevs’inde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir. Mektubat-ı Rabbani’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım Nereden bildin?” buyurdu Âdem aleyhisselam da, “Arşta, la ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün” dedi Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin O bana insanların en sevgilisidir Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım”) [Taberani]

Mevahib-i ledünniyye ve Mirat-i kâinat kitaplarında bildirilen faziletlerinden bazıları şöyledir:

Canlılar içinde ilk olarak Muhammed aleyhisselamın ruhu yaratıldı. Hak teâlâ (Her şeyi senin için yarattım, sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım) buyurdu. Tevrat, İncil ve Zebur’da övülüp müjdelenmiştir.

Âmine validemiz ona hamile olunca, bütün putlar yüzüstü devrildi. Bütün şeytanlar ve sihir yapan büyücüler âciz kalıp, işlerini yapamaz oldular. Doğunca da bütün putlar yıkıldı. Doğduğu gece, Kisra’nın sarayı yıkıldı. Mecusilerin bin yıldan beri yanan ateşi söndü. Save gölünün suyu kurudu.

Safiye Hatun anlatır:
Doğduğu gece 6 alamet gördüm:
1- Doğar doğmaz secde etti.
2- Başını kaldırıp “La ilahe illallah inni Resulullah” dedi.
3- Her taraf aydınlandı.
4- Yıkayacaktım, biz Onu yıkadık diye bir ses işittim.
5- Göbeği kesilmiş ve sünnet edilmiş gördüm.
6- Sırtında nübüvvet mührü vardı. İki küreği ortasında “La ilahe illallah Muhammedün Resulullah” yazılı idi.

Çocuk iken, başı hizasında bir bulut gölge yapardı.

Ona salevat okumak âyet-i kerime ile bildirildi. Kelime-i şehadette, ezanda, ikamette, namazdaki teşehhüdde, birçok dualarda ve Cennette Allahü teâlâ, Onun ismini kendi isminin yanına koymuştur.
Allahü teâlâ, Onu kendisine habib [sevgili] yaptı, herkesten daha çok sevdi.

Kimseden bir şey öğrenmemiş iken, Allahü teâlâ Ona, her ilmi, her üstünlüğü verdi. Her yerde her zaman mübarek kalbi hep Allahü teâlâ ile idi.

Allahü teâlâ, bütün peygamberlere (Ya Âdem, ya Musa, ya İsa) diyerek ismi ile hitap ederken, Ona (Ya eyyühennebiyyu, ya eyyüherresul) diye özel hitap ediyor.

Namazda otururken, (Esselamü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi) okuyarak, Ona selam vermek emrolundu. Namazda, başka bir Peygambere böyle söylemek caiz olmadı.

Her peygamber kendi milletine, o ise her millete gönderilmiştir.

Her peygamber, iftiralara kendisi cevap verdi, fakat ona yapılan iftiralara Allahü teâlâ cevap verdi.

İsmi ile çağırmak, yanında yüksek sesle konuşmak haram idi.

Hazret-i Cebrail 24 bin kere geldi. Başka Peygamberlere çok az geldi.

Mübarek hanımları müminlerin anneleri idi ve onlarla evlenmek başkalarına haram edildi.

Önünden gördüğü gibi, arkasından da görürdü.

Mübarek teri, gül gibi güzel kokardı.

Uzun kimselerin yanında iken, onlardan yüksek görünürdü.

Güneş ve Ay ışığında gölgesi yere düşmezdi.

Üstüne sinek ve başka hiçbir böcek konmazdı.

Çamaşırları, ne kadar çok giyse de hiç kirlenmezdi.

Taş üstüne basınca, izi kalır, kum üstünde iz bırakmazdı.

Sözü çok vecizdi. Az kelime ile çok şey anlatırdı.

Eshabının hepsi, peygamberler hariç, bütün insanlardan üstündür.

Onun ümmeti de bütün ümmetlerin en üstünüdür.

Onun mübarek ismini taşıyan mümin Cennete girer.

Onu ve ehl-i beytini sevmek farzdır.

Hazret-i Azrail, içeri girmek için izin istedi. Başka hiç kimseden izin istemedi.

Kabrinin toprağı, her yerden ve Kâbe’den daha kıymetlidir.
(Hak yolda bir olmak ümidiyle ihtilaf değil...)
SELAMETLE.
 
Son düzenleme:

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

[DIKKAT]
Evet dünyaya manen reis olacak {(Haşiye): Evet Sultan-ı Levlâke Levlâk, öyle bir reistir ki:

Bin üçyüz elli senedir saltanatı devam ediyor.

Birinci asırdan sonra herbir asırda lâakal üçyüz elli milyon tebaası ve raiyeti vardır.

Küre-i Arz'ın yarısını bayrağı altına almış ve tebaası, kemal-i teslimiyetle ona hergün salât ü selâm ile

tecdid-i biat ederek emirlerine itaat ederler.} ve dünyanın manevî şeklini değiştirecek ve dünyayı âhirete

mezraa yapacak ve dünyanın mahlukatının kıymetlerini ilân edecek ve cinn ü inse saadet-i ebediyeye yol

gösterecek ve fâni cinn ü insi i'dam-ı ebedîden kurtaracak ve dünyanın hikmet-i hilkatini ve tılsım-ı

muğlakını ve muammasını açacak ve Hâlık-ı Kâinat'ın makasıdını bilecek ve bildirecek ve o Hâlık'ı tanıyıp

umuma tanıttıracak bir zât; elbette o daha gelmeden herşey, her nev', her taife onun geleceğini sevecek ve

bekleyecek ve hüsn-ü istikbal edecek ve alkışlayacak ve Hâlıkı tarafından bildirilirse, o da bildirecek.

Nasılki sâbık işaretlerde ve misallerde gördük ki; her bir nev'-i mahlukat, onu hüsn-ü istikbal ediyor gibi

mu'cizatını gösteriyorlar, mu'cize lisanıyla nübüvvetini tasdik ediyorlar


Mektubat


[/DIKKAT]
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: Hadis Sohbetleri 41:HZ.Peygambere yalan isnad etmek -Hadis uydurmak

kırımlı verdiğin ayete bu hadis olarak nakledilen sözün aykırı tarafını göremiyorum. Biz alemlerinmi önce yoksa Efendimiz aleyhissalatü vesselamın önce yaratıldığını konu etmiyoruz. Diyelim ki alemler önce yaratılmış. O zaman bu sözü hadis varsayarak şöyle anlıyabiliriz. Allah cc. Kainatın efendisini aleyhissalatü vesselamı yaratacağını sonsuz ilmiyle biliyordu ve bunun içinde alemleri yarattı. Onu a.s.m. yarattığı alemlere rahmet olarak göndermesi, alemleri Onun için yaratmasına mani değildir.

Yukarıda verdiğim kaynakların bir iki tanesinde bile olması bizim için kafidir. Siz hangisine inanmak istiyorsanız ona inanabilirsiniz.

Şahsınızla alakalı yaptığım yorumun sebebi, bundan önceki olur olmaz muhalifliklerinizden dolayıdır. Mevzuları zaten biliyorsunuz, burada ayrıca güncellemeye gerek duymuyorum.
 
Üst