teblið
Vefasýz
Hicret !!!Ne tılsımlı nu muhteşem kelime!!Hicretin anlamını geç öğrendim maalesef;Her yaşadığın an bir eğitim bir öğretim basamağınıdan çıktığını ve ölüne kadar eğitimin devam ettiğini anlıyorsunuz her yeni şahid olduğunuz tecrübeyle;Akademik eğitimin bitmesiyle nihai son değildir ,öğrenmen gerektiği hakikatleri varlığı;
Bilmiyordum bende Hicretin tam ne anlama geldiğini ,ta ki kutsal topraklara ilk gidişimde Medinede karşılaştığım Taylandlı makine mühendisi olan bir müslümanın bana yönelttiği muhabbet dolu sözüyle ;kendime gelmiştim;
Ayazı buz kesmiş zemheri ayda yalın ayak yolda yürüğümü hissettim bir anda içimdeki ürpermeyle kendime gelmiştim;Bu Müslüman hemde ne ülkemden ne dilimden ama aynı yürek ve imandan olan bir Müslüman ,şunu söylemişti Bir Medine sabahı bana;
“”HİCRETİNİZ MUBAREK OLSUN ;HOŞ GELDİNİZ MEDİNEYE”””
Nasıl yani ne hicreti ben hacc farizası için gelmiştim;dedim ;demesine ama aynı anda beynim de Rad şimşekleri çakmıştı en hızlısından;
Benki Hicreti sadece Efendimizin Mekke’den Medine’ye zorunlu göçünün adının olduğunu bilirdim..Çoğumuzda öyle biliriz belki,yada en cahiliniz ben zavallı biçare ,anlamakta bizarım…
Ama şu bir ger çeki Hicret deyince, feragatin büyüğü, elbette Mekkeli Muhacirîn’e aittir. Zira, imanları için herşeyden ve herkesten geçmişlerdir. Kurulu düzenlerini bozmuş, işlerini-güçlerini bırakmış, eş-dost-akrabadan kopmuş; sırf imanlarını tam olarak yaşamak adına, hepsinden feragat etmişlerdir.
Demekki en evvel feragat ilk temel prensibi ;
Hicret etmiştik yokluk aleminden varlık alemine;Uyku tutmadı o gece beni Medinede ;Öyleye varlık sebebimiz Andelibi Zişan’ın(sav) yanına hicret ettik ,yokluğun hiçliğin günahlara battığımız alemden ,arınmaya ,şefaat aramaya ,Akabe biadı gibi Biad etmeye ,imanı tazalemeye ,Onun (sav) davasının takpçilerimiz olduğumuzu söyleyeme gelmiştik ;
Ve anladımk;BUNUN ADI HİCRETMİŞ..Yokluktan hiçlikten başlayan, nur halesinden bi,r zerre kapmaya çalışan kardelen çiçeği misali zemheri bir ayda umut ışığı arayan ve güneşe doğru teslim olan kardelen çiçeğinin hicreti misali…
Hicret, imkanların tükendiği yerden imkanların üretileceği yere taşınmaktır. Hicret, "Bittim ya Rab!" diye dua edene, "Yettim kulum!" diye gelen icabettir. Hicret, elde etmek için feda etmek, sahip olmak için kurban etmek, bulmak için yitirmek, almak için vermek, kalkmak için (yola) düşmek, girmek için çıkmak, kalmak için gitmek, kavuşmak için terk etmektir.
Zannetiklerimin yanlışları içinde boğuşurken keşfettim mana alemindede Hicretlerin olabileceğini;Günlük yaşamın keşmekeşinden yorulan beden ,bir yandan şeytanın pencesinde bir yandanda simsiyah nefsin girdabında boğulduğu anda diriliverir Hicret mana aleminde;Bir şey tutar elinde hadi ey mümin kalk ve diril ;Sıyrıl fani olandan baki alemin nuruna ;gel ve hicret et beka alemine;
Ve farkettimki aslında her namaz vakti ve her rekatta ve her fatihada biz “””iyyake na’budü ve iyyake nas’tağın “”derken hicrete çoktan bileti kesmişiz vesselam;
Yalnız senden diler yalnız senden isteriz ve aslında biz yalnız senin yanında olmak isteriz ,eğer sen kabul edersen İlahi,,;ve yine iltica yoluyla başlar hicret serüvenin…ve sen hicrettesindir aslında…
Hicret korku ile umut, havf ile reca arasında harekettir. Hicretin Mekke\’si korkudur, Medine\’si umut. Umudu olmayanın eli kolu dökülür, oturduğu yerde kalakalır. Umudun olduğu yerde hicret, hicretin olduğu yerde umut var demektir. Hicret, medeniyettir. Bedeviyetten medeniyete yürüyüştür.
Bazen ailenizin Radikal anlamda İslami yaşantısını eleştirdiğinde ,ve dünya seni tusunamiler gibi boğduğunda ve Yusuf’un kuyusunun tamda dibine vurduğunuzu hissettiğiniz anda ve umudun tükendiğini hissettiğiniz anda ,gizemli bir güç elinizden tutar hadi kalk ve haykır İMANINI VE HİCRETİNİ ;LAHAVLE VELA KUVVETE ;ve sen gene bir hicretin kapısında yolcusundur mana alemine girmek üzere…ve dersinizki o zaman BEN HİCRETİN GÖNÜLLÜ MUHACİRİYİM...
. Hicret fiziksel bir yolculuğun ayaklarında yapılan mekân değiştirme olayı değildir sadece. Yer değiştirme, iç dünyada hicrete karar verildikten sonra gerçekleşen fiili hareketin sonucudur. En önemli hicret, hicrete karar verilirken insanın kalbine gelip gitmesindeki o yoldur. Hicretin en zor olanıdır bu..KENDİ İÇİNDEKİ HİCRETİN;
Beşeri aşklardan ihtiraslardan keşmekeş hayattan sıyrılmak istersiniz tıpkı baharda topraktan baş uzatan bir çiçeğin tohumu gibi ;tabiata zahirde baharı müjdeler;ve siz ise zahirden mana alemine bir sıyrılışla Hicreti yaşarsınız..
Bak yol devam ediyor ,gülün dalı uzun daha ,demek ki bitmedi bu yol daha… Yine mi dikenler, ahh kanattı yine ayaklarımı .. olsun, alıştım acılara varsın kanatsın, yansın yüreğim…Ağlarsın kimsenin görmediği yerlerde, ağlarsın doyasıya, yağmur olur söndürür yanan yüreğinin acılarını…Elbet vardır bu yolun üzerinde olmamızın bir sebebi, Mevla’m hiç bir kulunu boş yere bir yerde bulundurmaz vardır bir hikmeti.Yine kanıyor yüreğinArtık ümidini kaybetmek üzeresin…Oda ne farklı bir şey çıkıyor önünekapkaranlık bir odadan yemyeşil bir kapı aralanır sessizce ;
Gecenin bir vakti ebu Hureyre düştü aklıma;hani bilirsiniz sizlerde Efendimizden (sav) ayrılmaya yüreği dayanmazmış bu güzide sahabenin ;her gece evine geldiğinde hıçkırıklarla evden koşarak Efendimizin kapısına yönelirmiş..ne olur beni içeri alın dayanamaıyorum sensizliğe;Ne muhteşem bir aşk ve bağlılık;Her gece aşkın kapısına HİCRET;
İmrenerek hayal hanemde gezindim anımsamak istedim okuduğum ensar hayatlarını;kendi hicertimle kıyas etmeye utandım;ve anladım ki o yıldızların yanında ben sınıfta kalmıştım;Ama umudumu kesmedim devam dedim yarım yamalak aklım ve bilgimle ve dedimki ben HİCRETİN GÖNÜLLÜ MUHACİRİYİM;
PEKİ YA SİZ SİZDE MUHACİR OLMAK İSTER MİSİNİZ ?