Konuya cevap cer

Meclis açıldıktan üç gün sonra eğitim tartışıldı!

 

Büyük Millet Meclisi, kurulmasından daha bir kaç gün sonra, çok ağır sosyal, siyasî ve ekonomik şartlar altında çalışmalarına rağmen eğitime büyük önem vermiş, özellikle din eğitiminin gerekliliği ve nasıl yapılması hususu Meclis'te uzun uzun müzakere edilmişti. 26 Nisan 1920'de TBMM Reisi Mustafa Kemal'in başkanlığında yapılan ihtisas komisyonlarının kurulmasına ilişkin müzakerelerde, Meclis'e bir önerge sunan Müfit Efendi önergesini savunurken şunları söylemişti: "Tedrisat iki esasa ayrılır. Birisi tedrisat-ı diniye , birisi de tedrisat-ı dünyeviye, yani fünûn (fen bilimleri) ve saireye ait tedrisattır. Bab-ı Meşihat (Diyanet İşleri Dairesi) sırf tedrisatı diniye ile mi meşgul olsun, yoksa program koymak suretiyle medreselerin tedrisatını da iyi bir hale ifrağ etsin (dönüştürsün) mi? Bu ciheti hepimiz derin bir teessür ile düşünüyoruz. Düşünmeye mecburuz." 

Aynı müzakerelerde söz alan Antalya Milletvekili Hamdullah Suphi'nin (Tanrıöver) yaptığı konuşma ise çok çarpıcıydı: Suphi'nin "Meclisimiz'e dahil olan ulema-i dinin (din alimlerinin) yetişecek nesillere kâfi bir terbiye-i diniyenin (dini eğitim) verilmesini istemek hususunda nâmütenahi (sonsuz) bir hakkı vardır. Bunu inkâr etmek hiç kimsenin aklından geçmez. Her millet dinî bir terbiye alır. Bizim çocuklarımız da dinî bir terbiye alacaklardır. Bu esas umumi ve mutlaktır." Suphi'nin din eğitiminin milletin tüm çocuklarına nasıl verilmesi gerektiğine ilişkin sözleri, aslında bugün de yapılan din eğitimi tartışmalarının ilkini oluşturuyordu. Suphi, şunları söylemişti: "Meclis-i Ålinin fikrini iki nokta üzerinde celbetmek isteriz, tedrisat dünyanın her tarafında muhtelif şubelere ayrılır. Bir kısmı doğrudan doğruya mahiyeti itibariyle dinîdir; diğeri hayata ait vazifeler ile alaka ve temas üzeredir. Bir kısmının din ile alakadar ve teması yoktur. Din İşleri Komisyonu, dinin tedrisi noktasından arzu ettiğini takrir eder ve Maarif Encümeni'ne (Eğitim Komisyonu) onu teklif eder. Bu kendisinin en sarih hakkıdır. Maarif Encümeni de hayatın maddî işleri noktasından çocuklarımızın deruhte edecekleri vazifeye göre terbiye ve tedris almalarını temin edecek bir program vaz'eder ve bu tatbik edilir. Fakat ikisi de biri birine karıştırılırsa sonu gelmez, birtakım anlaşmazlıklar zuhur eder." 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst