Kýrýk Testi
Well-known member
İstanbul Üniversitesinin tarihi, bazı kaynaklara göre İstanbul’un fethinin hemen ertesi günü 30 Mayıs 1453’te Ayasofya ve Zeyrek’te başlatılan ilmî toplantılara kadar dayanır. Bazı kaynaklarda Fatih Külliyesinin açıldığı tarihin 1470 yılı olduğu ifade edilir.
Yükselme ve Genişleme Dönemlerinde kurulan Beyazıt, Yavuz ve Kanunî Süleyman Medreseleri dönemlerinin hukuk, edebiyat, ilâhiyat ve tabiî ilimler okutulan birer görkemli üniversitesi sayılıyordu. Duraklama ve Gerileme Dönemlerinde ise, tıpkı Osmanlı Devleti gibi, bu ilim yuvalarında da duraklama ve gerileme dönemi yaşandı.
Islahat ve Tanzimat’ın batılılaşma hareketi eğitim kurumlarına da yansıdı. Bilgisizlik ve cehalet her alanda geri kalmanın sebebi olarak ortaya konuldu ve “ilerleme ancak ilim ile gerçekleşebilir” ilkesiyle 23 Temmuz 1846’da Darülfünûn kurulması fermanı uygulamaya konuldu.
20 Şubat 1870’de, bu kez “Darülfünûn-u Osmanî” adıyla modern ilim anlayışına ve düzeyine ulaşmak beklentisi içinde üniversite ikinci kez açıldı. Ancak, öğretim kadrosunun ve kitap yetersizliğinin yanı sıra, verilen bir konferanstan duyulan hoşnutsuzluk sebebiyle 1872’de bu teşebbüs sona erdi.
Üçüncü dönem 1874’de, Galatasaray binasında edebiyat, hukuk ve fen bölümlerinden meydana gelen Darülfünûn-u Sultanî’nin açılmasıyla başladı. Derslerin Türkçe ve Fransızca okutulduğu bu kurum üç dönem mezun verdikten sonra 20 yıl süreyle kapalı kaldı.
İkinci Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılında, 1 Eylül 1900 tarihinde din, matematik ve edebiyat bölümlerinden oluşan dördüncü darülfünun, “Darülfünûn-u Şahane” adıyla açıldı.
Nihayet, Meşrutiyetin ilânından sonra Hukuk, Tıp, Fen, Edebiyat ve İlâhiyat bölümlerinden meydana gelen İstanbul Darülfünûnu 20 Nisan 1912’de kuruldu.
İstanbul Üniversitesinin Cumhuriyet döneminde yaşadığı ilk gelişme 21 Nisan 1924 tarihli ve 493 sayılı kanunla İstanbul Darülfünûnunun tüzel kişiliğini tanınmasıyla gerçekleşti. 7 Ekim 1925’de kurumun ilmî ve idarî özerkliği kabul edildi.
Ancak 4 Mart 1924 tarihli yasayla İstanbul Darülfünûnu, “köklü bir değişim ve atılımda bulunma” gerekçesiyle kapatıldı. 29 Mayıs 1932’de hükümete sunulan rapor esas alınarak 1933’de çıkarılan 2252 sayılı yasayla TBMM, Darülfünûnu ve ona bağlı bütün kurumları kadro ve örgütüyle lağvedip Milli Eğitim Bakanlığının İstanbul’da yeni bir üniversite kurmasını kabul etti. İstanbul Üniversitesi 1 Ağustos 1933 tarihinde yeni bir kadro ve yapıyla açıldı.
Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarıyla bağlantılı olarak 1 Kasım 1933’de İstanbul Üniversitesi “ilk ve tek” üniversite olarak eğitime başladı.
Bugün İstanbul Üniversitesi, 6 Kasım 1981 tarihli 2547 sayılı yasa hükümlerine tabi olarak çalışmaktadır.
Yükselme ve Genişleme Dönemlerinde kurulan Beyazıt, Yavuz ve Kanunî Süleyman Medreseleri dönemlerinin hukuk, edebiyat, ilâhiyat ve tabiî ilimler okutulan birer görkemli üniversitesi sayılıyordu. Duraklama ve Gerileme Dönemlerinde ise, tıpkı Osmanlı Devleti gibi, bu ilim yuvalarında da duraklama ve gerileme dönemi yaşandı.
Islahat ve Tanzimat’ın batılılaşma hareketi eğitim kurumlarına da yansıdı. Bilgisizlik ve cehalet her alanda geri kalmanın sebebi olarak ortaya konuldu ve “ilerleme ancak ilim ile gerçekleşebilir” ilkesiyle 23 Temmuz 1846’da Darülfünûn kurulması fermanı uygulamaya konuldu.
20 Şubat 1870’de, bu kez “Darülfünûn-u Osmanî” adıyla modern ilim anlayışına ve düzeyine ulaşmak beklentisi içinde üniversite ikinci kez açıldı. Ancak, öğretim kadrosunun ve kitap yetersizliğinin yanı sıra, verilen bir konferanstan duyulan hoşnutsuzluk sebebiyle 1872’de bu teşebbüs sona erdi.
Üçüncü dönem 1874’de, Galatasaray binasında edebiyat, hukuk ve fen bölümlerinden meydana gelen Darülfünûn-u Sultanî’nin açılmasıyla başladı. Derslerin Türkçe ve Fransızca okutulduğu bu kurum üç dönem mezun verdikten sonra 20 yıl süreyle kapalı kaldı.
İkinci Abdülhamid’in tahta çıkışının 25. yılında, 1 Eylül 1900 tarihinde din, matematik ve edebiyat bölümlerinden oluşan dördüncü darülfünun, “Darülfünûn-u Şahane” adıyla açıldı.
Nihayet, Meşrutiyetin ilânından sonra Hukuk, Tıp, Fen, Edebiyat ve İlâhiyat bölümlerinden meydana gelen İstanbul Darülfünûnu 20 Nisan 1912’de kuruldu.
İstanbul Üniversitesinin Cumhuriyet döneminde yaşadığı ilk gelişme 21 Nisan 1924 tarihli ve 493 sayılı kanunla İstanbul Darülfünûnunun tüzel kişiliğini tanınmasıyla gerçekleşti. 7 Ekim 1925’de kurumun ilmî ve idarî özerkliği kabul edildi.
Ancak 4 Mart 1924 tarihli yasayla İstanbul Darülfünûnu, “köklü bir değişim ve atılımda bulunma” gerekçesiyle kapatıldı. 29 Mayıs 1932’de hükümete sunulan rapor esas alınarak 1933’de çıkarılan 2252 sayılı yasayla TBMM, Darülfünûnu ve ona bağlı bütün kurumları kadro ve örgütüyle lağvedip Milli Eğitim Bakanlığının İstanbul’da yeni bir üniversite kurmasını kabul etti. İstanbul Üniversitesi 1 Ağustos 1933 tarihinde yeni bir kadro ve yapıyla açıldı.
Cumhuriyetin 10. yılı kutlamalarıyla bağlantılı olarak 1 Kasım 1933’de İstanbul Üniversitesi “ilk ve tek” üniversite olarak eğitime başladı.
Bugün İstanbul Üniversitesi, 6 Kasım 1981 tarihli 2547 sayılı yasa hükümlerine tabi olarak çalışmaktadır.