Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 5. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 185786" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>MÜNAFIKLARIN BİR TERTİBİ</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Müreysi Zaferi kazanıldıktan sonra, Peygamber Efendimiz, mücâhidlerle burada birkaç gün istirahat edip beklemeyi uygun bulmuşlardı. Önceden de bahsettiğimiz gibi, bu gazaya, çok sayıda münafık katılmıştı.288 Hattâ, bazı kaynaklara göre, o zamana kadar münafıkların, hiçbir gazaya bu derece ilgi gösterdikleri görülmemişti. Bu ilgileri ve fazla iştirakleri elbette sebepsiz değildi: Bir taraftan ganimete konmak, diğer taraftan gün geçtikçe saflarını sıklaştıran, çoğalan ve kuvvet kazanan Müslümanları, en küçük fırsatları dahi değerlendirerek birbirine düşürmek, aralarına fitne fesad tohumu saçmak...</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">İşte, bu bekleme esnasında, Hazreç Kabilesinden Benî Amr b. Avf in müttefiki olan Sinan b. Veber elCühenî ile Hz. Ömer'in Benî Gifar'dan ücretle tuttuğu seyisi Cahcah arasında, kuyu başında kovalarının birbirine karışması yüzünden bir kavga çıktı. Cahcah, yumruk ve tokatlarla Sinan'ın yüzünü gözünü kanlar içinde bıraktı. Sinan ise feryadı basıp, "Yetişin ey Ensâr, neredesiniz?" diye bağırdı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Öte taraftan Cahcah da, "Yetişin Muhacirler, neredesiniz?" diye seslendi.289</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Feryadları duyan Ensâr ile Muhacirler derhâl toplandılar. Kılıçlarını sıyırdılar. Az kalsın büyük bir fitne kopacak, Müslümanlar birbirine gireceklerdi. Muhacirlerle Ensâr'ın bazı ileri gelenleri, araya girip, yatıştırıcı konuşmalar yaptılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">O sırada Resûli Ekrem Efendimiz, topluluğun bulunduğu yere geldi ve, "Câhiliyye insanlarının dâvası mı güdülüyor? Nedir bu çığlıklar, bu feryadlar?.. Derdiniz nedir?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ashab, bir Muhacirin Ensâr'dan bir Müslümanı tokatladığını söyleyince,<span style="color: Red"> "Bırakınız şu Câhiliyye âdet ve dâvasını... Çünkü o, bir murdarlık, bir kötülüktür. Câhiliyye dâvasını güden, kendini Cehennem'e atmış olur"</span>290 buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Sinan, Cahcah üzerindeki hak ve dâvasından vazgeçti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Abdullah b. Übey 'in İşi Alevlendirmesi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu esnada münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selül'ün ortaya atıldığı görüldü. Zîra, bu hâdise, onun için ele geçmez bir fırsattı. Bunu bahane ederek Müslümanların arasını bozabilirdi. Nitekim, "Ey Ensâr!.. Bu Muhacirler, sayenizde kuvvet ve şöhrete nail olmuşlarken, şimdi bize böylesine hakaretle muamele ediyorlar." diye bağırdı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonra Şeytanî bir tavırla kavmine dönerek, "Bunları şehrinize getirip yer verdiniz, mal ve erzakınıza ortak yaptınız. Uğradığınız bu hakaretlere tek sebep, yine sizsiniz. Vallahi, bir Medine'ye dönecek olursak en izzetli ve kuvvetli olan (güya kendisi ve etbaı) en zelil ve en zaîf olanı (hâşâ Peygamberimiz ve Muhacirler) oradan sürüp çıkaracaktır."291 diye konuştu. Arkasından da bir sürü herzeler savurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Orada bulunan genç sahabî Hz. Zeyd b. Erkam, Abdullah b. Übey'in bu sözlerine karşı çıktı ve, "Vallahi, kavminin içinde zelil ve menfur olan, ancak sensin! Muhammed (s.a.v.) ise, Allah tarafından azîz kılınmıştırs" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Başmünâfık, bu sözler karşısında derhâl vaziyet değiştirdi ve, "Ey kardeşimin oğlu!.. Sus! Vallahi, ben şaka yapmıştım!"292 diyerek münafıklığını ortaya koydu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Zeyd b. Erkam susmadı. Abdullah b. Übey'den işittiklerini olduğu gibi gelip Peygamber Efendimize haber verdi. Efendimizin rengi birden değişti. Yanında Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman, Sa'd b. Ebî Vakkas, Muhammed b. Mesleme gibi Muhacir ve Ensâr'dan zâtlar bulunuyordu. Her şeye rağmen meseleyi tahkik etmeyi uygun buldu. Hz. Zeyd'e, "Sakın, İbni Übey'e karşı bir kin ve düşmanlığından dolayı bunu söylemiş olmayasın?