Senin önünde çok korkunç büyük mes'eleler vardır ki, insanı ihtiyata, ihtimama mecbur eder.
İhtiyat: Tedbirli olmak.
İhtimam: Özen gösterme, çok dikkat etme.
Birisi:
Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.
İkincisi:
Dehşetli korkulu ebed memleketine yolculuktur.
Ebed: Ebedilik, sonu olmamak, sonsuzluk.
Üçüncüsü:
Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere maruz kalmaktır. Öyle ise, bu gaflet ü nisyan nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilat-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı daimeden tegafül edeceksin?
Acz-i mutlak: Mutlak acz, sınırsız güçsüzlük.
Elîm: Acı veren.
Gaflet ü nisyan: Allah'ı(cc) ve ahireti unutmak ve düşünmemek, Allah'ın(cc) emir ve yasaklarına alakasız olma.
Nisyan: Unutmak, hatırdan çıkarmak.
Zâilat-ı fâniye: Gelip geçici olanlar, kaybolup gidenler.
Bâkiyat-ı daime: Daima devam edenler.
Tegafül: Bilmez görünmek, anlamazlıktan gelmek.
İhtiyat: Tedbirli olmak.
İhtimam: Özen gösterme, çok dikkat etme.
Birisi:
Ölümdür ki, insanı dünyadan ve bütün sevgililerinden ayıran bir ayrılmaktır.
İkincisi:
Dehşetli korkulu ebed memleketine yolculuktur.
Ebed: Ebedilik, sonu olmamak, sonsuzluk.
Üçüncüsü:
Ömür az, sefer uzun, yol tedariki yok, kuvvet ve kudret yok, acz-i mutlak gibi elîm elemlere maruz kalmaktır. Öyle ise, bu gaflet ü nisyan nedir? Devekuşu gibi başını nisyan kumuna sokar, gözüne gaflet gözlüğünü takarsın ki Allah seni görmesin. Veya sen Onu görmeyesin. Ne vakte kadar zâilat-ı fâniyeye ihtimam ve bâkiyat-ı daimeden tegafül edeceksin?
Acz-i mutlak: Mutlak acz, sınırsız güçsüzlük.
Elîm: Acı veren.
Gaflet ü nisyan: Allah'ı(cc) ve ahireti unutmak ve düşünmemek, Allah'ın(cc) emir ve yasaklarına alakasız olma.
Nisyan: Unutmak, hatırdan çıkarmak.
Zâilat-ı fâniye: Gelip geçici olanlar, kaybolup gidenler.
Bâkiyat-ı daime: Daima devam edenler.
Tegafül: Bilmez görünmek, anlamazlıktan gelmek.
Mesnevi-i Nuriye