Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. HÜSEYİN BİN ALİ (Radıyallahü Anh)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ASHAB-I BEDR" data-source="post: 386735" data-attributes="member: 1013691"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">İmâm-ı Hasan ve Hüseyin ile Abdullah bin Ca’fer (r.anhüm) Medine-i Münevvere’ye giderlerken yiyecekleri kalmadı. Sahrada olduklarından yiyecek bir şey alınacak yerde olmayıp açlık ve susuzluktan iyice bunaldılar. Sonra “Allaha, tevekkül ettik” diyerek yoldan saptılar.</span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Biraz ilerlemişlerdi ki, ovanın ortasında bir karartı gördüler. Ona doğru gittiler. Siyah bir çadır, içinde ise, bir kadın vardı. Kadına selam verdiler. Kadın selâmlarını aldı. İyi karşıladı. Bu üç zatın dünyâya rağbetleri olmadığını anladı. Kadına: </span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">“hiç yiyeceğin var mı? diye sordular. Bir keçim var. Kendiniz sağın için” dedi. Birisi sağdı. Her biri birer çanak içtiler. Sonra kadına: “Başka yiyeceğin var mı? diye sordular. Kadın: “Keçiyi kesin yiyin” dedi. Abdullah bin Ca’fer (r.a.) kesti pişirdi. Üçü beraber yediler. Allahü teâlâya hamd ettiler. Atlarına bindiler. Kadına “Medine-i Münevvereye geldiğinde muhakkak bize uğra. </span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Biz seyyidlerdeniz. Hâşimîlerdeniz” diyerek yola koyuldular. Bir zaman sonra kadının kocası geldi. Keçiyi göremeyince ne oldu diye sordu. Kadın olup biteni anlattı. Kocası üzüldü. “Biliyorsun o keçiden başka bir şeyimiz yok. Şimdi ne yapacağız?” diyerek kadını azarladı. Kadın: “Allahü teâlâ rahîmdir, kullarını aç bırakmaz. Böyle güzel yiğitler gelip te, onları misafir etmeden göndermek insafa sığmaz” dedi, Daha sonra kadın, kocası ile Medine-i Münevvereye birşeyler alıp satmak için gittiler. Hikmet-i ilâhi Hz. Hasan’a, Bâb-ı selâm önünden geçerken rastladılar. Hasan (r.a.) kadını ve kocasını huzuruna çağırttı. Kadına: </span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">“Beni tanıdın mı?” dedi. Kadın: “Hayır” dedi. “Bir zamanlar senin evine üç kişi gelmiştik. Bize süt ikram etmiştin. </span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Bir de keçini kesmiştik. Onlardan biri benim” dedi. Bunlara çok ikram da bulundu: Yanında fazla bir şeyi olmadığından, Beyt-ül-mâl emînine adam gönderip, bin dirhem gümüş ve yüz koyun borç istedi. Getirdiler. Bunların hepsini kadına bağışladı. “Bizi mazur görün” buyurdu. Bu karı-kocanın yanlarına adam vererek, Hüseyin’e (r.a.) gönderdi Hz. Hüseyin de bunları iyi karşılayıp, yanında bulunduğu kadar ikram etti. Fazla olmadığından Beyt-ül-mal emîninden bin dirhem gümüş ve ikiyüz koyun borç istedi.</span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Hepsini kadına verip özür diledi. Yanlarına adam verip, Abdullah bin Cafer’e (r.a.) gönderdi. Abdullah (r.a.): “İki İmâm’a uğradınız mı?” buyurdu. “Evet” dediler. “Keşke daha önce bana uğrasaydınız. Onların yanında dünyâ malı bulunmaz, belki sıkıntı çekmişlerdir” dedi. Bunlar imâmların yaptıkları ikramları söylediler. Abdullah (r.a.) da iki bin dirhem gümüş ve dörtyüz koyun verdi. Mezkûr karı-koca yediyüz koyun ve dörtbin dirhemi alıp sevinerek evlerine döndüler.</span></span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ASHAB-I BEDR, post: 386735, member: 1013691"] [CENTER][SIZE=3][B][FONT=book antiqua][COLOR=#333300]İmâm-ı Hasan ve Hüseyin ile Abdullah bin Ca’fer (r.anhüm) Medine-i Münevvere’ye giderlerken yiyecekleri kalmadı. Sahrada olduklarından yiyecek bir şey alınacak yerde olmayıp açlık ve susuzluktan iyice bunaldılar. Sonra “Allaha, tevekkül ettik” diyerek yoldan saptılar. Biraz ilerlemişlerdi ki, ovanın ortasında bir karartı gördüler. Ona doğru gittiler. Siyah bir çadır, içinde ise, bir kadın vardı. Kadına selam verdiler. Kadın selâmlarını aldı. İyi karşıladı. Bu üç zatın dünyâya rağbetleri olmadığını anladı. Kadına: “hiç yiyeceğin var mı? diye sordular. Bir keçim var. Kendiniz sağın için” dedi. Birisi sağdı. Her biri birer çanak içtiler. Sonra kadına: “Başka yiyeceğin var mı? diye sordular. Kadın: “Keçiyi kesin yiyin” dedi. Abdullah bin Ca’fer (r.a.) kesti pişirdi. Üçü beraber yediler. Allahü teâlâya hamd ettiler. Atlarına bindiler. Kadına “Medine-i Münevvereye geldiğinde muhakkak bize uğra. Biz seyyidlerdeniz. Hâşimîlerdeniz” diyerek yola koyuldular. Bir zaman sonra kadının kocası geldi. Keçiyi göremeyince ne oldu diye sordu. Kadın olup biteni anlattı. Kocası üzüldü. “Biliyorsun o keçiden başka bir şeyimiz yok. Şimdi ne yapacağız?” diyerek kadını azarladı. Kadın: “Allahü teâlâ rahîmdir, kullarını aç bırakmaz. Böyle güzel yiğitler gelip te, onları misafir etmeden göndermek insafa sığmaz” dedi, Daha sonra kadın, kocası ile Medine-i Münevvereye birşeyler alıp satmak için gittiler. Hikmet-i ilâhi Hz. Hasan’a, Bâb-ı selâm önünden geçerken rastladılar. Hasan (r.a.) kadını ve kocasını huzuruna çağırttı. Kadına: “Beni tanıdın mı?” dedi. Kadın: “Hayır” dedi. “Bir zamanlar senin evine üç kişi gelmiştik. Bize süt ikram etmiştin. Bir de keçini kesmiştik. Onlardan biri benim” dedi. Bunlara çok ikram da bulundu: Yanında fazla bir şeyi olmadığından, Beyt-ül-mâl emînine adam gönderip, bin dirhem gümüş ve yüz koyun borç istedi. Getirdiler. Bunların hepsini kadına bağışladı. “Bizi mazur görün” buyurdu. Bu karı-kocanın yanlarına adam vererek, Hüseyin’e (r.a.) gönderdi Hz. Hüseyin de bunları iyi karşılayıp, yanında bulunduğu kadar ikram etti. Fazla olmadığından Beyt-ül-mal emîninden bin dirhem gümüş ve ikiyüz koyun borç istedi. Hepsini kadına verip özür diledi. Yanlarına adam verip, Abdullah bin Cafer’e (r.a.) gönderdi. Abdullah (r.a.): “İki İmâm’a uğradınız mı?” buyurdu. “Evet” dediler. “Keşke daha önce bana uğrasaydınız. Onların yanında dünyâ malı bulunmaz, belki sıkıntı çekmişlerdir” dedi. Bunlar imâmların yaptıkları ikramları söylediler. Abdullah (r.a.) da iki bin dirhem gümüş ve dörtyüz koyun verdi. Mezkûr karı-koca yediyüz koyun ve dörtbin dirhemi alıp sevinerek evlerine döndüler.[/COLOR][/FONT][/B][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. HÜSEYİN BİN ALİ (Radıyallahü Anh)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst