Konuya cevap cer

İkinci Kısım - Sayfa 275


güzelliği var, gelecek. Ve böyle daimî arkadaşlığın hatırı için herbir fedakârlığı ve merhameti yaparım” diyerek, o ihtiyare karısına, güzel bir hûri gibi muhabbetle,şefkatle, merhametle mukabele edebilir. Yoksa, kısacık bir iki saat sûrî bir refakatten sonra ebedî bir firak ve müfarakate uğrayan arkadaşlık, elbette gayet sûrî ve muvakkat ve esassız, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye mânâsında ve bir mecazî merhamet ve sun’î bir hürmet verebilir. Ve hayvanatta olduğu gibi, başka menfaatler ve sair galip hisler, o hürmet ve merhameti mağlûp edip o dünya cennetini cehenneme çevirir.


İşte, iman-ı haşrînin yüzer neticesinden birisi, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye taallûkeder. Ve bu tek neticenin de yüzer cihetinden ve faidelerinden mezkûr dört delile sairleri kıyas edilse anlaşılır ki, hakikat-ı haşriyenin tahakkuku ve vukuu, insaniyetin ulvî hakikatı ve küllî hâceti derecesinde kat’îdir. Belki, insanın midesindeki ihtiyacın vücûdu, taamların vücuduna delâlet ve şehadetinden daha zâhirdir. Ve daha ziyade tahakkukunu bildirir. Ve eğer bu hakikat-ı haşriyenin neticeleri insaniyetten çıksa, o çok ehemmiyetli ve yüksek ve hayattar olan insaniyet mahiyeti, murdar ve mikrop yuvası bir lâşe hükmüne sukut edeceğini isbat eder.


Beşerin idare ve ahlâk ve içtimaiyatı ile çok alâkadar olan içtimaiyyun vesiyasiyyun ve ahlâkiyyunun kulakları çınlasın! Gelsinler, bu boşluğu neyle doldurabilirler? Ve bu derin yaraları neyle tedavi edebilirler?


İKİNCİ NOKTA


Hakikat-ı haşriyenin hadsiz burhanlarından, sair erkân-ı imaniyeden gelen şehadetlerin hülâsasından çıkan bir burhanı, gayet muhtasar bir surette beyan eder. Şöyle ki:


Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risaletine delâlet eden bütün




Aleyhissalâtü Vesselâm: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsunahlâkiyyun: ahlâk bilimciler
alâkadar: ilgili, alakalıbeyan etmek: açıklamak
beşer: insanburhan: kesin delil, kanıt
cihet: taraf, yöndelâlet: delil olma, işaret etme
ebedî: sonu olmayan, sonsuzehemmiyetli: önemli
erkân-ı imaniye: imanın esasları, şartlarıesassız: temelsiz, dayanıksız
firak: ayrılıkgayet: son derece
hacet: ihtiyaçhadsiz: sınırsız
hakikat: doğru, gerçekhakikat-i haşriye: haşir gerçeği
hayat-ı içtimaiye-i insaniye: insanların toplumsal hayatıhayattar: canlı
hayvanat: hayvanlarhuri: Cennet kızı
hülâsa: özetleiman-ı haşrî: haşre iman
insaniyet: insanlıkiçtimaiyat: sosyal meseleler
içtimaiyyun: toplum bilimciler, sosyologlarkat’î: kesin olarak
küllî: genel, kapsamlı türmahiyet: iç yüz, asıl, esas nitelik, özellik
mağlûp etmek: yenmekmecazî: gerçek anlamı dışında, başka bir mânâda ikinci plânda olan
mezkûr: adı geçenmuhabbet: sevgi
muhtasar: kısa, özetmukabele etmek: karşılık vermek
murdar: pis, kirlimuvakkat: geçici
müfarakat: ayrılıklarrikkat-i cinsiye: kendi cinsinden olana karşı duyulan acıma hissi
risalet: elçilik, peygamberliksair: diğer, başka
siyasiyyun: siyasetçilersukut etmek: düşmek, alçalmak
sun’î: yapmacık, sahtesuret: biçim, şekil
sûrî: gösterişte, şeklentaallûk etmek: ilgilendirmek, ait olmak
taam: gıda, yiyecektahakkuk: gerçekleşme
ulvî: yüce, yüksekvuku: gerçekleşme, meydana gelme
vücud: varlık, var oluşziyade: çok
zâhir: açıkşefkat: acıma, merhamet
şehadet: şahitlik, tanıklık


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst