Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
huzurlu yuva için
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="yozgati" data-source="post: 392437" data-attributes="member: 1026551"><p>Huzurlu aile için... </p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p> Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nce yapılan, “Boşanma Nedenleri” konulu araştırmanın sonuçlarından bahsetmiştik. Bu neticeleri vermekteki maksadımız, bunlardan ders alarak, aynı hataların tekrarlanmamasıydı. Az da olsa evlilikte bazı sıkıntıların olabileceği tabiidir. Bunlar evlenmeye engel teşkil etmez. Aslında aileyi huzur yuvası haline getirmek, sıkıntıları asgari düzeye indirmek bizim elimizde. Bunun da kuralları belli. Bize düşen bu kurallara uymada göstereceğimiz hassasiyet. </p><p></p><p>BİRBİRİNİN DENGİ OLMALI</p><p></p><p></p><p>Evlilikte görülen sıkıntıların sebeplerini birkaç maddede özetleyelim:</p><p>1- Evlilikte gençlerin küfvü yani, dengi kuralına uymamak: Gençler inanç, yaşayış, dindarlık, örf ve âdet gibi konularda birbirlerine denk olmalıdır. </p><p></p><p> Bunlar bilinmez, sınırlar aşılırsa karşı tarafa zulüm yapılmış olur. Zulüm olan yerde de huzur olmaz. Son yıllarda, Müslüman kadınlar da, feministlerin, kadın programlarının etkisinde kalıp haklarını aşan taleplerde bulunuyorlar; bu da zulümdür. </p><p></p><p> Bunun için kadın-erkek, sınırı iyi bilmeli, nerede ne kadar konuşacak, bunun hesabını iyi yapmalıdır. Bunları bilmiyorsa, okuyup öğrenmelidir. İslam büyüklerinin huzurlu aile hayatları örnek alınmalıdır.</p><p></p><p> Tabii ki, erkeği bu hale getiren kadının da bunda büyük suçu var. Her şeyin bir kaynama noktası var. Kadın bunu düşünmeden, yorgun argın eve gelmiş kocasına, bunu niye almadın, bunu niçin yaptın, bu yapılır mıydı, sen nasıl erkeksin... gibi sözlerle bunaltıyor. Sonunda da erkeğin çileden çıkmasına sebep oluyor. Dinimize göre, nikâh nedir, talak (boşanma) nedir gençler bunları bilmelidir. Bunları bilmeyen bir genç erkek, dinimize göre günah olan, bid’at olan, cahil halk arasında yaygın olan “üçten dokuza...” veya bir çırpıda, “boşsun, boşsun, boşsun” sözlerini söyleyip, geri dönüşü olmayan bir yola giriyor. Ondan sonra da, eyvah ben ne yaptım, şimdi ne olacak, deyip çaresizlik içinde kıvranıyor. 3- Gençlerin evlilik ve aile hayatı konularında yeterli bilgilerinin olmamasıdır. Dinimize göre aile müessesesinin kuralları var. Erkeğin hanımına karşı, hoşgörülü, yumuşak huylu olması gerekir. Fakat bunun da bir sınırı var. Her yaptığına da hoşgörü gösteremez. Çünkü, kadının işlediği her günahtan erkeğe de pay vardır. Erkeğin de, kadının da hakları ve sorumlulukları var. </p><p></p><p>TARAFLAR SINIRI AŞMAMALIHalbuki, gelin gelindir, gelin hiçbir zaman kızı gibi olmaz. Gelinin de kendi yaş grubuna göre bir çevresi vardır. O ancak orada rahat eder. Onu rahat edemediği yerde kalmaya zorlamak, sıkıntıya depresyona sokar. Yine, evlendirdiği kızının peşini bırakmayan anne babalar da, damadını depresyona sokar. Boşanmaların çoğu, ailelerin yersiz müdahaleleri ile olmaktadır. İyilik yapalım derken kötülük yapmış oluyorlar. Bunun için aileler, kendi hallerine bırakıp, uzaktan ilgilenmelidirler. Problemlerde kabahati önce kendi kızında, kendi oğlunda aramalıdır. </p><p></p><p>2- Evlilik öncesi ve sonrası ailelerin haddini aşan müdahaleleri. Bilhassa erkek anneleri, oğluna uygun bir eş değil, kendine uygun bir gelin aramaktadırlar. Kendi oğullarının huyunu, yaşayışını göz ardı etmekteler. Evlendikten sonra da, gelinini kızı olarak görüp dizinin dibinden ayırmak istememektedirler. Her yere onunla gidip, egosunu tatmin için yanında muhafız gibi taşımaktadırlar. </p><p></p><p> </p><p></p><p>Buna göre, dinimize uygun yaşamayan bir kadın dindar bir gence denk olamaz. Dindar bir kız da, dinî yaşayışı ve inancı zayıf erkeğe denk olamaz. Zaten örf ve âdet olarak da erkek, kadının evinde olmasını, çocukları ile bizzat ilgilenmesini ister. Okumuş kariyer sahibi “çokbilmiş” kadın tipinden hoşlanmaz. Aslında, en dindarından en sosyetesine kadar her erkeğin içinde bu arzu vardır. Çevre baskısı ile bunu dile getirememektedirler. Aileler, çeşitli sebepleri bahane ederek, denklik meselesine uymadıkları için aile içi sıkıntılar artmaktadır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yozgati, post: 392437, member: 1026551"] Huzurlu aile için... Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nce yapılan, “Boşanma Nedenleri” konulu araştırmanın sonuçlarından bahsetmiştik. Bu neticeleri vermekteki maksadımız, bunlardan ders alarak, aynı hataların tekrarlanmamasıydı. Az da olsa evlilikte bazı sıkıntıların olabileceği tabiidir. Bunlar evlenmeye engel teşkil etmez. Aslında aileyi huzur yuvası haline getirmek, sıkıntıları asgari düzeye indirmek bizim elimizde. Bunun da kuralları belli. Bize düşen bu kurallara uymada göstereceğimiz hassasiyet. BİRBİRİNİN DENGİ OLMALI Evlilikte görülen sıkıntıların sebeplerini birkaç maddede özetleyelim: 1- Evlilikte gençlerin küfvü yani, dengi kuralına uymamak: Gençler inanç, yaşayış, dindarlık, örf ve âdet gibi konularda birbirlerine denk olmalıdır. Bunlar bilinmez, sınırlar aşılırsa karşı tarafa zulüm yapılmış olur. Zulüm olan yerde de huzur olmaz. Son yıllarda, Müslüman kadınlar da, feministlerin, kadın programlarının etkisinde kalıp haklarını aşan taleplerde bulunuyorlar; bu da zulümdür. Bunun için kadın-erkek, sınırı iyi bilmeli, nerede ne kadar konuşacak, bunun hesabını iyi yapmalıdır. Bunları bilmiyorsa, okuyup öğrenmelidir. İslam büyüklerinin huzurlu aile hayatları örnek alınmalıdır. Tabii ki, erkeği bu hale getiren kadının da bunda büyük suçu var. Her şeyin bir kaynama noktası var. Kadın bunu düşünmeden, yorgun argın eve gelmiş kocasına, bunu niye almadın, bunu niçin yaptın, bu yapılır mıydı, sen nasıl erkeksin... gibi sözlerle bunaltıyor. Sonunda da erkeğin çileden çıkmasına sebep oluyor. Dinimize göre, nikâh nedir, talak (boşanma) nedir gençler bunları bilmelidir. Bunları bilmeyen bir genç erkek, dinimize göre günah olan, bid’at olan, cahil halk arasında yaygın olan “üçten dokuza...” veya bir çırpıda, “boşsun, boşsun, boşsun” sözlerini söyleyip, geri dönüşü olmayan bir yola giriyor. Ondan sonra da, eyvah ben ne yaptım, şimdi ne olacak, deyip çaresizlik içinde kıvranıyor. 3- Gençlerin evlilik ve aile hayatı konularında yeterli bilgilerinin olmamasıdır. Dinimize göre aile müessesesinin kuralları var. Erkeğin hanımına karşı, hoşgörülü, yumuşak huylu olması gerekir. Fakat bunun da bir sınırı var. Her yaptığına da hoşgörü gösteremez. Çünkü, kadının işlediği her günahtan erkeğe de pay vardır. Erkeğin de, kadının da hakları ve sorumlulukları var. TARAFLAR SINIRI AŞMAMALIHalbuki, gelin gelindir, gelin hiçbir zaman kızı gibi olmaz. Gelinin de kendi yaş grubuna göre bir çevresi vardır. O ancak orada rahat eder. Onu rahat edemediği yerde kalmaya zorlamak, sıkıntıya depresyona sokar. Yine, evlendirdiği kızının peşini bırakmayan anne babalar da, damadını depresyona sokar. Boşanmaların çoğu, ailelerin yersiz müdahaleleri ile olmaktadır. İyilik yapalım derken kötülük yapmış oluyorlar. Bunun için aileler, kendi hallerine bırakıp, uzaktan ilgilenmelidirler. Problemlerde kabahati önce kendi kızında, kendi oğlunda aramalıdır. 2- Evlilik öncesi ve sonrası ailelerin haddini aşan müdahaleleri. Bilhassa erkek anneleri, oğluna uygun bir eş değil, kendine uygun bir gelin aramaktadırlar. Kendi oğullarının huyunu, yaşayışını göz ardı etmekteler. Evlendikten sonra da, gelinini kızı olarak görüp dizinin dibinden ayırmak istememektedirler. Her yere onunla gidip, egosunu tatmin için yanında muhafız gibi taşımaktadırlar. Buna göre, dinimize uygun yaşamayan bir kadın dindar bir gence denk olamaz. Dindar bir kız da, dinî yaşayışı ve inancı zayıf erkeğe denk olamaz. Zaten örf ve âdet olarak da erkek, kadının evinde olmasını, çocukları ile bizzat ilgilenmesini ister. Okumuş kariyer sahibi “çokbilmiş” kadın tipinden hoşlanmaz. Aslında, en dindarından en sosyetesine kadar her erkeğin içinde bu arzu vardır. Çevre baskısı ile bunu dile getirememektedirler. Aileler, çeşitli sebepleri bahane ederek, denklik meselesine uymadıkları için aile içi sıkıntılar artmaktadır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
huzurlu yuva için
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst