İkinci Kısım - Sayfa 276
mu’cizeleri ve bütün delâil-i nübüvveti ve hakkaniyetinin bütün burhanları, birden hakikat-ı haşriyenin tahakkukuna şehadet ederek ispat ederler. Çünkü; bu zâtın bütün hayatında bütün dâvaları, vahdâniyetten sonra haşirde temerküz ediyor. Hem,umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren bütün mu’cizeleri ve hüccetleri aynı hakikate şehadet eder. Hem
1 وَبِرُسُلِهِ kelimesinden gelen şehadeti bedahet derecesine çıkaran
2 وَكُتُبِهِ şehadeti de aynı hakikate şehadet eder.
Şöyle ki:
Başta Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyânın hakkaniyetini ispat eden bütün mu’cizeleri,hüccetleri ve hakikatleri birden hakikat-i haşriyenin tahakkukuna ve vukuuna şehadet edip ispat ederler. Çünkü, Kur’ân’ın hemen üçten birisi haşirdir. Ve ekser kısa sûrelerinin başlarında gayet kuvvetli âyât-ı haşriyedir. Sarîhan ve işareten binler âyâtıyla aynı hakikati haber verir, ispat eder, gösterir.
Meselâ,
اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ
3 يَاۤ أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ اِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَىْءٌ عَظِيمٌ
4اِذَا زُلْزِلَتِ اْلاَرْضُ زِلْزَالَهَا
5 اِذَا السَّمَاۤءُ انْفَطَرَتْ
6 اِذَا السَّمَاۤءُ انْشَقَّتْ
7 عَمَّ يَتَسَاۤءَلُونَ
8 هَلْ أَتٰيكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ
9
gibi, otuz kırk surelerin başlarında bütün kat’iyetle hakikat-ı haşriyeyi kâinatın
[NOT]Dipnot-1 Resullerine imân etmek.
Dipnot-2 Kitaplarına imân etmek.
Dipnot-3 “Güneş dürülüp toplandığında…” Tekvir Sûresi, 81:1.
Dipnot-4 “Ey insanlar, Rabbinizin azabından çekinin. Kıyâmet gününün zelzelesi, muhakkak ki pek büyük birşeydir.” Hac Sûresi, 22:1.
Dipnot-5 “Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır.” Zilzâl Sûresi, 99:1.
Dipnot-6 “Gök yarıldığı zaman.” İnfitar Sûresi, 82:1.
Dipnot-7 “Gök yarıldığında.” İnşikak Sûresi, 84:1.
Dipnot-8 “Onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar?” Nebe’ Sûresi, 78:1.
Dipnot-9 “Dehşeti herşeyi kaplayan kıyâmetin haberi sana geldi mi!?” Gàşiye Sûresi, 88:1.[/NOT]
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan: açıklamalarıyla mu’cize olan, benzerini yapmakta akılları âciz bırakan Kur’ân | bedahet: açıklık |
burhan: güçlü delil, kanıt | delâil-i nübüvvet: peygamberlik delilleri |
ekser: çoğunluk | gayet: son derece |
hakikat: asıl, esas, gerçek | hakikat-ı haşriye: haşir gerçeği |
hakkaniyet: haktan ve doğruluktan ayrılmama | haşir: insanın öldükten sonra âhirette diriltilerek tekrar Allah’ın huzurunda toplanması |
hüccet: kesin delil, kanıt | kat’iyet: kesinlik |
kâinat: evren, bütün yaratılmışlar | mu’cize: Allah’ın izniyle peygamberler tarafından ortaya konulup bir benzerini yapmakta başkalarını aciz ve hayrette bırakan olağanüstü şey |
sarîhan: açıkça | tahakkuk: gerçekleşme |
tasdik etmek: doğrulamak, onaylamak | temerküz etmek: odaklaşmak, toplanmak |
umum: bütün | vahdâniyet: Allah’ın bir ve benzersiz oluşu ve ortağının olmayışı |
vuku: gerçekleşme, meydana gelme | âyât: âyetler |
âyât-ı haşriye: haşirden bahseden âyetler | şehadet: şahitlik, tanıklık |