Bu yazıda, Resulullah (s.a.a) ve Ehl-i Beyti'nden nakledilen ve hanımlar için bir takım özel mesajlar taşıyan bazı hadisleri, kısa bir açıklamayla huzurunuza takdim etmek istiyoruz. İnşaALLAH faydalı olur. Rabbim gereğince amel etmeği nasip buyursun:
1- Uğurlu ve Bereketli Kadının Bir Alameti:
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kadın ilk çocuğunun kız olması onun uğurlu ve bereketli olmasının (bir) alametidir." [1]
Ne kadar ilginçtir ki dinimiz ve dinimizin peygamberi, bugün toplumumuza hakim olan kültür ve anlayışın tam tersine, kız çocuğu ve kız çocuğu doğuran anneye olan bakış tarzını bu şekilde ortaya koymaktadır. Bu da bizim toplum olarak, bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da İslamî anlayıştan uzak olduğumuzu ve cehaletten kaynaklanan âdet ve törelerden etkilendiğimizi gösteriyor.
2- Kız Evladı:
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kim üç kız çocuğunu veya üç bacıyı kefaleti altına alır ve onların geçimini sağlarsa, cennet ona vacip olur." Ya ResulALLAH, ikisi nasıl? diye sorulunca: "İkisi de' diye cevap verdi. Birisi nasıl? diye tekrar sorulunca: "Birisi de' diye cevap buyurdular. [2]
Resul-i Ekrem (s.a.a) yine şöyle buyurmaktadır: "Bir insanın bir kız çocuğu olur da ona güzel bir terbiye ve talim verir ve ALLAH'ın verdiği nimetleri ondan esirgemezse, bu onun ile cehennem ateşi arasında bir engel ve perde olur." [3]
Bir diğer hadisinde şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin kız çocuğu olur da ona eziyet etmez, küçümsemez ve erkek çocuklarını ondan üstün tutmazsa, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bu tutumundan ötürü onu cennete götürür." [4]
İşte bu dinimizin bakış tarzı, o da toplumumuzda hakim olan cahiliyet anlayışı. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bizi ve toplumumuzu ıslah eylesin.
3- Kadınlara Ciihaad Sevabı:
Amellerin en üstünlerinden birisi, belki de en üstünü ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad etmektir; ondan da üstünü şehid düşmektir. Bildiğimiz sebeplerden dolayı ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala kadının üzerinden bu görevi kaldırmıştır. Ancak başka yollardan bunu telafi etmiş ve mücahid erkeklere verilen sevaptan kadınları mahrum bırakmamıştır. Ama nasıl? Bunu sevgili peygamberimizin dilinden dinleyelim:
Bir gün Resulullah (s.a.a) ciihaadın faziletinden bahsettikten sonra; kadının biri ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulüne: "Ya Resulullah, kadınların da bundan nasibi var mıdır?" diye sorunca; buyurdu: "Evet kadın hamileliğinden doğum yapıncaya kadar, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad eden mücahidin sevabını alır. Bu süre içerisinde vefat ederse de şehid sevabını alır." [5]
4- En İyi Kadınların Beş Önemli Özelliği:
İmam Rıza (a.s) Hz. Emir-ül Mû'minin (a.s)'dan şöyle nakletmiştir: "En iyi kadınlarınız beş özelliğe sahip olan kimselerdir." "O beş özellik nedir ya Emir-el Mû'minin?" diye sorulunca şöyle buyurdu:
a-) Hafif yüklü ve mihiri az olan,
b-) Yumuşak huylu ve güzel ahlaklı olan,
c-) Kocasına itaat eden,
d-) (Onun yüzünden) kocası öfkelendiğinde, onu razı etmeden uyumayan,
e-) Kocası bir yere gittiğinde onun gıyabında onu koruyan; (haysiyetine, malına kimseyi dokundurmayan) kadın."
Evet böyle bir kadın, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın bir elemanıdır; ALLAH'ın elemanı ise hiçbir zaman hüsrana uğramaz." [6]
5- Kadınların Ciihaad Meydanı:
Yukarıda da belirttiğimiz gibi ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) resmi ciihaaddan gerçi kadınları muaf kılmıştır; ancak bunun sevabını başka yollardan telafi etmeği mümkün kılmış ve bir anlama kadınlar için başka bir ciihaad meydanı belirlemiştir. Bu ise belki zahirde kolay bir olay olarak düşünülebilir. Ancak derinlemesine düşünüldüğünde kadının aile ortamında büyük görevleri ve ağır sorumlulukları bulunduğunu ve bu görevlerini en iyi şekilde ve Rabb'imizin istediği ölçüde yerine getirdikleri takdirde bu büyük sevaba nail olurlar. Şimdi bunu yine hadislerin dilinden öğrenmeye çalışalım:
Hz. Emir-ül Mû'minin Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kadının cihaadı, kocasına karşı olan görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek (ve onu hoşnut etmesidir.)" [7]
Bir gün Ensar kadınlarından birisi olan Esma bint-i Yezid, ashabının arasında bulunduğu bir sırada Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna vardı ve şöyle arz etti: "Anam, babam sana feda olsun; ben kadınların bir elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Canım size feda olsun, doğu veya batıda bulunup da benim huzurunuza neden vardığımı duyan her kadın mutlaka benimle aynı şeyleri paylaşacaktır. Arzım şudur ki:
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) seni hak olarak bütün erkek ve kadınlara göndermiştir. Ve biz sana ve seni gönderen Rabb'ine iman etmiş bulunuyoruz. Biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlatlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme ve hepsinden de önemlisi ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Sonra hacca, umreye veya sınırları korumaya çıktığınızda, elbiselerinizi dokuyan ve çocuklarınızı eğiten yine bizleriz. O halde ey ALLAH'ın Resulü, sevap ve mükafat açısından sizinle bir ortaklığımız var mı?"
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) o kadının bu sözlerinin ardından yüzünü asabına çevirerek şöyle buyurdu: "Acaba bu kadının dini meselelerinden bu şekilde sorması gibi güzel bir konuşma dinlediniz mi?" Ashap da "Ya ResulALLAH, dediler biz bir kadının böyle konuşabileceğini sanmazdık." Sonra ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) kadına dönerek şöyle buyurdu: "Ey kadın, git ve seni bekleyen kadınlara söyle ki, sizden her kim eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirir ve onu hoşnut etmeğe çalışır ve ona itaat etmeğe çalışırsa, erkeklerin alacağı o kadar sevabın hepsi ona da verilecektir." Bunu duyan kadın sevinçli bir şekilde ve tekbir vetehlil getirerek ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü'nün huzurundan ayrıldı. [8]
İşte ilahi adalet buna derler. Kadın-erkek arasındaki eşitlik böyle mi sağlanır, yoksa kadınlara da erkekler gibi, yaradılışları gereği kaldıramayacakları bir takım ağır yüklerin ve sorumlulukların yüklenmesiyle mi? Evet insanların amelleri, doğuracağı sonuçlar ile ölçülür; bu açıdan ise görüldüğü gibi kadınlara da erkeklere verilen mükafatların aynısı verilecektir; elbette vazifelerini yerine getirdikleri takdirde.
Bu mevzunun daha iyi pekişmesi ve bacılarımızın vazifelerini daha iyi müdrik olabilmeleri için birkaç hadisi daha bu bölüme eklemek istiyoruz.
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Bir kadın vefat ettiğinde kocası ondan razı ise, cennete girer." [9]
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Siz kadınlardan herhangi biri, evinde ev işleriyle meşgul olması vasıtasıyla (iman ve ihlas şartıyla) mücahidlerin ciihaad sevabını alır inşALLAH." [10]
Yine şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, hanımının kötü ahlakına sabrederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona Hz. Eyyub'a belalara sabretmesinin sevabını verir. Bir kadın da kocasının kötü ahlakına sabrederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona Asiye bint-i Mezahim'in sevabının aynısını verir." [11]
Bir kişi Resulullah'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Benim bir eşim var ki eve girdiğimde beni karşılar, evden çıktığımda uğurlar. Beni üzüntülü gördüğünde ise, nedir seni üzen? der; eğer geçim ve rızk sıkıntısı ise, buna kefil olan var (yani ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) rızka kefildir; bilahare bir çıkış yolu bulunacaktır.) Eğer seni sıkan, rahatsız eden şey, ahiret endişesi ise, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bu sıkıntını artırsın (yani ahiret düşüncen çok olsun ki ona kendini hazırlayasın)." Bunu dinleyen ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "ALLAH'ın bir çok (özel) elemanları vardır ki bu kadın da onlardandır. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona bir şehidin yarı sevabını verecektir." [12]
İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Medine'li Müslümanlardan bir kişi bazı işleri için (yolculuğa) çıktı. Çıkarken hanımından o dönünceye kadar evden bir yere çıkmaması için söz aldı. Bu arada kadının babası hastalandı. O birisini Resulullah'a göndererek, kocasının yolculuğa çıktığını ve dönünceye kadar evden çıkmaması için söz aldığını, fakat bu arada babasının hasta olduğunu ve babasını ziyaret için izin verip vermediğini Resulullah'a sordu. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü cevaben: "Hayır, evinde otur ve kocana itaat et." buyurdu. Bilahare babası vefat etti. Bu sefer kadın gidip de babasına namaz kılması için izin istedi. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü yine: "Evinde otur ve kocana itaat et." buyurdu. Böylece kadının babası defnedildi. Bu sefer ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü birisini kadına yollayarak şu mesajı iletti: "Hiç şüphesiz ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.), kocana itaat ettiğin için seni de, babanı da bağışladı." [13]
Hz. Ali (a.s): "Kadınlarınızın en hayırlısı eşlerine en çok mihriban ve çocuklarına en çok merhametli olan kimsedir." [14]
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Müslüman bir erkek, İslam'dan sonra, kendisine baktığında huzur bulan, emrettiğinde itaat eden ve gıyabında onun (haysiyetini) ve malını koruyan Müslüman bir eşten daha iyi bir (nimet) ve fayda elde etmemiştir." [15]
İmam Sadık (a.s): "Saliha bir kadın, salih olmayan bin erkekten daha hayırlıdır. Hangi kadın, kendi eşine yedi gün hizmet ederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) onun yüzüne cehennemin yedi kapısını kapatır ve cennetin sekiz kapısını açar; hangisinden isterse içeri girer." [16]
Evet ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın kadınlara inayet ve lütfü bu kadar büyüktür. Elbette ki bütün bunlarda, başta iman ve ihlas şarttır. Yani Müslüman kadın bütün bunları ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) rızasını kazanma niyetiyle yaparsa tabii ki bu sevapları alır.
6- Kadınlar İçin Tehlike Çanları:
Buraya kadar ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın kadınlara olan lütuf ve inayetini gördük. Şimdi madalyonun diğer yüzüne bakıp kadınları bekleyen bazı tehlikelerden ve ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) korusun, vazifelerini yerine getirmedikleri ve İlahi ölçüleri dikkate almadıkları takdirde yüklenecekleri vebal ve katlanmaları gereken kötü sonuçlardan biraz bahsedelim ki İNŞAALLAH o tehlikelerden kendilerini koruyabilsinler ALLAH'ın yardımıyla.
İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Bir kadın eşine, 'Ben senin yüzünden bir hayır görmedim." derse, hiç şüphesiz ameli boşa çıkar ve yok olur." [17]
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Bir kadın, diliyle kocasına eziyet ederse, onu kendisinden razı edinceye kadar, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) onun hiçbir tevbesini, keffaretini ve iyi amelini kabul etmez; hatta gündüzlerini oruç ve gecelerini ibadetle geçirse dahi." [18]
Yine şöyle buyurmuştur Efendimiz (s.a.a): "Hangi kadın kocasıyla müdara etmez ve onu güç yetiremeyeceği şeylere mecbur kılarsa, onun hiçbir iyi ameli kabul olmaz ve (tevbe etmeden ölürse,) ALLAH'ı gazaplandırdığı halde onun huzuruna varır." [19]
Yine şöyle uyarmaktadır hanımları: "Bir kadın, kocasının yatağını (haklı bir mazereti olmadan, küs bir şekilde) terk eder ve (başka bir yerde) sabahlarsa, sabah açılıncaya kadar melekler ona lanet okur." [20]
Bir başka hadis yine yüce Resulullah (s.a.a)'den, şöyle buyurmuştur: "Bir kadın, kocasının hakkını eda etmediği müddetçe, ALLAH'ın da hakkını eda etmiş olamaz." [21]
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü'nün (s.a.a) ettiği dualardan biriside şudur: "ALLAH'ım, ihtiyarlık çağım gelmeden beni ihtiyarlatacak kadından sana sığınırım." [22]
İmam Musa-i Kazım (a.s)'a kocasını gazaplandıran kadının durumu sorulunca, şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kocası ondan razı oluncaya kadar, günahkar sayılır."[23]
Elbette bunları burada aktarırken, "Erkek, başına buyruk, istediği her türlü haksızlığı eşine karşı yapabilir." diye bir şeyi söylemekten ve düşünmekten bile ALLAH'a sığınırız. O ayrı bir konudur ve erkek yaptığı en küçük haksızlığın bile karşılığını Adil ALLAH'ın adalet mahkemesinde bulur; eğer eşini kendisinden razı etmezse. Bizim burada muhatabımız kadınlar olduğu için, onlara özgü vazifelerini ve İlahi uyarıları aktarmaya çalışıyoruz. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) kadın-erkek cümlemize rızası doğrultusunda hareket edebilmeği nasip buyursun. Amin!
1- Uğurlu ve Bereketli Kadının Bir Alameti:
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kadın ilk çocuğunun kız olması onun uğurlu ve bereketli olmasının (bir) alametidir." [1]
Ne kadar ilginçtir ki dinimiz ve dinimizin peygamberi, bugün toplumumuza hakim olan kültür ve anlayışın tam tersine, kız çocuğu ve kız çocuğu doğuran anneye olan bakış tarzını bu şekilde ortaya koymaktadır. Bu da bizim toplum olarak, bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da İslamî anlayıştan uzak olduğumuzu ve cehaletten kaynaklanan âdet ve törelerden etkilendiğimizi gösteriyor.
2- Kız Evladı:
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Kim üç kız çocuğunu veya üç bacıyı kefaleti altına alır ve onların geçimini sağlarsa, cennet ona vacip olur." Ya ResulALLAH, ikisi nasıl? diye sorulunca: "İkisi de' diye cevap verdi. Birisi nasıl? diye tekrar sorulunca: "Birisi de' diye cevap buyurdular. [2]
Resul-i Ekrem (s.a.a) yine şöyle buyurmaktadır: "Bir insanın bir kız çocuğu olur da ona güzel bir terbiye ve talim verir ve ALLAH'ın verdiği nimetleri ondan esirgemezse, bu onun ile cehennem ateşi arasında bir engel ve perde olur." [3]
Bir diğer hadisinde şöyle buyurmuştur: "Bir kimsenin kız çocuğu olur da ona eziyet etmez, küçümsemez ve erkek çocuklarını ondan üstün tutmazsa, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bu tutumundan ötürü onu cennete götürür." [4]
İşte bu dinimizin bakış tarzı, o da toplumumuzda hakim olan cahiliyet anlayışı. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bizi ve toplumumuzu ıslah eylesin.
3- Kadınlara Ciihaad Sevabı:
Amellerin en üstünlerinden birisi, belki de en üstünü ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad etmektir; ondan da üstünü şehid düşmektir. Bildiğimiz sebeplerden dolayı ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala kadının üzerinden bu görevi kaldırmıştır. Ancak başka yollardan bunu telafi etmiş ve mücahid erkeklere verilen sevaptan kadınları mahrum bırakmamıştır. Ama nasıl? Bunu sevgili peygamberimizin dilinden dinleyelim:
Bir gün Resulullah (s.a.a) ciihaadın faziletinden bahsettikten sonra; kadının biri ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulüne: "Ya Resulullah, kadınların da bundan nasibi var mıdır?" diye sorunca; buyurdu: "Evet kadın hamileliğinden doğum yapıncaya kadar, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad eden mücahidin sevabını alır. Bu süre içerisinde vefat ederse de şehid sevabını alır." [5]
4- En İyi Kadınların Beş Önemli Özelliği:
İmam Rıza (a.s) Hz. Emir-ül Mû'minin (a.s)'dan şöyle nakletmiştir: "En iyi kadınlarınız beş özelliğe sahip olan kimselerdir." "O beş özellik nedir ya Emir-el Mû'minin?" diye sorulunca şöyle buyurdu:
a-) Hafif yüklü ve mihiri az olan,
b-) Yumuşak huylu ve güzel ahlaklı olan,
c-) Kocasına itaat eden,
d-) (Onun yüzünden) kocası öfkelendiğinde, onu razı etmeden uyumayan,
e-) Kocası bir yere gittiğinde onun gıyabında onu koruyan; (haysiyetine, malına kimseyi dokundurmayan) kadın."
Evet böyle bir kadın, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın bir elemanıdır; ALLAH'ın elemanı ise hiçbir zaman hüsrana uğramaz." [6]
5- Kadınların Ciihaad Meydanı:
Yukarıda da belirttiğimiz gibi ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) resmi ciihaaddan gerçi kadınları muaf kılmıştır; ancak bunun sevabını başka yollardan telafi etmeği mümkün kılmış ve bir anlama kadınlar için başka bir ciihaad meydanı belirlemiştir. Bu ise belki zahirde kolay bir olay olarak düşünülebilir. Ancak derinlemesine düşünüldüğünde kadının aile ortamında büyük görevleri ve ağır sorumlulukları bulunduğunu ve bu görevlerini en iyi şekilde ve Rabb'imizin istediği ölçüde yerine getirdikleri takdirde bu büyük sevaba nail olurlar. Şimdi bunu yine hadislerin dilinden öğrenmeye çalışalım:
Hz. Emir-ül Mû'minin Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kadının cihaadı, kocasına karşı olan görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek (ve onu hoşnut etmesidir.)" [7]
Bir gün Ensar kadınlarından birisi olan Esma bint-i Yezid, ashabının arasında bulunduğu bir sırada Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna vardı ve şöyle arz etti: "Anam, babam sana feda olsun; ben kadınların bir elçisi ve temsilcisi olarak huzurunuza varmış bulunmaktayım. Canım size feda olsun, doğu veya batıda bulunup da benim huzurunuza neden vardığımı duyan her kadın mutlaka benimle aynı şeyleri paylaşacaktır. Arzım şudur ki:
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) seni hak olarak bütün erkek ve kadınlara göndermiştir. Ve biz sana ve seni gönderen Rabb'ine iman etmiş bulunuyoruz. Biz kadınlar, siz erkeklerin evlerinde oturarak, sizlerin isteklerini yerine getirmekte ve evlatlarınızın yükünü taşımaktayız. Siz erkekler ise Cuma namazı, cemaat namazı, hasta ziyareti, cenaze merasimine katılma, haccetme ve hepsinden de önemlisi ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) yolunda ciihaad etme gibi amellerle biz kadınlara üstün kılınmışsınız. Sonra hacca, umreye veya sınırları korumaya çıktığınızda, elbiselerinizi dokuyan ve çocuklarınızı eğiten yine bizleriz. O halde ey ALLAH'ın Resulü, sevap ve mükafat açısından sizinle bir ortaklığımız var mı?"
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) o kadının bu sözlerinin ardından yüzünü asabına çevirerek şöyle buyurdu: "Acaba bu kadının dini meselelerinden bu şekilde sorması gibi güzel bir konuşma dinlediniz mi?" Ashap da "Ya ResulALLAH, dediler biz bir kadının böyle konuşabileceğini sanmazdık." Sonra ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) kadına dönerek şöyle buyurdu: "Ey kadın, git ve seni bekleyen kadınlara söyle ki, sizden her kim eşine karşı vazifelerini en güzel şekilde yerine getirir ve onu hoşnut etmeğe çalışır ve ona itaat etmeğe çalışırsa, erkeklerin alacağı o kadar sevabın hepsi ona da verilecektir." Bunu duyan kadın sevinçli bir şekilde ve tekbir vetehlil getirerek ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü'nün huzurundan ayrıldı. [8]
İşte ilahi adalet buna derler. Kadın-erkek arasındaki eşitlik böyle mi sağlanır, yoksa kadınlara da erkekler gibi, yaradılışları gereği kaldıramayacakları bir takım ağır yüklerin ve sorumlulukların yüklenmesiyle mi? Evet insanların amelleri, doğuracağı sonuçlar ile ölçülür; bu açıdan ise görüldüğü gibi kadınlara da erkeklere verilen mükafatların aynısı verilecektir; elbette vazifelerini yerine getirdikleri takdirde.
Bu mevzunun daha iyi pekişmesi ve bacılarımızın vazifelerini daha iyi müdrik olabilmeleri için birkaç hadisi daha bu bölüme eklemek istiyoruz.
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Bir kadın vefat ettiğinde kocası ondan razı ise, cennete girer." [9]
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Siz kadınlardan herhangi biri, evinde ev işleriyle meşgul olması vasıtasıyla (iman ve ihlas şartıyla) mücahidlerin ciihaad sevabını alır inşALLAH." [10]
Yine şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, hanımının kötü ahlakına sabrederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona Hz. Eyyub'a belalara sabretmesinin sevabını verir. Bir kadın da kocasının kötü ahlakına sabrederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona Asiye bint-i Mezahim'in sevabının aynısını verir." [11]
Bir kişi Resulullah'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Benim bir eşim var ki eve girdiğimde beni karşılar, evden çıktığımda uğurlar. Beni üzüntülü gördüğünde ise, nedir seni üzen? der; eğer geçim ve rızk sıkıntısı ise, buna kefil olan var (yani ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) rızka kefildir; bilahare bir çıkış yolu bulunacaktır.) Eğer seni sıkan, rahatsız eden şey, ahiret endişesi ise, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) bu sıkıntını artırsın (yani ahiret düşüncen çok olsun ki ona kendini hazırlayasın)." Bunu dinleyen ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: "ALLAH'ın bir çok (özel) elemanları vardır ki bu kadın da onlardandır. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) ona bir şehidin yarı sevabını verecektir." [12]
İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Medine'li Müslümanlardan bir kişi bazı işleri için (yolculuğa) çıktı. Çıkarken hanımından o dönünceye kadar evden bir yere çıkmaması için söz aldı. Bu arada kadının babası hastalandı. O birisini Resulullah'a göndererek, kocasının yolculuğa çıktığını ve dönünceye kadar evden çıkmaması için söz aldığını, fakat bu arada babasının hasta olduğunu ve babasını ziyaret için izin verip vermediğini Resulullah'a sordu. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü cevaben: "Hayır, evinde otur ve kocana itaat et." buyurdu. Bilahare babası vefat etti. Bu sefer kadın gidip de babasına namaz kılması için izin istedi. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü yine: "Evinde otur ve kocana itaat et." buyurdu. Böylece kadının babası defnedildi. Bu sefer ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü birisini kadına yollayarak şu mesajı iletti: "Hiç şüphesiz ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.), kocana itaat ettiğin için seni de, babanı da bağışladı." [13]
Hz. Ali (a.s): "Kadınlarınızın en hayırlısı eşlerine en çok mihriban ve çocuklarına en çok merhametli olan kimsedir." [14]
Resul-i Ekrem (s.a.a): "Müslüman bir erkek, İslam'dan sonra, kendisine baktığında huzur bulan, emrettiğinde itaat eden ve gıyabında onun (haysiyetini) ve malını koruyan Müslüman bir eşten daha iyi bir (nimet) ve fayda elde etmemiştir." [15]
İmam Sadık (a.s): "Saliha bir kadın, salih olmayan bin erkekten daha hayırlıdır. Hangi kadın, kendi eşine yedi gün hizmet ederse, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) onun yüzüne cehennemin yedi kapısını kapatır ve cennetin sekiz kapısını açar; hangisinden isterse içeri girer." [16]
Evet ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın kadınlara inayet ve lütfü bu kadar büyüktür. Elbette ki bütün bunlarda, başta iman ve ihlas şarttır. Yani Müslüman kadın bütün bunları ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) rızasını kazanma niyetiyle yaparsa tabii ki bu sevapları alır.
6- Kadınlar İçin Tehlike Çanları:
Buraya kadar ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.)-u Teala'nın kadınlara olan lütuf ve inayetini gördük. Şimdi madalyonun diğer yüzüne bakıp kadınları bekleyen bazı tehlikelerden ve ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) korusun, vazifelerini yerine getirmedikleri ve İlahi ölçüleri dikkate almadıkları takdirde yüklenecekleri vebal ve katlanmaları gereken kötü sonuçlardan biraz bahsedelim ki İNŞAALLAH o tehlikelerden kendilerini koruyabilsinler ALLAH'ın yardımıyla.
İmam Cafer-i Sadık (a.s)'dan şöyle rivayet edilmiştir: "Bir kadın eşine, 'Ben senin yüzünden bir hayır görmedim." derse, hiç şüphesiz ameli boşa çıkar ve yok olur." [17]
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Bir kadın, diliyle kocasına eziyet ederse, onu kendisinden razı edinceye kadar, ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) onun hiçbir tevbesini, keffaretini ve iyi amelini kabul etmez; hatta gündüzlerini oruç ve gecelerini ibadetle geçirse dahi." [18]
Yine şöyle buyurmuştur Efendimiz (s.a.a): "Hangi kadın kocasıyla müdara etmez ve onu güç yetiremeyeceği şeylere mecbur kılarsa, onun hiçbir iyi ameli kabul olmaz ve (tevbe etmeden ölürse,) ALLAH'ı gazaplandırdığı halde onun huzuruna varır." [19]
Yine şöyle uyarmaktadır hanımları: "Bir kadın, kocasının yatağını (haklı bir mazereti olmadan, küs bir şekilde) terk eder ve (başka bir yerde) sabahlarsa, sabah açılıncaya kadar melekler ona lanet okur." [20]
Bir başka hadis yine yüce Resulullah (s.a.a)'den, şöyle buyurmuştur: "Bir kadın, kocasının hakkını eda etmediği müddetçe, ALLAH'ın da hakkını eda etmiş olamaz." [21]
ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) Resulü'nün (s.a.a) ettiği dualardan biriside şudur: "ALLAH'ım, ihtiyarlık çağım gelmeden beni ihtiyarlatacak kadından sana sığınırım." [22]
İmam Musa-i Kazım (a.s)'a kocasını gazaplandıran kadının durumu sorulunca, şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kocası ondan razı oluncaya kadar, günahkar sayılır."[23]
Elbette bunları burada aktarırken, "Erkek, başına buyruk, istediği her türlü haksızlığı eşine karşı yapabilir." diye bir şeyi söylemekten ve düşünmekten bile ALLAH'a sığınırız. O ayrı bir konudur ve erkek yaptığı en küçük haksızlığın bile karşılığını Adil ALLAH'ın adalet mahkemesinde bulur; eğer eşini kendisinden razı etmezse. Bizim burada muhatabımız kadınlar olduğu için, onlara özgü vazifelerini ve İlahi uyarıları aktarmaya çalışıyoruz. ALLAH (C.C.) (C.C.) (C.C.) kadın-erkek cümlemize rızası doğrultusunda hareket edebilmeği nasip buyursun. Amin!