İmam-ı Gazâlî şöyle söylüyor:
"Dünyaya gelen çocuk boş bir levha misâli, kundağa sarılıp kucağımıza veriliyor."
Onu işlemek ilk planda anne ve babaya düşüyor.
"Daha çok küçük, bir şey anlamaz"
diye onlara vereceğimiz eğitimi zamana bırakmak büyük bir gaflettir.
Doğduğu andan itibaren çocuk, gördüğü her şeyi kaydetmeye başlıyor.
Batılı eğitimcilere göre çocuklar altı yaşında şahsiyetinin üçte ikisini, bazılarına göre ise tamamını elde ediyor. Bundan da anlaşılıyor ki, hayırlı evlâdın formülü güzel örnek olan anne ve babada gizli...
Yavrusunun dünyaya gözünü açtığı ilk andan itibaren bu büyük sorumluluğu sînesinde hisseden ebeveynler; küçük bedenlere ne sunduysa yansımasını ileriki yaşlarda alacaklardır.
Günümüz araştırmacıları "kötü çocuk yoktur, kötü terbiye vardır" düstûrunda müttefiktirler. Kötü terbiye ise anne ve babadan gelen bir eksikliktir.
Büyükler: "Küçüklükte öğrenilen, taş üzerine kazıdır; büyüklükte öğrenilen buz üzerine yazıdır." demişlerdir. Öyleyse gonca güllerimizin şebnemlerini toplayabilmek için, Kur'ân ve sünnetin ışığından gözlerine, oradan da minik yüreklerine süzülebilmeliyiz. Güzel örnek olan ebeveynler, yavrularıyla, hem dünyayı, hem de âhireti saâdetle kucaklayacaklardır.
Bilgin Cintaş
"Dünyaya gelen çocuk boş bir levha misâli, kundağa sarılıp kucağımıza veriliyor."
Onu işlemek ilk planda anne ve babaya düşüyor.
"Daha çok küçük, bir şey anlamaz"
diye onlara vereceğimiz eğitimi zamana bırakmak büyük bir gaflettir.
Doğduğu andan itibaren çocuk, gördüğü her şeyi kaydetmeye başlıyor.
Batılı eğitimcilere göre çocuklar altı yaşında şahsiyetinin üçte ikisini, bazılarına göre ise tamamını elde ediyor. Bundan da anlaşılıyor ki, hayırlı evlâdın formülü güzel örnek olan anne ve babada gizli...
Yavrusunun dünyaya gözünü açtığı ilk andan itibaren bu büyük sorumluluğu sînesinde hisseden ebeveynler; küçük bedenlere ne sunduysa yansımasını ileriki yaşlarda alacaklardır.
Günümüz araştırmacıları "kötü çocuk yoktur, kötü terbiye vardır" düstûrunda müttefiktirler. Kötü terbiye ise anne ve babadan gelen bir eksikliktir.
Büyükler: "Küçüklükte öğrenilen, taş üzerine kazıdır; büyüklükte öğrenilen buz üzerine yazıdır." demişlerdir. Öyleyse gonca güllerimizin şebnemlerini toplayabilmek için, Kur'ân ve sünnetin ışığından gözlerine, oradan da minik yüreklerine süzülebilmeliyiz. Güzel örnek olan ebeveynler, yavrularıyla, hem dünyayı, hem de âhireti saâdetle kucaklayacaklardır.
Bilgin Cintaş