Konuya cevap cer

Efendimizin Müslümanlarla Helâlleşmesi


Resûl-i Ekrem, hastalığının en şiddetli olduğu bir günde as-habıyla helâlleşmeyi arzu etti.


Yine, bir taraftan Hz. Ali'ye, diğer taraftan da Fazl b. Abbas Hazretlerine dayanarak güçlükle ayağa kalktı ve mescide gitti. Minbere çıkıp oturdu.


Hz. BilâPe de (r.a.) şu emri verdi:


"Halka nida et; mescide toplansınlar. Onlara vasiyet etmek isterim. Bu, benim son vasiyetim olacaktır!"


Hz. Bilâl, emri yerine getirdi. Bir anda toplanan halkı, mes-cid almaz oldu.


Resûl-i Kibriya Efendimiz, Allah'a hamd ve senadan sonra Ashab-ı Kiram'a şöyle hitab etti:


"Ey insanlar!.. Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır! Sizden birine vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun! Birinizin malını almışsam, gelsin, hakkını alsın! Sakın hak sahibi, şayet kısas talebinde bulunursam, 'Resûlullah bana darılır.' diye düşünmesin! Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak, benim fıtratımda yoktur. Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir veyahut helâl edendir. Ben, Rabbimin huzuruna, üzerimde kul hakkı olmadan varmak istiyorum!""82


Bir anda ortalığa hazin bir sükût çöktü. Resûl-i Ekrem Efendimiz, sözlerini tekrarladı: "Ey insanlar!.. Kime vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun! Her kimin benden alacağı varsa, işte malım, gelsin alsın!""83


Cemaat içinden biri ayağa kalktı: "Yâ Resûlallah!.. Sizden üç dirhem alacağım var!"


Peygamber Efendimiz, "Ben bu hususta hiç kimseyi yalanlamam ve hiç kimseye 'Yemin et.' diye teklif de etmem; ancak, bu üç dirhemin zimmetime nasıl geçtiğini öğrenmek isterim!" dedi.


Adam, "Yâ Resûlallah!.. Bir defasında huzurunuza bir fakir gelmişti. Bana, fakire üç dirhem vermemi emrettiniz. Ben de verdim. İşte, istediğim, bu üç dirhemdir!" dedi.


Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Doğru söylüyorsun!" dedikten sonra, "Ey Fadl!.. Buna üç dirhem ver!" buyurdu."84


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst