Konuya cevap cer

E- Cemiyet Kurmak Menedilmiş midir? 


      Kur’an, Sünnet, İcma-ı Ümmet, Kıyas-ı Fukaha gibi İslami  kaynaklarda ve bir Kur’an tefsiri olan Risale-i Nur’da her türlü cemiyet ve  cemaatçiliğin her hal ve şartta yasaklandığına dair açık bir hüküm olduğunu  bilmiyoruz.


      Helal olanı haram, haram olanı helal kılma yetkisine kimse sahip  olmadığına göre, İslam’da cemiyet kurmak her hal-ü karda yasaktır denemez.


      Böyle olmakla beraber cemiyetçilik İslam adına yapılacaksa çok  dikkatli olmak zarureti de ortadadır.



      Tarihten Örnekler;


      1- Resulullah ve Hilfu’l Fudul Cemiyeti: 


      Peygamber Efendimiz yirmi yaşına bastığında Ficar Savaşlarının  sonuncusunda çok kan akmış Arap Kabileleri arasında düşmanlık duygusu daha da  bilenmiştir.


      Mekke de dışarıdan gelen yabancılar için can, mal ve namus  emniyeti diye bir şey kalmamıştı, zayıfların mallarına ücret ödemeden el  konuluyor, aciz ve güçsüzler her türlü zulme uğruyorlardı.


      Yemenli bir tacirin bir deve yüküne el konulması bardağı taşıran  son damla oldu. Peygamberimizin amcası Zübeyr ve şehrin ileri gelen bazı zevatı  bu kötülüklere son vermek için bir cemiyet kurup yeminleşti-ler. Efendimizde  yeminleşmeye katılanlar arasındaydı. Bu cemiyete Hilfu’l Füdul (Fazıllar  Antlaşması) denildi.


Risaletten sonrada bu cemiyetle ilgili olarak “Abdullah bin  Cut’a’nın evinde yapılan yeminleşmede bende bulundum. Bence o yemin, kırmızı,  tüylü develere sahip olmaktan daha sevimlidir. Ben ona İslamiyet devrinde bile  çağrılsam icabet ederim.” Buyurmuştur.17



      2- Bediüzzaman ve Cemiyetler; 


      Üstad Bediüzzaman 1920 yılında kurulan “Hilal-i Ahdar” yani  Yeşilay Cemiyeti’ne üye olmuştur.18


      Keza 1921’de devrin kalburüstü ve en cesur alimlerinin mensup  olduğu “Müderrisler Cemiyeti”ne üye idi. Bu cemiyetin bir üyesi “muntazam bir  usul dairesinde dini hakikatleri, İslam’ın yücelik ve terbiyesini Müslümanlar  arasında kardeşlik bağlarının takviyesi ile içtimai mükellefiyetler ve şahsi  çalışmalarının inkişafına büyük bir azimle ve metanetle çalışmak” idi.19


      Yine meşrutiyet döneminde mücahit arkadaşlarıyla beraber  İttihad-ı Muhammedi Cemiyetini kurmuşlar; cemiyet pek kısa bir zamanda inkişafa  başlamış, hatta Bediüzzamanın bir makalesi ile Adapazarı ve İzmit havalisinde  elli bin kişi cemiyete dahil olmuştur.20


      Burada şu hususa dikkat etmek gereki-yor. Peygamber Efendimiz  Hilfu’l Füdul Cemiyetine, risaletten önce yirmi yaşında iken giriyorlar. Üstad  da mezkur cemiyetlere, “siyaset yoluyla dine hizmet edilir.” Kanaatini taşıdığı  Eski Said döneminde giriyor. Ne sevgili Peygamberimiz ne de Üstadımız  cemiyetçiliği bir tebliğ metodu olarak, misyonlarını ifa ettikleri dönemde  kullanmıyorlar.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst