İslamın güzelliğine dair beni en diplerden titreten haberlerden birisi üstadın eski, dost hizmetçisi kaşığına vefasıdır. Talebeleri o eski kaşığını değiştirmek istediğinde o izin vermemiş o kaşığıyla yaşamını devam ettirmek istemiş.
Vefa insanlıktan mı sudur eder yoksa islamla mı yerleşir?
İki kızından birisini gözünü kırpmadan tercih edebilen bir baba, arkasına bakmadan birisini bırakabilen bir babanın ruh hali, neyin sonucudur?
Zor zamanlarında yanında olan hafta sonu dahi izin almadan sabah 8.30 akşam 10 kadar çalışan bir elemanını yeni birisi geldiğinde değiştirebilen ahlak neyin nesidir?
Bu ahlak, kime karşıdır ya da kimdendir, neyin sonucudur?!
Ya da neyin başlangıcının delili?!....
Ya eskimek, eskitmek, pörsümek beraber hizmet edenlerle bu kadar mı kötüdür?!
Vefa bu kadar mı ırak ki, yenisi karşısında dayanılmaz olan dürtüler insanı, emanetleri çarçur edip bir köşe atabiliyor....
Emanetler, insanı değil yalnız çok daha değersiz gibi olan eşya dahi...
Eskitmeye gelemez mi yüreğimiz, ondan ayrı olabilir miyiz?!
Kolay mıdır bir eşarbı kolayca bir başkasıyla değiştirmek?!
Bu hop oynayıp hop değişen hayvani iştah kime karşıdır, kimdendir hakikatinde?
Bir ceza bir eksiklik midir?!
üstadın
bir kaşığa bu tavrı beni öylesine büyülemişti ki
müslüman olmasaydım bu haber beni bu dinle ciddi ilgilenmeye sürüklerdi
bu öyle bir haberki bu dinin hakikatini haber veriyor
yürekle duyulan dinlenenle bire bir örtüşüyor
zannediyorum tüm sadık ve sıddık yüreklerde çınlatıp gözyaşını akıttırdı
bu kadar zor mu rahip buhariyi anlamak
ya da muhammed as gelmeden önce ona mektup bırakanları?
hayır
hayır
tersine
onun gibi birisini aramamak beklememek korkunç bir hezeyan
enkaz olmuş insan demektir....
hakikat sadakatte ve sıddıkiyette yüreğe
sözün özü, yaşamı sadakat ve sıddıkıyetten köklenmemiş bir insanın dinin hakikatlerini köklerinden duyması imkansız olduğu gibi, yaşamı sadakat ve sıddıkıyetten temellenmiş bir insanın bu hakikat karşısında titrememesi imkansızdır
böyle bir üstadın dizinin dibinden ayrınılmaz her halde!
Vefa insanlıktan mı sudur eder yoksa islamla mı yerleşir?
İki kızından birisini gözünü kırpmadan tercih edebilen bir baba, arkasına bakmadan birisini bırakabilen bir babanın ruh hali, neyin sonucudur?
Zor zamanlarında yanında olan hafta sonu dahi izin almadan sabah 8.30 akşam 10 kadar çalışan bir elemanını yeni birisi geldiğinde değiştirebilen ahlak neyin nesidir?
Bu ahlak, kime karşıdır ya da kimdendir, neyin sonucudur?!
Ya da neyin başlangıcının delili?!....
Ya eskimek, eskitmek, pörsümek beraber hizmet edenlerle bu kadar mı kötüdür?!
Vefa bu kadar mı ırak ki, yenisi karşısında dayanılmaz olan dürtüler insanı, emanetleri çarçur edip bir köşe atabiliyor....
Emanetler, insanı değil yalnız çok daha değersiz gibi olan eşya dahi...
Eskitmeye gelemez mi yüreğimiz, ondan ayrı olabilir miyiz?!
Kolay mıdır bir eşarbı kolayca bir başkasıyla değiştirmek?!
Bu hop oynayıp hop değişen hayvani iştah kime karşıdır, kimdendir hakikatinde?
Bir ceza bir eksiklik midir?!
üstadın
bir kaşığa bu tavrı beni öylesine büyülemişti ki
müslüman olmasaydım bu haber beni bu dinle ciddi ilgilenmeye sürüklerdi
bu öyle bir haberki bu dinin hakikatini haber veriyor
yürekle duyulan dinlenenle bire bir örtüşüyor
zannediyorum tüm sadık ve sıddık yüreklerde çınlatıp gözyaşını akıttırdı
bu kadar zor mu rahip buhariyi anlamak
ya da muhammed as gelmeden önce ona mektup bırakanları?
hayır
hayır
tersine
onun gibi birisini aramamak beklememek korkunç bir hezeyan
enkaz olmuş insan demektir....
hakikat sadakatte ve sıddıkiyette yüreğe
sözün özü, yaşamı sadakat ve sıddıkıyetten köklenmemiş bir insanın dinin hakikatlerini köklerinden duyması imkansız olduğu gibi, yaşamı sadakat ve sıddıkıyetten temellenmiş bir insanın bu hakikat karşısında titrememesi imkansızdır
böyle bir üstadın dizinin dibinden ayrınılmaz her halde!