Konuya cevap cer

mehmet tanrısever yapımı bir film. oğlu, tarık tanrısever de var oyuncu kadrosunda.


filmin süresi bence gereğinden fazla uzun. 160 dakika gibi bir süre. arayla birlikte 3 saate yaklaşmakta. ortada bir model var: bediüzzaman. yönetmen, teknolojinin yardımıyla izleyiciyi o atmosfere sokmaya çalışmakta, aradaki detayların atlamasıyla izleyiciyi kolayca o çemberden dışarı çıkarmaktadır.


filmde bediüzzaman rolündeki mürşit ağa bağ'ın büyük bir yük aldığının farkındayım. güçlü bir karakteri oynamak zor iş nihayetinde. 'kardaşım' deyişi hala aklımdadır. kürtçeyi kusursuz konuşamamasından dolayı çoğu kez kürtçe diyaloglar sırasında türkçe konuşması akıllara soru işareti getirmekte. tarık tanrısever, bediüzzaman'ın talebelerinden olan 'şamlı mehmet' rolünde. kusurları dışında genel itibariyle hoş bir performans sergilemekte. ama bediüzzaman'ın talebelerinin jestlerinde ve mimiklerinde doğallığı bulmak epey zor genel olarak.


barla, emirdağ, van sahnelerine yoğunlaşılmış, kastamonu sahneleri arar olunmuştur. bediüzzaman'ın 'bismillah', 'la ilahe illallah' gibi tamamlanması gereken ifadeleri tamamlamaması da ayrı bir konu olmuştur. mustafa kemal atatürk sahnesi filmin can alıcı noktası olması gerekirken, yönetmen bunu kullanmayı ne yazık ki başaramamıştır. mustafa kemal atatürk ile konuşmalar sırasında bediüzzaman'ın içinde bulunduğu disiplin ile atatürk'ün disiplini çarpışmakta, her iki konumdaki kişinin diyalogları izleyiciye bu ortamın tekdüzeliğini göstermeye yetmiştir. bediüzzaman'ın atatürk'e sırtını dönmesi de işlenmemesi gereken bir detaydı, zira ikili diyalog halindeyken birine sırt dönmek, ondan yüz çevirmek etik kurallarına aykırı bir durum. atatürk'ü canlandıran kişi de aşırı pasif bir duruş sergilemiştir. burada bediüzzaman'ın ayak ayak üstüne attığı sahne ile, mahkemedeki ayak ayak üstüne atılması postmodern bir ironiyi gözler önüne sermiştir.


mahkeme sahneleri, hapishane sahneleri olmamış. olmamış zira masraftan kaçınıldığı çok belli. dekor desen dekor değil, atmosfer desen atmosfer değil. 4 tane adam var ayrıca. bir masa var. hep oradalar. hiç dışarı çıkmıyorlar, hiç halka karışmıyorlar. onlar kim? gökten zembille mi indiler? orası havada kalmış. biliyoruz düşmanlar da kimdir, necidir, ne yaparlar? film, bir geçmiş bir ileriye yani ters düz şeklinde ilerliyor. film boyunca, kasvetli hava almış başını giderken aradaki espri olayı askıda kalmış. barla delisi, bekçi ile bu verilemiyor. bam teline dokunmaları beklenilendi. bu zaten 'duygusal' izleyiciye kolay yoldan veriliyor. daha iyisi olabilirdi, daha işlevsel ve akıcı bir temayla yol alınabilirdi.


sarık ile fötr şapkanın üst üste durması bir kaosun, bir direnişin, bir karmaşanın en güzel resmiydi.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst