Konuya cevap cer

Peygamberimizin, Benî Kurayza Yahudîleriyle Konuşması


Resûli Ekrem Efendimiz, mücâhidlerle Benî Kurayza Yahudîlerinin kalelerinin dibine kadar vardı; oradan Yahudî ileri gelenlerinin isimlerini birer birer zikrederek onlara, "Ey Allah'ın gazabına uğrayarak maymuna çevrilmiş olanların kardeşleri!.. Allah sizi hor, hakir kıldı mı ve belâsını, cezasını üzerinize indirdi mi? Demek ki siz, bana kötü söz söylediniz! Öyle mi?" diye seslendi.


Yahudî ileri gelenleri, süt dökmüş kediye dönmüşlerdi."Yâ Ebâ'lKasım! Sen, sözünü bilmezlerden değildin! Musa'ya indirilmiş olan Tevrat'a yemin ederiz ki, biz sana hiçbir kötü lâf sarfetmedik." diyerek söylediklerini inkâr ettiler.383


BENÎ KURAYZALARIN MUHASARAYA ALINMASI


Benî Kurayza Yahudileri, cürüm üzerine cürüm işlediler; Peygamber Efendimiz ve mücâhidleri iyi bir şekilde karşılamak yerine, onlar hakkında ileri geri konuştular, söylenmeyecek lâflar ettiler. Bu, onların teslim olmayıp mukavemet edeceklerinin ifadesiydi.


Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, önce mücâhidlere onları oka tutmalarını emretti. Mücâhidler, onlara ok yağdırmaya başladılar. Kurayza Oğulları da kalelerinden Müslümanların üzerine en şiddetli bir şekilde ok yağdırıyorlardı. Böylece, Kurayza Oğulları muhasara altına alınmış oluyorlardı.


Münafıkların, Benî Kurayzalara Cesaret Vermesi


Görünüşte Hz. Resûlullah'ın ve Müslümanların yanında bulunan, hakikatte ise dâima İslâm düşmanlarıyla gizliden gizliye iş birliği yapan münafıklar, muhasara esnasında Kurayza Oğullarına da gizlice şu haberi gönderdiler:


"Sizler teslim olmayınız! 'Medine'den çıkıp gidin.' deseler de çıkıp gitmeyiniz! Onların istediklerini kabul etmeyip çarpışmayı sürdürürseniz, biz size hem canımız, hem silâhlarımızla yardıma söz veriyoruz."


Haliyle, gizlice gelen bu haber, Kurayza Oğullarına bir cesaret verdi. Karşı koymaya devam ettiler.


MUHASARADAN SIKILIP BARIŞ İSTEMELERİ


Peygamber Efendimiz, her şeye rağmen muhasarayı kaldırmıyordu; Müslümanları da cihada ve sıkıntılara katlanmaya teşvik edici konuşmalar yapıyordu.


Benî Kurayzalar, muhasaranın uzadığını görünce, sıkılmaya başladılar. Münafıklardan da herhangi bir yardım gelmeyince, bütün bütün maneviyatları sarsıldı. Büyük bir korkuya kapıldılar. Bunun üzerine, görüşme isteğinde bulundular. Resûli Ekrem Efendimiz isteklerini kabul etti.


Peygamber Efendimizle görüşmek ve konuşmak üzere içlerinden Nabbaş b. Kays'ı gönderdiler.


Nabbaş, "Yâ Muhammedi.." dedi, "Benî Nadir Yahudilerinin teslim oldukları gibi kanımızı dökme; mal ve silâhlar senin olsun! Kadınlarımız ve çocuklarımızı alıp memleketinden çıkıp gidelim. Her cins silâh hâriç olmak üzere, her aile için bir devenin taşıyabileceği gerekli eşyayı götürmemize müsaade et!"


Peygamber Efendimiz, "Hayır!.. Bu teklifi kabul edemem!" buyurdu.


Bunun üzerine Nabbaş, ikinci teklifi yaptı: "Öyle ise, kanımızı bize bağışla. Sâdece kadınlarımızı ve çocuklarımızı alıp gidelim. Malları olduğu gibi bırakalım!"


Peygamber Efendimiz, "Hayır!.." dedi, "Kayıtsız şartsız, benim hükmüme itaat edip teslim olmaktan başka hiçbir çâreniz yoktur!"


Nabbaş, me'yus ve perişan bir hâlde, kavminin yanına döndü. Olup bitenleri olduğu gibi anlattı.



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst