Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İşaratü'l İcâz
Işarat-ül İ'caz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 567791" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em><strong>S- </strong>Bu âlemde lezzet, elemin def'inden hasıl olur. Halbuki âhirette elem yoktur?</em></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em></em></span></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong>C-</strong> Elemin def'i, lezzetin sebeblerinden biridir. Yoksa lezzet, ona münhasır değildir. Ve keza âlem-i ebedînin bu âleme benzetilmesi, kıyas-ı maalfârıktır. Yani, aralarında çok farklar bulunduğundan, birbirine benzemez. Cennet ile Horhor Bahçesinin </span><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'arial'">{(Haşiye): Horhor, Van'da müellifin medresesinin adıdır.} </span></span><span style="font-family: 'arial'">arasında ne nisbet varsa, Cennet'in lezzetleriyle dünyanın lezzetleri arasında da aynı o nisbet vardır. Cennet'in Horhor Bahçesinden dereceleri ne kadar çok yüksek ise, uhrevî lezzetler de dünya lezzetlerine göre öyledir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Her iki âlem arasında bu büyük tefavüte, İbn-i Abbas </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻟَﻴْﺲَ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺠَﻨَّﺔِ ﺍِﻟﺎَّ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺋُﻬَﺎ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">cümlesiyle işaret etmiştir. Yani "Cennet'te, dünya meyvelerinin yalnız isimleri vardır." Yani isimleri birdir, fakat lezzetleri ayrıdır.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Cennet'te lezzetin devamı mes'elesi ise: Evet lezzetin hakikî lezzet olması, zeval görmeyip devam etmesindendir. Zira elemin zevali lezzet olduğu gibi, lezzetin zevali de elemdir; hattâ zevalinin tasavvuru bile elemdir. Evet bütün mecazî âşıkların enînleri, bağırıp çağırmaları, bu kısım elemdendir ve bütün divanlarıyla yaptıkları ağlamalar, vaveylâlar, hep mahbubların firak ve zevallerinin tasavvurundan neş'et eden elemdendir. </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet pek çok muvakkat lezzetler var ki, zevalleri daimî elemleri intac ettiği gibi; çok elemlerin zevali de, leziz lezzetlere bâis olur. Lezzet ve nimet ise, devam etmek şartıyla lezzet ve nimet sayılabilir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><u>Hülâsa</u>: İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakikî lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umûr-u ebediyededir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bu âyetin cümleleri arasındaki rabıtaları gördük. </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong>Şimdi cümlelerinin işgal ettikleri yerler ile münasebetlerine bakacağız:</strong></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong></strong></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﺑَﺸِّﺮِ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤَﺎﺕِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">bu cümlenin, bu mevki ile münasebeti: </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet Cenab-ı Hak ibadeti teklif etti ve nübüvveti isbat etti ve Peygamberimiz'i (A.S.M.) tebliğ-i umûra memur yaptı ve dünyevî bazı lezzetlere cevaz vermeyen ve meşakkatleri tazammun eden ibadete mü'minlerin imtisallerini temin etmek için, mü'minlere va'd buyurulan tebşirleri tebliğ etmeyi Resul-ü Ekrem'e (A.S.M.) emretti. Çünki o Hazret (A.S.M.) inzar ve tahvife (korkutma) memur olduğu gibi; Allah'ın rızasını, lütfunu, kurbiyetini ve saadet-i ebediye gibi tebşiratını da tebliğe memurdur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻥَّ ﻟَﻬُﻢْ ﺟَﻨَّﺎﺕٍ ﺗَﺠْﺮِﻯ</span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'"> : İnsanın ihtiyacat-ı zaruriyesi içinde en evvel lâzım olan, mekân ve meskendir. Mekânın en güzeli, nebatat ve eşcara müştemil olan yerlerdir; ve en latifi, nebatları arasında suların mecrası olan bahçelerdir; ve en kâmil kısmı, ağaçlarının arasında akan nehirlerinin çoklukla bulunmasıdır. Kur'an-ı Kerim bu kısma </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺗَﺠْﺮِﻯ ﻣِﻦْ ﺗَﺤْﺘِﻬَﺎ ﺍﻟْﺎَﻧْﻬَﺎﺭُ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">cümlesiyle işaret etmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Meskenden sonra insanın en fazla muhtaç olduğu; cismanî lezzetlerden yiyecek, içecektir. Bu kısma da, </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻧَﻬْﺮ، ﺟَﻨّﺔ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">kelimeleriyle işaret edilmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Sonra rızkın en ekmeli, me'luf olan kısımdır ki, derece-i kıymeti bilinsin. Meyvelerin lezzeti, teceddüd ve tebeddülündedir. </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Lezzetin en safisi, hazır ve yakın olanıdır ve en lezizi, amelinin ücreti olduğunu bilmektir. Kur'an-ı Kerim bu kısma da </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻛُﻠَّﻤَﺎ ﺭُﺯِﻗُﻮﺍ ﻣِﻨْﻬَﺎ ﻣِﻦْ ﺛَﻤَﺮَﺓٍ ﺭِﺯْﻗًﺎ ﻗَﺎﻟُﻮﺍ ﻫَﺬَﺍ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺭُﺯِﻗْﻨَﺎ ﻣِﻦْ ﻗَﺒْﻞُ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">cümlesiyle işaret etmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻣِﻦْ ﻗَﺒْﻞُ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">: Yani "Bundan önce yediğimiz meyvelerdir veya dünyada yediğimiz meyvelerdir." Çünki Cennet'in meyveleri birbirine benzediği gibi, dünya meyvelerine de zahiren benzerler.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﺍُﺗُﻮﺍ ﺑِﻪِ ﻣُﺘَﺸَﺎﺑِﻬًﺎ</span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'"> : Yani rızıkları birbirine müteşabih olarak getirilir. Hadîste de vârid olduğuna göre, Cennet'in meyveleri renkçe birdir; amma tatları, taamları bir değildir. Bu cümlede meçhul sîgasıyla zikredilen ﺍُﺗُﻮﺍ kelimesinden anlaşıldığı gibi, rızkın insana götürülmesi, büyük bir şeref ve keramete delalet ettiğinden, büyük bir lezzeti intac ediyor.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﻟَﻬُﻢْ ﻓِﻴﻬَٓﺎ ﺍَﺯْﻭَﺍﺝٌ ﻣُﻄَﻬَّﺮَﺓٌ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">: Mesken ve me'kelden sonra insanın en ziyade muhtaç olduğu, eşidir. Bu ihtiyacının Cennet'te temin edilmiş olduğuna, bu cümle ile işaret edilmiştir. </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet insan bir refikaya veya bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn aralarında, hayatlarına lâzım olan şeyleri muavenet suretiyle yapabilsinler ve rahmetten neş'et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah u sürura tebdil edebilsinler. Zâten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﻫُﻢْ ﻓِﻴﻬَﺎ ﺧَﺎﻟِﺪُﻭﻥَ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">: İnsan bir nimete veya bir lezzete mazhar olduğu zaman, en evvel fikrini bozan, vesvese veren; o nimetin veya o lezzetin devam edip etmeyeceği düşüncesidir. Bu vesveseli düşünceye mahal kalmamak üzere, Kur'an-ı Kerim bu cümle ile onların ezvacıyla, lezaiziyle beraber Cennet'te aleddevam kalacaklarını tebşir etmekle, o kederli düşünceden kurtarmıştır.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong>Bu âyetteki cümlelerin sadeflerinde bulunan cevherleri göstereceğiz:</strong></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﺑَﺸِّﺮِ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤَﺎﺕِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">cümlesinin başında bulunan ﻭ harf-i atftır. Atfın her iki tarafı arasında münasebet lâzımdır. Halbuki burada tebşir ile mâkabli arasında münasebet görünmüyor. Ancak mâkablinde inzar vardır. Öyle ise bu tebşir, o mâkablinden tereşşuh eden inzara atftır.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺑَﺸِّﺮْ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">: "Beşaret" tabiri; Cennet'in, Cenab-ı Hakk'ın fazl-ı kereminden bir hediye-i İlahiye olup, amelin ücreti mukabilinde vâcib bir hak olmadığına işarettir. Çünki hak ve ücretin verilmesi, beşaretle tabir edilemez. Buna binaen yapılan ibadet, Cennet için olmamalıdır. Tebşirin sîga-i emir kıyafetiyle zikri, tebliğin takdirine işarettir. Çünki Resul-ü Ekrem (A.S.M.) tebliğe memurdur, tebşire mükellef değildir. Takdir-i kelâm: "Müjdeleyerek tebliğ et" demektir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong>S-</strong> </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">Bu sıla ve mevsule tabiri, ism-i fâil sîgası olan </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻟْﻤُﺆْﻣِﻨِﻴﻦَ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">den daha uzun olduğu halde neye işarettir?</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"><strong>C-</strong> Surenin başında, tafsilen zikredilen </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻟَّﺬِﻳﻦَ ﻳُﺆْﻣِﻨُﻮﻥَ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">ilââhir olan sıla ve mevsule işarettir ki; orada yapılan tafsil, burada yapılan icmale beyan olsun.</span></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 567791, member: 1040028"] [COLOR=#000000][FONT=arial][SIZE=3][I][B]S- [/B]Bu âlemde lezzet, elemin def'inden hasıl olur. Halbuki âhirette elem yoktur? [/I][/SIZE][/FONT][/COLOR][SIZE=3][COLOR=#000000][I] [FONT=arial][B]C-[/B] Elemin def'i, lezzetin sebeblerinden biridir. Yoksa lezzet, ona münhasır değildir. Ve keza âlem-i ebedînin bu âleme benzetilmesi, kıyas-ı maalfârıktır. Yani, aralarında çok farklar bulunduğundan, birbirine benzemez. Cennet ile Horhor Bahçesinin [/FONT][COLOR=#008000][FONT=arial]{(Haşiye): Horhor, Van'da müellifin medresesinin adıdır.} [/FONT][/COLOR][FONT=arial]arasında ne nisbet varsa, Cennet'in lezzetleriyle dünyanın lezzetleri arasında da aynı o nisbet vardır. Cennet'in Horhor Bahçesinden dereceleri ne kadar çok yüksek ise, uhrevî lezzetler de dünya lezzetlerine göre öyledir. Her iki âlem arasında bu büyük tefavüte, İbn-i Abbas [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻟَﻴْﺲَ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺠَﻨَّﺔِ ﺍِﻟﺎَّ ﺍَﺳْﻤَٓﺎﺋُﻬَﺎ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]cümlesiyle işaret etmiştir. Yani "Cennet'te, dünya meyvelerinin yalnız isimleri vardır." Yani isimleri birdir, fakat lezzetleri ayrıdır. [/FONT] [FONT=arial]Cennet'te lezzetin devamı mes'elesi ise: Evet lezzetin hakikî lezzet olması, zeval görmeyip devam etmesindendir. Zira elemin zevali lezzet olduğu gibi, lezzetin zevali de elemdir; hattâ zevalinin tasavvuru bile elemdir. Evet bütün mecazî âşıkların enînleri, bağırıp çağırmaları, bu kısım elemdendir ve bütün divanlarıyla yaptıkları ağlamalar, vaveylâlar, hep mahbubların firak ve zevallerinin tasavvurundan neş'et eden elemdendir. Evet pek çok muvakkat lezzetler var ki, zevalleri daimî elemleri intac ettiği gibi; çok elemlerin zevali de, leziz lezzetlere bâis olur. Lezzet ve nimet ise, devam etmek şartıyla lezzet ve nimet sayılabilir. [/FONT] [FONT=arial][U]Hülâsa[/U]: İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakikî lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umûr-u ebediyededir. [/FONT] [FONT=arial]Bu âyetin cümleleri arasındaki rabıtaları gördük. [B]Şimdi cümlelerinin işgal ettikleri yerler ile münasebetlerine bakacağız: [/B][/FONT] [FONT=arial]Evet [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﺑَﺸِّﺮِ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤَﺎﺕِ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]bu cümlenin, bu mevki ile münasebeti: Evet Cenab-ı Hak ibadeti teklif etti ve nübüvveti isbat etti ve Peygamberimiz'i (A.S.M.) tebliğ-i umûra memur yaptı ve dünyevî bazı lezzetlere cevaz vermeyen ve meşakkatleri tazammun eden ibadete mü'minlerin imtisallerini temin etmek için, mü'minlere va'd buyurulan tebşirleri tebliğ etmeyi Resul-ü Ekrem'e (A.S.M.) emretti. Çünki o Hazret (A.S.M.) inzar ve tahvife (korkutma) memur olduğu gibi; Allah'ın rızasını, lütfunu, kurbiyetini ve saadet-i ebediye gibi tebşiratını da tebliğe memurdur. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺍَﻥَّ ﻟَﻬُﻢْ ﺟَﻨَّﺎﺕٍ ﺗَﺠْﺮِﻯ[/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial] : İnsanın ihtiyacat-ı zaruriyesi içinde en evvel lâzım olan, mekân ve meskendir. Mekânın en güzeli, nebatat ve eşcara müştemil olan yerlerdir; ve en latifi, nebatları arasında suların mecrası olan bahçelerdir; ve en kâmil kısmı, ağaçlarının arasında akan nehirlerinin çoklukla bulunmasıdır. Kur'an-ı Kerim bu kısma [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺗَﺠْﺮِﻯ ﻣِﻦْ ﺗَﺤْﺘِﻬَﺎ ﺍﻟْﺎَﻧْﻬَﺎﺭُ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]cümlesiyle işaret etmiştir. [/FONT] [FONT=arial]Meskenden sonra insanın en fazla muhtaç olduğu; cismanî lezzetlerden yiyecek, içecektir. Bu kısma da, [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻧَﻬْﺮ، ﺟَﻨّﺔ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]kelimeleriyle işaret edilmiştir. Sonra rızkın en ekmeli, me'luf olan kısımdır ki, derece-i kıymeti bilinsin. Meyvelerin lezzeti, teceddüd ve tebeddülündedir. Lezzetin en safisi, hazır ve yakın olanıdır ve en lezizi, amelinin ücreti olduğunu bilmektir. Kur'an-ı Kerim bu kısma da [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻛُﻠَّﻤَﺎ ﺭُﺯِﻗُﻮﺍ ﻣِﻨْﻬَﺎ ﻣِﻦْ ﺛَﻤَﺮَﺓٍ ﺭِﺯْﻗًﺎ ﻗَﺎﻟُﻮﺍ ﻫَﺬَﺍ ﺍﻟَّﺬِﻯ ﺭُﺯِﻗْﻨَﺎ ﻣِﻦْ ﻗَﺒْﻞُ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]cümlesiyle işaret etmiştir. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻣِﻦْ ﻗَﺒْﻞُ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]: Yani "Bundan önce yediğimiz meyvelerdir veya dünyada yediğimiz meyvelerdir." Çünki Cennet'in meyveleri birbirine benzediği gibi, dünya meyvelerine de zahiren benzerler. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﺍُﺗُﻮﺍ ﺑِﻪِ ﻣُﺘَﺸَﺎﺑِﻬًﺎ[/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial] : Yani rızıkları birbirine müteşabih olarak getirilir. Hadîste de vârid olduğuna göre, Cennet'in meyveleri renkçe birdir; amma tatları, taamları bir değildir. Bu cümlede meçhul sîgasıyla zikredilen ﺍُﺗُﻮﺍ kelimesinden anlaşıldığı gibi, rızkın insana götürülmesi, büyük bir şeref ve keramete delalet ettiğinden, büyük bir lezzeti intac ediyor. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﻟَﻬُﻢْ ﻓِﻴﻬَٓﺎ ﺍَﺯْﻭَﺍﺝٌ ﻣُﻄَﻬَّﺮَﺓٌ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]: Mesken ve me'kelden sonra insanın en ziyade muhtaç olduğu, eşidir. Bu ihtiyacının Cennet'te temin edilmiş olduğuna, bu cümle ile işaret edilmiştir. Evet insan bir refikaya veya bir refike muhtaçtır ki, tarafeyn aralarında, hayatlarına lâzım olan şeyleri muavenet suretiyle yapabilsinler ve rahmetten neş'et eden muhabbet iktizasıyla, yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah u sürura tebdil edebilsinler. Zâten dünyada insanların tam ünsiyeti, ancak refikasıyla olur. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﻫُﻢْ ﻓِﻴﻬَﺎ ﺧَﺎﻟِﺪُﻭﻥَ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]: İnsan bir nimete veya bir lezzete mazhar olduğu zaman, en evvel fikrini bozan, vesvese veren; o nimetin veya o lezzetin devam edip etmeyeceği düşüncesidir. Bu vesveseli düşünceye mahal kalmamak üzere, Kur'an-ı Kerim bu cümle ile onların ezvacıyla, lezaiziyle beraber Cennet'te aleddevam kalacaklarını tebşir etmekle, o kederli düşünceden kurtarmıştır. [/FONT] [FONT=arial][B]Bu âyetteki cümlelerin sadeflerinde bulunan cevherleri göstereceğiz:[/B] [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﺑَﺸِّﺮِ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ ﺍﻟﺼَّﺎﻟِﺤَﺎﺕِ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]cümlesinin başında bulunan ﻭ harf-i atftır. Atfın her iki tarafı arasında münasebet lâzımdır. Halbuki burada tebşir ile mâkabli arasında münasebet görünmüyor. Ancak mâkablinde inzar vardır. Öyle ise bu tebşir, o mâkablinden tereşşuh eden inzara atftır. [/FONT] [/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺑَﺸِّﺮْ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]: "Beşaret" tabiri; Cennet'in, Cenab-ı Hakk'ın fazl-ı kereminden bir hediye-i İlahiye olup, amelin ücreti mukabilinde vâcib bir hak olmadığına işarettir. Çünki hak ve ücretin verilmesi, beşaretle tabir edilemez. Buna binaen yapılan ibadet, Cennet için olmamalıdır. Tebşirin sîga-i emir kıyafetiyle zikri, tebliğin takdirine işarettir. Çünki Resul-ü Ekrem (A.S.M.) tebliğe memurdur, tebşire mükellef değildir. Takdir-i kelâm: "Müjdeleyerek tebliğ et" demektir. [/FONT] [FONT=arial][B]S-[/B] [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺍَﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍَﻣَﻨُﻮﺍ ﻭَ ﻋَﻤِﻠُﻮﺍ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]Bu sıla ve mevsule tabiri, ism-i fâil sîgası olan [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺍَﻟْﻤُﺆْﻣِﻨِﻴﻦَ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]den daha uzun olduğu halde neye işarettir? [/FONT] [FONT=arial][B]C-[/B] Surenin başında, tafsilen zikredilen [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺍَﻟَّﺬِﻳﻦَ ﻳُﺆْﻣِﻨُﻮﻥَ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]ilââhir olan sıla ve mevsule işarettir ki; orada yapılan tafsil, burada yapılan icmale beyan olsun.[/FONT][/I][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
İşaratü'l İcâz
Işarat-ül İ'caz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst