Huseyni
Müdavim
İnternette Tanıştım, Elektrik Alamadım.
Bir hanım, geçtiğimiz hafta beni ziyarete geldi, dedi ki:
"Efendim, internet aracılığıyla, bir beyle tanıştım. Yüz yüze de görüştük. Birbirimize ilk anda olumlu baktık ve daha yakından tanıma amacıyla şu anda haftada iki-üç gün görüşüyoruz.
Üç aydır bu görüşmelerimiz devam ediyor. Ve galiba bu işin sonu evliliğe gidiyor. Fakat benden yana ciddi bir sorun var. Zamanla ben, o beyden elektrik alamamaya başladım. Kafam çok karışık... Bu gibi meselelerin dinimizdeki ölçüsü nedir?"
Öncelikle bilinmesi gereken, nikâhsız kadınla erkeğin görüşmesi, kaygan zemindir. Ayaklar kayarsa, şahısların nereye sürükleneceği belli olmaz. Evlilik öncesi görüşmelerde gençlerin yanında üçüncü bir şahıs olmalı. Nişanlı bile olsalar, nişan hiçbir şeyi helal kılmaz.
Bana göre, internet aracılığı ile eş aramak bahanesiyle, erkek veya hanımlarla yazışmak haramdır! Bu haramların üzerine helalinden bir bina yapılamaz. Yani eğri cetvelle doğru çizgi çizilemez. Yanlış metotlarla hakikate varılmaz!
Ben internetteki arkadaşlıkları, olgunlaşmamış karpuza benzetirim. Olgunlaşmamış karpuz, dışarıdan bakınca karpuz amma, alıp kesince içi bembeyaz... İnternette insanlar kendilerini anlatıyor fakat bunun ne kadarı doğru?
Geçmiş yıllarda bir arkadaşım vardı. Daktiloya on tane kâğıt yerleştirip on ayrı kıza "biricik sevgilim" diye başlayan mektuplar yazıyordu. Hâlbuki kızların hiçbiri "biricik" değildi, geride dokuz tane daha var...
İnternette de durum buna benzer. Yani aldanma ihtimali çok yüksek... Erkekler zevki için, kızlar yuva kurmak için arkadaş arar. Pek çok erkek, kızların gözyaşından zevk alır. Bu sebepten internetteki güzel sözler kötü sonuçlar doğurabilir.
İnternette hiç mi dürüst insan yok? Elbette var. Fakat kime rast gelecek? Bu iş piyango gibidir. Kime çıkacağı belli değil. Çok az kişinin yüzü güler, birçoğu ağlar...
Elektrik meselesine gelince...
Yuva kurmak isteyen gençler birbirlerini gördükten sonra, "beğenmedim" ya da "sevemedim" yerine "elektrik alamadım" diyorlar. Bir arkadaş demişti ki: "Ağabey, ben bu kadınla 60 yıldır evliyim; şu elektrik dedikleri şeyi hiç alamadım!" Ben bu gibi meseleler üzerinde çok düşündüm. Elle tutulan bir çözüm buldum: İlmihale uymak!
İlmihal ne diyor? "Evlilik, öncesiyle sonrasıyla İslamiyet'e uygun olacak." Gerisi söz oyunlarıdır.
Bazı aileler çocuğuna tembih ediyor: "Kızı kaçırmayalım. Havadan sudan şeyler konuş ki, ağzından yanlış bir şey çıkmasın." Büyük vebal!
Erkek de, kız da "insansa" eğer, kendini anlatacak. "Ben içki içmem ama sigara içerim. Her yemeği yemem. İnatçı değilimdir amma biraz sinirliyimdir." gibi...
Her şey açık açık konuşulmalı. Kendi prensiplerimizi açıkça ortaya koymalıyız. Yoksa bir sürü problem çıkar.
Şarkıların ve türkülerin bütünü gözyaşından ibarettir. Sevilmemesi gerekeni sevdikleri için, "Mevlâ" diyecekleri yerde "Leyla" dediklerinden, cennet gibi dünyaları cehennem olmuştur.
Sevmek duygusunu içimize Allah yerleştirmiştir. Sevmemek mümkün değildir. Mutlaka bir şeyleri seveceğiz. Sevmek duygusuyla Allah'ı seveceğiz. Allah'ın sevdiklerini seveceğiz. Allah'ı sevenleri seveceğiz.
Bir hanım, geçtiğimiz hafta beni ziyarete geldi, dedi ki:
"Efendim, internet aracılığıyla, bir beyle tanıştım. Yüz yüze de görüştük. Birbirimize ilk anda olumlu baktık ve daha yakından tanıma amacıyla şu anda haftada iki-üç gün görüşüyoruz.
Üç aydır bu görüşmelerimiz devam ediyor. Ve galiba bu işin sonu evliliğe gidiyor. Fakat benden yana ciddi bir sorun var. Zamanla ben, o beyden elektrik alamamaya başladım. Kafam çok karışık... Bu gibi meselelerin dinimizdeki ölçüsü nedir?"
Öncelikle bilinmesi gereken, nikâhsız kadınla erkeğin görüşmesi, kaygan zemindir. Ayaklar kayarsa, şahısların nereye sürükleneceği belli olmaz. Evlilik öncesi görüşmelerde gençlerin yanında üçüncü bir şahıs olmalı. Nişanlı bile olsalar, nişan hiçbir şeyi helal kılmaz.
Bana göre, internet aracılığı ile eş aramak bahanesiyle, erkek veya hanımlarla yazışmak haramdır! Bu haramların üzerine helalinden bir bina yapılamaz. Yani eğri cetvelle doğru çizgi çizilemez. Yanlış metotlarla hakikate varılmaz!
Ben internetteki arkadaşlıkları, olgunlaşmamış karpuza benzetirim. Olgunlaşmamış karpuz, dışarıdan bakınca karpuz amma, alıp kesince içi bembeyaz... İnternette insanlar kendilerini anlatıyor fakat bunun ne kadarı doğru?
Geçmiş yıllarda bir arkadaşım vardı. Daktiloya on tane kâğıt yerleştirip on ayrı kıza "biricik sevgilim" diye başlayan mektuplar yazıyordu. Hâlbuki kızların hiçbiri "biricik" değildi, geride dokuz tane daha var...
İnternette de durum buna benzer. Yani aldanma ihtimali çok yüksek... Erkekler zevki için, kızlar yuva kurmak için arkadaş arar. Pek çok erkek, kızların gözyaşından zevk alır. Bu sebepten internetteki güzel sözler kötü sonuçlar doğurabilir.
İnternette hiç mi dürüst insan yok? Elbette var. Fakat kime rast gelecek? Bu iş piyango gibidir. Kime çıkacağı belli değil. Çok az kişinin yüzü güler, birçoğu ağlar...
Elektrik meselesine gelince...
Yuva kurmak isteyen gençler birbirlerini gördükten sonra, "beğenmedim" ya da "sevemedim" yerine "elektrik alamadım" diyorlar. Bir arkadaş demişti ki: "Ağabey, ben bu kadınla 60 yıldır evliyim; şu elektrik dedikleri şeyi hiç alamadım!" Ben bu gibi meseleler üzerinde çok düşündüm. Elle tutulan bir çözüm buldum: İlmihale uymak!
İlmihal ne diyor? "Evlilik, öncesiyle sonrasıyla İslamiyet'e uygun olacak." Gerisi söz oyunlarıdır.
Bazı aileler çocuğuna tembih ediyor: "Kızı kaçırmayalım. Havadan sudan şeyler konuş ki, ağzından yanlış bir şey çıkmasın." Büyük vebal!
Erkek de, kız da "insansa" eğer, kendini anlatacak. "Ben içki içmem ama sigara içerim. Her yemeği yemem. İnatçı değilimdir amma biraz sinirliyimdir." gibi...
Her şey açık açık konuşulmalı. Kendi prensiplerimizi açıkça ortaya koymalıyız. Yoksa bir sürü problem çıkar.
Şarkıların ve türkülerin bütünü gözyaşından ibarettir. Sevilmemesi gerekeni sevdikleri için, "Mevlâ" diyecekleri yerde "Leyla" dediklerinden, cennet gibi dünyaları cehennem olmuştur.
Sevmek duygusunu içimize Allah yerleştirmiştir. Sevmemek mümkün değildir. Mutlaka bir şeyleri seveceğiz. Sevmek duygusuyla Allah'ı seveceğiz. Allah'ın sevdiklerini seveceğiz. Allah'ı sevenleri seveceğiz.
Hekimoğlu İSMAİL
28 Mart 2009, Cumartesi
Zaman