Muvahhid1
Well-known member
ESSELAMÜ ALEYKÜM arkadaşlar!
Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:
1- Gelen her nimeti Allah’tan bilip şükretmek.
2- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.
3- Nimetlerden istifade edildiği müddetçe, Allahü teâlâya isyan etmemek.
Şükür, hem eldeki nimeti yok olmaktan kurtarır, hem de yeni nimetlere kavuşturur.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bana şükredin, nankörlük etmeyin!) (Bekara 152)
(Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.) [Nisa 123]
(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.) (İbrahim 7)
Allahü teâlâ, şükredene bol bol nimet verir. (Fâtır 30)
Hazret-i İbrahim, Rabbinin nimetlerine şükretti, Rabbi de onu doğru yola iletti. (Nahl 121)
Çoğu bilmez, azı şükreder
Allahü teâlâ, insanlara bol nimet vermiştir; fakat insanların çoğu şükretmez. (Bekara 243, Yunus 60, Neml 73, Mümin 61)
Allahü teâlâ, çeşitli nimetler verdiğini, fakat şükredenlerin az olduğunu, az şükredildiğini bildiriyor. (Secde 9, Sebe 13, Araf 10, Müminun 78, Nahl 78, Mülk 23)
Kıymetli şeyler ekseriya az olur. Mesela altın pek çok olsa, bu kadar kıymeti olmaz.
Azların kıymetli olduğunu bildiren âyet-i kerimelerden birkaçı şöyle:
Emrimiz gelip, tandırdan sular kaynamaya başlayınca, [Hazret-i Nuha] "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hükmedilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek azı, onunla beraber iman etmişti. (Hud 40)
İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayıları da çok azdır! (Sad 24)
İsrailoğullarından, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz. (Bekara 83)
Allah’ın size bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız. (Nisa 83)
Namazı doğru kılan, Allahü teâlânın sayılamayacak kadar çok olan bütün nimetlerine şükretmiş sayılır. Nitekim, (Namaz, şükrün bütün aksamını câmidir) buyurulmuştur. Demek ki doğru namaz kılan şükretmiş olur. Namaz kılmayan ise, nankörlük etmiş olur.
Hadis-i kudsilerde buyuruldu ki:
(Beni anan şükretmiş, beni unutan nankörlük etmiş olur.) [Hatib]
(Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ.Gazali]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır.) [İbni Mace]
(Kıyamette “Şükredenler gelsin!” diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her hâlükârda Allahü teâlâya şükredenlerdir.) [İ.Gazali]
(Bir nimet için, Elhamdülillah diyen, daha iyisine kavuşur.) [T.Gafilin]
(İnsanlara teşekkür etmeyen kimse, Allahü teâlâya şükretmez. Aza şükretmeyen de, çoğa şükretmez. Allahü teâlânın nimetini söylemek şükürdür, hiç bahsetmemek ise nankörlüktür.) [Beyheki]
(Nimete şükür, o nimetin gitmesine karşı emandır.) [Deylemi]
(Nimete kavuşunca şükreden, belaya uğrayınca sabreden, haksızlık yapınca af dileyen, zulme uğrayınca bağışlayan, emniyet ve hidayettedir.) [Taberani]
(İyiliği anmak şükür, iyiliği gizlemek nankörlüktür.) [Ebu Davud]
(Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta, Allah'a şükrederse, Allahü teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevab verir. Kim de başına gelen musibeti her hatırlayışta, "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" derse, Allahü teâlâ da her seferinde onun sevabını artırır.) [Tirmizi]
Mümin kabirde doğru cevap verince, hemen o anda kabrin sağ tarafından ay yüzlü bir kişi çıka gelir. (Ben senin, dünyada, sabrından ve şükründen yaratıldım. Kıyamete kadar, sana yoldaş olurum) der.
Ne mutlu sabredip şükredenlere
...
Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:
1- Gelen her nimeti Allah’tan bilip şükretmek.
2- Allahü teâlânın verdiği her şeye razı olmak.
3- Nimetlerden istifade edildiği müddetçe, Allahü teâlâya isyan etmemek.
Şükür, hem eldeki nimeti yok olmaktan kurtarır, hem de yeni nimetlere kavuşturur.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bana şükredin, nankörlük etmeyin!) (Bekara 152)
(Allah’tan sakının ki şükredebilesiniz.) [Nisa 123]
(Şükrederseniz elbette nimetimi artırırım.) (İbrahim 7)
Allahü teâlâ, şükredene bol bol nimet verir. (Fâtır 30)
Hazret-i İbrahim, Rabbinin nimetlerine şükretti, Rabbi de onu doğru yola iletti. (Nahl 121)
- Cenab-ı Hak, kudretinin eseri olarak insanların istifadesi için birçok hayvan yaratmıştır. Kimine binilir, kiminin etinden, sütünden, yününden, derisinden vesairesinden istifade edilir. (Yâsin 71-73)
Çoğu bilmez, azı şükreder
Allahü teâlâ, insanlara bol nimet vermiştir; fakat insanların çoğu şükretmez. (Bekara 243, Yunus 60, Neml 73, Mümin 61)
Allahü teâlâ, çeşitli nimetler verdiğini, fakat şükredenlerin az olduğunu, az şükredildiğini bildiriyor. (Secde 9, Sebe 13, Araf 10, Müminun 78, Nahl 78, Mülk 23)
Kıymetli şeyler ekseriya az olur. Mesela altın pek çok olsa, bu kadar kıymeti olmaz.
Azların kıymetli olduğunu bildiren âyet-i kerimelerden birkaçı şöyle:
Emrimiz gelip, tandırdan sular kaynamaya başlayınca, [Hazret-i Nuha] "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hükmedilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek azı, onunla beraber iman etmişti. (Hud 40)
İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayıları da çok azdır! (Sad 24)
İsrailoğullarından, "Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel konuşun, namazı kılın, zekatı verin" diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz. (Bekara 83)
Allah’ın size bol nimeti ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız. (Nisa 83)
Namazı doğru kılan, Allahü teâlânın sayılamayacak kadar çok olan bütün nimetlerine şükretmiş sayılır. Nitekim, (Namaz, şükrün bütün aksamını câmidir) buyurulmuştur. Demek ki doğru namaz kılan şükretmiş olur. Namaz kılmayan ise, nankörlük etmiş olur.
Hadis-i kudsilerde buyuruldu ki:
(Beni anan şükretmiş, beni unutan nankörlük etmiş olur.) [Hatib]
(Bir kimse, kendine verdiğim nimeti benden bilip kendinden bilmezse, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) [İ.Gazali]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır.) [İbni Mace]
(Kıyamette “Şükredenler gelsin!” diye seslenilir. Onlar bir bayrak altında Cennete girer. Bunlar, darlık ve genişlikte, her hâlükârda Allahü teâlâya şükredenlerdir.) [İ.Gazali]
(Bir nimet için, Elhamdülillah diyen, daha iyisine kavuşur.) [T.Gafilin]
(İnsanlara teşekkür etmeyen kimse, Allahü teâlâya şükretmez. Aza şükretmeyen de, çoğa şükretmez. Allahü teâlânın nimetini söylemek şükürdür, hiç bahsetmemek ise nankörlüktür.) [Beyheki]
(Nimete şükür, o nimetin gitmesine karşı emandır.) [Deylemi]
(Nimete kavuşunca şükreden, belaya uğrayınca sabreden, haksızlık yapınca af dileyen, zulme uğrayınca bağışlayan, emniyet ve hidayettedir.) [Taberani]
(İyiliği anmak şükür, iyiliği gizlemek nankörlüktür.) [Ebu Davud]
(Bir kimse, kavuştuğu nimeti her hatırlayışta, Allah'a şükrederse, Allahü teâlâ da, onun her şükrüne karşı yeniden sevab verir. Kim de başına gelen musibeti her hatırlayışta, "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" derse, Allahü teâlâ da her seferinde onun sevabını artırır.) [Tirmizi]
Mümin kabirde doğru cevap verince, hemen o anda kabrin sağ tarafından ay yüzlü bir kişi çıka gelir. (Ben senin, dünyada, sabrından ve şükründen yaratıldım. Kıyamete kadar, sana yoldaş olurum) der.
Ne mutlu sabredip şükredenlere