Konuya cevap cer

MÜCÂHİDLERİN SABAH NAMAZINI KAÇIRMALARI


Resûl-i Kibriya Efendimiz, Ashab-ı Kiram'la Medine'ye yaklaşmıştı. Sabah namazı vaktine de fazla bir zaman kalmamıştı. Mücâhidler, bütün gece yol aldıkları için, bir nebze istirahat etmek maksadıyla, Peygamber Efendimizin emriyle bir yerde konakladılar.


Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Sabah namazı vaktinizi kim bekleyecek? Belki uyuyabiliriz." diye Ashab-ı Kiram'a sordu.


Hz. Bilâl ayağa kalkıp, "Ben beklerim yâ Resûlallah!.." dedi.


Bunun üzerine, Resûl-i Ekrem Efendimizle mücâhidler uyudular.


O arada Hz. Bilâl de namaza durdu. Uzun müddet namaz kıldı. Sonra çökmüş devesine yaslanarak sabah namazı vaktini gözlemeye başladı. Bu arada uykuya daldı. Mücâhidlerin "İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciûn." demeleriyle ancak uyanabildi. Güneş doğmuş, her taraf aydınlanmıştı!


Resûl-i Ekrem Efendimiz, telâşla, "Ey Bilâl!.. Nedir bu yaptığın bize?.." diyerek sitem etti.


Hz. Bilâl, "Anam babam, sana feda olsun yâ Resûlallah!.. Senin ruhunu tutan Kudret, benim de ruhumu tuttu, bırakmadı!" deyince, Resûl-i Ekrem Efendimiz gülümseyerek, "Doğru söyledin!" buyurdu.642


Sahabîlerin uyuyakaldıkları vadiden çıkılınca, Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Burası, şeytanların eğleştiği bir vadidir!" buyurdu ve abdest aldıktan sonra Hz. BilâPe, "Ey Bilâl!.. Ezanı oku!" diye emretti.


Ezan okununca Müslümanlar toplandı.


Peygamber Efendimiz onlara, "Sabah namazının sünnetini kılınız." buyurdu.


Sünnet kılındıktan sonra Peygamber Efendimiz, "Ey Bilâl!.. Kamet getir." dedi.


Hz. Bilâl kamet getirdi.


Peygamber Efendimiz, imam olup namazı kıldırdıktan sonra, Ashab-ı Kiram'a döndü ve, "Herhangi biriniz, uyur veya unutuverir de namazını geçirirse, onu vaktinde kıldığı şekilde kılsın, kaza etsin." diye buyurdu.643


MEDİNE'YE DÖNÜŞ


Fahr-i Kâinat Efendimiz, bütün bu olup bitenlerden sonra mücâhidlerle birlikte tekrar Medine'ye doğru yol aldı. Uhud Dağı görününce, "Biz Uhud'u severiz, Uhud'da bizi!.." diye buyurdu. Ordusuyla Medine'ye girerken de, "Yâ Rabbi!.. Sen-dan başka mâbud yoktur; yalnız Sen varsın. Senin ortağın yoktur; bütün mülk Senindir. Bütün hamd de Senindir. Allahım!.. Biz, Sana yöneldik; günahlarımızdan tövbe ediyoruz. Biz, ancak Rabbimize ibâdet, Rabbimize secde, Rabbimize hamd ederiz. Rabbimiz va'dinde sâdıktır; kuluna (Muhammed'e) nusret etmiştir, yalnız başına bütün düşman topluluklarını hezimete uğratıp sindirmiştir."644 diye dua etti.*


Peygamber Efendimiz, herhangi bir gazadan, hacdan veya bir umreden döndüklerinde, bir dağ başına çıkınca, yahut düz, yüksek bir sahaya varınca üç defa tekbir getirdikten sonra hep bu duayı yapardı.



--------------------------------------------------------------------------------


602 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 110; Ibn-i Kesir, A.g.e., c. 3, s. 376-377; Halebî, Insanû'l-Uyûn, c. 2, s. 744.

603 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 352-371.

604 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 352.

605 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 369.

606 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 107.

607 Müslim, Sahih, c. 4, s. 1946.

608 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 4, s. 35.

609 Müslim, A.g.e., c. 4, s. 1946.

610 Buharî, Sahih, c. 3, s. 53-54; Müslim, Sahih, c. 4, s. 1947.

611 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 364.

612 Fetih, 18-19.

613 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 108; Müslim, Sahih, c. 4, s. 1946.

614 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 107.

615 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 363.

616 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 365-367.

617 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 352; Ebû Davud, Sünen, c. 4, s. 175.

618 Halebî, İnsanû'l-Uyûn, c. 2, s. 767.

619 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 352; Taberî, Tarih, c. 3, s. 95; ibn-i Kesir, Sîre,c. 3, s. 397.

620 Kastalanî, Mevahibû'l-Ledünniye, c. 1, s. 181.

621 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 107; Halebî, İnsanû'l-Uyûn, c. 2, s. 769.

622 İbn-i Hişam, Sîre, c. 3, s. 345.

623 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 368.

624 Muhammed el-Huderî, Nuru'l-Yakîn, s. 195.

630 ibn-i Hişam, Sîre, c. 3, s. 350; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 8, s. 120.

631 Ebû Davud, Sünen, c. 3, s. 153.

632 Ahmed-i Ibn-i Hanbel, Müsned, c. 3, s. 102.

633 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 351.

634 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 351.

635 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s.123.

636 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s.121-123.

637 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s.121-125.

638 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s.122-123.

639 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s.351; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 8, s. 121.

640 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s.351; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 8, s. 126.

641 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 354-355

642 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 355.

643 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 355; ibn-i Kayyım, Zâdû'l-Maad, c. 2, s. 163.

644 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 8, s. 123-124.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst