"Amaçsızlığın" yol açtığı psikolojik yıkım konusunda kadınla erkek arasında çok önemli bir fark bulunmuyor. Psikiyatrist Dr. Hasan Sezeroğlu, "Boşluk duygusu özellikle ideal sahibi olmayan bireyleri daha olumsuz etkiliyor." diyor. Dr. Sezeroğlu'na göre bir hedefi olmayan ya da idealine uygun hareket etmeyen, olaylar karşısında ne yapacağını bilemeyen, sürekli çelişkili kararlar alan insanlar bir müddet sonra çevresi tarafından dışlanabiliyor. Boşluk duygusu onları diğer insanlara göre çok daha olumsuz etkiliyor.
Sezeroğlu, kişinin ev hanımı, çalışan anne, memur ya da işçi olmasının önemli olmadığını, herkesin kendisini hayata bağlayacak ideal ve hedeflere sahip olması gerektiğine dikkat çekiyor. Dr. Sezeroğlu şu uyarılarda bulunuyor: "Hedeflerinizi doğru seçin ve uygun araçlarla ona ulaşmaya çalışın. Ulaşamadığınızda pişmanlık ve küskünlük yerine yeni bir yol bulmayı deneyin. İçe kapanmak ve hemen vazgeçmek, tercih ettiğiniz hareket tarzı olmamalı."
Çalışırken evlenip ev hanımı olanların ve yeni emeklilerin kendilerine bir hedef belirlemeleri gerektiğini kaydeden Dr. Sezeroğlu, gayesiz ve hedefsiz insanların, hayatın gerçeklerinden uzaklaşıp bir süre sonra içe kapanacaklarını belirtiyor. Önce kendisini sonra da etrafını sürekli eleştirerek rahatsız etmeye başlayan bu insanlar şüpheci, alıngan ve geçimsiz tavırlar sergileyip, çoğu kez hastalık hastası da olabiliyorlar. Her insanın mutlaka kendisine, meyvesini görebileceği gerçekçi hedefler seçmesi gerektiğini dile getiren Sezeroğlu, tamamen hayale de kapılınmaması gerektiğini ifade etti.
Dr. Hasan Sezeroğlu'nun boşluk duygusu içindeki bireylere önerileri şöyle:
Kalbinizin sesini dinleyin
İçinizden bir ses size sürekli, "durma ve yılma" diyecektir. O sesi ve ışığı kaybetmeyin.
Engellere takılmayın
Hayatta her şey her zaman düzgün gitmeyebilir. Ancak sizi farklı kılacak şey, kriz anlarını önceden sezerek, takılıp kalmamak, çevresinden kolayca dolaşmak olmalı.
Bahanelere sığınmayın
Hayallerinizi gerçekleştirmek, ideallerinize ulaşmak için yeterli imkâna sahip olmayabilirsiniz. Ama bu, şansınızı denemeyeceğiniz anlamına gelmez. Özellikle hanımlar beceri ve sanat alanlarında gelişmek istiyorsa, belediyelerin ücretsiz kursları onlar için bulunmaz meşguliyet ve fırsat kapıları açabilir.
Çevrenize duyarlı olun
Hedefinizi netleştirmek için çevrenizden de yardım alabilir, onların uyarılarına kulak verebilirsiniz. Yakın çevreniz ve arkadaşlarınızla diyaloğunuz, uyumlu ve iyi niyetli olmanız sizi iyi bir insan yapacağı gibi, size "referans" olacak birçok tanıdık da sağlayacaktır. Uyumsuz, aksi ve kefil olunamayacak bir kişilik sergilemek hem iş hem de evlilik konusunda sizi kendi kabuğunuza hapsedecektir.
Mesainize yüreğinizi katın
Bir insanın severek yapacağı bir iş bulması kolay değildir. Eğer böyle bir kısmete sahipseniz değerini bilin, sevdiğiniz işi yüreğinizi katarak yapın. Çalışma ortamında paylaşımcı olun. Gereksiz alınganlıklardan kaçının.
Yılgınlığa teslim olmayın
Kıskançlık, çekememezlik ve diğer olumsuz faktörler sizi başarısızlığa itebilir. Mutsuz olmanız 'umutsuz' olmanız anlamına gelmez. Sizi içinize kapatan derin pişmanlıklar, hayal kırıklıkları ve umutsuzluklar depresyonun sinsi kuyularıdır. Yorganı başınıza çekip haftalarca uyumak ve hayattan kaçmak duygusu bastırdığında, asla bu hislere teslim olmayın. İnancınızı kaybetmek her şeyi kaybetmektir. Bir kapıyı kapatan Yüce Kudret'in mutlaka bir başka kapıyı açacağını unutmayın.
Çekingen olmayın
Ne lüzumsuz girişken ne de sürekli içine kapanık bir çekingen olun. Medeni cesaret sahibi olun. İlk adımı doğru bir şekilde attığınızda gerisinin çorap söküğü gibi geleceğini göreceksiniz. Sabırlı olun Hayallerdeki hedefe gözyaşı olmadan ulaşmak mümkün değildir. Bu, başlangıçta sıkıntılar ve olumsuzlukların ardından gelse de sonuçta sevinç gözyaşlarına dönüşecektir. Sorumluluk almaktan kaçınmayın. Hedefinize büyük ya da küçük adımlarla yürümenizden çok "ilerlemeniz" önemlidir.