BİR KADİRŞİNASLIK ÖRNEĞİ
Alınan esirler arasında, Resûli Ekrem Efendimizin süt kardeşi, Sa'd Oğullarından Şeyma da vardı. Kendisine karşı yapılan bazı sert hareketler üzerine, "Bilin ki, ben Efendinizin süt kardeşiyim!" diyerek bu sert davranışlarından vazgeçmelerini söyledi. Ancak mücâhidler, sözünde doğru olup olmadığını öğrenmek için onu alıp Huzuru Risâlete getirdiler.
Şeyma, "Yâ Muhammedi.. Ben, senin süt kardeşinim!" deyince, Efendimiz, "Bunu neyle ispatlarsın?" diye sordu.
Şeyma, "Omuzumda bulunan diş iziyle; ki, onu sen ısırmıştın!" dedi.863
İzi gören Kâinatın Efendisi, süt kardeşi Şeyma'yı tanıdı. Kendisiyle Sa'd Oğulları yurdunda koşuştukları, oynadıkları, gezdikleri Şeyma idi bu!.. İnsan kadrini çok iyi bilen, kendisine yapılan en ufak bir yardım ve iyiliği seneler sonra da olsa unutmayan Kâinatın Serveri, süt kardeşi olan bu çocukluk arkadaşına ridâsını serip üzerinde oturttu. Bir anda, o çocukluk günleri hafızasında canlandı. Gözleri dolu dolu oldu. Sonra da süt anne ve babasını sordu. Şeyma, onların ikisinin de çoktan ölüp gittiklerini söyledi.
Daha sonra Şeyma'ya, "İstersen, sevgi ve saygı görerek yanımda otur; istersen, faydalanacağın bazı mallar verip, seni kavmin ve kabilenin yanına döndüreyim."
Şeyma'nın cevabı şu oldu:
"Sen bana mal verip, beni kavmimin yanına döndür!"864
O sırada Müslüman olan865 Şeyma'ya, Peygamberimiz, bir erkek bir de kadın köle verdi; sonra da Cirane mevkiine gidip beklemesini söyledi. Taif dönüşünde ise, ona ve aile halkından hayatta bulunanlara deve ve davarlar verdi.
DÜŞMANIN TAKİB EDİLMESİ
Resûli Kibriya Efendimiz, bozguna uğrayan Havazinlilerin takib edilmesini mücâhidlere emretti. Ordunun öncü kuvvetlerini yine Süleym Oğulları teşkil ediyordu ve Hâlid b. Velid'in kumandası altında bulunuyorlardı.
Takib esnasında Resûli Ekrem Efendimiz bir kadın cesedine rastladı. Kadının Hâlid b. Velid tarafından öldürüldüğü söylenince, bir mücâhidle derhâl ona haber gönderdi: "Hâlid'e yetiş ve ona, 'Allah Resulü, seni çocuk, kadın ve hizmetçi öldürmekten menediyor.' de."866
Bu arada, çocukların da öldürüldüğü haberi üzerine de, Peygamberimiz şöyle buyurdu:
"Dikkat ediniz! Çocuk öldürülmeyecektir!" Sahabînin biri, "Yâ Resûlallah!.. Onlar müşriklerin çocukları değiller mi?" diye sorunca, Fahri Kâinat'tan şu cevabı aldı:
"Sizler de müşriklerin çocukları değiller miydiniz? Her çocuk, İslâm yaratılışı üzere doğar; dili dönünceye kadar öyle devam eder. Sonra anne babalan, onu ya Yahudîleştirir ya da Hıristiyanlaştırır."867
EVTAS'TA ÇARPIŞMA
Huneyn Vadisinde mücâhidler tarafından bozguna uğratılan Havazinlilerden bir kısmının Evtas Vadisinde toplandıkları görülüyordu. Resûli Ekrem, Ebû Âmir elEş'arî Hazretlerine bir sancak vererek, bazı mücâhidlerle toplanan düşman üzerine yolladı. Evtas'ta mevzilenen düşman, kendisini savunmaya geçti.
Teke tek yapılan dövüş ve vuruşmada, kumandan Ebû Âmir (r.a.), Havazinlilerden birçoğunu yere serdi. Sonra da mızraklarla vuruşma başladı. Bu sırada, kumandan Ebû Âmir (r.a.), atılan bir okla ağır yara aldı ve sancağı yeğeni Ebû Musa elEş'arî'ye vererek onu kumandan tâyin etti. Bir müddet sonra da aldığı ağır yaranın tesiriyle şehid olarak hayata gözlerini yumdu.868
Kumandanlığa geçen Ebû Musa, savaşa girişti ve düşman kuvvetlerini dağıtmaya muvaffak oldu. Düşman, oradan doğruca Taife gidip sığındı. Daha önce de kumandanları Mâlik b. Avf gidip oraya sığınmıştı.