Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Dil Merkezi
İslam Harfleri (Dil Kursu)
Hat Sanatında Yazı Çeşitleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 367766" data-attributes="member: 1023459"><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">HAT...</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Arapça ‘hatt’ mastarından türeyen ve yazı, çizgi, çığır, yol manalarına gelen ‘hat’ kelimesi, terim olarak “Arap yazısını estetik ölçülere bağlı kalıp, güzel bir şekilde yazma sanatı (hüsn-i hat)” olarak açıklanmış. Kaynaklarda genellikle “cismani aletlerle meydana getirilen ruhanî bir hendese” şeklinde tarif edilen hat sanatı, bu tarife uygun bir estetik anlayış çerçevesinde yüzyıllar boyunca gelişerek günümüze ulaşmıştır.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Batıda hüsn-i hat (güzel yazı) karşılığında, calligraphy (kalligrafi) kelimesi kullanılmakta. Ansiklopediler, calligraphy sözcüğünü “güzel yazma, estetik kurallara bağlı kalarak ölçülü yazma sanatı” şeklinde tanımlamakta. Önce Araplar tarafından kullanıldığından Arap yazısı adıyla anılan hat, hicretten birkaç asır sonra Müslümanların ortak değeri haline gelmiş ve İslam hattı vasfını kazanmıştır. İslamiyet'ten önceki asırlara ait Arapça kitabeler üzerinde yapılan araştırmalar, Arap yazı sisteminin aslen Fenike yazısının, bağlanan ve bitişik Nabat yazısının devamı olduğunu ortaya koymuştur.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Arap yazısı, Mekke ve Medine'de önceleri cezm adıyla anılmaya başladı. Medine'de medenî ismini alan yazı, zamanla iki üsluba ayrıldı. Dikey harfleri uzun ve sağdan sola meyilli olana mâîl, yatay harfleri fazlaca uzatılana meşk adı verildi. Hz. Ali'nin Kufe'yi merkez yapmasından sonra burada büyük bir gelişme gösterdi ve kufi adını kazandı. Bu tarihten sonra kufî sözü, genel bir anlam kazanarak İslamiyet'in doğuşundan Abbasiler devrine kadar Mekkî, Medenî gibi isimler alan yazıların yerine de kullanıldı.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Kufi'nin kullanılması Abbasiler zamanında 150 yıl sürdü. Abbasilerin Bağdatlı meşhur veziri ve hattatı olan İbn Mukîe (ö, 940) sahip olduğu geometri bilgisi sayesinde yazının ana ölçülerini tespit eden bir sistem ortaya koymaya muvaffak oldu. Harflerin güzelliği için nokta, elif ve daireyi standart bir ölçü olarak kabul etti. Bu ölçüler dahilinde Muhakkak, Reyhânî, Sülüs, Nesih, Tevkî ve Rikâ adında altı çeşit yazının usûl ve kaidelerini ortaya koydu. Bunların tamamına da Aklâm-ı Sitte denildi. Bu altı çeşit yazı, bir asır sonra yine Bağdat'ta yetişen Arap asıllı Hattat Ali b. Hilal (ö.1032)'in eliyle inkişaf etti. Gelişme yolunda her geçen gün biraz daha ilerleyen yazı, 200 sene sonra Abbasî Halifesi Yakut El-Müsta'sımî'nin (ö. 1298) gayretiyle daha belirgin kaidelerle güzelleşti.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Abbasiler’in,1258 yılında tarih sahnesinden silinmesinden sonra yazıda üstünlük Türk ve İranlı hattatların eline geçti. İranlı hattatlar Aklâm-ı Sitte’yi kendi anlayışlarına göre yazdılarsa da Yakut'un üslûbundan ayrılmadılar. Osmanlı Türkleri ise hat sanatında erişilmesi mümkün olmayan üstün bir ekol kurdular. 16. yüzyılda Osmanlı-Türk hattatlarının babası sayılan Şeyh Hamdullah, Aklâm-ı Sitte’ye o zamana kadar ulaşılamayan bir güzellik ve olgunluk getirdi. Şeyh Hamdullah (ö. 1520) devrinde Aklâm-ı Sitte’den sülüs ve nesih, Türk zevkine çok uygun geldiği için süratle yayıldı. Şeyh Hamdullah'dan sonra yetişenler onun gibi yazma gayretiyle hareket ettiklerinden hattatların başarısı ‘Şeyh gibi yazdı’ veya ‘Şeyh-i Sânî’ sözleriyle anılır oldu. Bu durum, 150 yılı aşkın bir süre devam etti.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">17. yüzyılın ikinci yarısında Hafız Osman (ö. 1698) Şeyh Hamdullah'ın üslubunu bir elemeye tabi tutarak kendine has bir hat üslubu ortaya koydu. Hafız Osman'ın hat sanatında açtığı çığır bütün haşmetiyle sürüp giderken bir asır sonra İsmail Zühdü (Ö. 1806) ve kardeşi Mustafa Rakım (ö. 1826), onun yazılarından ilham alarak kendi şivelerini oluşturdular. Mustafa Rakım, sülüs ve nesih yazılarında olduğu gibi celî sülüste değerek istif mükemmeliyetiyle bütün hat üsluplarının zirvesine çıktı ve Hafız Osman üslubunu sülüsten celîye aktarmayı başardı. Râkım’dan sonra gelen celî üstadı Sami Efendi (ö. 1912)'de İsmail Zühdü'nün sülüs harflerini celîye tatbik ederek Rakım yoluna yeni bir tarz kazandırdı.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">İstanbul, Türkler tarafından fethedildikten sonra hat sanatının ölümsüz merkezi olmuştur. Bütün İslam dünyasında tartışmasız kabul edilen bu gerçek, en güzel biçimde şu sözlerle ifadesini bulmuştur: “Kur'an-ı Kerim Hicaz'da nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı.”</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Bütün İslam âlemi hat sanatını öğrenebilmek için İstanbul'a koşmuştur. Ekol olmuş Türk hattatlarından bazıları şunlardır: Şeyh Hamdullah, Ahmet Karahisarî, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Mahmut Celâleddin Efendi, Yesarî-zâde Mustafa İzzet Efendi.</span></em></strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></em></strong></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="color: #800080"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><p style="text-align: center">Aklâm-ı Sitte</p></span></em></strong></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #800080"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></p></span></em></strong></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #800080"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Aklâm-i Sitte; Sülüs-Nesih, Muhakkak-Reyhânî, Tevkî-Rik'a şeklinde birbirine tabi ikili gruplar halinde sıralanabilir. Bu üç gruptan Sülüs, Muhakkak, Tevkî ağız genişliği 2 mm.; Nesih, Reyhânî, Rik'a ise 1 mm. civarında olan kamış kalemle yazılır. Yazı karakteri itibariyle Muhakkak ile Reyhânî, Tevkî ile Rik'a birbirine çok benzeyen yaşları farklı iki kardeşi hatırlatır. Sülüs’le Nesih arasında ölçüleri dışında da belirgin şekil farklılıkları vardır.</p><p></span></em></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 367766, member: 1023459"] [COLOR="#000000"][SIZE=3][B][I][FONT=Comic Sans MS]HAT... Arapça ‘hatt’ mastarından türeyen ve yazı, çizgi, çığır, yol manalarına gelen ‘hat’ kelimesi, terim olarak “Arap yazısını estetik ölçülere bağlı kalıp, güzel bir şekilde yazma sanatı (hüsn-i hat)” olarak açıklanmış. Kaynaklarda genellikle “cismani aletlerle meydana getirilen ruhanî bir hendese” şeklinde tarif edilen hat sanatı, bu tarife uygun bir estetik anlayış çerçevesinde yüzyıllar boyunca gelişerek günümüze ulaşmıştır. Batıda hüsn-i hat (güzel yazı) karşılığında, calligraphy (kalligrafi) kelimesi kullanılmakta. Ansiklopediler, calligraphy sözcüğünü “güzel yazma, estetik kurallara bağlı kalarak ölçülü yazma sanatı” şeklinde tanımlamakta. Önce Araplar tarafından kullanıldığından Arap yazısı adıyla anılan hat, hicretten birkaç asır sonra Müslümanların ortak değeri haline gelmiş ve İslam hattı vasfını kazanmıştır. İslamiyet'ten önceki asırlara ait Arapça kitabeler üzerinde yapılan araştırmalar, Arap yazı sisteminin aslen Fenike yazısının, bağlanan ve bitişik Nabat yazısının devamı olduğunu ortaya koymuştur. Arap yazısı, Mekke ve Medine'de önceleri cezm adıyla anılmaya başladı. Medine'de medenî ismini alan yazı, zamanla iki üsluba ayrıldı. Dikey harfleri uzun ve sağdan sola meyilli olana mâîl, yatay harfleri fazlaca uzatılana meşk adı verildi. Hz. Ali'nin Kufe'yi merkez yapmasından sonra burada büyük bir gelişme gösterdi ve kufi adını kazandı. Bu tarihten sonra kufî sözü, genel bir anlam kazanarak İslamiyet'in doğuşundan Abbasiler devrine kadar Mekkî, Medenî gibi isimler alan yazıların yerine de kullanıldı. Kufi'nin kullanılması Abbasiler zamanında 150 yıl sürdü. Abbasilerin Bağdatlı meşhur veziri ve hattatı olan İbn Mukîe (ö, 940) sahip olduğu geometri bilgisi sayesinde yazının ana ölçülerini tespit eden bir sistem ortaya koymaya muvaffak oldu. Harflerin güzelliği için nokta, elif ve daireyi standart bir ölçü olarak kabul etti. Bu ölçüler dahilinde Muhakkak, Reyhânî, Sülüs, Nesih, Tevkî ve Rikâ adında altı çeşit yazının usûl ve kaidelerini ortaya koydu. Bunların tamamına da Aklâm-ı Sitte denildi. Bu altı çeşit yazı, bir asır sonra yine Bağdat'ta yetişen Arap asıllı Hattat Ali b. Hilal (ö.1032)'in eliyle inkişaf etti. Gelişme yolunda her geçen gün biraz daha ilerleyen yazı, 200 sene sonra Abbasî Halifesi Yakut El-Müsta'sımî'nin (ö. 1298) gayretiyle daha belirgin kaidelerle güzelleşti. Abbasiler’in,1258 yılında tarih sahnesinden silinmesinden sonra yazıda üstünlük Türk ve İranlı hattatların eline geçti. İranlı hattatlar Aklâm-ı Sitte’yi kendi anlayışlarına göre yazdılarsa da Yakut'un üslûbundan ayrılmadılar. Osmanlı Türkleri ise hat sanatında erişilmesi mümkün olmayan üstün bir ekol kurdular. 16. yüzyılda Osmanlı-Türk hattatlarının babası sayılan Şeyh Hamdullah, Aklâm-ı Sitte’ye o zamana kadar ulaşılamayan bir güzellik ve olgunluk getirdi. Şeyh Hamdullah (ö. 1520) devrinde Aklâm-ı Sitte’den sülüs ve nesih, Türk zevkine çok uygun geldiği için süratle yayıldı. Şeyh Hamdullah'dan sonra yetişenler onun gibi yazma gayretiyle hareket ettiklerinden hattatların başarısı ‘Şeyh gibi yazdı’ veya ‘Şeyh-i Sânî’ sözleriyle anılır oldu. Bu durum, 150 yılı aşkın bir süre devam etti. 17. yüzyılın ikinci yarısında Hafız Osman (ö. 1698) Şeyh Hamdullah'ın üslubunu bir elemeye tabi tutarak kendine has bir hat üslubu ortaya koydu. Hafız Osman'ın hat sanatında açtığı çığır bütün haşmetiyle sürüp giderken bir asır sonra İsmail Zühdü (Ö. 1806) ve kardeşi Mustafa Rakım (ö. 1826), onun yazılarından ilham alarak kendi şivelerini oluşturdular. Mustafa Rakım, sülüs ve nesih yazılarında olduğu gibi celî sülüste değerek istif mükemmeliyetiyle bütün hat üsluplarının zirvesine çıktı ve Hafız Osman üslubunu sülüsten celîye aktarmayı başardı. Râkım’dan sonra gelen celî üstadı Sami Efendi (ö. 1912)'de İsmail Zühdü'nün sülüs harflerini celîye tatbik ederek Rakım yoluna yeni bir tarz kazandırdı. İstanbul, Türkler tarafından fethedildikten sonra hat sanatının ölümsüz merkezi olmuştur. Bütün İslam dünyasında tartışmasız kabul edilen bu gerçek, en güzel biçimde şu sözlerle ifadesini bulmuştur: “Kur'an-ı Kerim Hicaz'da nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı.” Bütün İslam âlemi hat sanatını öğrenebilmek için İstanbul'a koşmuştur. Ekol olmuş Türk hattatlarından bazıları şunlardır: Şeyh Hamdullah, Ahmet Karahisarî, Hafız Osman, Mustafa Rakım, Mahmut Celâleddin Efendi, Yesarî-zâde Mustafa İzzet Efendi. [/FONT][/I][/B][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#800080"][SIZE=3][B][I][FONT=Comic Sans MS][CENTER]Aklâm-ı Sitte Aklâm-i Sitte; Sülüs-Nesih, Muhakkak-Reyhânî, Tevkî-Rik'a şeklinde birbirine tabi ikili gruplar halinde sıralanabilir. Bu üç gruptan Sülüs, Muhakkak, Tevkî ağız genişliği 2 mm.; Nesih, Reyhânî, Rik'a ise 1 mm. civarında olan kamış kalemle yazılır. Yazı karakteri itibariyle Muhakkak ile Reyhânî, Tevkî ile Rik'a birbirine çok benzeyen yaşları farklı iki kardeşi hatırlatır. Sülüs’le Nesih arasında ölçüleri dışında da belirgin şekil farklılıkları vardır.[/CENTER][/FONT][/I][/B][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Dil Merkezi
İslam Harfleri (Dil Kursu)
Hat Sanatında Yazı Çeşitleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst