Ergenekon terör örgütünün tutuksuz şüphelilerinden emekli Orgeneral Hurşit Tolon'a ait olduğu iddia edilen ses kaydı gündemi sarstı. Video paylaşım sitelerine düşen kayıttaki ses, askerleri savcıya teslim ettiği için Genelkurmay'ı eleştiriyor, yargıya baskı yapılması gerektiğini anlatıyor.
Tolon, Genelkurmay'ı 'mıy mıy' olmakla suçluyor. Hurşit Tolon, "Kendi doğurduğu bebeği yetimhanenin önüne vermektir teğmeni düşmana teslim etmek diyorum. Teğmeni götürüp bunlara teslim etmek; teğmenini teslim eden ordu olmaz! Aşiret bile olmaz! Bunların hepsi duyuyor, gidin söyleyin diyorum komutanlarınıza. Ordu komutanına diyorum ki: O paşayı orda tutmak demek ihanet demektir. Müsaade edin bana beş dakika makamınıza geleyim, yedinci dakikada alırım' diyorum. Alırım. Almazsam namerdim. Bilir bütün dünya." diyor.
GATA'dan tartışmalı şekilde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Hurşit Tolon, subayların cezaevinde tutulmasına da tepki gösteriyor: "Şuraya oturtun tekrar Selimiye'ye beni, kurmay başkanı gel buraya, aç telefonu Cengiz Aykut'a, de ki: 'Ben şimdi GATA'dan bir heyet gönderiyoruz' buraya de. Emrimi ilet, buranın komutanına da emrimi ilet. Bir ekip hazırlasınlar doğru Koşuyolu'na. 'Hastamızı almaya geldik' desinler. Sen de Cengiz Aykut'a söyle: 'Ekip çıktı yola, alıp gelecek' de. Hadi şimdi o Çevik Kuvvet'le durdursun. Hadi gücünü göreyim bakayım. Bakan, başbakan, gelsin durdursun. Hadi. Mümkün değil yaav. Zaten onun için içerdeyim ben. Kararı vereceksiniz karar. Yüreğinizle karar verilir. Bizimkiler mıy mıy. Teğmeni ver, yarbaya kelepçe tak, mermiler bizim mi sizin mi belli değil. Star gazetesiyle uzlaşma yap. Star gazetesiyle Genelkurmay uzlaşmış. Ne demek yav. Biz uzlaştık! Olur mu öyle şey..."
Savcıya: Sen kimsin lan?
Hurşit Tolon'un konuşmalarında Ergenekon terör örgütü savcıları da kendilerine yer bulmuş: "Siz muhatap olmayın. Genelkurmay'a söyleyin bildirilsin. Yani savcılıkta Genelkurmay buraya telefon ediyor. Bir dakika kardeşim, Genelkurmay'a gideceksiniz. Ben seni muhatap alamam. Mesela savcı yazı yazmış, ne savcısı, kim oluyor lan sen kim oluyorsun, sen kimsin? Sen kimsin lan bana yazıyorsun. Sen kimsin? Doğru oraya. İşte ahhh, orası ahhh, orası, orası yazacak. Ah orası yazacak ahh. Ah, ah orası diyecek. 'Bana yazacaksın kardeşim' diyecek. 'Benim çocuğuma yazamazsın, bana yazacaksın ben cevap veririm' diyecek." Kilo vermek için 5 km yürüdüm Hurşit Tolon'un tahliye taleplerinde avukatlarının üzerinde durduğu en önemli nokta aşırı kilo kaybıydı. Tolon'un nasıl kilo verdiği de ortaya çıktı: "Her gün yedi ay bir saat yürüdüm. En az beş kilometre her gün yürüdüm. Ben zayıflarken dört ayda böyle eridim. Yani muntazam bir eğriyle zayıfladım. Gece gündüz yürüdüm. Günde en az 100'e yakın mekik yapardım. Şimdi en son 93 kiloyum ben." İstanbul, Zaman
Tolon, Genelkurmay'ı 'mıy mıy' olmakla suçluyor. Hurşit Tolon, "Kendi doğurduğu bebeği yetimhanenin önüne vermektir teğmeni düşmana teslim etmek diyorum. Teğmeni götürüp bunlara teslim etmek; teğmenini teslim eden ordu olmaz! Aşiret bile olmaz! Bunların hepsi duyuyor, gidin söyleyin diyorum komutanlarınıza. Ordu komutanına diyorum ki: O paşayı orda tutmak demek ihanet demektir. Müsaade edin bana beş dakika makamınıza geleyim, yedinci dakikada alırım' diyorum. Alırım. Almazsam namerdim. Bilir bütün dünya." diyor.
GATA'dan tartışmalı şekilde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Hurşit Tolon, subayların cezaevinde tutulmasına da tepki gösteriyor: "Şuraya oturtun tekrar Selimiye'ye beni, kurmay başkanı gel buraya, aç telefonu Cengiz Aykut'a, de ki: 'Ben şimdi GATA'dan bir heyet gönderiyoruz' buraya de. Emrimi ilet, buranın komutanına da emrimi ilet. Bir ekip hazırlasınlar doğru Koşuyolu'na. 'Hastamızı almaya geldik' desinler. Sen de Cengiz Aykut'a söyle: 'Ekip çıktı yola, alıp gelecek' de. Hadi şimdi o Çevik Kuvvet'le durdursun. Hadi gücünü göreyim bakayım. Bakan, başbakan, gelsin durdursun. Hadi. Mümkün değil yaav. Zaten onun için içerdeyim ben. Kararı vereceksiniz karar. Yüreğinizle karar verilir. Bizimkiler mıy mıy. Teğmeni ver, yarbaya kelepçe tak, mermiler bizim mi sizin mi belli değil. Star gazetesiyle uzlaşma yap. Star gazetesiyle Genelkurmay uzlaşmış. Ne demek yav. Biz uzlaştık! Olur mu öyle şey..."
Savcıya: Sen kimsin lan?
Hurşit Tolon'un konuşmalarında Ergenekon terör örgütü savcıları da kendilerine yer bulmuş: "Siz muhatap olmayın. Genelkurmay'a söyleyin bildirilsin. Yani savcılıkta Genelkurmay buraya telefon ediyor. Bir dakika kardeşim, Genelkurmay'a gideceksiniz. Ben seni muhatap alamam. Mesela savcı yazı yazmış, ne savcısı, kim oluyor lan sen kim oluyorsun, sen kimsin? Sen kimsin lan bana yazıyorsun. Sen kimsin? Doğru oraya. İşte ahhh, orası ahhh, orası, orası yazacak. Ah orası yazacak ahh. Ah, ah orası diyecek. 'Bana yazacaksın kardeşim' diyecek. 'Benim çocuğuma yazamazsın, bana yazacaksın ben cevap veririm' diyecek." Kilo vermek için 5 km yürüdüm Hurşit Tolon'un tahliye taleplerinde avukatlarının üzerinde durduğu en önemli nokta aşırı kilo kaybıydı. Tolon'un nasıl kilo verdiği de ortaya çıktı: "Her gün yedi ay bir saat yürüdüm. En az beş kilometre her gün yürüdüm. Ben zayıflarken dört ayda böyle eridim. Yani muntazam bir eğriyle zayıfladım. Gece gündüz yürüdüm. Günde en az 100'e yakın mekik yapardım. Şimdi en son 93 kiloyum ben." İstanbul, Zaman