Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İman ve Küfür Müvazeneleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 563851" data-attributes="member: 1040028"><p><strong><em><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px">Yedinci Söz </span></span></em></strong></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍَﻣَﻨْﺖُ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ﻭَ ﺑِﺎﻟْﻴَﻮْﻡِ ﺍﻟْﺎَﺧِﺮِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymetdar iki tılsım-ı müşkilküşa olduğunu ve sabır ile Hâlıkına tevekkül ve iltica ve şükür ile Rezzakından sual ve dua; ne kadar nâfi' ve tiryak gibi iki ilâç olduğunu; ve Kur'an'ı dinlemek, hükmüne inkıyad etmek, namazı kılmak, kebairi terk etmek; ebed-ül âbâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli revnakdar bir bilet, bir zâd-ı âhiret, bir nur-u kabir olduğunu anlamak istersen; şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bir zaman bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deveranında pek müdhiş bir vaziyete düşer. Şöyle ki:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin iki yara ile yaralı ve arkasında cesîm bir arslan, ona saldırmak için bekliyor gibi duruyor. Ve gözü önünde bir darağacı dikilmiş, bütün sevdiklerini asıp mahvediyor, onu da bekliyor. Hem bu hali ile beraber uzun bir yolculuğu var, nefyediliyor. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O bîçare, şu dehşet içinde, me'yusane düşünürken; sağ cihetinde Hızır gibi bir hayırhah, nuranî bir zât peyda olur. Ona der:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">"Me'yus olma. Sana iki tılsım verip öğreteceğim. Güzelce istimal etsen, o arslan, sana müsahhar bir at olur. Hem o darağacı, sana keyif ve tenezzüh için hoş bir salıncağa döner. Hem sana iki ilâç vereceğim. Güzelce istimal etsen; o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu Gül-ü Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) denilen latif çiçeğe inkılab ederler. Hem sana bir bilet vereceğim. Onunla, uçar gibi bir senelik bir yolu, bir günde kesersin. İşte eğer inanmıyorsan, bir parça tecrübe et. Tâ doğru olduğunu anlayasın."</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hakikaten bir parça tecrübe etti. Doğru olduğunu tasdik etti.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet ben, yani şu bîçare Said dahi bunu tasdik ederim. Çünki biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bundan sonra birden gördü ki: Sol cihetinden Şeytan gibi dessas, ayyaş aldatıcı bir adam, çok zînetler, süslü suretler, fantaziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi. Karşısında durdu. Ona dedi:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-Hey arkadaş! Gel gel, beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel kız suretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinleyelim. Şu tatlı yemekleri yiyelim. Hâ hâ, nedir ağzında gizli okuyorsun?</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-Bir tılsım.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-Bırak şu anlaşılmaz işi. Hazır keyfimizi bozmayalım. Hâ, şu ellerindeki nedir?</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">- Bir ilâç.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-At şunu. Sağlamsın. Neyin var. Alkış zamanıdır. Hâ, şu beş nişanlı kâğıt nedir?</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">- Bir bilet. Bir tayinat senedi.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">-Yırt bunları. Şu güzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize lâzım! der. Herbir desise ile onu iknaa çalışır. Hattâ o bîçare, ona biraz meyleder. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, insan aldanır. Ben de öyle bir dessasa aldandım.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Birden sağ cihetinden ra'd gibi bir ses gelir. Der: </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">"Sakın aldanma. Ve o dessasa de ki: Eğer arkamdaki arslanı öldürüp, önümdeki darağacını kaldırıp, sağ ve solumdaki yaraları def'edip peşimdeki yolculuğu men'edecek bir çare sende varsa, bulursan; haydi yap, göster, görelim. Sonra de: Gel keyfedelim. Yoksa sus hey sersem!. Tâ Hızır gibi bu zât-ı semavî dediğini desin."</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte ey gençliğinde gülmüş, şimdi güldüğüne ağlayan nefsim! Bil: </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O bîçare asker ise, sensin ve insandır. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o arslan ise, eceldir. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o darağacı ise, ölüm ve zeval ve firaktır ki; gece gündüzün dönmesinde her dost veda eder, kaybolur.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o iki yara ise, birisi müz'ic ve hadsiz bir acz-i beşerî; diğeri elîm, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o nefy ve yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden, sabavetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, Sırat'tan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o iki tılsım ise, Cenab-ı Hakk'a iman ve âhirete imandır.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet şu kudsî tılsım ile ölüm; insan-ı mü'mini, zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana, huzur-u Rahman'a götüren bir müsahhar at ve burak suretini alır. Onun içindir ki: Ölümün hakikatını gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem zeval ve firak, memat ve vefat ve darağacı olan mürur-u zaman, o iman tılsımı ile, Sâni'-i Zülcelal'in taze taze, renk renk, çeşit çeşit mu'cizat-ı nakşını, havarık-ı kudretini, tecelliyat-ı rahmetini, kemal-i lezzetle seyr ü temaşaya vasıta suretini alır. Evet Güneşin nurundaki renkleri gösteren âyinelerin tebeddül edip tazelenmesi ve sinema perdelerinin değişmesi, daha hoş, daha güzel manzaralar teşkil eder. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o iki ilâç ise, biri sabır ile tevekküldür. Hâlıkının kudretine istinad, hikmetine itimaddır. Öyle mi? Evet emr-i</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻛُﻦْ ﻓَﻴَﻜُﻮﻥُ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">e mâlik bir Sultan-ı Cihan'a acz tezkeresiyle istinad eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira en müdhiş bir musibet karşısında </span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍِﻧَّﺎ ﻟِﻠَّﻪِ ﻭَﺍِﻧَّٓﺎ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺭَﺍﺟِﻌُﻮﻥَ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">deyip itminan-ı kalb ile Rabb-ı Rahîm'ine itimad eder. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet ârif-i billah, aczden, mehafetullahtan telezzüz eder. Evet havfta lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: "En leziz ve en tatlı haletin nedir?" Belki diyecek: "Aczimi, za'fımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak yine vâlidemin şefkatli sinesine sığındığım halettir." </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Halbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem'a-i tecelli-i rahmettir. Onun içindir ki: Kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki; kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberri edip, Allah'a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı, kendilerine şefaatçı yapmışlar.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile taleb ve dua ve Rezzak-ı Rahîm'in rahmetine itimaddır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvad-ı Kerim'in misafirine fakr u ihtiyaç, nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki fakr u ihtiyacı, hoş bir iştiha suretini alır. İştiha gibi fakrın tezyidine çalışır. Onun içindir ki: Kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama! Allah'a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip, dilencilik vaziyetini almak demek değildir. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ve o bilet, sened ise; başta namaz olarak eda-i feraiz ve terk-i kebairdir. Öyle mi? Evet bütün ehl-i ihtisas ve müşahedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla; o uzun ve karanlıklı ebed-ül âbâd yolunda zâd ü zahîre, ışık ve burak; ancak Kur'anın evamirini imtisal ve nevahisinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa fen ve felsefe, san'at ve hikmet, o yolda beş para etmez. Onların ışıkları, kabrin kapısına kadardır.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte ey tenbel nefsim! Beş vakit namazı kılmak, yedi kebairi terketmek; ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu; aklın varsa, bozulmamış ise anlarsın. Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Eğer ölümü öldürüp, zevali dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı, beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa, söyle dinleyelim. Yoksa sus. Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. Evet söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip Hak diyen ve hakikatı gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur.</span></span></em></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻧَﻮِّﺭْ ﻗُﻠُﻮﺑَﻨَﺎ ﺑِﻨُﻮﺭِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ ﻭَ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍَﻏْﻨِﻨَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﻓْﺘِﻘَﺎﺭِ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻭَ ﻟﺎَ ﺗَﻔْﻘُﺮْﻧَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﺳْﺘِﻐْﻨَﺎﺀِ ﻋَﻨْﻚَ ﺗَﺒَﺮَّﺍْﻧَﺎ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻣِﻦْ ﺣَﻮْﻟِﻨَﺎ ﻭَ ﻗُﻮَّﺗِﻨَﺎ ﻭَ ﺍﻟْﺘَﺠَﺌْﻨَﺎ ﺍِﻟَﻰ ﺣَﻮْﻟِﻚَ ﻭَ ﻗُﻮَّﺗِﻚَ ﻓَﺎﺟْﻌَﻠْﻨَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻤُﺘَﻮَﻛِّﻠِﻴﻦَ ﻋَﻠَﻴْﻚَ ﻭَ ﻟﺎَﺗَﻜِﻠْﻨَﺎ ﺍِﻟَﻰ ﺍَﻧْﻔُﺴِﻨَﺎ ﻭَﺍﺣْﻔَﻈْﻨَﺎ ﺑِﺤِﻔْﻈِﻚَ ﻭَﺍﺭْﺣَﻤْﻨَﺎ ﻭَ ﺍﺭْﺣَﻢِ ﺍﻟْﻤُﺆْﻣِﻨِﻴﻦَ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺆْﻣِﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺻَﻞِّ ﻭَ ﺳَﻠِّﻢْ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻋَﺒْﺪِﻙَ ﻭَ ﻧَﺒِﻴِّﻚَ ﻭَ ﺻَﻔِﻴِّﻚَ ﻭَ ﺧَﻠِﻴﻠِﻚَ ﻭَ ﺟَﻤَﺎﻝِ ﻣُﻠْﻜِﻚَ ﻭَ ﻣَﻠِﻴﻚِ ﺻُﻨْﻌِﻚَ ﻭَ ﻋَﻴْﻦِ ﻋِﻨَﺎﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﺷَﻤْﺲِ ﻫِﺪَﺍﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﻟِﺴَﺎﻥِ ﺣُﺠَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣِﺜَﺎﻝِ ﺭَﺣْﻤَﺘِﻚَ ﻭَ ﻧُﻮﺭِ ﺧَﻠْﻘِﻚَ ﻭَ ﺷَﺮَﻑِ ﻣَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺗِﻚَ ﻭَ ﺳِﺮَﺍﺝِ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻚَ ﻓِﻰ ﻛَﺜْﺮَﺓِ ﻣَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻛَﺎﺷِﻒِ ﻃِﻠْﺴِﻢِ ﻛَﺎﺋِﻨَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﺩَﻟﺎَّﻝِ ﺳَﻠْﻄَﻨَﺔِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣُﺒَﻠِّﻎِ ﻣَﺮْﺿِﻴَّﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﺮِّﻑِ ﻛُﻨُﻮﺯِ ﺍَﺳْﻤَﺎﺋِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﻠِّﻢِ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﺗَﺮْﺟُﻤَﺎﻥِ ﺍَﻳَﺎﺗِﻚَ ﻭَﻣِﺮْﺍَﺕِ ﺟَﻤَﺎﻝِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣَﺪَﺍﺭِ ﺷُﻬُﻮﺩِﻙَ ﻭَ ﺍِﺷْﻬَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﺣَﺒِﻴﺒِﻚَ ﻭَ ﺭَﺳُﻮﻟِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺍَﺭْﺳَﻠْﺘَﻪُ ﺭَﺣْﻤَﺔً ﻟِﻠْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﺍَﺟْﻤَﻌِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﺍِﺧْﻮَﺍﻧِﻪِ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻨَّﺒِﻴِّﻦَ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺮْﺳَﻠِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﻣَﻠَﺌِﻜَﺘِﻚَ ﺍﻟْﻤُﻘَﺮَّﺑِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤِﻴﻦَ ﺍَﻣِﻴﻦَ</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 563851, member: 1040028"] [B][I][FONT=Times New Roman][SIZE=5]Yedinci Söz [/SIZE][/FONT][/I][/B] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍَﻣَﻨْﺖُ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ﻭَ ﺑِﺎﻟْﻴَﻮْﻡِ ﺍﻟْﺎَﺧِﺮِ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymetdar iki tılsım-ı müşkilküşa olduğunu ve sabır ile Hâlıkına tevekkül ve iltica ve şükür ile Rezzakından sual ve dua; ne kadar nâfi' ve tiryak gibi iki ilâç olduğunu; ve Kur'an'ı dinlemek, hükmüne inkıyad etmek, namazı kılmak, kebairi terk etmek; ebed-ül âbâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli revnakdar bir bilet, bir zâd-ı âhiret, bir nur-u kabir olduğunu anlamak istersen; şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle: Bir zaman bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deveranında pek müdhiş bir vaziyete düşer. Şöyle ki: Sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin iki yara ile yaralı ve arkasında cesîm bir arslan, ona saldırmak için bekliyor gibi duruyor. Ve gözü önünde bir darağacı dikilmiş, bütün sevdiklerini asıp mahvediyor, onu da bekliyor. Hem bu hali ile beraber uzun bir yolculuğu var, nefyediliyor. O bîçare, şu dehşet içinde, me'yusane düşünürken; sağ cihetinde Hızır gibi bir hayırhah, nuranî bir zât peyda olur. Ona der: "Me'yus olma. Sana iki tılsım verip öğreteceğim. Güzelce istimal etsen, o arslan, sana müsahhar bir at olur. Hem o darağacı, sana keyif ve tenezzüh için hoş bir salıncağa döner. Hem sana iki ilâç vereceğim. Güzelce istimal etsen; o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu Gül-ü Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) denilen latif çiçeğe inkılab ederler. Hem sana bir bilet vereceğim. Onunla, uçar gibi bir senelik bir yolu, bir günde kesersin. İşte eğer inanmıyorsan, bir parça tecrübe et. Tâ doğru olduğunu anlayasın." Hakikaten bir parça tecrübe etti. Doğru olduğunu tasdik etti. Evet ben, yani şu bîçare Said dahi bunu tasdik ederim. Çünki biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm. Bundan sonra birden gördü ki: Sol cihetinden Şeytan gibi dessas, ayyaş aldatıcı bir adam, çok zînetler, süslü suretler, fantaziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi. Karşısında durdu. Ona dedi: -Hey arkadaş! Gel gel, beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel kız suretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinleyelim. Şu tatlı yemekleri yiyelim. Hâ hâ, nedir ağzında gizli okuyorsun? -Bir tılsım. -Bırak şu anlaşılmaz işi. Hazır keyfimizi bozmayalım. Hâ, şu ellerindeki nedir? - Bir ilâç. -At şunu. Sağlamsın. Neyin var. Alkış zamanıdır. Hâ, şu beş nişanlı kâğıt nedir? - Bir bilet. Bir tayinat senedi. -Yırt bunları. Şu güzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize lâzım! der. Herbir desise ile onu iknaa çalışır. Hattâ o bîçare, ona biraz meyleder. Evet, insan aldanır. Ben de öyle bir dessasa aldandım. Birden sağ cihetinden ra'd gibi bir ses gelir. Der: "Sakın aldanma. Ve o dessasa de ki: Eğer arkamdaki arslanı öldürüp, önümdeki darağacını kaldırıp, sağ ve solumdaki yaraları def'edip peşimdeki yolculuğu men'edecek bir çare sende varsa, bulursan; haydi yap, göster, görelim. Sonra de: Gel keyfedelim. Yoksa sus hey sersem!. Tâ Hızır gibi bu zât-ı semavî dediğini desin." İşte ey gençliğinde gülmüş, şimdi güldüğüne ağlayan nefsim! Bil: O bîçare asker ise, sensin ve insandır. Ve o arslan ise, eceldir. Ve o darağacı ise, ölüm ve zeval ve firaktır ki; gece gündüzün dönmesinde her dost veda eder, kaybolur. Ve o iki yara ise, birisi müz'ic ve hadsiz bir acz-i beşerî; diğeri elîm, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir. Ve o nefy ve yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden, sabavetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, Sırat'tan geçer bir uzun sefer-i imtihandır. Ve o iki tılsım ise, Cenab-ı Hakk'a iman ve âhirete imandır. Evet şu kudsî tılsım ile ölüm; insan-ı mü'mini, zindan-ı dünyadan bostan-ı cinana, huzur-u Rahman'a götüren bir müsahhar at ve burak suretini alır. Onun içindir ki: Ölümün hakikatını gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler. Hem zeval ve firak, memat ve vefat ve darağacı olan mürur-u zaman, o iman tılsımı ile, Sâni'-i Zülcelal'in taze taze, renk renk, çeşit çeşit mu'cizat-ı nakşını, havarık-ı kudretini, tecelliyat-ı rahmetini, kemal-i lezzetle seyr ü temaşaya vasıta suretini alır. Evet Güneşin nurundaki renkleri gösteren âyinelerin tebeddül edip tazelenmesi ve sinema perdelerinin değişmesi, daha hoş, daha güzel manzaralar teşkil eder. Ve o iki ilâç ise, biri sabır ile tevekküldür. Hâlıkının kudretine istinad, hikmetine itimaddır. Öyle mi? Evet emr-i[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻛُﻦْ ﻓَﻴَﻜُﻮﻥُ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]e mâlik bir Sultan-ı Cihan'a acz tezkeresiyle istinad eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira en müdhiş bir musibet karşısında [/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍِﻧَّﺎ ﻟِﻠَّﻪِ ﻭَﺍِﻧَّٓﺎ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺭَﺍﺟِﻌُﻮﻥَ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]deyip itminan-ı kalb ile Rabb-ı Rahîm'ine itimad eder. Evet ârif-i billah, aczden, mehafetullahtan telezzüz eder. Evet havfta lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: "En leziz ve en tatlı haletin nedir?" Belki diyecek: "Aczimi, za'fımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak yine vâlidemin şefkatli sinesine sığındığım halettir." Halbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lem'a-i tecelli-i rahmettir. Onun içindir ki: Kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki; kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberri edip, Allah'a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı, kendilerine şefaatçı yapmışlar. Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile taleb ve dua ve Rezzak-ı Rahîm'in rahmetine itimaddır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvad-ı Kerim'in misafirine fakr u ihtiyaç, nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki fakr u ihtiyacı, hoş bir iştiha suretini alır. İştiha gibi fakrın tezyidine çalışır. Onun içindir ki: Kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama! Allah'a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip, dilencilik vaziyetini almak demek değildir. Ve o bilet, sened ise; başta namaz olarak eda-i feraiz ve terk-i kebairdir. Öyle mi? Evet bütün ehl-i ihtisas ve müşahedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla; o uzun ve karanlıklı ebed-ül âbâd yolunda zâd ü zahîre, ışık ve burak; ancak Kur'anın evamirini imtisal ve nevahisinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa fen ve felsefe, san'at ve hikmet, o yolda beş para etmez. Onların ışıkları, kabrin kapısına kadardır. İşte ey tenbel nefsim! Beş vakit namazı kılmak, yedi kebairi terketmek; ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu; aklın varsa, bozulmamış ise anlarsın. Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: Eğer ölümü öldürüp, zevali dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı, beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa, söyle dinleyelim. Yoksa sus. Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. Evet söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip Hak diyen ve hakikatı gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur.[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻧَﻮِّﺭْ ﻗُﻠُﻮﺑَﻨَﺎ ﺑِﻨُﻮﺭِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ ﻭَ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺍَﻏْﻨِﻨَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﻓْﺘِﻘَﺎﺭِ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻭَ ﻟﺎَ ﺗَﻔْﻘُﺮْﻧَﺎ ﺑِﺎﻟْﺎِﺳْﺘِﻐْﻨَﺎﺀِ ﻋَﻨْﻚَ ﺗَﺒَﺮَّﺍْﻧَﺎ ﺍِﻟَﻴْﻚَ ﻣِﻦْ ﺣَﻮْﻟِﻨَﺎ ﻭَ ﻗُﻮَّﺗِﻨَﺎ ﻭَ ﺍﻟْﺘَﺠَﺌْﻨَﺎ ﺍِﻟَﻰ ﺣَﻮْﻟِﻚَ ﻭَ ﻗُﻮَّﺗِﻚَ ﻓَﺎﺟْﻌَﻠْﻨَﺎ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻤُﺘَﻮَﻛِّﻠِﻴﻦَ ﻋَﻠَﻴْﻚَ ﻭَ ﻟﺎَﺗَﻜِﻠْﻨَﺎ ﺍِﻟَﻰ ﺍَﻧْﻔُﺴِﻨَﺎ ﻭَﺍﺣْﻔَﻈْﻨَﺎ ﺑِﺤِﻔْﻈِﻚَ ﻭَﺍﺭْﺣَﻤْﻨَﺎ ﻭَ ﺍﺭْﺣَﻢِ ﺍﻟْﻤُﺆْﻣِﻨِﻴﻦَ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺆْﻣِﻨَﺎﺕِ ﻭَ ﺻَﻞِّ ﻭَ ﺳَﻠِّﻢْ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِﻧَﺎ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﻋَﺒْﺪِﻙَ ﻭَ ﻧَﺒِﻴِّﻚَ ﻭَ ﺻَﻔِﻴِّﻚَ ﻭَ ﺧَﻠِﻴﻠِﻚَ ﻭَ ﺟَﻤَﺎﻝِ ﻣُﻠْﻜِﻚَ ﻭَ ﻣَﻠِﻴﻚِ ﺻُﻨْﻌِﻚَ ﻭَ ﻋَﻴْﻦِ ﻋِﻨَﺎﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﺷَﻤْﺲِ ﻫِﺪَﺍﻳَﺘِﻚَ ﻭَ ﻟِﺴَﺎﻥِ ﺣُﺠَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣِﺜَﺎﻝِ ﺭَﺣْﻤَﺘِﻚَ ﻭَ ﻧُﻮﺭِ ﺧَﻠْﻘِﻚَ ﻭَ ﺷَﺮَﻑِ ﻣَﻮْﺟُﻮﺩَﺍﺗِﻚَ ﻭَ ﺳِﺮَﺍﺝِ ﻭَﺣْﺪَﺗِﻚَ ﻓِﻰ ﻛَﺜْﺮَﺓِ ﻣَﺨْﻠُﻮﻗَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻛَﺎﺷِﻒِ ﻃِﻠْﺴِﻢِ ﻛَﺎﺋِﻨَﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﺩَﻟﺎَّﻝِ ﺳَﻠْﻄَﻨَﺔِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣُﺒَﻠِّﻎِ ﻣَﺮْﺿِﻴَّﺎﺗِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﺮِّﻑِ ﻛُﻨُﻮﺯِ ﺍَﺳْﻤَﺎﺋِﻚَ ﻭَ ﻣُﻌَﻠِّﻢِ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﺗَﺮْﺟُﻤَﺎﻥِ ﺍَﻳَﺎﺗِﻚَ ﻭَﻣِﺮْﺍَﺕِ ﺟَﻤَﺎﻝِ ﺭُﺑُﻮﺑِﻴَّﺘِﻚَ ﻭَ ﻣَﺪَﺍﺭِ ﺷُﻬُﻮﺩِﻙَ ﻭَ ﺍِﺷْﻬَﺎﺩِﻙَ ﻭَ ﺣَﺒِﻴﺒِﻚَ ﻭَ ﺭَﺳُﻮﻟِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺍَﺭْﺳَﻠْﺘَﻪُ ﺭَﺣْﻤَﺔً ﻟِﻠْﻌَﺎﻟَﻤِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﻭَ ﺻَﺤْﺒِﻪِ ﺍَﺟْﻤَﻌِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﺍِﺧْﻮَﺍﻧِﻪِ ﻣِﻦَ ﺍﻟﻨَّﺒِﻴِّﻦَ ﻭَ ﺍﻟْﻤُﺮْﺳَﻠِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﻣَﻠَﺌِﻜَﺘِﻚَ ﺍﻟْﻤُﻘَﺮَّﺑِﻴﻦَ ﻭَ ﻋَﻠَﻰ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤِﻴﻦَ ﺍَﻣِﻴﻦَ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İman ve Küfür Müvazeneleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst