paylasayim dedim
İslâm'da nikâh ve de yüzük(!)
Ahmed Bâki
Çoğu uzun yıllar önce yayınlanmış kitaplarımızda ve de sitemizde yeralan açıklamaların, kaynak belirtilmeden de olsa değişik platformlarda gündeme getirildiğine sıkça rastlıyoruz... Sayfalarımızda vurguladığımız gibi, isteyen bu bilgileri dilediği yoldan çevresiyle paylaşabilir elbette; önemli olan, bu gerçeklerin anlaşılması ve bilinmesi...
Son zamanlarda medyada yeralan ve internette de dolaşan İslâm'da dini nikâh olmadığı yolundaki haberlerin de sitemizdeki Okyanus Ötesinden isimli kitaptaki açıklamaların hatırlanması niteliğinde olduğunu görmekteyiz. Bu konuda, Ahmed Hulûsi yıllar önce şunları yazmıştı:
"Kur’ân'da, Kitab'ın bir kısmını okumanın yetersiz olduğuna işaret eden uyarılar vardır... Eğer Kitab’ın tamamını okuyamazsanız, konu hakkında yanlış kanaatlere varırsınız!..
Sistem, tümüyle bir kitaptır!..
İçinde yaşadığınız sistemin yalnızca köyünüzden bahseden sayfalarını okursanız, yarın başka toplum içine girdiğinizde "ALLAH"ı inkâr noktasına gelir ve artık hayâlinizde yarattığınız "TANRI"nızla başbaşa kalırsınız...
devamı...
Sizin köyünüzün kuralları, örf âdetleri kitabın bir paragrafı olduğu gibi, diğer sayfalarda da çok daha başka konular işlenmiştir YAZAN tarafından!..
Sizin köyünüzde "İMAM" nikâhı vardır, diğer köyde "sütçü" nikâhı!..
Allah Rasûlü’nün nikâhını kim kıymıştı?
“İmam” kime denir, ne anlama gelir; bunu biliyor musunuz?
Önemli olan imamın ya da sütçünün nikâh kıyması değildir!..
Önemli olan nikâh "kavramı"dır!..
Bu da iki kişinin bir gecelik zevk için değil, uzun süreli birbirinin maddi - mânevi sorumluluğunu üstlenmesidir... Bu konuda iki şâhit huzurunda, kişilerin itirafı nikâh akdidir... Kur’an’daki nikâh kavramı budur!.. Bunun içinde imama ya da sütçüye ihtiyaç yoktur!..
Kur’ân’da anlatılmak istenenleri çok iyi anlamak gerek...
Yoksa bugünkü taklidî uygulamanın batağında boğulur insan!..
Kur’ân’ın nikâh kavramı ile, toplumsal örfün nikâh kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir...
Sistemi okuyun!...
“Allah adıyla işaret edilen” için senin ne ibadetin bir anlam taşır, ne imanın, ne de nikahın!..
Öyle ise bu konuyu, şartlanmalardan öte, gerçekçi şekilde bir düşünün bakalım!.."
...
Sistemin insana verdiği üst görev, bedeni benlenmemesi ve yalnızca beden çıkarları için yaşamamasıdır...
Soru: "Neden iki şâhit , Sistem şahit olmuyor mu Üstadım?"
Cevap: "Anlaşmazlıkta niye mahkemeye gidiliyor; sistem yetmiyor mu? İnsanlar ne kadar olsa unutkandır... Bir kısım konularda bunun önüne geçmek için asgari iki şâhit önerilmiştir..."
SitemizdeMuhammed Mustafa isimli kitaptan okuyabileceğiniz Nikâh Merasimi konusunda ise şu açıklamalar verilmiştir:
"Bugün birçok Müslüman aile, erkekler ve kadınlar, bilmeyerek veya bilerek, kanuni hiç bir mecburiyeti olmadığı halde, sırf etrafa uymak gayesiyle, nişan yüzüğü, yahut da nikâh halkası adı altında bir altın yüzük takmaktadırlar.
Gene bazı aileler de, İslâm’da altının erkeğe haram olmasını ileri sürerek, bu yüzüğü gümüşten yaptırıp öylece takmaktadırlar.
Halbuki...
İslâm Dini’nde YÜZÜK TAKMAK diye bir âdet yoktur nikâh bahsinde! Nikâh yüzüğü takma adedi biz Müslümanlara tamamen Hıristiyanlardan geçmiştir. Yâni biz Müslümanların bugün tatbik edegeldiği bu adet tamamen bir Hıristiyan âdetidir.
Hıristiyanlar, gelin olacak kıza beyaz gelinlik giydirirler ve kiliseye götürürler.. Kilisede papaz onların nikâhlarının kıyıldığını ilân eder, dua eder ve bundan sonra da, "daima bir arada yaşamaları" temennisiyle gelinin ve damadın parmağına birer alyans denen nikâh yüzüğünü geçirir.
İşte kilisede takılan bu nikâh yüzüğü ile kadın ve erkek sözde birbirine tamamen bağlanmış olurlar ve artık bu nikâhları ölene kadar devam eder. Hatırlanacağı üzere onlarda boşanma müessesi yoktur.
Ancak daha evvelce de belirttiğimiz gibi, Efendimiz bizim bugün tamamen uydurduğumuz bu halleri 1400 sene evvel işaret etmiş ve demiştir ki:
"Sizler de, sizden evvelkilerin yapmış olduklarını yapacak, hattâ keler deliğine bile girseler onları takip etmek isteyeceksiniz." Sorarlar:
"Kimdir o bizden evvelkiler ya Rasûlullah?.. Hıristiyanlar ile Yahudiler mi?.."
Efendimiz aleyhisselâm cevap buyurur:
"Elbette ya, başka kimler olacak!.."
İşte bu hadiste de görüldüğü üzere, biz bugün tamamen Hıristiyan âdetlerini benimsemiş ve erkeğin kadına olan sadâkatini, kadının erkeğe olan bağlılığını bir yuvarlak maden parçasına bağlamışız..
İşte bu sebeple deriz ki, İslâm Dini’nde, nikâhta yüzük takmak diye bir adet yoktur.
Bu bir kilise âdetidir..."