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Zeyd (r.a.), "Hayır!.. Vallahi, bunları ondan işittim!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, tekrar, "Yanlış duymuş olamaz mısın?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Zeyd, aynı şekilde bu sözleri münafıkların reisinden kelimesi kelimesine işittiğine dair ikinci defa Allah adına yemin etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Abdullah b. Übey'in bu sözleri sarfettiği haliyle orduda duyuldu. Ensâr'dan bazıları, "Kendi kavminin efendisi hakkında haksız yere isnadda bulundun." diyerek Hz. Zeyd b. Erkam'ı kınadılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Zeyd, onlara cevaben, "Vallahi, ben bu sözleri ondan işittim! Ve, eğer bu sözleri babamdan dahi işitmiş olsaydım, yine Resûlullah'a gidip söylemekten asla geri durmazdım. Allah Teâlâ'nın, Peygamberine bu hususta vahiy indirip, kimin yalancı olduğunu bildireceğini ve Resûlullah'ın sözlerimi doğrulayacağını umarım." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonra da, "Allah'ım!.. Resulüne, sözlerimi doğrulayacak vahyini indir!"293 diye dua etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">O sırada Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah!.. Müsaade buyur da şu münafığın boynunu vurayım! Eğer onu Muhacirlerden birinin öldürmesini uygun görmüyorsanız, Sa'd b. Muaz veya Muhammed b. Mesleme'ye emredin, onu öldürsünler!"294 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem bu tekliften memnun kalmadığı gibi, cevabı da düşündürücü oldu: "Eğer ben onun öldürülmesine müsaade edersem, Medine eşrafından birçoğunun gönlüne korku ve endişe düşer. Ayrıca işin iç yüzünü bilmeyen halk, 'Muhammed ashabını öldürüyor.' diye konuşmaya başladıkları zaman durum ne olur?"295</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, günün en sıcak saati olmasına rağmen, mücâhidlere derhâl Medine'ye doğru yola çıkmalarını emretti. Hâlbuki, o güne kadar, böyle günün en sıcak saatinde yola çıktığı vâkî değildi.296</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 185786, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]MÜNAFIKLARIN BİR TERTİBİ[/B][/COLOR] Müreysi Zaferi kazanıldıktan sonra, Peygamber Efendimiz, mücâhidlerle burada birkaç gün istirahat edip beklemeyi uygun bulmuşlardı. Önceden de bahsettiğimiz gibi, bu gazaya, çok sayıda münafık katılmıştı.288 Hattâ, bazı kaynaklara göre, o zamana kadar münafıkların, hiçbir gazaya bu derece ilgi gösterdikleri görülmemişti. Bu ilgileri ve fazla iştirakleri elbette sebepsiz değildi: Bir taraftan ganimete konmak, diğer taraftan gün geçtikçe saflarını sıklaştıran, çoğalan ve kuvvet kazanan Müslümanları, en küçük fırsatları dahi değerlendirerek birbirine düşürmek, aralarına fitne fesad tohumu saçmak... İşte, bu bekleme esnasında, Hazreç Kabilesinden Benî Amr b. Avf in müttefiki olan Sinan b. Veber elCühenî ile Hz. Ömer'in Benî Gifar'dan ücretle tuttuğu seyisi Cahcah arasında, kuyu başında kovalarının birbirine karışması yüzünden bir kavga çıktı. Cahcah, yumruk ve tokatlarla Sinan'ın yüzünü gözünü kanlar içinde bıraktı. Sinan ise feryadı basıp, "Yetişin ey Ensâr, neredesiniz?" diye bağırdı. Öte taraftan Cahcah da, "Yetişin Muhacirler, neredesiniz?" diye seslendi.289 Feryadları duyan Ensâr ile Muhacirler derhâl toplandılar. Kılıçlarını sıyırdılar. Az kalsın büyük bir fitne kopacak, Müslümanlar birbirine gireceklerdi. Muhacirlerle Ensâr'ın bazı ileri gelenleri, araya girip, yatıştırıcı konuşmalar yaptılar. O sırada Resûli Ekrem Efendimiz, topluluğun bulunduğu yere geldi ve, "Câhiliyye insanlarının dâvası mı güdülüyor? Nedir bu çığlıklar, bu feryadlar?.. Derdiniz nedir?" diye sordu. Ashab, bir Muhacirin Ensâr'dan bir Müslümanı tokatladığını söyleyince,[COLOR="Red"] "Bırakınız şu Câhiliyye âdet ve dâvasını... Çünkü o, bir murdarlık, bir kötülüktür. Câhiliyye dâvasını güden, kendini Cehennem'e atmış olur"[/COLOR]290 buyurdu. Bunun üzerine Sinan, Cahcah üzerindeki hak ve dâvasından vazgeçti. [COLOR="DarkGreen"][B]Abdullah b. Übey 'in İşi Alevlendirmesi[/B][/COLOR] Bu esnada münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selül'ün ortaya atıldığı görüldü. Zîra, bu hâdise, onun için ele geçmez bir fırsattı. Bunu bahane ederek Müslümanların arasını bozabilirdi. Nitekim, "Ey Ensâr!.. Bu Muhacirler, sayenizde kuvvet ve şöhrete nail olmuşlarken, şimdi bize böylesine hakaretle muamele ediyorlar." diye bağırdı. Sonra Şeytanî bir tavırla kavmine dönerek, "Bunları şehrinize getirip yer verdiniz, mal ve erzakınıza ortak yaptınız. Uğradığınız bu hakaretlere tek sebep, yine sizsiniz. Vallahi, bir Medine'ye dönecek olursak en izzetli ve kuvvetli olan (güya kendisi ve etbaı) en zelil ve en zaîf olanı (hâşâ Peygamberimiz ve Muhacirler) oradan sürüp çıkaracaktır."291 diye konuştu. Arkasından da bir sürü herzeler savurdu. Orada bulunan genç sahabî Hz. Zeyd b. Erkam, Abdullah b. Übey'in bu sözlerine karşı çıktı ve, "Vallahi, kavminin içinde zelil ve menfur olan, ancak sensin! Muhammed (s.a.v.) ise, Allah tarafından azîz kılınmıştırs" dedi. Başmünâfık, bu sözler karşısında derhâl vaziyet değiştirdi ve, "Ey kardeşimin oğlu!.. Sus! Vallahi, ben şaka yapmıştım!"292 diyerek münafıklığını ortaya koydu. Hz. Zeyd b. Erkam susmadı. Abdullah b. Übey'den işittiklerini olduğu gibi gelip Peygamber Efendimize haber verdi. Efendimizin rengi birden değişti. Yanında Hz. Ebû Bekir, Hz. Osman, Sa'd b. Ebî Vakkas, Muhammed b. Mesleme gibi Muhacir ve Ensâr'dan zâtlar bulunuyordu. Her şeye rağmen meseleyi tahkik etmeyi uygun buldu. Hz. Zeyd'e, "Sakın, İbni Übey'e karşı bir kin ve düşmanlığından dolayı bunu söylemiş olmayasın?" diye sordu. Zeyd (r.a.), "Hayır!.. Vallahi, bunları ondan işittim!" dedi. Resûli Ekrem, tekrar, "Yanlış duymuş olamaz mısın?" diye sordu. Hz. Zeyd, aynı şekilde bu sözleri münafıkların reisinden kelimesi kelimesine işittiğine dair ikinci defa Allah adına yemin etti. Abdullah b. Übey'in bu sözleri sarfettiği haliyle orduda duyuldu. Ensâr'dan bazıları, "Kendi kavminin efendisi hakkında haksız yere isnadda bulundun." diyerek Hz. Zeyd b. Erkam'ı kınadılar. Zeyd, onlara cevaben, "Vallahi, ben bu sözleri ondan işittim! Ve, eğer bu sözleri babamdan dahi işitmiş olsaydım, yine Resûlullah'a gidip söylemekten asla geri durmazdım. Allah Teâlâ'nın, Peygamberine bu hususta vahiy indirip, kimin yalancı olduğunu bildireceğini ve Resûlullah'ın sözlerimi doğrulayacağını umarım." dedi. Sonra da, "Allah'ım!.. Resulüne, sözlerimi doğrulayacak vahyini indir!"293 diye dua etti. O sırada Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah!.. Müsaade buyur da şu münafığın boynunu vurayım! Eğer onu Muhacirlerden birinin öldürmesini uygun görmüyorsanız, Sa'd b. Muaz veya Muhammed b. Mesleme'ye emredin, onu öldürsünler!"294 dedi. Resûli Ekrem bu tekliften memnun kalmadığı gibi, cevabı da düşündürücü oldu: "Eğer ben onun öldürülmesine müsaade edersem, Medine eşrafından birçoğunun gönlüne korku ve endişe düşer. Ayrıca işin iç yüzünü bilmeyen halk, 'Muhammed ashabını öldürüyor.' diye konuşmaya başladıkları zaman durum ne olur?"295 Resûli Ekrem Efendimiz, günün en sıcak saati olmasına rağmen, mücâhidlere derhâl Medine'ye doğru yola çıkmalarını emretti. Hâlbuki, o güne kadar, böyle günün en sıcak saatinde yola çıktığı vâkî değildi.296[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 5. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst