Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 187242" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Ömer 'in Durumu</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ömer, Medine'ye dönüşte, yol esnasındaki halet-i ruhi-yesini ve Fetih Sûresinin nazil oluşunu şöyle anlatmıştır:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Hudeybiye'den dönerken, Resûlullah'in (a.s.m.) yanında gidiyordum. Ona bir şey sordum; bana cevap vermedi. Tekrar sordum; yine cevap vermedi. Üçüncü kere sordum; yine cevap vermedi. Kendi kendime, 'Ey Hattab'ın oğlu!.. Annen seni kaybetsin de yok olasın! Bak, Resûlullah'a (a.s.m.) üç kere sordun durdun da, Resûlullah sorularına hiçbir cevap vermedi! Sen, aleyhinde Kur'ân'dan âyet inmesini hakettin!' dedim. Aleyhimde âyet inmesinden korkarak devemi sürüp halkın tâ önüne geçtim.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Sanki her şey beni tutup sıkıyordu. Aradan çok geçmeden, bir münâdînin, 'Ey Ömer b. Hattab!..' diyerek bana seslendiğini duydum. Kendi kendime, 'Ben, zâten aleyhimde Kur'ân inmiş olmasından korkmuştum!' dedim. Kalbime öylesine bir korku çökmüştü ki, onu ancak Allah bilir! Hemen döndüm. Resûlullah'ın huzuruna vardım. Selâm verdim. Selâmıma karşılık verdi. Oldukça sevinçli idi:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">'"Ey Hattab'ın oğlu!.. Bana bu gece bir sûre indi ki, o, bana üstünde güneş doğan her şeyden daha sevgilidir.' buyurduktan</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">sonra, onu, 'Biz, gerçekten, sana apaçık bir fetih ve zafer kapısı açtık!' diyerek okudu."478 </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Müslümanların Korkusu</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Kibriya Efendimize, Fetih Sûresinin nazil olması sırasında şâir Müslümanlar da oldukça korkuya kapılmışlardı; inen vahyin, davranışlarıyla ilgili olduğunu sanarak endişe etmişlerdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mücemmi b. Câriye, o ânı şöyle anlatır:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Halk, korka korka develerinin yanına dağılmıştı. Herkes birbirine soruyordu; 'Halka ne oluyor?' diye.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">'"Resûlullah'a (a.s.m.) vahiy gelmiş!' dediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Biz de, halkla birlikte korka korka Resûlullah'ın yanına doğru vardık. Resûlullah (a.s.m.) ayakta duruyordu. Halk, etrafında toplanınca, onlara, 'İnnâ fetehna leke fethan mübînen.' diye Fetih Sûresinin âyetlerini okudu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"O esnada sahabîlerden birisi, 'Yâ Resûlallah!.. Bu muahede bir fetih midir?' diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Resûlullah (a.s.m.), 'Evet, hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu muahede, muhakkak bir fetihtir!' buyurdu."479</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>PEYGAMBERİMİZİN, MUSALAHANIN BÜYÜK BİR FETİH OLDUĞUNU TEKRARLAMASI</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine'ye doğru ashabıyla gelirken, yine içlerinden birinin, "Beytullah'ı tavaftan alıkonulmuşuz, kurbanlıklarımızın Harem'de kurban edilmelerine de mâni olunmuştur! Müslüman olarak da bize gelip sığınanları, Resûlullah, onlara geri çevirmiştir. Bu, nasıl ve ne biçim fetihtir!" diye söylendiği, kendisine haber verildi. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Bu, ne kötü bir sözdür!" buyurduktan sonra, Hudeybiye'nin büyük bir fetih olduğunu şöylece izah etti:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Evet!.. Hudeybiye Muahedesi, en büyük fetihtir! Müşrikler, sizin kendi beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize razı olmuş, gidip gelirken de emniyet içinde bulunmanızı istemişlerdir. Onlar, şimdiye kadar hoşlanmadıkları İslâmiyeti de böylece sizlerden görecek, öğreneceklerdir. Allah, sizi, onlara galib getirecek, gittiğiniz yerden sağ salim ve kazançlı olarak geri döndürecektir! Bu ise, fetihlerin en büyüğüdür!"</span>480</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûlullah'ın böylesine kesin konuşmasından sonra sahabîlerin de gönlüne bir ferahlık geldi. "Allah ve Resulünün söyledikleri doğrudur! O muahede, fetihlerin en büyüğüdür! Vallahi, yâ Resûlailah, bizler bunu senin düşündüğün gibi düşünmemiştik! Muhakkak ki sen, Allah'ın emirlerini bizden daha iyi bilirsin!"481 diyerek, Hudeybiye'nin en büyük fetih olduğunu itiraf ettiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>MEDİNE'YE DÖNÜŞ</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Kibriya Efendimiz, ashabıyla birlikte bir ay süren seferden sonra Zilhicce a.yı başında Medine'ye geldi.482</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">461 Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 221.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">462 Vakidî, Megazi, c. 2, s. 609.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">463 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 330; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1412.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">464 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 330; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1412.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">465 Süheylî, Ravdû'l-Ünf, c. 6, s. 490; İbn-i Seyyid, Uyünû'l-Eser, c. 2, s. 119.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">466 Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, Sahih, c. 3, s. 182.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">467 Ahmed ibn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, Sahih, c. 3, s. 182.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">468 Vakidî, Megazi, c. 2, s. 613.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">469 Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, A.g.e., c. 3, s. 182.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">470 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">471 Vakidî, A.g.e., c. 2, s. 613.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">472 ez-Zebîdî, Tecrid-i Sarih, Tere: Kâmil Mîras, c. 8, s. 171.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">473 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">474 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">475 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334; Taberî, Tarih, c. 3, s. 81.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">476 Fetih, 1.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">477 Fetih, 27.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">478 Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 385.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">479 İbn-i Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 105. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 187242, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Ömer 'in Durumu[/B][/COLOR] Hz. Ömer, Medine'ye dönüşte, yol esnasındaki halet-i ruhi-yesini ve Fetih Sûresinin nazil oluşunu şöyle anlatmıştır: "Hudeybiye'den dönerken, Resûlullah'in (a.s.m.) yanında gidiyordum. Ona bir şey sordum; bana cevap vermedi. Tekrar sordum; yine cevap vermedi. Üçüncü kere sordum; yine cevap vermedi. Kendi kendime, 'Ey Hattab'ın oğlu!.. Annen seni kaybetsin de yok olasın! Bak, Resûlullah'a (a.s.m.) üç kere sordun durdun da, Resûlullah sorularına hiçbir cevap vermedi! Sen, aleyhinde Kur'ân'dan âyet inmesini hakettin!' dedim. Aleyhimde âyet inmesinden korkarak devemi sürüp halkın tâ önüne geçtim. "Sanki her şey beni tutup sıkıyordu. Aradan çok geçmeden, bir münâdînin, 'Ey Ömer b. Hattab!..' diyerek bana seslendiğini duydum. Kendi kendime, 'Ben, zâten aleyhimde Kur'ân inmiş olmasından korkmuştum!' dedim. Kalbime öylesine bir korku çökmüştü ki, onu ancak Allah bilir! Hemen döndüm. Resûlullah'ın huzuruna vardım. Selâm verdim. Selâmıma karşılık verdi. Oldukça sevinçli idi: '"Ey Hattab'ın oğlu!.. Bana bu gece bir sûre indi ki, o, bana üstünde güneş doğan her şeyden daha sevgilidir.' buyurduktan sonra, onu, 'Biz, gerçekten, sana apaçık bir fetih ve zafer kapısı açtık!' diyerek okudu."478 [COLOR="DarkGreen"][B]Müslümanların Korkusu[/B][/COLOR] Resûl-i Kibriya Efendimize, Fetih Sûresinin nazil olması sırasında şâir Müslümanlar da oldukça korkuya kapılmışlardı; inen vahyin, davranışlarıyla ilgili olduğunu sanarak endişe etmişlerdi. Mücemmi b. Câriye, o ânı şöyle anlatır: "Halk, korka korka develerinin yanına dağılmıştı. Herkes birbirine soruyordu; 'Halka ne oluyor?' diye. '"Resûlullah'a (a.s.m.) vahiy gelmiş!' dediler. "Biz de, halkla birlikte korka korka Resûlullah'ın yanına doğru vardık. Resûlullah (a.s.m.) ayakta duruyordu. Halk, etrafında toplanınca, onlara, 'İnnâ fetehna leke fethan mübînen.' diye Fetih Sûresinin âyetlerini okudu. "O esnada sahabîlerden birisi, 'Yâ Resûlallah!.. Bu muahede bir fetih midir?' diye sordu. "Resûlullah (a.s.m.), 'Evet, hayatım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu muahede, muhakkak bir fetihtir!' buyurdu."479 [COLOR="DarkGreen"][B]PEYGAMBERİMİZİN, MUSALAHANIN BÜYÜK BİR FETİH OLDUĞUNU TEKRARLAMASI[/B][/COLOR] Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine'ye doğru ashabıyla gelirken, yine içlerinden birinin, "Beytullah'ı tavaftan alıkonulmuşuz, kurbanlıklarımızın Harem'de kurban edilmelerine de mâni olunmuştur! Müslüman olarak da bize gelip sığınanları, Resûlullah, onlara geri çevirmiştir. Bu, nasıl ve ne biçim fetihtir!" diye söylendiği, kendisine haber verildi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Bu, ne kötü bir sözdür!" buyurduktan sonra, Hudeybiye'nin büyük bir fetih olduğunu şöylece izah etti: [COLOR="Red"]"Evet!.. Hudeybiye Muahedesi, en büyük fetihtir! Müşrikler, sizin kendi beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize razı olmuş, gidip gelirken de emniyet içinde bulunmanızı istemişlerdir. Onlar, şimdiye kadar hoşlanmadıkları İslâmiyeti de böylece sizlerden görecek, öğreneceklerdir. Allah, sizi, onlara galib getirecek, gittiğiniz yerden sağ salim ve kazançlı olarak geri döndürecektir! Bu ise, fetihlerin en büyüğüdür!"[/COLOR]480 Hz. Resûlullah'ın böylesine kesin konuşmasından sonra sahabîlerin de gönlüne bir ferahlık geldi. "Allah ve Resulünün söyledikleri doğrudur! O muahede, fetihlerin en büyüğüdür! Vallahi, yâ Resûlailah, bizler bunu senin düşündüğün gibi düşünmemiştik! Muhakkak ki sen, Allah'ın emirlerini bizden daha iyi bilirsin!"481 diyerek, Hudeybiye'nin en büyük fetih olduğunu itiraf ettiler. [COLOR="DarkGreen"][B]MEDİNE'YE DÖNÜŞ[/B][/COLOR] Resûl-i Kibriya Efendimiz, ashabıyla birlikte bir ay süren seferden sonra Zilhicce a.yı başında Medine'ye geldi.482 -------------------------------------------------------------------------------- 461 Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 221. 462 Vakidî, Megazi, c. 2, s. 609. 463 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 330; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1412. 464 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 330; Müslim, Sahih, c. 3, s. 1412. 465 Süheylî, Ravdû'l-Ünf, c. 6, s. 490; İbn-i Seyyid, Uyünû'l-Eser, c. 2, s. 119. 466 Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, Sahih, c. 3, s. 182. 467 Ahmed ibn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, Sahih, c. 3, s. 182. 468 Vakidî, Megazi, c. 2, s. 613. 469 Ahmed İbn-i Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 326; Buharî, A.g.e., c. 3, s. 182. 470 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333. 471 Vakidî, A.g.e., c. 2, s. 613. 472 ez-Zebîdî, Tecrid-i Sarih, Tere: Kâmil Mîras, c. 8, s. 171. 473 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334. 474 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334. 475 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 334; Taberî, Tarih, c. 3, s. 81. 476 Fetih, 1. 477 Fetih, 27. 478 Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, c. 1, s. 31; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 385. 479 İbn-i Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 105. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst