Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
İşaratü'l İcâz
İşaratü'l-İcâz 7. Ders - Kötülükler ve Çirkinlikler Neden Yaratıldı ?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 407987" data-attributes="member: 27"><p>[NOT]Ve hakaik-i nisbiyeden kâinatın envaına bir vücud-u vâhid in’ikâs etmiştir.[/NOT]</p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]Madem bu karışık mevcudat dâr-ı fâniden dâr-ı bekàya akıp gidiyor. Elbette, nasıl ki hayır, lezzet, ışık, güzellik, iman gibi şeyler Cennete akar; öyle de, şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler Cehenneme yağar. Ve bu mütemadiyen çalkanan kâinatın selleri o iki havza girer, durur.</p><p></p><p></p><p>Şualar[/TAVSIYE]</p><p></p><p>[TAVSIYE]</p><p>Evet, bu kâinatta </p><p></p><p><strong>hayır-şer, </strong></p><p><strong>lezzet-elem, </strong></p><p><strong>ziya-zulmet, </strong></p><p><strong>hararet-bürudet, </strong></p><p><strong>güzellik-çirkinlik, </strong></p><p><strong>hidayet-dalâlet </strong></p><p></p><p>birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. </p><p></p><p>Çünkü şer olmazsa hayır bilinmez. </p><p>Elem olmazsa lezzet anlaşılmaz. </p><p>Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz. </p><p>Soğukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder. </p><p>Çirkinlikle, hüsnün tek bir hakikati, bin hakikat ve binler çeşit hüsün mertebeleri vücut bulur.</p><p> Cehennemsiz, Cennetin pek çok lezzetleri gizli kalır.</p><p></p><p> Bunlara kıyasen, herşey, bir cihette zıddıyla bilinebilir. Ve birtek hakikatı, sümbül verip çok hakikatler olur.</p><p></p><p></p><p><strong>Şualar</strong>[/TAVSIYE]</p><p></p><p></p><p>Hakaik-i Nisbiye ile ilgili bu kısımlardan ve daha önceki bölümlerden anladığıma göre, hakikatte bütün nisbi olan şeyler, aslında tek bir hakikati netice veriyor. Yani Allah'ın Zatını ve Esmaü'l Hüsnasını..</p><p></p><p>Mesela acz nisbi bir hakikattir. Varlığı yoktur. Biz bu acz sayesinde, sonsuz bir kudrete iltica ediyoruz.. Allah'ın hakikat-ı sabite olan (sabit hakikat) Kadir ismi, nisbi bir hakikat olan bizdeki aczle tezahür ediyor, öyle anlayabiliyoruz. Aczimi olmasaydı anlayamayacaktık. Bizdeki fakr hali yine Allah'ın Ganiyy ismini ortaya çıkarıyor. Bizdeki nisbi ilim Allah'ın hakiki ilmini ortaya çıkarıyor. Onu anlamak için verilmiş. Bizdeki duyma, görme, irade etme gibi sıfatlarda nisbidir. Varlığı, vücud-u haricisi yoktur.</p><p></p><p>Mesnevi-i Nuriye de bu hakikat şu şekilde ifade ediliyor..</p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]Evet, Cenâb-ı Hak insana bir benlik, bir nevi hürriyet vermiştir ki, Cenâb-ı Hakkın rububiyetine ait evsafı bilmek için mevhum, farazî bir vahid-i kıyasî yapsın.</p><p></p><p>Mahiyet-i beşerde pek ince bir ip, insanın vücudunda şuurlu bir kıl, şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında olan ene’nin iki vechi vardır. biri hayra bakar. Bu vecihle yalnız kabil-i feyizdir, fâil değildir. Diğer veçhi ise şerre bakar. Bu vecihle kendisini fâil bilir.</p><p></p><p>Ene’nin mâhiyeti mevhûmedir. Rububiyeti hayalîdir. Vücudu birşeye hâmil olamaz. Ancak mizânülhararet gibi, Vâcibü’l-Vücudun rububiyetine âit sıfât-ı mutlaka-i muhitayı bilmek için bir mizan vazifesini görüyor.[/TAVSIYE]</p><p></p><p></p><p>Netice olarak sağ-sol, hayır-şer, şeytan,nefis-vicdan, nur-nar, iman-küfür, hidayet-dalalet hepsi nisbi hakikatlerdir. Vücudu haricileri yoktur. </p><p></p><p>Ancak bu hakikatler nisbi de olsalar bir sabit bir hakikati netice veriyor. </p><p></p><p>Sağ el sol el ikisi de nisbi, sağ elle yemek sünnet olduğundan, ahirette Allahın Cemali isimlerinin tecellisine vesile oluyor. İman ve küfür nisbi hakikatler. Ahirette Allahın Celali ve Cemali isimlerinin tecellilerini netice veriyor. İmanın mertebeleri dünyada nisbi bir hakikat iken ahirette gerçek bir vücudu oluyor. Bunlar gibi daha çok misaller verilebilir...</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 407987, member: 27"] [NOT]Ve hakaik-i nisbiyeden kâinatın envaına bir vücud-u vâhid in’ikâs etmiştir.[/NOT] [TAVSIYE]Madem bu karışık mevcudat dâr-ı fâniden dâr-ı bekàya akıp gidiyor. Elbette, nasıl ki hayır, lezzet, ışık, güzellik, iman gibi şeyler Cennete akar; öyle de, şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler Cehenneme yağar. Ve bu mütemadiyen çalkanan kâinatın selleri o iki havza girer, durur. Şualar[/TAVSIYE] [TAVSIYE] Evet, bu kâinatta [B]hayır-şer, lezzet-elem, ziya-zulmet, hararet-bürudet, güzellik-çirkinlik, hidayet-dalâlet [/B] birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Çünkü şer olmazsa hayır bilinmez. Elem olmazsa lezzet anlaşılmaz. Zulmetsiz ziya, ehemmiyeti olmaz. Soğukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder. Çirkinlikle, hüsnün tek bir hakikati, bin hakikat ve binler çeşit hüsün mertebeleri vücut bulur. Cehennemsiz, Cennetin pek çok lezzetleri gizli kalır. Bunlara kıyasen, herşey, bir cihette zıddıyla bilinebilir. Ve birtek hakikatı, sümbül verip çok hakikatler olur. [B]Şualar[/B][/TAVSIYE] Hakaik-i Nisbiye ile ilgili bu kısımlardan ve daha önceki bölümlerden anladığıma göre, hakikatte bütün nisbi olan şeyler, aslında tek bir hakikati netice veriyor. Yani Allah'ın Zatını ve Esmaü'l Hüsnasını.. Mesela acz nisbi bir hakikattir. Varlığı yoktur. Biz bu acz sayesinde, sonsuz bir kudrete iltica ediyoruz.. Allah'ın hakikat-ı sabite olan (sabit hakikat) Kadir ismi, nisbi bir hakikat olan bizdeki aczle tezahür ediyor, öyle anlayabiliyoruz. Aczimi olmasaydı anlayamayacaktık. Bizdeki fakr hali yine Allah'ın Ganiyy ismini ortaya çıkarıyor. Bizdeki nisbi ilim Allah'ın hakiki ilmini ortaya çıkarıyor. Onu anlamak için verilmiş. Bizdeki duyma, görme, irade etme gibi sıfatlarda nisbidir. Varlığı, vücud-u haricisi yoktur. Mesnevi-i Nuriye de bu hakikat şu şekilde ifade ediliyor.. [TAVSIYE]Evet, Cenâb-ı Hak insana bir benlik, bir nevi hürriyet vermiştir ki, Cenâb-ı Hakkın rububiyetine ait evsafı bilmek için mevhum, farazî bir vahid-i kıyasî yapsın. Mahiyet-i beşerde pek ince bir ip, insanın vücudunda şuurlu bir kıl, şahsın kitabında bir elif kıymetinde ve miktarında olan ene’nin iki vechi vardır. biri hayra bakar. Bu vecihle yalnız kabil-i feyizdir, fâil değildir. Diğer veçhi ise şerre bakar. Bu vecihle kendisini fâil bilir. Ene’nin mâhiyeti mevhûmedir. Rububiyeti hayalîdir. Vücudu birşeye hâmil olamaz. Ancak mizânülhararet gibi, Vâcibü’l-Vücudun rububiyetine âit sıfât-ı mutlaka-i muhitayı bilmek için bir mizan vazifesini görüyor.[/TAVSIYE] Netice olarak sağ-sol, hayır-şer, şeytan,nefis-vicdan, nur-nar, iman-küfür, hidayet-dalalet hepsi nisbi hakikatlerdir. Vücudu haricileri yoktur. Ancak bu hakikatler nisbi de olsalar bir sabit bir hakikati netice veriyor. Sağ el sol el ikisi de nisbi, sağ elle yemek sünnet olduğundan, ahirette Allahın Cemali isimlerinin tecellisine vesile oluyor. İman ve küfür nisbi hakikatler. Ahirette Allahın Celali ve Cemali isimlerinin tecellilerini netice veriyor. İmanın mertebeleri dünyada nisbi bir hakikat iken ahirette gerçek bir vücudu oluyor. Bunlar gibi daha çok misaller verilebilir... [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
İşaratü'l İcâz
İşaratü'l-İcâz 7. Ders - Kötülükler ve Çirkinlikler Neden Yaratıldı ?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst