Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Memba
Hasta Ruhlar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="elfaz" data-source="post: 179740" data-attributes="member: 6092"><p><span style="font-family: 'Franklin Gothic Medium'"><span style="color: darkred"><em>Her devirde nebilerin dizinin dibinde bile olsa, kalbinde marazı olan hasta ruhlar bulunagelmiştir. Günümüzde de, kalbinde maraz bulunan bir hayli böyle ruh vardır. Şöhrete talip olma, "<u><strong>benim yaptığım</strong></u>" deme, yalnız kendiyle alâkalı şeylere alkış tutma.. işte bütün bunların hepsi <strong><u>ihlâssızlık belâsıdır ve hizmette ayak bağıdır</u></strong> yani marziyat-i ilâhiyeye kilitlenememe ve ihlâssızlık problemidir.. evet bu durum, insan için en büyük bir belâ ve problemdir. Hem öyle bir belâ ve problemdir ki, bir yerde ihlâssız böyle bir adamın bulunması, genel âhenk ve havayı bozmaya yeterlidir. Zira bir cemaati teşkil ettiren fertlerin her biri, âdeta bir çark hükmündedir. Çarkların birinde bir balanssızlık varsa bu, bütün çarkların âhengine tesir eder. Bu itibarla iman ve Kur'ân hizmeti yolunda her fert kendisine terettüp eden işe talip olmalı ve <strong><u>asla inhiraf da göstermemelidir</u></strong>. Bunun için de, iman ve Kur'ân hizmetini bir beyin gibi kabul edip bütün bencil ve egoist duygulardan sıyrılıp genel hedef istikametinde kalma adına Allah'tan hep ihlâs ve samimiyet murad etmek gerekir. İman hizmetinin, genel hedeflerine ve kurgusuna tâbi olmayıp kendi bencilliğini aşamamışlara fırsat vermek ise, <strong><u>Allah (celle celâluhu) davasına ihanet etmek demektir.</u></strong></em></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Franklin Gothic Medium'"><span style="color: darkred"><em>Bir hizmet insanı şunu gönlünden gele gele her zaman rahatlıkla söyleyebilmelidir: <u><strong>"Ben, arkadaşlarım olmadan Cennet'e bile gitmemeliyim."</strong></u> Bizim hizmet ahlâkımız hasbîlik, diğergâmlık ve fedakârlığa dayanmaktadır. Zaten bu dava bir körük gibidir; er geç ihlâssızları süpürüp atar. Bu tür insanlar, bulundukları müddetçe âhenksizliğe sebebiyet verir, problem çıkarır ve diğer fertleri de meşgul ederler.</em></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Franklin Gothic Medium'"><span style="color: darkred"><em>Fakir, şu anda kâfir ve münafık olacağından korktuğum çok kimse var. Onun için onları kendi dünyaları içinde tutarak İslâm ve toplum adına ordubozanlık yapmalarına ve telef olmalarına mâni olmaya çalışıyorum. Bunlardan dolayı çok defa oturup hıçkıra hıçkıra ağladığım da az değildir. Bu insanlar her zaman kendilerine biraz teveccüh edilince, hemen bencilliklerine takılıp önü alınmaz problemlere sebebiyet verebilmektedirler. Hz. Mesih, on iki havarisinden Yahuda'nın önünü alamadığı gibi, bu insanları engellemek de zorlardan zor olsa gerek. Bunlar, teveccühü hazmedemeyen <u><strong>egoist ruhlu insanlardır</strong></u>. Aslında mü'min, meyve yüklü ağaçlar gibi her zaman toprağa doğru eğilmesini bilmelidir. Bu tür insanlarsa, onlara azıcık bir imkân verildiğinde, kendi bildiğince gittikleri, kendince ekip yapıp grup kurmaya kalktıkları ve bir de bu imkânlarla caka yaptıkları görülmektedir. Onun için milletin başındakiler çok <u><strong>basiretli ve uyanık olmalıdırlar</strong></u>. Bu insanlar, tarih boyu bir imtihan olarak hep var olmuş öyle habis ruhlulardır ki, hemen her fırsatta hizmete giden yolları tıkayan birer belâ olagelmişlerdir. Allah bu ümmeti böyle belâlardan korusun!</em></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Franklin Gothic Medium'"><span style="color: darkred"><em>Peygamberlerin bile kendi dönemlerinde böyle belâların önünü alamadıkları, sadece dondurabildikleri görülmektedir. Bir insan, hangi heyetle olursa olsun, o heyet ve toplum için esas sayılan hususlara <u><strong>mızıkçılık etmeden</strong></u> uymasını bilmelidir. Nitekim Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Uhud'da her şeye rağmen heyetin aldığı karara tâbi olmuştur. Evet, vahiy ile müeyyed olan bir Zât bile eğer istişare kararına uyuyorsa, dar akıllı ve dar ufuklu bir insanın itirazda bulunmaya hiçbir hakkı olmamalıdır. İnsan, istişare meclisinde, şayet bir düşüncesi varsa onu seslendirmelidir. Bu düşünce kabul gördüyse mesele yok.. ancak kabul görmediyse ondan sonra o kişiye susmak ve alınan karara uymak düşer. <u><strong>Allah milletçe hepimize insaf ve istikamet versin!</strong></u></em></span></span></p><p> </p><p><span style="color: darkred"><strong>Fasıldan Fasıla</strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="elfaz, post: 179740, member: 6092"] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][I]Her devirde nebilerin dizinin dibinde bile olsa, kalbinde marazı olan hasta ruhlar bulunagelmiştir. Günümüzde de, kalbinde maraz bulunan bir hayli böyle ruh vardır. Şöhrete talip olma, "[U][B]benim yaptığım[/B][/U]" deme, yalnız kendiyle alâkalı şeylere alkış tutma.. işte bütün bunların hepsi [B][U]ihlâssızlık belâsıdır ve hizmette ayak bağıdır[/U][/B] yani marziyat-i ilâhiyeye kilitlenememe ve ihlâssızlık problemidir.. evet bu durum, insan için en büyük bir belâ ve problemdir. Hem öyle bir belâ ve problemdir ki, bir yerde ihlâssız böyle bir adamın bulunması, genel âhenk ve havayı bozmaya yeterlidir. Zira bir cemaati teşkil ettiren fertlerin her biri, âdeta bir çark hükmündedir. Çarkların birinde bir balanssızlık varsa bu, bütün çarkların âhengine tesir eder. Bu itibarla iman ve Kur'ân hizmeti yolunda her fert kendisine terettüp eden işe talip olmalı ve [B][U]asla inhiraf da göstermemelidir[/U][/B]. Bunun için de, iman ve Kur'ân hizmetini bir beyin gibi kabul edip bütün bencil ve egoist duygulardan sıyrılıp genel hedef istikametinde kalma adına Allah'tan hep ihlâs ve samimiyet murad etmek gerekir. İman hizmetinin, genel hedeflerine ve kurgusuna tâbi olmayıp kendi bencilliğini aşamamışlara fırsat vermek ise, [B][U]Allah (celle celâluhu) davasına ihanet etmek demektir.[/U][/B][/I][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][I]Bir hizmet insanı şunu gönlünden gele gele her zaman rahatlıkla söyleyebilmelidir: [U][B]"Ben, arkadaşlarım olmadan Cennet'e bile gitmemeliyim."[/B][/U] Bizim hizmet ahlâkımız hasbîlik, diğergâmlık ve fedakârlığa dayanmaktadır. Zaten bu dava bir körük gibidir; er geç ihlâssızları süpürüp atar. Bu tür insanlar, bulundukları müddetçe âhenksizliğe sebebiyet verir, problem çıkarır ve diğer fertleri de meşgul ederler.[/I][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][I]Fakir, şu anda kâfir ve münafık olacağından korktuğum çok kimse var. Onun için onları kendi dünyaları içinde tutarak İslâm ve toplum adına ordubozanlık yapmalarına ve telef olmalarına mâni olmaya çalışıyorum. Bunlardan dolayı çok defa oturup hıçkıra hıçkıra ağladığım da az değildir. Bu insanlar her zaman kendilerine biraz teveccüh edilince, hemen bencilliklerine takılıp önü alınmaz problemlere sebebiyet verebilmektedirler. Hz. Mesih, on iki havarisinden Yahuda'nın önünü alamadığı gibi, bu insanları engellemek de zorlardan zor olsa gerek. Bunlar, teveccühü hazmedemeyen [U][B]egoist ruhlu insanlardır[/B][/U]. Aslında mü'min, meyve yüklü ağaçlar gibi her zaman toprağa doğru eğilmesini bilmelidir. Bu tür insanlarsa, onlara azıcık bir imkân verildiğinde, kendi bildiğince gittikleri, kendince ekip yapıp grup kurmaya kalktıkları ve bir de bu imkânlarla caka yaptıkları görülmektedir. Onun için milletin başındakiler çok [U][B]basiretli ve uyanık olmalıdırlar[/B][/U]. Bu insanlar, tarih boyu bir imtihan olarak hep var olmuş öyle habis ruhlulardır ki, hemen her fırsatta hizmete giden yolları tıkayan birer belâ olagelmişlerdir. Allah bu ümmeti böyle belâlardan korusun![/I][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][/COLOR][/FONT] [FONT=Franklin Gothic Medium][COLOR=darkred][I]Peygamberlerin bile kendi dönemlerinde böyle belâların önünü alamadıkları, sadece dondurabildikleri görülmektedir. Bir insan, hangi heyetle olursa olsun, o heyet ve toplum için esas sayılan hususlara [U][B]mızıkçılık etmeden[/B][/U] uymasını bilmelidir. Nitekim Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Uhud'da her şeye rağmen heyetin aldığı karara tâbi olmuştur. Evet, vahiy ile müeyyed olan bir Zât bile eğer istişare kararına uyuyorsa, dar akıllı ve dar ufuklu bir insanın itirazda bulunmaya hiçbir hakkı olmamalıdır. İnsan, istişare meclisinde, şayet bir düşüncesi varsa onu seslendirmelidir. Bu düşünce kabul gördüyse mesele yok.. ancak kabul görmediyse ondan sonra o kişiye susmak ve alınan karara uymak düşer. [U][B]Allah milletçe hepimize insaf ve istikamet versin![/B][/U][/I][/COLOR][/FONT] [COLOR=darkred][B]Fasıldan Fasıla[/B][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
Memba
Hasta Ruhlar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst