Konuya cevap cer

b. Rasûlüllah’a İtaat İmanın Gereği

 

Dinimizde sünnetin ehemmiyeti çok büyüktür ve bu hiç şek ve şüphe kabul etmez, münakaşa götürmez bir açıklıkla ortadadır. Pek çok ayet-i kerime var; her bakımdan Rasûlüllah SAS Efendimiz’e ittibâ etmemizi, uymamızı bize kuvvetli bir şekilde emrediyor. Onlardan birkaç tanesini nümûne olmak üzere zikretmek isterim. Çok açık kısa bir ifade ile meselâ:

 

 

اطيعوا الله واطيعوا الرسول (النساء:٥٩)


(Etîullàhe ve etîur-rasûl) “ALLAH’a itaat ediniz ve onun gönderdiği peygamberi olan, elçisi olan Rasûlüllah’a itaat ediniz!” (Nisâ: 59)

Sonra:

 

 

وما كان لمؤمنٍ ولا مؤمنةٍ اذا قضى الله ورسوله امرًا


ان يكون لهم الخيرة من امرهم (الاحزاب:٣٦)


(Ve mâ kâne limü’minin velâ mü’minetin izâ kadallàhu ve rasûlühû emran en yekûne lehümül-hıyeratü min emrihim) “ ALLAH ve Rasûlü bir mü’min erkeğe veya hanıma, şunu şöyle yap, bunu böyle yapman lâzım gelir diye bir hükmü hükmettiği zaman...” Tabii ALLAH’ın hükmü vahiy indirmek sûretiyledir, Peygamber SAS Efendimiz’in hükmü de o kişi hakkında, o olay üzerinde onun hakemliği iledir, ona karar vermesi iledir.

“Bir mü’min erkek veya hanım için, böyle kendisi hakkında bir hüküm, ALLAH ve Rasûlüllah tarafından açıkça beyan edildiği zaman, artık kendisinin bir seçme hakkı, tercih hakkı veya yapıp yapmama durumu bahis konusu olamaz.” Yâni ne olacak? O işi Rasûlüllah’ın emrettiği şekilde yapması lâzımdır. Yapmadığı takdirde günahkâr olur.

 

Bu sadece Peygamber SAS Efendimiz hakkında özel bir durum değildir. Buyruluyor ki:

 

 

وما ارسلنا من رسولٍ الا ليطاع باذن الله


(النساء:٦٤)


(Vemâ erselnâ min rasûlin illâ liyutàa biiznillâh) “Biz hiç bir peygamberi başka bir maksatla göndermedik, ancak kendisine itaat edilsin diye gönderdik.” (Nisâ: 64) Peygamberler boşuna gönderilmiş, sözüne, hükmüne, emrine itibar edilmeyen kimseler değildir. Peygamberler itaat edilsin diye gönderilmiş kişilerdir. Bütün peygamberler böyledir. Bütün peygamberler hangi ümmete gelmişse, hangi insanların peygamberiyse, onların ona itaat etmesi kanûn-i ilâhîdir.ALLAH ’ın emri böyledir.

 

 

فلا وربك لايؤمنون حتى يحكموك فيما شجر بينهم


ثم لايجدوا فى انفسهم حرجًا مما قضـيت ويسلمــوا


تسليمًا (النساء:٦٥)


(Felâ ve rabbike lâ yü’minûne hattâ yühakkimûke fîmâ şecera beynehüm sümme lâ yecidû fî enfüsihim haracen mimmâ kadayte ve yüsellimû teslîmâ.) “Hayır, iş sizin sandığınız gibi değil, sizin zihninizde tasavvur ettiğiniz gibi, düşündüğünüz gibi değil; insanlar, o mü’minim diyen kimseler, iman ettik deyip Rasûlüllah’ın etrafında toplanan insanlar gerçekten iman etmiş olmazlar, (hattâ yühakkimûke fîmâ şecera beynehüm) ey Rasûlüm seni aralarındaki ihtilâflı konularda hakem kabul etmedikçe... Yâni, “Rasûlüllah’a gidelim, ne derse âmennâ ve saddaknâ, kabul edelim!” demedikçe, böyle bir teslimiyet içinde olmadıkça; (sümme lâ yecidû fî enfüsihim haracen mimmâ kadayte) senin verdiğin hükümde de, içlerinde bir eziklik, bir kabul etmeme duygusu, bir hoşnutsuzluk da olmamak şartıyla, böyle bir teslimiyetle teslim olmadıkça gerçek bir mü’min olmuş olmazlar.” deniliyor bu ayet-i kerimede... (Nisâ: 65)

 

Demek ki Rasûlüllah ne derse, hem kabul edecekler, hem de içlerinde bir itiraz duygusu bile tahakkuk etmeyecek. “Tamam! Mâdem Rasûlüllah böyle emretmiş, öyle olsun!” diyecekler, lehlerine de olsa, aleyhlerine de olsa, öyle yapacaklar.

Bunun mükâfâtı nedir:

 

 

ومن يطع الله والرسول فاولئك مع الذين انعم الله عليهم


من النبيين والصديقين والشهداء والصالحين، وحسن


اولئك رفيقًا (النساء:٦٩)


(Ve men yutıillâhe ver-rasûle feülâike meallezîne en’amellàhu aleyhim minen-nebiyyîne ves-sıddîkîne veş-şühedâi ves-sàlihîn, ve hasüne ülâike refîkà.) “Kim ALLAH’a itaat ederse ve Rasûlüllah’a itaat ederse; işte bu itaat eden kimseler, kendilerine ALLAH’ın lütfettiği, ikram ettiği, ihsân eylediği kimselerin yanında olacaklardır.” ALLAH’ın in’am ettiği kimseleri de sıralıyor ayet-i kerime: (Minen nebiyyîne ves-sıddîkîne veş-şühedâi ves-sàlihîn) “Peygamberler, sıddîklar, şehidler ve salihler.” Yâni, “’ALLAH'a ve Rasûlüllah’a itaat eden kimseler, peygamberlerle beraber olacak, sıddîklarla beraber olacak, şehidlerle, salihlerle beraber olacaklar. Mükâfâtı bu kadar yüksek olacak.” (Nisâ: 69)


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst