Kýrýk Testi
Well-known member
1046-1053 yılları arasında İran’ın Kum şehrinde doğdu. Çocukken İmamiyye Şiası’na mensup olan, ama daha sonra İsmailiyye Mezhebine dahil olan Hasan Sabbah, Mısır’da bulundu ve burada hapse düştü. Bir yolunu bularak hapisten kaçtı ve Mısır’ı terk etti.
1081’de İsfahan’a gelen Hasan Sabbah, 9 yıl boyunca bütün İran’da Bâtınîliğin (bk. Bâtıniyyûn Mezhebi) propagandasını yaptı. İran’ın kuzeyinde Gilan, Mazenderan ve Deylem’in dağlık bölgelerinde hükümdarların itaat altına alamadığı insanları 3 yıllık çalışma sonunda kendine bağladı. Selçuklu Veziri Nizamülmülk’ün onu yakalamalarını emretmesi üzerine, muhkem Alamut kalesine kaçarak, burayı karargâh yaptı. Yaptırdığı tahkimat ve depolarla kalenin uzun süre kuşatılması halinde dahi dayanabilecek şekilde hazırladı.
Batınîlik, Hasan Sabbah ile yeni bir hüviyet kazandı. Masum imam ve davette bulunan fedailerin yerini, devamlı esrar kullanmaya alıştırıldıkları için Haşşâş (çoğulu Haşşâşûn, Haşşâşîn) veya Haşîşî denilen eli hançerli caniler aldı.
Hasan Sabbah adamlarına Cennet vaad ediyor ve kendilerini bekleyen mutluluğu tatmaları için esrar içiriyordu. Böylece onları, her türlü emrini yerine getirmeye hazır hale getiriyordu. Sabbah’ın gayesi dinî olmaktan çok siyasî idi ve kendi görüşlerini benimsemeyenleri safdışı etmeyi hedefliyordu. Bu gayelerine ulaşmak için kurduğu teşkilat ve eğittiği fedailerden yararlanarak birçok din ve devlet adamını ortadan kaldırdı. Bazı insanları da propaganda ve tehditle kendi yanına çekti.
Sabbah’ın siyasî, dinî ve askerî şahsiyetleri öldürtmesi bir terör havası oluşturmuştu. Ona muhalif emir ve kumandanlar zırh giymeden evlerinden çıkamaz olmuşlardı. Sabbah’ın adamları hiç çekinmeden cinayet işliyor, halk korku içinde yaşıyordu.
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, İslâm dünyası için ciddî bir tehlike oluşturan Hasan Sabbah ve adamlarıyla mücâdeleyi bir devlet politikası haline getirdi. Mücâdele hem ilmî alanda, hem askerî alanda yapılmaya başlandı.
Melikşah, Alamut Kalesine büyük bir ordu gönderdi. Ama önce Veziri Nizamülmülk, Ebu Tahir Arrânî adlı Hasan Sabbah’ın bir adamı tarafından şehid edildi. Ardından da Sultan Melikşah, henüz 38 yaşındayken şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. (1092)
35 yıl Alamut Kalesinde faaliyet gösteren Hasan Sabah, 23 Mayıs 1124’te öldü.
1081’de İsfahan’a gelen Hasan Sabbah, 9 yıl boyunca bütün İran’da Bâtınîliğin (bk. Bâtıniyyûn Mezhebi) propagandasını yaptı. İran’ın kuzeyinde Gilan, Mazenderan ve Deylem’in dağlık bölgelerinde hükümdarların itaat altına alamadığı insanları 3 yıllık çalışma sonunda kendine bağladı. Selçuklu Veziri Nizamülmülk’ün onu yakalamalarını emretmesi üzerine, muhkem Alamut kalesine kaçarak, burayı karargâh yaptı. Yaptırdığı tahkimat ve depolarla kalenin uzun süre kuşatılması halinde dahi dayanabilecek şekilde hazırladı.
Batınîlik, Hasan Sabbah ile yeni bir hüviyet kazandı. Masum imam ve davette bulunan fedailerin yerini, devamlı esrar kullanmaya alıştırıldıkları için Haşşâş (çoğulu Haşşâşûn, Haşşâşîn) veya Haşîşî denilen eli hançerli caniler aldı.
Hasan Sabbah adamlarına Cennet vaad ediyor ve kendilerini bekleyen mutluluğu tatmaları için esrar içiriyordu. Böylece onları, her türlü emrini yerine getirmeye hazır hale getiriyordu. Sabbah’ın gayesi dinî olmaktan çok siyasî idi ve kendi görüşlerini benimsemeyenleri safdışı etmeyi hedefliyordu. Bu gayelerine ulaşmak için kurduğu teşkilat ve eğittiği fedailerden yararlanarak birçok din ve devlet adamını ortadan kaldırdı. Bazı insanları da propaganda ve tehditle kendi yanına çekti.
Sabbah’ın siyasî, dinî ve askerî şahsiyetleri öldürtmesi bir terör havası oluşturmuştu. Ona muhalif emir ve kumandanlar zırh giymeden evlerinden çıkamaz olmuşlardı. Sabbah’ın adamları hiç çekinmeden cinayet işliyor, halk korku içinde yaşıyordu.
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, İslâm dünyası için ciddî bir tehlike oluşturan Hasan Sabbah ve adamlarıyla mücâdeleyi bir devlet politikası haline getirdi. Mücâdele hem ilmî alanda, hem askerî alanda yapılmaya başlandı.
Melikşah, Alamut Kalesine büyük bir ordu gönderdi. Ama önce Veziri Nizamülmülk, Ebu Tahir Arrânî adlı Hasan Sabbah’ın bir adamı tarafından şehid edildi. Ardından da Sultan Melikşah, henüz 38 yaşındayken şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. (1092)
35 yıl Alamut Kalesinde faaliyet gösteren Hasan Sabah, 23 Mayıs 1124’te öldü.