Konuya cevap cer

Süraka b. Cu 'şum 'un Müslüman Olması


Resûli Ekrem Efendimiz, ashabıyla Taif ten Cirane'ye doğru yol alıyordu. Bu sırada Efendimize doğru birinin yaklaşmakta olduğu fark edildi. Müslümanlar onu tanımadıklarından buna mâni oldular. Hattâ, art niyetli biri olabilir zannıyla, "Sen nereye gidiyor, ne yapmak istiyorsun?" diyerek üzerine yürümek bile istediler.


Müslümanların kendisini Peygamber Efendimize yaklaştırmayacağını anlayınca, hicret esnasında Hz. Ebû Bekir'in kendisi için yazmış olduğu yazıyı iki parmağının arasına alarak kaldırdı. "Yâ Resûlallah!.. Bu, benim için yazdığın yazıdır. Ben, Süraka b. Cu'şum'um!" dedi.


Peygamber Efendimiz, onu tanıdı. "Bugün, verilen sözü yerine getirme ve iyilik yapma günüdür!" buyurduktan sonra Müslümanlara, "Onu, bana yaklaştırınız." diye emretti.


Efendimizin huzuruna varan Süraka, şehâdet getirerek Müslüman oldu.


Süraka derki:


"Resûlullah'a, 'Yâ Resûlallah!.. Kendi develerim için doldurduğum havuzlarımın başını yitirilmiş develer sararlar. Havuzumdan onları sulasam, bana ecir ve sevab var mıdır?' diye sordum. Resûlullah (a.s.m.), 'Evet... Her ciğeri olanı sulamakta, insana ecir ve sevab vardır.' buyurdu. Bundan başka bir şey sormadım. Sonra kavmimin yanına vardım. Mallarımın zekâtını ayırıp Resûlullah'a (a.s.m.) gönderdim."889


Ganimet ve Esirler Yoluna devam eden Efendimiz, Cirane mevkiine geldi.


Mücâhidlerin bu çarpışmalarda elde ettikleri ganimet ve esir sayısı oldukça fazlaydı. Esir alınan kadın ve çocuk sayısı altı bini buluyordu.890


Alınan ganîmet malları ise, 24 bin deve, 40 bin davar ve dört bin ukiyye* gümüş idi.891


Resûli Ekrem, Havazinlilerin gelip Müslüman olabilecekleri ihtimalini göz önünde bulundurarak, esirlerin taksimine hemen başlamadı. Bu arada, sahabînin birini Mekke'ye göndererek, esirler için elbiseler getirtip hepsini giydirdi.892


On geceden fazla beklediği hâlde, Havazinlilerin gelmediğini görünce, esirleri Müslümanlar arasında bölüştürdü.


Havazin Heyetinin Gelişi


Esirlerin mücâhidler arasında taksim edilmesi işi henüz yeni bitmişti ki, Havazinlilerden bir heyet çıkageldi ve Peygamber Efendimize, Müslüman olduklarını, yurtlarındaki halkın da İslâmiyeti kabul ettiklerini haber verdi.893


Havazinliler, Resûli Ekrem Efendimizin süt annesi Halime'nin mensup olduğu kabile idi. Yâni, Allah Resulüne dadılıkta bulunmuş bir kabile idi. Bunu ileri sürerek kendilerine lûtufkâr davranılmasını, mal ve esirlerinin geri verilmesini istediler.


Resûli Ekrem onlara, "Ben, tevbe edip gelirsiniz diye, ganîmet ve esirleri bölüştürmeyi uzun müddet tehir ettim! Fakat, siz artık çok geç kalmış sayılırsınız. Esirleri, mücâhidler arasında taksim etmiş bulunuyorum. Onları size tekrar iade etmem oldukça zor bir iştir!" dedi.


Bu konuşmasından sonra da onları iki şey arasında serbest bıraktı: İsterlerse mallarını, isterlerse kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi.


Havazinliler, kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi.


Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Hisseme ve Abdûlmuttâlib Oğullan hissesine düşenleri size geri veriyorum." buyurdu; sonra da, "Öğle namazını kıldırdığım zaman, ayağa kalkarak, 'Biz kadınlarımız ve çocuklarımız hususunda Allah Resulünün Müslümanlar nezdinde, Müslümanların da Allah Resulü nezdinde şefaatini diliyoruz.' diye konuşursunuz. Ben de hissemi bağışladığımı tekrarlar, Müslümanların da bağışlamasını isterim!" diye tavsiyede bulundu.


Peygamber Efendimiz, öğle namazını kıldırınca, Havazinliler yapılan tavsiye üzerine ayağa kalkarak, Hz. Resûlullah ve Müslümanlardan esirlerinin bağışlamasını taleb ettiler.


Resûli Ekrem, halkın huzurunda yüksek sesle hissesine ve Abdûlmuttâlib Oğulları hissesine düşen esirleri bağışladığını tekrarladı. Bunu duyan Muhacir ve Ensâr'ın hepsi de kendilerine düşen esirleri bağışladılar.894


Böylece, Resûli Kibriya'nın mübarek dillerinden dökülen bir iki cümleyle, bir anda altı bin civarındaki esir kadın ve çocuk serbest bırakıldı. 


Bu hâdise, hem Nebîyyi Muhterem Efendimizin engin şefkat ve merhametini göstermek, hem de Müslümanların ona mutlak bağlılıklarını aksettirmek bakımından şâyanı dikkattir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst