Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Risale-i Nurda Resülüllah
Hz Muhammed (s.a.v.) olmasaydı saadeti ebediye olmazdı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 388597" data-attributes="member: 1"><p><span style="font-family: 'tahoma'">Cennetten getirilen Buraka dair, Mevlit yazan Süleyman Efendi hazin bir aşk macerasını beyan ediyor. O zât ehl-i velâyet olduğu ve rivayete bina ettiği için, elbette bir hakikati o suretle ifade ediyor. Hakikat şu olmak gerektir ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Âlem-i bekànın mahlûkları, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın nuruyla pek alâkadardırlar. Çünkü, onun getirdiği nur iledir ki, Cennet ve dâr-ı âhiret, cin ve insle şenlenecek. Eğer o olmasaydı, o saadet-i ebediye olmazdı ve Cennetin her nevi mahlûkatından istifadeye müstaid olan cin ve ins, Cenneti şenlendirmeyeceklerdi; bir cihette sahipsiz, virane kalacaktı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Yirmi Dördüncü Sözün Dördüncü Dalında beyan edildiği gibi, nasıl ki bülbülün güle karşı dâsitâne-i aşkı, taife-i hayvânâtın taife-i nebâtâta derece-i aşka bâliğ olan ihtiyâcât-ı şedîde-i aşknümâyı rahmet hazinesinden gelen ve hayvânâtınerzaklarını taşıyan kàfile-i nebâtâta karşı ilân etmek için bir hatib-i Rabbânî olarak, başta bülbül-ü gül ve her neviden bir nevi bülbül intihap edilmiş ve onların nağamâtı dahi, nebâtâtın en güzellerinin başlarında hoşâmedî nev’inden tesbihkârâne bir hüsn-ü istikbaldir, bir alkışlamadır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Aynen bunun gibi, sebeb-i hilkat-i eflâk ve vesile-i saadet-i dâreyn ve Habîb-i Rabbü’l-Âlemîn olan zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâma karşı, nasıl ki melâike nev’inden Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm kemâl-i muhabbetle hizmetkârlık ediyor, melâikelerin Hazret-i Âdem Aleyhisselâma inkıyad ve itaatini ve sırr-ı sücudunu gösteriyor. Öyle de, ehl-i Cennetin, hattâ Cennetin hayvânat kısmının dahi o zâta karşı alâkaları, bindiği Burak’ın hissiyât-ı âşıkanesiyle ifade edilmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Mektubat - Yirmidördüncü Mektubun İkinci Zeyli</strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 388597, member: 1"] [FONT=tahoma]Cennetten getirilen Buraka dair, Mevlit yazan Süleyman Efendi hazin bir aşk macerasını beyan ediyor. O zât ehl-i velâyet olduğu ve rivayete bina ettiği için, elbette bir hakikati o suretle ifade ediyor. Hakikat şu olmak gerektir ki: Âlem-i bekànın mahlûkları, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın nuruyla pek alâkadardırlar. Çünkü, onun getirdiği nur iledir ki, Cennet ve dâr-ı âhiret, cin ve insle şenlenecek. Eğer o olmasaydı, o saadet-i ebediye olmazdı ve Cennetin her nevi mahlûkatından istifadeye müstaid olan cin ve ins, Cenneti şenlendirmeyeceklerdi; bir cihette sahipsiz, virane kalacaktı. Yirmi Dördüncü Sözün Dördüncü Dalında beyan edildiği gibi, nasıl ki bülbülün güle karşı dâsitâne-i aşkı, taife-i hayvânâtın taife-i nebâtâta derece-i aşka bâliğ olan ihtiyâcât-ı şedîde-i aşknümâyı rahmet hazinesinden gelen ve hayvânâtınerzaklarını taşıyan kàfile-i nebâtâta karşı ilân etmek için bir hatib-i Rabbânî olarak, başta bülbül-ü gül ve her neviden bir nevi bülbül intihap edilmiş ve onların nağamâtı dahi, nebâtâtın en güzellerinin başlarında hoşâmedî nev’inden tesbihkârâne bir hüsn-ü istikbaldir, bir alkışlamadır. Aynen bunun gibi, sebeb-i hilkat-i eflâk ve vesile-i saadet-i dâreyn ve Habîb-i Rabbü’l-Âlemîn olan zât-ı Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâma karşı, nasıl ki melâike nev’inden Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm kemâl-i muhabbetle hizmetkârlık ediyor, melâikelerin Hazret-i Âdem Aleyhisselâma inkıyad ve itaatini ve sırr-ı sücudunu gösteriyor. Öyle de, ehl-i Cennetin, hattâ Cennetin hayvânat kısmının dahi o zâta karşı alâkaları, bindiği Burak’ın hissiyât-ı âşıkanesiyle ifade edilmiştir. [B]Mektubat - Yirmidördüncü Mektubun İkinci Zeyli[/B][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Risale-i Nurda Resülüllah
Hz Muhammed (s.a.v.) olmasaydı saadeti ebediye olmazdı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst